Muhiddin Arabî

MUHİDDİN (Arabî)

Meşhurların meşhurlarından… Hikmet ve fikirde eşsiz… Hicrî Yedinci Asır…

“Şeyh-i Ekber” diye yâdedilen büyük Velî…

“Vahdet-i Vücuda” inananların başı… Zahir ehlinden ve âlimlerinden çok kimse ona karşı gelmiş, tasavvuf ehlinden de az kimse onu yüksek bulmuştur.

Şu var ki, onu yükseltenler çok yükseltmiştir; sözlerini fevkalâde üstün görmüşler, makamını pek ulvî tutmuşlar ve kendisinden hesapsız keramet nakletmişlerdir.

Lâtif ve garip şiirleri, nadir ve acaip buluşları vardır. Eserleriyse misilsiz denecek kadar çoktur. Meselâ 500’den fazla eser…

Eserlerinin çoğu tasavvufa aittir. Bazıları da başka ilimler mevzuunda…

Muhiddin (Arabî), eserleri hakkında demiştir ki:

– Benim bu kitapları meydana getirmekten muradım, bir çokları gibi sadece eser telif etmek değil. Eserlerden büyük bir kısmının telifi için Hak tarafından emir aldım!..

Diyor ki:

– Ben Hızır’la buluştum, konuştum ve ondan edep öğrendim. Hızır’ı su üzerinde yürürken, mesafeleri tayyederken ve havada namaz kılarken gördüm.

Muhiddin (Arabî) Hazretlerine karşı duranların, hattâ onu küfürle suçlandırmaya kadar gidenlerin takıldığı eser “Fusus”dur.

Tefsirci:

– Öyle görülüyor ki, Muhiddin (Arabî)ye dil uzatanlar, ya taklit ve taassup, yahut da onun fikirlerini anlayamamak yüzünden böyle hareket etmişlerdir. “Fusus” ve “Fütuhat” daki hikmet, incelik ve fikir derinliği, bugüne kadar hiç bir eserde görülmemiştir. Şeyh Muhammed Pârisa “Fusus” için can, “Fütuhat” için de gönül derdi.

Bir şiirinden:

Alıntı:

Beni suçlu göreni
Ben suçlu göremiyorum.
Bana ihsan ve lûtfedici görüyorum…
O da benim kendisine sığınan
Olduğumu göremiyor.

Şeyh-i Ekber’in hazır bulunduğu bir meclis… İlim ve fikir taslayan birisi, Allah’ın nebilerini inkâr etmekte ve sadece felsefe, felsefe, felsefe deyip durmakta… Mevsim kıştır ve orta yerde büyük bir mangal yanmaktadır.

Nihayet bu nasipsiz, şöyle dedi:

– Avamdan insanlar Hazret-i İbrahim’in ateşe atıldığı ve yanmadığı kanaatindedir. Bu, muhaldir. Ateş, yakmaya kudretli olduğu her şeyi yakar ve kavurur. Bu hususta Kur’ân’la sabit olan hususları te’vil etmek lâzımdır. Ateşten maksat Nemrud’un öfkesi, yanmaktan murad, Hazret-i İbrahim’in delil ve hikmetle galip gelmesi olabilir!..

Bu adam sözünü bitirince Şeyhin şu sözleri söylediği duyuldu:

– Kendi kerametimi göstermek değil, sadece Hazret-i İbrahim’in mucizesi üzerindeki inkârı kaldırmak istiyorum!..

Ve Şeyh yerinden kalktığı gibi, ellerini koskoca mangaldaki harlı ateşin içine soktu. Ateşleri avuçladı, nasipsiz adamın eteğine boşalttı. Yuvalarından fırlamış gözlerle, herkes gördü ki, nasipsiz adamın kumaştan eteğini bile ateş yakmamaktadır. Şeyh ateşleri yine avuçlayıp mangala döktü ve nasipsiz adama hitap etti:

– Yaklaş mangala ve uzat ellerini!..

Adam elini bir parça uzattıktan sonra kalakaldı. Zira harlı ateş, elini fazla uzatmasına bile mâni olacak kuvvette bir hararet neşrediyordu.

Tefsirci:

– Muhiddin (Arabî) Hazretlerinin anlayışsızlar tarafından uluorta benimsenen meşhur “Vahdet-i Vücut” meselesi, bunların elinde küfre kadar götürülmüştür. Fakat bu halden o büyük velî münezzehtir. Muhiddin (Arabî)nin Allaha (Mutlak Vücut) deyişi kendisine bağlılık iddia eden nice insanda Hakkı tecrit yerine teşhise varan bir mâna almış, böylece küfür meydana gelmiştir. Bazıları da küfrü, Şeriatı korudukları zanniyle bizzat Şeyhe kadar götürmek istemişler, bunlar da büyük bir Velî ve müslümana küfür isnad etmiş olmakla küfre düşmüşlerdir. Edep yolu şudur: Büyüklerin Hak ve ibadet yolunda olanlarından şeriata aykırı bir söz çıkınca, evvelâ böyle bir sözün böyle bir büyükten gelemiyeceğine inanmak lâzımdır. Sonra böyle bir söze mutlaka bir tevil kapısı aramak şarttır. Eğer bu tevil bulunmazsa bu tevili yapabilme iktidarında bâtın kahramanlarının bulunduğunu düşünmelidir. Bu da olmazsa şeriata zıt sözlerin bazı büyüklerden ancak manevî sarhoşluğa düştükleri ve hiç bir aklî kıyasa sahip olmadıkları zaman çıkabileceğine itikat etmelidir.

Başka bir tefsirci:

– Şeyh-i Ekber haklarında en sağlam ve doğru görüş, İkinci Binin Yenileyicisi İmam-ı Rabbânî Hazretleri tarafından ortaya konulmuştur.

Diyor ki:

– Bir zamanlar geldi ki, beni benden aldılar ve üzerimden bir rüzgâr geçirdiler. İmamlık ediyor, cemaati idare ediyor, namazın bütün icaplarını yerine getiriyor ve ne yaptığımdan bile haberdar bulunmuyordum. Kendime geldikten sonra bende gördüklerini bana haber verdiler. O zaman anladım ki, bende ne görülmüşse, irade ve şuurun dışında olarak görülmüştü. Tıpkı bir ney gibi… Ney kendisinden çıkan sesleri ne bilsin?

Manevî ilimlerden başka maddî ilimlerde de pek ileriye gitmiş olan ve esasen tasavvufta müessirden ziyade eser üzerinde derinleşmiş bulunan Şeyh-i Ekber, riyaziye ilminde de birçok yüksek keşif ve buluşlar sahibidir. Hattâ onun bulduğu bir düstura göre, filân rakamın falan rakamla muamelesinden çıkacak olan rakam Hazret-i Adem’den son insana kadar gelecek bütün beşer evlâdının sayısını vermektedir.

Bu buluşa inanmayanlara ve artık bu kadarını hayalî sayanlara karşı Şeyh demiştir ki:

– Beni kızdırmayın; size Hazret-i Âdem’den son insana kadar gelmiş ve gelecek her ferdin çehresini bile Çizerim!..

En büyük kerametlerinden biri şudur:

“- Sin harfi Şın harfine geldiği zaman mezarım keşfedilecek…”

Gerçekten Yavuz Sultan Selim Şam’a girince Muhiddin (Arabî) Hazretlerinin mezarı keşfolunmuş ve bu söz pek parlak bir keramet halinde kalmıştır. Selim (sin), Şam da (şın) harfiyle başlıyor.

Ayağını bir noktaya basıp haykırdı:

– Sizin rabbiniz ayağımın altındadır.

Küfre benzeyen bu sözü belki bir delâlete kavuşturacakları ümidiyle o noktayı kazdılar… Bir de görsünler ki, bir yığın altun… Büyük velî, insanları, paraya tapmakla suçlandırıyordu.

Konya’daki evinin kapısına bir dilenci geldi:

– Bana Allah için bir şey ver!

– Dur, bir dakika bekle!.. Gidip getireyim! Ve gidip, içeriden, elinde bir anahtar, döndü:

– Al!.. Bu evden başka bir şeyim yok!.. Gir içine ve otur.

(Veliler Ordusundan 333 (Halkadan Pırıltılar), Büyük Doğu Yayınları, 10. Baskı / s. 289-303)

Share

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.