Yeni Fatih

YENİ FATİH

Eliyle kordelâlar keserek, diliyle de şimşekler çizerek dolaştı ve geldi. Kestiği kordelâların gerisinde selsebil halinde eser… Bozuk para sayar gibi memlekete sınaî tesis ve eser saçmak, dile bile kolay değil… Yepyeni inşalar halinde bunca liman, muazzam yol şebekeleri, bir sürü fabrika, santrallar, lâuvarlar, barajlar, köprüler vesaire, pırıl pırıl bir donanma manzarasıyle haykırmaktadır ki, çıplak Türk vatanı, mekân plânında iyi giydirilmeye doğru, kendi taşından ve toprağından başka kimsenin kaydetmediği plânlı bir enerjiye şahit… Bu eserler birer oyuncak olsa, teşhir edildiği bon-marşe vitrininde göz kamaştırmaya yeterken, birer dev hakikat olmasına rağmen özlediği kıymet ölçüsünden uzak yaşıyor. Zira… Evvelâ muhalefet münkir, sonra da bu eserlerin üstünde kümelenen enerji, vatanın her şubesindeki rahat ve huzurla el ele verememiş, âdeta öbür şubeleri geciktirerek belli başlı bir sahaya iltimas göstermiştir. Amma öyle bir iltimas ki, iltimas görenin bir ân sonra yetişip gelişmesi bütün huzur ihtiyaçlarını tek başına giderecek bir kaynak doğuracaktır. Fakat bu ânı kimse bekleyememekte, anlayamamaktadır.

İşte bu nüktenin kestirilememesi ve muhalefetin en haksız metodlarla topyekûn inkarcılığa kalkmasıdır ki, Başvekili, eliyle kurdelâ keserken, diliyle de şimşekler çizmeğe zorlamıştır.

Haklıdır! Çünkü o, şahsiyle de eseriyle de, garazsız bir müşahede masasına yatırılıp tam bir ilim ve hakikat kaygısı altında umumî muayeneden geçirilmemiştir. Müşahade makamında oturan sahtekârlar da, gördüklerini değil, göstermek istediklerinin yalancı müdafileridir. Ve bu curcuna içinde masum Türk milleti, boyuna eser veren, belki bu eserleri verirken bütün dış kredileri kullanmak bakımından piyasa ihtiyaçlarını ihmale mecbur olan, fakat mutlaka ve her pahaya inşa kararında ısrar eden mustarip bir yapıcı ile arasına girmiş hain simsarlar yüzünden mütemadiyen vicdanının karartıldığına şahit olmaktadır.

İmdi:

Onun kordelâ kesen eli yanında şimşekler çizen dili artık göstermiştir ki, bu kıyamet kutuplarına karşı Başvekil artık nihaî taarruza geçmiş, hepçilik yoluna girmiş, istilâ sahillerine çıkmış ve gemilerini yakmıştır. Bu takdirde ya istilâ sahillerine çıkınca denize dökülecek, yahut eşkiya yataklarını temizleyecektir.

Celâlî eşkıyasından beter olan bu taifeden bu vatanın temizlendiği gün de, sınaî eserlerin dumanı, vatan ocaklarının dumanıyle beraber dümdüz çıkmaya başlayacaktır! Yeni Fâtihe selâm…

13.4.1956

(Başmakalelerim 2, Büyük Doğu Yayınları, 1. baskı / s.33-34)

Share

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.