Bab-ı Adi Tipine

BAB-I ADİ TİPİNE

Üstüme söverek gel, bayılırım; fakat sövmen bir fikir öfkesine, bir düşünce sinirine bağlı olsun…

Böyle gelebiliyor musun?
Sen, yalnız kendine oyuncak edindiğin mukavva Dünya içinde sahte gerçekler imal edip bunları insanlara yutturmaktan anlıyorsun!
Güvenle gel, biterim; öyle ki, hiçbir desteğin olmasa da güvenindeki heybet bana yeter?
Böyle gelebiliyor musun?

Sen yalnız, arslanın iki ayağı arasına sığınıp, faaliyetine engel gördüğü kediyi rapor eden sıçana benziyorsun!

Fikrin yok, hakikatin yok, bilgin yok, ihlâsın yok, güvenin yok; ve düşün, bunlardan tek tek pay almış olarak ne çapta ahlâkın yok!..

Böyle olunca, işte böyle perişan olur; ve kalemini vücudunda en uygun kılıfa sokup, suspus, oturursun!

Darısı Bâbıâli yokuşundan inip çıkarken bâb-ı âdi kulübesi sakinlerine mahsus bir eda takınanlara…

(22 Ocak 1962)

(Hücum Ve Polemik, Büyük Doğu Yayınları, 4. Baskı / s.195)

Share

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.