serhatgokhan 0 Report post Posted November 12, 2006 Sonsuzluk Kervanı, "peşinizde ben, Üç ayakla seken topal köpeğim!" Bastığınız yeri taş taş öpeyim. Bir kırıntı yeter, kereminizden! Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben... Gidiyor, gidiyor, nurdan heykeller... Ufuk önlerinde bayrak kulesi. Bu gidenler Altun Kol Silsilesi; Ölçüden, ahenkten daha güzeller. Gidiyor, gidiyor, nurdan heykeller... Sonsuzluk Kervanı, istemem azat! Köleniz olmakmış gerçek hürriyet. Ölmezi bulmaksa biricik niyet; Bastığınız yerde ebedî hasat. Sonsuzluk Kervanı, istemem azat... Quote Share this post Link to post Share on other sites
serhatgokhan 0 Report post Posted November 12, 2006 Bu şiir Üstad Necip Fazıl'ı sevmemdeki güzel sebeplerden birisi. Büyük bir bağlılığın şiiri... Quote Share this post Link to post Share on other sites
hns_01 0 Report post Posted November 15, 2006 üstadın mükemmel insanı bağlayan şiirlerinden birtanesi:):) Quote Share this post Link to post Share on other sites
trradomir 206 Report post Posted July 23, 2007 Bu şiir, üstadın şairliğini 'genç şair', mistik şair', 'sabık (!) şair' olarak üçe ayıranların kıstaslarını kullanırsak, onun üçüncü dönem içerisinde takip ettiği yolu belirten şiirleri arasında en önemli olanlardandır. Bu durum Üstadın gözünde de böyledir. Öyle ki, Üstad 1955'te yayınlanan şiir kitabına, 1952'de kaleme aldığı bu şiirinin ismini layık görmüştür. Onun visalini ifadelendirmesi yönüyle büyük bir ehemmiyet taşımaktadır "Sonsuzluk Kervanı". Kaldırımlar şairinin 1930'ların ortalarında başlayan yönelişinin neticelendiği nokta, bu şiirle karşımızda belirir. 'Bir mısraı bir millete şan vermeye yeten' şair, bu basit nam sevdasını bir yere bırakmış ve sonsuzluk yolcularına köpek olmayı tercih etmiştir. İşte onun büyüklüğünün kaynağını aldığı, Şair Necip Fazıl'ı Üstad Şair Necip Fazıl yapan sebep... Üstadın tekamülünü izleyebileceğimiz şiirler arasında Çile ilk sıradadır. Sonsuzluk Kervanı ve Efendim adlı şiirler de bu gelişi izleyebileceğimiz, onun neyken ne olduğunu müşahede edebileceğimiz eserleridir. Üstadın şahsının ne olduğunu, üstadın kendisini nasıl tasavvur ettiğini bilmek isteyenler bu şiirlere özellikle eğilmelidir. Quote Share this post Link to post Share on other sites
NFK-Fan 285 Report post Posted July 23, 2007 Selamlar, Bu şiir, gerçekten de büyük bir ehemmiyeti haizdir. Şiirin önem taşıdığı bazı noktaları Trradomir arkadaşımız vurgulamış. Bunların yanında, Üstad'ın şahsen kibirli birisi olduğu iddiasına verilmiş net ve müşahhas bir cevap olarak da görebiliriz bu şiiri. Üstadın dik duruşu ruh kökümüzü kurutma amacındaki şahıs ve teşekküllere karşıdır, fakat o, Allah yolcularının, sonsuzluk kervanının, ebediyet erlerinin yanında kendisini bir topal köpeğin haline musavi görmektedir. Tevazuu bu derecededir. Onun bu iki farklı halinin tam da lazım olan itidali remzlendirdiği bir bedahettir. Bu arada bir not, cinnet Mustatili'nden öğreniyoruz ki, bu şiirin yazılışı 11 Ocak 1953 Pazar günü, Üsküdar Toptaşı cezaevinde, derin hisler eşliğinde tamama ermiştir. ...Saat tam sekize çeyrek var... Günlerden beri üzerinde olduğum "Sonsuzluk Kervanı" isimli şiirimi bitirdim. Şiir kitabımın ismini de "Sonsuzluk Kervanı" koydum. Bu şiir başa girecek... Çile'de yazılı tarihin 1952 oluşu ile ilgili kanaatim ise, şiirin büyük ölçüde 1952 yılının son günlerinde tamamlandığı için bu tarihle yayınlandığı yönündedir. Saygı ve selamlarımla Quote Share this post Link to post Share on other sites
BDG 76 Report post Posted July 24, 2007 Hürriyet. Uçurtmanın şikayeti ipindendi..bugün de çoğu hürriyetinden şikayetçi değil mi?. İpleri belli. Ama o ipten şikayetçiler...Ama bilmiyorlar ki o ipi koparırlar ise o zaman sonsuzlukta kaybolup gidecekler. Asıl hürriyet işte yukarıda. Üstadın dörtlüğünde gizli."Sonsuzluk Kervanı, istemem azat!/Köleniz olmakmış gerçek hürriyet." Burada üstadımızın fikri ve hayatı icra etme konumunda olduğunu görüyoruz. Kendisini altın silsile ile sonsuzluk kervanı ile seçilmiş büyükler ile sonsuzluğa bağlıyor.Ve yine yazdıklarında okuyan ve düşünenlere gerçek hürriyeti tanıtıyor... Manasında çok fazla hakikatin bulunduğu bu şiirin her kelimesini hekim hassasiyetinde alıp araştırsak,incelesek bile yine de fark edemiyeceğimiz manaların bulunacağı düşünüyorum... Quote Share this post Link to post Share on other sites
nihat 0 Report post Posted September 21, 2008 üsdat süper abi dicek bişey yok Quote Share this post Link to post Share on other sites
KÜRŞAD1071 8 Report post Posted November 23, 2012 üstadın sadat-ı kiram efendilerimize yazdığı şiir Quote Share this post Link to post Share on other sites
kanijeli 33 Report post Posted February 2, 2013 günümüzde ashabı kirama ve evliyaullaha dil uzatanlarının erişemediği edeb, saygı ve hudut nasıl olması gerekiyorsa işte burada üstad tarafından dile getirilmiş. anlayış ve kavrayış meselesi. bu da bir nasip. altın kol silsilesi yani silsileyi zeheb diye anılan Nakşibendi büyüklerinin izinde kendini bir köpek hem de 3 ayakla seken birr topal köpek olarak nitelendirmesi Üstadın büyüklüğünün göstergesidir. Haddini bilmeniz sırrıdır bu. 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ya-Leyl 333 Report post Posted April 23, 2014 Şiiri her okuduğumda Mehmet Niyazi hocanın bir konferansta ki okuyuşu geliyor aklıma,Mehmet Niyazi şiiri bitiriyor ve başlıyor Üstad'ın dehalığını anlatmaya. Quote Share this post Link to post Share on other sites