Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
serdengeçti

Gaiblerden Bir Ses

Recommended Posts

GAİBLERDEN BİR SES

 

Üstad, sanatı, düşüncesi ve aksiyonu ile çok önemli bir kültür ve iman hareketinin öncüsü olmuştur. Küçük hayatımıza getirdiği ölçülerle hatırlattığı değer yargılarıyla imanı, hayatın temel dinamiklerden biri olarak ikame etmeye çalışmış ve bunun bir dünya görüşü haline getirmesi için destansı bir kavgayı göğüslemiştir. Necip Fazıl ,”Gaiplerden bir ses”in ilhamıyla, getirdiği metafizik ürperti ile İslami dünya görüşünü bütün boyutları ile ifade ettiği kadar, bunların kültürümüze ve hayatımıza girmesi konusundaki mücadelesi ile de önemlidir. Bu bakımdan sanatı, aksiyonu ve düşüncesi eşine az rastlanır tutarlılıkta bir bütünlük gösterir.

 

Batılılaşmanın devletçi bir karakter kazandığı, taklitçiliğin müesseleştiği bir dönemde ortaya çıkan Necip Fazıl, gerçekten “Gaiplerden bir ses”in ilhamıyla konuşmuş ve herkes için geçerli hale gelen değer yargılarını sarsarak yepyeni bir dünya görüşünün sözcüsü olmuştur.

Bu yenidünya görüşü, aslında ilk insandan beri bütün insanlığın benimsemesi istenen ilahi emirlerin Son Peygamber’le gönderilen şeklidir. İslam dininin temel kuralları, Necip Fazıl’ın dilinde bütün dünyayı ilgilendiren yanlarıyla ifade edilirken, hem evrensel hem de beşeri hususiyetleri ortaya çıkarılır. İslam fert ve devlet, cemaat ve millet olarak nasıl yaşanabilir; doğu ve batı, Hıristiyan ve Yahudi, Müslüman ve mürt ed vb. hangi açmazlarla karşı karşıya hangi sorumluluklarla yükümlüdür? Bu sorunların yine en tutarlı cevaplarını Üst ad’dan bulabiliriz.

 

İslam’ın siyasi düşünce planındaki idrakinde, son yüzyıldaki İslam devletlerinin uğradığı zaafları teşhiste ehl-i sünnet inancının bid’atlardan arındırarak benimsenmesin de İslam’ın inkılâpçı karakterinin ön plana çıkmasında, batı kompleksinden kurtulma çabasında iman heyecanın yaygınlaşmasında, İslami hareketin estetik ve entelektüel bir seviye kazanmasında onun fevkalade önemli ve etkili bir öncülüğü vardır. İslam’ı ve insanlığı asliye tine ve yaradılış hikmetine döndürme işinde o her zaman “inkılâp” olarak ifade ettiği faaliyetin eşiğine kadar gelmiş ve bir kader şartı olarak orda kalmıştır; çünkü misyonu oraya kadardır.

 

Üst ad dünya görüşündeki tutarlılıkla, son devirde eşine rastlanmaz bir karakter ortaya koymuştur. İvazsız –tavizsiz İslam derken hiçbir küçük hesabın, istikbal kaygısının tuzağına düşmüyor ve hak bildiği yolda yalnız gitmenin destansı örneğini veriyordu. Yaptığı mücadelede hiçbir iç ve dış destek gruplarına ihtiyaç duymuyordu. Bu bakımdan şu acı gerçeği belirtmeden geçemeyeceğiz.: Üst ad bir aksiyon adamı olarak hiçbir zaman kendine ve dinamizmine layık bir çevre bulamamıştır.bu da kader şartlarından biri …

 

Her büyük adam gibi kalabalık içinde yalnız yaşayan ve mücadelesini tek başını sürdüren Üst ad, büyük çoğunluk tarafından doğru anlaşılamayan bir politika teorisyeniydi de aynı zamanda. Aksiyonun en önemli kısmın politikanın aktüalite üstü kısmı teşkil eder. Bu noktada, mütefekkirliği ile politikacılığı arasında çok az, kıl payı bir fark kaldığını ifade etmek gerekir. O her zaman büyük aksiyonun un eşiğine kadar gelip durdurulmuş ve büyük inkılâpçıdan sesler, çizgiler ve talepler getirmiştir. Bu toplum onun taleplerine bütün mütefekkirlerinkinden daha fazla cevap vermiş, kabul göstermiştir. Anadolu konferansları bunun delilidir. Anadolu insanının bu kadar uzun zaman sevdiği ve bağrına bastığı insan sayısı çok fazla değildir. Kaldı ki Üstadın bütün kalabalık adamlarının tersine, onların seviyesine inmiyor, dinleyenleri kendi seviyesine çıkarıyordu.

 

Üst ad, sanat ve kültür hayatımızda büyük harflerle yazılmış bir “ben” ve “benlik” adamı iken, birden “Gaiplerden gelen ses” in cezbesine kapılmış ve onun yankısı olmaya hayatını adamıştır. Şeyhi Abdülhakim Arvasi Hazretleri ondaki egosantrizmi öylesine yoğurmuş ki, delilik sularında dolaşan deha belirtisi, birden gerçek bir dahi olmuş, inkılâpçı ve müceddid müjdesi görevini şerefle yerine getirmiştir. Şairliği, tiyatro yazarlığı, politika kuramcılığı, tarih ve din konusundaki tezlerinin tamamı, hep bu misyon etrafında şekillenmiştir, önemi de buradan gelmektedir.

 

“Gaiplerden gelen ses” herkese böyle yüce misyonlar yüklemez. Kimse onun yüklendiği görev ve sorumluluklara talip olmaz. Üst ad bazılarının kaçtığı sorumluluklara koşa koşa gittiği ve bunu bir kahraman gibi hiçbir hesap gütmeden yaptığı için büyüktür.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Üstad bir aksiyon adamı olarak hiçbir zaman kendine ve dinamizmine layık bir çevre bulamamıştır.bu da kader şartlarından biri …

 

Yazı gerçekten önemli tespitlerle dolu,üstadı Cahit Zarifoğlu gibi bir ustadan dinlemek ufuk açıcı oldu benim açımdan.Kader şartları…Aslında üzerine konuşulacak çok şey var ama çok yorgunum,siz konuşun efendim :lol:

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cahit Zarifoğlu, üstadı güzel bir açıdan değerlendirmiş ve anlatmış. Ve gaiplerden gelen sese kulak veren bir insan olarak üstadımızı ifade etmiştir. Ve üstadımızın yaptığı herşeyi buna göre yaptığını yazıdan anlayabiliyoruz. Üstadımızın büyük olmasını sağlayan şartları ve farklı durumları metin içerisinde kısa da olsa anlatmış. Dik duruşun, doğru duruşun temsilini üstadımızın gösterdiğini söylemiştir. “Gaiplerden gelen ses” herkese böyle yüce misyonlar yüklemez. İşte, bu, NFK yı belki de üstad yapan bir unsurdur...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...