Balamber 12 Report post Posted February 10, 2014 İnternette verilen yanıtlar beni tatmin etmedi zira kaynak göstermiyorlar.Bu konudaki bilginiz nedir? Quote Share this post Link to post Share on other sites
Guest Ziyaretçi Report post Posted February 11, 2014 İnternette verilen yanıtlar beni tatmin etmedi zira kaynak göstermiyorlar.Bu konudaki bilginiz nedir? efendim size "hak sözün vesikaları" kitabını tavsiye ederim.(sizin merak ettiğiniz konuyu anlatan birinci bölüm kırk sayfa kadar.) kitabın birinci bölümü olan Abdullah süveydi hazretlerinin Hücec-i kat’ıyye kitabı sizi mufassalan bilgilendirecektir. şii alimleriyle osmanlı aliminin ilmi münazarasını aktaran bir kitaptır çok faidelenirsiniz inşaallah. kitabı temin edemezseniz diye aşağıya linkini koyuyorum. Bu kitapta, tam 10 risale [kitapçık] vardır: 1- Abdullah-ı Süveydi hazretlerinin Hücec-i kat’ıyye kitabıdır. Ehl-i sünnetle Şiilerin arasındaki ayrılığın giderilmesini ve Nadir Şah’ın bu husustaki fermanını bildirmektedir. 2- İmam-ı Rabbani hazretlerinin Redd-i Revâfıd kitabıdır. 3- Osman Efendi’nin Tezkiye-i ehl-i beyt kitabıdır. Bir din cahilinin yazdığı Hüsniye kitabına cevap verilmektedir. 4- Bu bölümde, din cahillerinin çeşitli fikirlerine cevap verilmekte, bilhassa namaz ve mescidler konusunda geniş bilgi olup, namazın beş vakit olduğu delillerle açıklanmaktadır. 5- Bu bölümde, Ehl-i beytle Eshab-ı kiramın birbirlerini çok sevdikleri açıklanmakta ve bu hususta iftira edenlerin sözleri, ilmî olarak cevaplandırılmaktadır. 6- İmam-ı Rabbani hazretlerinin Peygamberlik nedir kitabıdır. Bu bölümde Peygamberliğin ve mucizenin ne olduğu, Muhammed aleyhisselamın peygamberliğinin ispatı bildirilmektedir. 7- İmam-ı Rabbani hazretlerinin hayatıdır. Bu bölümde ayrıca, İmam-ı Rabbani hazretlerinin oğlu Muhammed Masum hazretlerinin 33 kıymetli mektubu da mevcuttur. 8- İmam-ı Gazali hazretlerinin, Eyyühel-veled yani Ey Oğul kitabıdır. 9- Bu bölümde, İslamiyet’e iftira atanlara cevap verilmektedir. 10- Bu bölümde, komünizm ve komünizmde din düşmanlığı hakkında geniş bilgi vardır. http://www.hakikatkitabevi.net/book.php?bookCode=009 http://www.huseyinhilmiisik.com/kitaplar/02-hsvesikalari.pdf http://www.huseyinhilmiisik.com/kitaplar/01-faidelibilgiler.pdf Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted August 6, 2014 Esasında bu konu ile alakalı bir kaç kaynak belirtmek istiyorum... Şimdilik bununla yetineceğim... Necip Fazıl ''Doğru Yolun Sapık Kolları kitabında'' bu konuya değiniyor... İlgilenenler için çok faydalı olur... Abdulkadir Geylani Hazretleri ''Günyetüt Talibin'' kitabında bu konuyu ayrıntılı bir şekilde işliyor... Şia meselesini tüm kolları ile kuşatıcı bir şekilde ele alıyor... İmam Rabbani ''Mektubat'' eserinde Şia ile ilgili net bilgiler veriyor... Kaynaklar çok güvenilir, gördüğünüz gibi... Bu kitaplara kolay bir şekilde de ulaşılabilir... Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted August 6, 2014 SÖVERİM_ Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted August 6, 2014 Söverim derken??? 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted August 7, 2014 küfür etmek ! Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted August 7, 2014 Niye, fikrin yok mu??? Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted August 7, 2014 şia sapıktır doğrumu hacegan? cevabın evetse bende senin evetinin arkasından................................. derim ! uzatmam işi. he benimde fikrim var tabiki. ehli bidate karşı elhamdulillah ilmimde var!!! ama hoşaf soğutmaya vaktim yok! tarzımda değil. Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted August 7, 2014 Ebu Ali Dekkak (r.h.) şöyle buyurur: Her insanın üçyüz altmış damarı vardır. Eğer üçyüz elli dokuz damarı Peygamber (sav) efendimiz'in ashabı kiramına muhabbet, bir tanesi Peygamberimiz sav in ashabından birine düşmanlık, sevgisizlik üzere bulunsa, ölüm zamanında emir gelir ve canını o bir damardan alırlar. bunun bozukluğu sebebi ile dünyadan imansız gider. (Rıyadü-n Nasihin, s.96) 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted August 7, 2014 Tefsir alimi Alusi der ki, "Maveraunnehir alimlerinin çoğu; isna aşeriyye fırkasının (rafiziler) kafir oluşuna hükmetmişlerdir. çünkü onlar sahabe-i kirama (ra) küfretmektedirler. Özellikle de Peygamber Efendimizin sav gözü kulağı mesabesinde olan şeyheyne (Hz. Ebubekir ra ve Hz. ömer ra) küfretmektedirler. Sıddık'ın hilafetini reddediyorlar. Müminlerin annesi olan Hz. Aişe'ye (ra), Allah onun temiz olduğunu bildirmesine rağmen iftira atmaktadırlar. (Usul mezheb el rafida. cilt.3, s.1271) 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted August 7, 2014 Huccetül İslam İmam Gazali buyuruyor ki; "Şiilerin iki yönden tekfir edilmesi gerekir; Birincisi şudur ki, onlar ehli sünneti tekfir ederler ve kafir olarak bilirler. Bu sebeple bu büyük çoğunluğa kafir diyen, kafirdir. İkincisi ise şudur ki; onlar sahih hadisleri reddediyorlar. Hz. peygamberin sav sözlerini reddediyorlar. Bu sebeple de tekfirleri gerekir." (Fedau'l Batınıye'den özetle) 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted August 7, 2014 Ihtiyatlı yaklaşılmalı. Bu kutuplaşmalar Müslüman alemine zarar, ümmete muhalefet. Şia'nın pek çok muhtelif kolu var. Gidiniz umrede haccda çok İran'dan gelen Müslüman göreceksiniz. Bu insanları nereye koyacağız? Ayrıca sahih hadis de olsa ahad haber hükmündedir yani mütevatir değildir. Inkarı İslam dairesinden çıkarmaz. Diyeceğiz ki kendi içlerinde mazurdurlar ama daha sahih mezhebe geçmedikleri, daha doğru itikad üzere olmadıkları için hesaba çekileceklerdir. Tekfir basit bir argüman değildir. Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted August 8, 2014 YAHU HZ AİŞE ANNEMİZE HAŞA SÖVENLER BU ...MÜPTEZELLER DEĞİLMİ HALİFELERE KAFİR DİYENLER BUNLAR DEĞİLMİ! KABEDE NAMAZ KILIYOR DEDİNİZ EEEE SONRA NAPIYOLAR BİLİYOMUSUNUZ . MEDİNE-İ MÜNEVVEREDE EFENDİMİZİN HUZURUNDA KARILARI BAĞIRA BAĞIRA ZILGIT ÇEKİYOR!!! MÜSADE EDİLSE ERKEKLERİNİN NE HALT EDECEĞİ BELLİ DEĞİL ... BIRAKIN LÜTFEN SİZ BUNLARI NE SANIYORSUNUZ ANLAMIYORUM ! YA LANETULLAHİ ALEYH NEDEMEK Bİ SÖYLERMİSİNİZ. vede bunu sahabe-ye söylemek nedemek!. söyletmeyin daha fazla .iş bukadar net ve ayyukada. ilerisi hoşaf soğutmak oluyor!! okadar geniş geniş ihtiyat dediğiniz şeyi islam bırakmıyor size haberiniz olsun. kafir diyemiyoruz bu zümreye. ama canım-ız istedikçe sövmeye bi engel sözkonusu değil..(kimse sövmesin sövene de mani olmasın) son söz.... böyle buyurdu büyük zat.... taş gediğinde! oturma münkir ile yeme sancı, pas alırsın paklayamaz sonra seni her kalaycı! Quote Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted August 8, 2014 Ben hepsinin aynı kefede değerlendirilmesine karşıyım. Ben de sahabe -i güzine hakaret eden ve küfür isnad edenleri savunuyor değilim. Allah ıslah etsin yoksa azaba uğrayacakları muhakkak. Her neyse burada bağırılmadan, birini kalaylamadan konuşamaz mı olduk nedir yani? Herkes bir hoş. Nezih bir üslup dini meselelere yakışandır. Yoksa tenkid ettiğimiz o insanlardan ne farkımız kalır? Tamam beyfendi sövünüz. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted August 8, 2014 Aslında aynı şeyleri savunuyorsunuz... Mesela hafakan küfür derken, mümin de küfre karşı çıkarken yine aynı cümlelerle bu sapık mezhebe karşı çıkıyorsunuz... Şöyle ki; hafakan küfür derken, affedersiniz ana avrat bir küfürden bahsettiğini düşünmüyorum... mümin Şia'ya nasıl karşılık verirse, hafakan da öyle verecektir... Mesela... İmam Rabbani 54. mektubunda bu sapıklardan bahseder: ''Bidatçı biriyle dost olmak kafirle dost olmaktan daha zararlıdır.'' İmam Rabbani şöyle devam ediyor:'' Şeriatı ve Kuranı ilk tebliğ edenler Sahabeyi kiramdır. Eğer onlar kötülenirse Kuranı Kerim ve şeriatın da kötülenmesi gerekir.'' İmam Rabbani böyle dedikten sonra, Kuranı Hz. Osman'ın topladığını, Hz. Osman'ın kötülenmesi demek, Kuranın kötülenmesi demek olduğunu belirtir, aynı mektubunda... Necip Fazıl da Şia kollarını basit bir şekilde saydıktan sonra sapıt sapıtabildiğin kadar demiştir. Bakın Şia hakkındaki hükümler en sert bir şekilde verilmiş zaten... O yüzden ikinizde aslında bu sözlerin altına imzanızı atarsınız, değil mi? 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted August 8, 2014 Bu arada malum kitaplardan alıntıları buraya yazacağım zaman zaman... Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted August 8, 2014 eyvallah hacegan sen anlamışşın olayı. mümin arkadaşımın konuya bukadar ılımlı ve iyimserlik çerçevesinde bakmasına şaşırdım sadece . tepkimse bu zihniyete yaklaşımlarımızda iyimser olmamıza ! yoksa kimseye gider yapmak niyetinde değilim. Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted August 8, 2014 şiayı anlamak için tarihi iyi bilmek lazım. Bakalım Osmanlı devleti ve iran ilişkilerine. Osmanlı ile İran arasında savaşlar olmuştur. ancak durduk yere Haçlılarla savaşmak varken Osmanlı hiçbir zaman Müslüman devletlerle savaşmamıştır. Durduk yere hiçbir zaman Osmanlı İrana saldırmamıştır ancak o İran en büyük düşman olarak her zaman osmanlıyı görmüş ve her fırsatta fitne, fesat çıkarmış, kan dökmüştür. Ve neticede Osmanlı'nın şerefli kılıcından nasibini şeyhülislamların fetvası ile almıştır. Kanuni 13 sefer yapmıştır bizzat ordusunun başında ve bu seferlerden 3 tanesi doğu seferidir. Kanuni'nin batıya sefer yapmasını fırsat bilen Şah İsmail'in oğlu Tahmasb, doğuda karışıklıklar çıkarmış ve hatta haçlılara Osmanlıya karşı ittifak talebinde bulunmuştur. Bütün dünya Müslümanlarının hamisi olan Osmanlı'nın çok daha mühim işleri varken, Kanuni 3 kez Tebriz'e girmek mecburiyetinde kalmış ancak karşısına çıkma cesaretini gösterecek bir İranı bulamamıştır. Tabi şunu da belirtmek de fayda var 13 seferi hümayunda Kanuni'nin karşısına sadece Mohaç'ta düşman çıkma cesaretini göstermiş orada da dünyanın en kısa meydan muharebesi gerçekleşmiş ve dünyanın en kudretli ordusu olan Osmanlı ordusu 2 saatte Haçlı ordusunun posasını Mohaç meydanına bırakmıştır(1526). Nerde o cesaret İranda??? Ayrımcılığı yapan bunların kendileri. ehli sünnete kafir diyorlar, sahabeyi kirama dil uzatıyorlar. 60 küsür Şia kolundan 3 halifeye dil uzatmayan varsa bizde bilelim lütfen söyleyiniz, ben duymadım, bilmiyorum. belki onlar bu durumdan muaf tutulabilir. ancak İran devletinin mezhebi asla bu söylenenlerden muaf tutulamaz. Umrede hacda diyorsunuz da sayın mümin bir kere adamların namazı yok ki! abdestte ayaklarını yıkamaz bu şia. ayağını yıkamayanın abdesti yoktur, abdesti olmayanın da namazı yoktur. bakmayın siz o kendi tabirleriyle Ayetullahların siyah entariler içerisinde arkalarında bir grup insanlar cakalı cakalı gezmelerine aldanmayınız. Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted August 8, 2014 Şia'nın Kuranı Kerime bakış açısı Her kim, Kuranın tamamını indiği şekliyle topladığını iddia ederse, yalancıdır. onu, Allah'ın indirdiği şekilde toplayan ve koruyan sadece Ali bin ebi Talib ve ondan sonra da imamlardır. (Kuleyni, Kafı, c.1, s.228). Bu uydurma rivayet, şiilerin en önde gelen sözde muhaddislerinden Buhari ayarında gördükleri Kuleyni'nin cabir el cufi den naklettiği meşhur hadis (!) tir. Şiilerin, Kuranla ilgili inançlarını aksettiren delillerden bazıları şunlardır:Kuleyni, el-Kafi adlı kitabında, Hişam b. Salim'den, Ebu Abdullah'ın şu sözünü nakleder:"Cebrail'in (Hz.) Muhammed (sav)'e getirdiği Kuran 17000 ayettir."(Kuleyni, Kafi,c.1, s.463) Aynı kitapta Ebu Basir'den naklen: Ebu Abdullah (Caferi Sadık), Resulullah (sav)'in, Ali'ye her kapısı bin kapıya açılan, bin kapı öğrettiğini, söyledi. (Ve şöyle ekledi), "el-camia" bizim yanımızdadır; "el-camia": O, boyu Resulullah (sav)' in karışıyla yetmiş karış olan, Resulullah tarafından parça parça yazdırılan, Hz. Ali (ra) nin sağ eli ile yazdığı, içerisinde yaralama diyetine kadar, helal ve haramla ilgili insanların ihtiyaç duyduğu her şeyin bulunduğu bir sahifedir. Ebu Abdullah (Caferi sadık), bir süre sustuktan sonra:"Fatıma'nın Mushafı da bizdedir;sen Fatıma'nın Mushafını bilir misin?" dedi. Ben de Fatıma'nın mushafının ne olduğunu sordum, şöyle cevap verdi:O sizin elinizde bulunan Kurandan üç defa daha büyüktür ve onda sizdekinden bir harf dahi yoktur, dedi" (Kuleyni, Kafi, c.1, s.339-341) Şia'nın kitaplarında bunlar gibi daha yüzlerce asılsız rivayet vardır. Görüldüğü gibi şiiler, hiç şüphe edilmeyecek şekilde Kuran'ın tahrif olduğuna inanmaktadırlar. Be şekilde inanmalarının sebebi ise Şia'nın, İmameti, dinin temellerinden saymasına rağmen Kuran'da bununla ilgili en ufak bir delilin bile olmamasıdır. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted August 8, 2014 Şiilerin böyle uydurduğu çok hadis var... Hatta bir tanıdığımla sohbet sırasında, en çok hadisi Şiilerin yaptığını ve yine en güvenilir hadislerin de onlardan geldiğini söylemişti bana... Üstelik bu kişi bir tarikat mensubu... Tarikat içinde olup da, işte şu sebeplerden dolayı yanlış düşüncede olan insanlarımız çok maalesef... Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted August 8, 2014 Şia ile ilgili yapmış olduğum paylaşımlar "Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar/Ömer Faruk Mesci" (Misvak Neşriyat) adlı kıymetli eserdendir. Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted August 8, 2014 daha yazacağım hacegan kardeşim, ipe sapa gelmeyen bir sürü saçma sapan düşünceyi inançları içerisine yerleştirmişler. Quote Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted August 8, 2014 Ahh tazir hocam yapmayın adamlarda din ibadet bırakmadınız. Çok çok sert bir yorum. Bizim fakülteye İslam hukuk Profü Apaydın hoca ki gelenekçidir. Bunu ben de sordum. Mezhep ihtilafları ve dört hak mezhep üzerine Şia uygulamalarını sordum. Ifa ettiği mezhep itikadını hak görüyor ve uyguluyor ise kendi içinde mazur ama hesaba çekilecek dedi.Topyekun ibadetlerini yok saymak bizim ruhsatımızla olacak basitlikte değil. Ayrıca asırlık bu mevzular hala bizi meşgul etmemeli. Geri sayıyoruz asır koştukta geri sayıyoruz. Onların cennette olmaları bizim mekanımızı gasp etme olmayacak? Elbet yapılan eğilen hatta düşünceden hesaba çekileceğiZ. Bırakalım bu mevzular zaman öldürme başka bir şey değil. Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted August 9, 2014 mümin arkadaşım şaşılacak derecede, nekadarda iyimsersin-iz. lakin islamda bazı şeyler sukaldırmaz. Ey iman edenler, seslerinizi Peygamberin sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp-söylemeyin ;____yoksa siz şuurunda !!! değilken, amelleriniz boşa gider____." (Hucurat, 2) bu ayetten ne anlıyoruz mesela?? tehdit apaçık ortada değilmi?! Burada dikkat edilmesi gereken nokta, ayetin, bir edep veya görgü kuralı olmanın çok ötesinde, Allah'ın kesin bir emri olmasıdır. Zira, aksine bir davranışın amelleri boşa götürecek bir tavır olması konunun önemini açıkça ortaya koymaktadır. Bunu Kuran'ın açık bir hükmü olarak değil de, herhangi bir ahlak kuralı olarak görmek,! ben bundan Allaha sıgınırım "yapılırsa güzel olur, yapılmazsa da biraz ayıp olur" şeklinde bir anlayışı sürdürmek, Allah'ın ayetlerini gözardı etmek anlamına gelir.!!!! Efendimiz s.a.v e gösterilen saygı Allah'a gösterilmiş demektir. Aynı şekilde eğer tam tersi bir ahlak gösterilirse bu da Allah'a karşı gösterilmiş bir tavır olur. bunların sapıklıkları 1 alan da değil, ayık olalım 6 ay sianın sapıklıklarını anlatsak bitiremeyiz. varmı gerek? şia sapıktır ....Allah cc hidayetten nasipleri varsa hidayet etsin. yoksa şerlerinden muhafaza etsin ve kendi pisliklerinde yok etsin onları... amin Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted August 9, 2014 sayın mümin; kendi içinde nasıl mazur olsun? böyle bir düşünce nasıl olabilir? O zaman haşa diyalogcuların dediği gibi samimi ve dindar Hristiyan ve Yahudiler de mazurdur. bu düşüncenin sonu buralara kadar varır. size bir ilahiyatçı olarak bunu hatırlatmam abes kaçsa da belirtmeliyim. en yakınınızda bulunan bir ilmihal kitabını elinize alınız. ve kitabın hangi konudan başladığına bakınız. ilmihal kitabı direkt olarak namazdan başlamaz! önce itikat bahsinden başlar, Müslüman önce neye nasıl inanacağını, doğru inancı bilmelidir. ardından temizlik bahsi, hangi sular temizdir, hangileri temizleyicidir, ardından abdest ve ardından namaz! itikat bozuk olduğu müddetçe alınlarını secdelere çivileseler kıldıkları namazın zerre kıymeti yoktur! bu meseleler her daim önem arzeder çünkü bu sitede rastladığımı hatırlamıyorum ama İran hayranı, Humeyni sempatizanı insanlara toplum içerisinde rastlamak mümkündür. Quote Share this post Link to post Share on other sites