Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

La_edri

Üye
  • Content Count

    72
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    7

Posts posted by La_edri


  1. Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin hazırladığı “Alkol Raporu” alkolün her kötülüğün anası olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bira ile başlayan alkol alışkanlığının suçlara etkisi ürkütücü...

     

    Dünyada yaklaşık 2 milyar kişi alkol kullanıyor. Bunlardan yaklaşık 76,3 milyonu alkol bağımlısı. Alkol nedeniyle her yıl ortalama 2,5 milyon kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin hazırladığı “Alkol Raporu” ise içkinin birçok kötülüğün anası olduğunu bir kez daha kanıtladı. Raporda cinayetlerin yüzde 85’inin, boşanmaların yüzde 80’inin, trafik kazalarının ise yüzde 70’inin sebebinin alkol olduğu belirtildi. Raporda, Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye de dâhil 30 ülkeyi kapsayan araştırmasına yer verildi. İşte araştırmada Türkiye’ye dair çarpıcı sonuçlar:

     

    BİRAYLA BAŞLIYOR

     

    Raporda biranın, aslında en ağır alkollü içkilere ve diğer uyuşturuculara giden yolun başlangıcı olduğu ifade edildi. Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmalarına göre birada yüzde 5 ile yüzde 15 oranında alkol bulunduğu, alkol bağımlılığına düşen insanların yüzde 80’ini biranın bağımlılığa ittiği belirtildi.

     

    FAKİRLİK İÇKİYİ AZALTMIYOR

     

    İstanbul’daki lise öğrencileri arasında yapılan araştırmada, ekonomik durumu kötü olan ailelerin çocuklarının daha fazla sigara, alkol ve esrar tükettiği belirlendi. İstanbul Emniyet MüdürlüğüNarkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün İstanbul’daki liselerde yaptığı araştırma sonuçlarına göre; İstanbul’da doğan gençlerin diğerlerine oranla daha fazla alkol kullandığı ortaya çıktı.

     

    ESRAR TEHLİKESİ

     

    Raporda İstanbul’da doğanların yüzde 34’ü alkol kullandığını belirtirken, bu oran İstanbul’da doğmayanlarda yüzde 28’e geriledi.Öte yandan annesi çalışan gençlerin yüzde 46,3’ünün hayatları boyunca enaz bir kez sigara içtiği, yüzde 43.6’sının alkol kullandığı, yüzde 4.1’inin ise esrar içtiği belirlendi. Annesi ev hanımı olan çocukların ise yüzde 43,9’unun sigara, yüzde 28,8’inin alkol, yüzde 3’ünün ise esrar kullandığı ortaya çıktı.

     

    ALKOL YAŞI 11’E DÜŞTÜ

     

    Araştırmaya göre Türkiye’de alkole başlama yaşı 11’e kadar düştü. İlköğretim öğrencileri arasında bir kez bile olsun alkol kullananların oranı yüzde 15.4. Ortaöğretimde bu oran yüzde 45-50’ye kadar çıkıyor. Üniversite öğrencilerinde alkol kullanım yaygınlığı ise yüzde 43- 54 ve hâlen içenlerin oranı ise yüzde 23. Raporda yer verilen bir başka araştırmaya göre, kendileriyle mülakat yapılan ağır vasıta sürücüleri arasında en önemli kaza neden olarak, “Alkollüyken araç kullanma” diyenlerin oranı yüzde 23.5 çıktı.

     

    SOKAKLAR TEHLİKELİ

     

    Her akşam dışarı çıkan öğrencilerin yüzde 60,7’sinin sigara, yüzde 42,8’inin alkol, yüzde 9.2’sinin ise esrar içtikleri belirlendi. Buna karşın hiç dışarı çıkmayan veya çok az çıkan öğrencilerde zararlı alışkanlıkların daha az olduğu tespit edildi. Araştırmaya göre, ebeveynlerin çocuklarının arkadaşlarını tanıması sigara, içki ve alkol kullanımını azaltıyor. Ebeveynleri arkadaşlarını tanıyan gençlerin yüzde 42’sinin en az bir kez sigara içtiği belirlendi.

    BUGÜN

    • Like 1

  2. Kararan radarların hesabını mahkemede soracağız

     

    Zaman'ın, Muhsin Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopterin düştüğü sırada radarların 4 dakika karardığı haberi geniş yankı uyandırdı. BBP lideri Mustafa Destici, "Şüphelerimiz arttı." derken, eski Genel Başkan Yalçın Topçu "Yetkililerle hesaplaşacağız." dedi.Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili yeni bilgiler kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Zaman'ın dün 'Helikopter'in düştüğü dakikalarda radarlar kararmış' başlığıyla verdiği haberde, kazanın hemen öncesinde Genelkurmay'ın radarlarının karardığı aktarılıyordu. Haber, Genelkurmay'ın soruşturmayı yürüten Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği belgeye dayandırılıyordu.

     

    Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, olayda suikast iddialarının güçlendiğini anlatıyor. Destici, şunları söylüyor: "Helikopter kazasında Genelkurmay'ın radarların bozuk olduğunu açıklaması kaza ile ilgili şüpheleri artırıyor. Daha önce Hava Kuvvetleri Komutanlığı helikopter kazasının olduğu bölgenin 74 kilometre etrafında uçuş olmadığını belirtmişti. Ancak bugün 28,5 kilometre yakınında üç tane savaş uçağı uçtuğunu belirtiyor. İster istemez bu çelişkiler bizi rahatsız ediyor. Kazanın suikast olduğuna dair düşüncemizi artırıyor. Biz partice Muhsin Yazıcıoğlu kazasının özel yetkili savcılar tarafından araştırılmasını istemiştik. Bugün bu konudaki haklılığımız ortaya çıktı. Hukukun sonuna kadar gidip kazayı çözeceğine inanıyorum. Devlet Denetleme Kurulu gerçekten çok önemli bir çalışma yaptı. Kazaya ilişkin çok önemli bilgileri gün yüzüne çıkardı. İnanıyorum ki yakın zamanda helikopter kazası tüm unsurlarıyla aydınlatılacak."

     

    RADAR AÇIKLAMASI ŞÜPHELERİMİZİ ARTIRIYOR

     

    Eski BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, söz konusu gelişmenin çok önemli olduğunu anlatıyor. Genelkurmay'ın şüpheleri artıracak bir açıklama yapmasının, kamuoyunu yaraladığını belirtiyor. Topçu, "Helikopterin düştüğü saatlerde radar kayıtlarının yok olması da çok tuhaf bir durum. Bununla ilgili, yetkililerle mahkeme önünde hesaplaşacağız. O saatte o bozukluk nasıl denk gelmiş. Onu da mahkemede izah ederler." ifadelerini kullanıyor.

     

    Genelkurmay Başkanlığı'nın, olay günü ve saatine ait radar görüntülerinin olmamasını açıklamasının, kendileri açısından üzüntü verici bir durum olduğunu anlatıyor. Sivil radarlarda batıp çıktığı belirlenen bir cismin, askeri radarlarda nasıl yakalanmadığını anlayamadıklarını ifade ediyor. Topçu, "Sivil radarlarda, ortaya çıkan bir cismin batıp çıktığını görüyorduk. Biz, 'Bizim hava sahamız sahipsiz mi? Birileri bakıyordur. Sivil radarların gözünden kaçmışsa, askeri radarlara yakalanır." diye düşünüyorduk. Ama neticede, kamuoyunu tatmin etmeyen bu açıklama geldi. Bakacağız, bu radarlar gerçekten arızalı mı? Yoksa, toplum vicdanında yüzde 90'la kabul gören 'Muhsin Yazıcıoğlu, bir suikasta mı kurban gitti?' kanaati doğrulanıyor mu? Zamanla göreceğiz." diyor.

     

    Radarların hepsi aynı anda bozulamaz

     

    Emekli Hava Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğulları: "Olay kaza olmaktan çıktı. TSK'da tüm radar ve konuşmalar kayıt altına alınıyor. Radarların arıza yapması veya kayıtların silinmesi gibi ifadeler, sabotaj ihtimalini güçlendiriyor. Aynı anda tüm radarların arızalı olması mümkün değil. Bölge, kuzeyde Sivas Şarkışla, güneyde ise İskenderun radarları tarafından kontrol ediliyor. Türkiye'nin çeşitli yerlerine radarlar birbiri üzerine bindirme yöntemi ile yerleştiriliyor. Hava Kuvvetleri'nde kör nokta yoktur. Bir radarın görmediğini diğer bir radar görür. Yani herhangi bir arıza durumunda da olsa bir diğer radar o bölgedeki uçakları tespit edebilir. Kaza günü uçuş yapan pilotların ifadelerinin alınması, radarlardan kaybolan uçakların uçuş planlarının açıklanması gerekiyor."

     

    Emekli Hava Pilot Binbaşı Haluk Yıldırım: "Açıklama inandırıcı değil. Burada önemli olan, bölgede uçuş yapan filonun güzergâhlarının açıklanması. Ayrıca 4 dakikalık süre az değil. Bu sürede bir uçak 30 mil yol alabilir. Hangi uçağın o bölgede uçuş yaptığı ve güzergâhları mutlaka kayıt altına alınmış olmalı. Kazanın bir sabotaj olup olmadığı uçuş planlarının ortaya çıkmasıyla netlik kazanacak."


  3. Artık Google'da arama yapan hiç kimse, bu alan adı uzantısına sahip siteleri bulamayacakMilyarlarca bilgi bulunduran, internette arama motoru denildiğinde akla gelen ilk isim olan Google, .co.cc uzantılı web sitelerini arama kayıtlarından sildi.

     

    Resimde görüldüğü şekilde bir arama gerçekleştirince bir sonuç bulamayan Google'ın bu kayıtları silmesinin nedeni olarak bu uzantıda bulunan sitelerinin çoğunun spam içerikli olması ve 11 milyondan fazla bu uzantıya sahip sitenin Google'da bulunmasının gereksiz olması gösteriliyor.

     

    Resmi bir ikinci bölüm alan adı uzantılarından olmayan .co.cc, http:/co.cc adresinde bulunan Koreli bir şirket tarafından bağımsız bir şekilde ortaya çıkarılmış olan 'freehost' şeklinde bir domain.

     

    Google'ın internet spam takımında bulunan Matt Cutts, düşük kalitede ve istenmeyen iletilerle dolu bir freehost gördükleri takdirde bu kayıtları sileceklerini vurguladı. Bunun ardından bahsi geçen alanın sahibi olan firma, blogunda bir gönderi yayınlayarak kullanıcıları korumak için boşuna kullanılan alanları sildiklerini ve alanlara virüs taraması yaptıklarını belirtti.

     

    11.383.736 alan adının kayıtlı olduğu bu freehost'ta yaklaşık 6 milyon kullanıcı mevcut. Bu sayılar da bu freehost'u dünyanın en büyük alan adı uzantılarından biri yapıyor, zira .org ve .uk gibi 2 milyondan fazla alan adı bulunan uzantılardan daha çok alan adı bulunuyor.


  4. Bir zamanlar adamın biri derdinden ağlayıp sızlanıyormuş.

    Ünlü şeyhlerden Şibli onun halini görmüş, ağlamasının sebebini sormuş ;...

    - Güzelliği canıma can katan, ömrümü arttıran bir sevgilim vardı.

    Geçenlerde öldü, şimdi ayrılığı beni de öldürüyor...

     

    - Madem ki sevgilinin hasretiyle yanıp tutuşuyorsun, demiş

    Şibli ; o halde yeni bir sevgili bul kendine...

     

    Ama dikkat et, bu sefer aşık olduğun sevgili ölenlerden olmasın !

     

    İskender Pala (Aşkname)


  5. Gayret ve çabalarını yakinen müşahede ve takdir ettiğim İ’lây-ı Kelimetullah davasını benimsemiş değerli kardeşim mukarrabin.

     

    Derginin çıkış tarihi muhtevası vesair hususları az çok belirginleştirmiş olmanıza rağmen nfkkfn kardeşimin de belirttiği üzere bu çalışma çok kapsamlı ve hacimli bir çalışmadır. Üstadımızı takip eden ve eserleriyle haşır neşir olmuş her fert sizden muazzam ve fevkalade bir performans bekleyeceklerdir. Onları istihdam edeceğiniz kadroyla bekledikleri ölçüde tatmin ve de teskin edebilecek misiniz? Dergi editörünün ve kalem sahiplerinin Üstadımızı iyi tanıması eserlerine de derinlikli vakıf olmaları iktiza eder. Yazarların kanalize edileceği alana göre donanımlı olmaları da kaçınılmaz bir gerçektir.

     

    Malum olduğu üzere yazma/yazarlık araştırma, muhasebe, muhakeme ve muvazene gerektiren bir uğraş olması hasebiyle hem meşakkatli hem de fazla mesai isteyen bir uğraştır. Bu münasebetle yazar kadrosunun gerek zaman bakımından gerekse diğer meşguliyetleri bakımından müsait olmaları gerekir kanaatini taşımaktayım.

     

    Profesyonel anlamda bir iş çıkarmak arzusundaysak bütün hususları en ince ayrıntısına kadar düşünmek ele almak mecburiyetindeyiz. Bir de özel mesaj yoluyla admine ulaşmanızda fayda görüyorum.

     

    Selam ederim…


  6. Eeeyyy usta. Buradan sana sesleniyorum. Sen keyfe keder usta olmadın bunların farkında olduğuna kaniyim ancak ihtar etmekte fayda görüyorum. Saman altından su yürüten bir zihniyetle karşı karşıyasın temkini elden bırakmayasın emi. Zamanın toy vekilcikleri , çıraklık da bile sınıfta kalan yeniyetmeler seninle aşik atamayınca çareyi yaşlı kurtlardan medet ummakta buluyorlar. Aman yarabbi ne müthiş bir kurnazlık, ne yaman bir hamle ve desise...

     

    Sen ki, ben seni eski siyasilerle bile müsavi görmem, seninle onları aynı kefeye koymak dalaletine de düşmem bu durum mukayese bile kabul etmez ama rakibin karıncada olsa asla ve kat'a küçümsemeyeceksin. Bu böyle biline, haydi kolay gele, rasgele...


  7. Vatan yazarı Zülfü Livaneli bugünkü yazısında eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yeni seçilen milletvekilleri içinde grup kuracak sayıya ulaştığını iddia etti. İşte yazının ilgili bölümü..."Demirel TBMM'de grup kuracak sayıya ulaştı!"

     

    Nasıl oldu, kim yaptı, nasıl başardı bilmiyorum (çünkü günlük siyasetle ilgilenmiyorum) ama Süleyman Demirel'in ve TOBB gibi çevrelerin adayları, CHP'nin seçilecek sıralarından aday gösterilerek milletvekili oldu. Grup kuracak sayıya da erişmiş durumdalar.

     

    Hüsamettin Cindoruk denemesi başarıya ulaşamayınca yılların tecrübeli kurdu Süleyman Demirel bambaşka bir siyaset manevrası ile TBMM'de grup kuracak sayıya ulaştı.

     

    Şimdi bu milletvekilleri CHP'den ayrılıp ya mevcut DP'ye geçmek ya da yeni bir parti kurmak için gün sayacaklar.

     

    Bu işin uygun zamanlamasını da yine Demirel ayarlayacak.

     

    Çünkü hareketin manevi lideri o.

     

    Resmi genel başkanının ise Profesör Haberal olması ihtimal dahilinde.

     

    Zaten ilk DP de CHP'den ayrılan Celal Bayar, Adnan Menderes ve arkadaşları tarafından kurulmamış mıydı!

     

    Şimdi tarih tekerrür ediyor ve CHP kendi bünyesinden yine bir DP yaratıyor.


  8. Hemen eğilelim. Efendim "Bayrak Bayraktar" da mantalitesi sağlam adamdır, size güzel güzel ergümanlar sunacağını sanıyorum ve de elinizi boş çevirmeyecektir. Süper zındık! Cübbeli Ahmed Hocam'dan dinlemiştim hem de bizatihi oruç hakkında açıklamaları olacak.

     

    Allah yardımcınız olsun, kaliteli bir derleme çıkartacağınızdan eminiz, inşallah burada da paylaşırsınız.

     

    Allah razı olsun ebkem.Bayrak Bayraktar hocayı nasıl olduda hatırlayamadık halbuki Yaşar Nuri deyince onun aklımıza gelmesi icap ederdi. Edi, büdü. :) Yaşar Nurinin manevi biraderidir birbirlerini pek bi severler Yaşar Nuri siyasete girinceye kadar programlarda beraber boy gösterdiler, marifetlerini karıştırdıkları haltları yedikleri naneleri birbir anlattılar. Yaşar Nuri dinimizi idrak edebildiği ve anlatmaya çalıştığı ölçekte siyasetinde hakkını veririm deyince şamaroğlanına döndü, devrilince ardına bakmaksızın kaçıverdi. Ucuz yırttı köftehor . Bayrak Bayraktar ara ara çıkıyor televizyonlara, söylemleri diğer şahıs kadar kamuoyunda yankı bulmasada tehlike arz ediyor aynı tiynete sahip meşrebi bozuk adamlar... Değininiz kardeşim, değininiz ihmal etmeyiniz şimdiden elleriniz dert görmesin kaleminize kuvvet , kaleminizin ucunu sivriltmekten imtina etmeyiniz zira bu mevzuda söylenecek çok söz var sırası gelince bizde esip gürlüyeceğiz en kuvvetlisinden en dehşetlisinden...

     

    Fi Emanillah

    • Like 1

  9. nfkkfn kardeşim öncelikle çalışmalarınızda muvaffakiyetler dilerim.

     

    Bu güzide çalışmada belirleyeceğiniz listenin başköşesine, köşe taşı mesabesinde ehemmiyet arz eden bizzat dini günlere ve ramazan ayına ilişkin, burada zikredemeyeceğimiz kadar abesle iştigal eden, dudak uçuklatıcı fetvalarıyla öne çıkmış pek bi zeki, zekeriya öztürk hocayı da !!! ihmal etmemenizi istirham edeceğim. Onu mevzu dışı bırakmanız ona yapılabilecek en büyük haksızlık ve sadakatsizlik olacaktır. Rica edeceğim nevi şahsına münhasır bu zevatı unutmayınız, unutmayalım, unutturmayalım..!:)

     

    Fi emanillah...


  10. Siyaset idare etme, yönetme sanatıdır. Bunun yansıra elindeki kozu ne zaman, nasıl, ne şekilde kullanacağını bilmektir. Yıkıcı hamleni, bitirici vuruşunu en sona bırakırsın ki ikinci bir hamleye ihtiyaç kalmasın değil mi ? Aklı selim bunu gerektirir. Başbakan ve avanesi başından beri bu işin hakkını vererek mahirane bir şekilde idare etmektedir.

     

    Projeler gündeme geldiğinden beri eleştireler ayyuka çıkmıştır. Hatta bunu söylemekle çok büyük bir marifet yaptığı zannıyla kendisine acı acı güldüren muhalefet şu amiyane ve abes ifadeyi kullanmaktan imtina etmeyecektir. Bize çılgın değil, akıllı projeler lazım. Seviyenin ne kadar yerlerde süründüğünü müşahede etmek güç olmasa gerek. Ne acıdır ki bu mefluç söylem ağızlarına yapışmış, dillerine pelesenk olmuş sakız gibi geveleyip durmaktadırlar. Sanki çılgın ifadesi akılsızlık ne bileyim saçmalık manasına kullanılmıştır.

     

    Akabinde benzer bir hadise baş aktör yine muhalefet ve malum şahıs, tabirimizle gafın babası. Kendisiyle fotoğraf çekinmek isteyen ortaokul talebesini kucağına alır. Eli yüzü düzgün bu sâbi neyle karşılaşacağını nasıl bir muameleye tabii tutulacağının farkında değildir. Kameraların, patlayan flaşların haddi hesabı yoktur. Gayet masumane gelir belki de babasının zorlamasıyle kendisini o adamın kucağında bulur. Ve soru gelir;

     

    - “Çapkın mısın sen a evladım? (ne alaka, kel alaka sadece ona mahsus bir tavır )

     

    Afallayan çocuktan cevap gecikmemiştir;

     

    - “Hayır”.

     

    Bu cevapla yetinmeyen kahramanımız kendince muziplik yapacak, çapından habersiz gediğe taş koymaya kalkışacaktır ehil olmadığı sahada devire devire ormanda çam bırakmayan zevat hükümetle alakası olmayan kaset skandallarına atıfda bulunarak bombayı patlatır.

     

    - “Dikkat et yavrum seninde kasetin çıkmasın” (Ve müthiş bir sessizlik hakim... Biz dişlerimizi sıkarken sözün sahibi sırtarır herkes dumur olmuştur aval aval bakılır)

     

    Daha nelere şahit olacağız Allah' ım acaba hangi günahın ceremesidir bu... Bu adam mı ülkemizin başına gelecek böyle bir belaya düçar etme bizi, bize bu belayı reva görme Allah’ım, Allah'ım, Allah'ım (c.c) sana sığınıyoruz el aman, el aman, el aman diliyoruz...

    • Like 2

  11. Maşallah güzel düşünülmüş ve tertip edilmiş bir uygulama, toplantının seyrine bakılacak olursa muazzam bir manevi atmosfer altında geçeceği aşikar. Cenab-ı Allah nasibi müyesser ederse iştirak etmek benim için bir şeref olacaktır. Toplantıya katılan yekünde üç kişide olsa mühim olan Allah rızası için bir araya gelmektir. Birlikte rahmet vardır. Gayret bizden tevfik Allah'tandır.

     

    Selam ederim efendim.


  12. Camilerimiz Allah Teala' nın bizlere ihsan ve inam buyurduğu manen şarj olduğumuz, ferahladığımız, arındığımız namaz süresince kısmen inzivaya çekildiğimiz, şehrin gürültülü atmosferinden, debdebesinden, alayişinden kaçıp sığındığımız dini vecibelerimizi ifa ettiğimiz teselligahımız mesabesinde olan kutsal mekanlarımızdır..

     

    Aynı huzur ve iştiyak ile çeşitli sebeblerden dolayı nadiren uğradığım camiye müezzinin çağrısı üzerine icabet ettim. Alışkanlığımdan ötürü cami duvarlarını, duvarlardaki işlemeleri, desen ve nakışları, iç içe örgülenmişcesine yazılan ayetleri, ahizeleri, mihrap ve minberi vs. inceden inceye gözdengeçirmek adetimdir. Adetimiz veçhike bu camiyide temaşa etmeye koyuldum derken gözüme Efendimiz (s.a.v) ismi şerifinin bulunduğu levhanın sol alt kısmında farkadelicek şekilde konuşlandırılmış ve yardım kasasına doğru mevzilendirilmiş (gizli kamera) ilişiverdi adeta göz bebeğime diken batarcasına irkildim ve rahatsızlık duydum. Pess..

     

    Bizim için bu kadar değer atfeden camilerimizde, mescitlerimizde bile gizli kameralara ihtiyaç duyuluyorsa, bu kadar kontrolden çıkmışsak, bu kadar kişiliğimizden insanlığımızdan ödün veriyorsak imanımızı ve değeryargılarımızı tekrar gözden geçirmemiz, geçim gailesinden evvel bu hayati meseleyi yeniden sorgulamamız icap etmez mi?

     

    Üstadımız insanın zabıtası imandır buyuruyor. Zabıtada zafiyet sözkonusu olunca kendi ürettiğimiz cihazlarla meseleyi çözümlemeye tedbirler almaya çalışıyoruz. Gaflet içre gaflet.

     

    Evet kim bilir daha ne kadar bocalayacağız ve nelere şahit olacağız ..

    • Like 1

  13. Dizilerdeki karakterlere kafa yordukları kadar kendi sorunlarına kafa yormayan yurdum insanı. Akşam sizi ziyarete gelebilirmiyim diyen birine güya espiri mahiyetinde bugün perşembe misafirim gelecek başka zaman gel demiş evsahibi. Misafirin kim diye sorunca cevap: Fatmagül (dizi). Ne kadar tuhaf, ne kadar korkuç bir manzara. Nereden nereye geldik.. Evet nereye gidiyoruz biz bilen var mı acaba? :unsure:

    • Like 1

  14. Çocukların face ve türevleri gibi sosyal siteleri kullanması konusunda sınırlandırma getirilmeli güç yetirilebiliyorsa engellenmelidir. Yetişkinlere gelince kullanıcı sayısı beş yüz milyonu aşmış bir siteden bihaber olmaları doğru değildir. Her türlü paylaşımların gerçekleştirildiği bu platformda bizlerin aktif olmaması doğru bir tutum olmasa gerektir. Kimi dış mihraklar bu platformu hain ve deni emellerine alet etmek maksadıyla kullanırlarken bizim pasif kalmamız yanlış olur. Kapasitese sahibi kardeşlerimiz sayfalarını açacak bizde arkalarında olacağız. Ancak saçma sapan lakırtılarla zamanını zayi eden oyunlar oynayan beğenmeyenin, paylaşmayanın imanından şüphe ederim gibi zavallıca yöntemler deneyerek bulunduğu konumu laşkalaştıran kimselerde mevcut. Dolaysıyla bilinçli kullanılmalı bağımlılık yapacak kadar meşgul olunmamalıdır.

    • Like 3

  15. hala tüylerim diken diken oluyo

     

    idam cezasına karşı çıkanlar ,bu ailelerin yaşadığı acının aynısını yaşasaydı acaba yine karşı olacaklarmıydı!

     

    Elbetteki o zaman bakış açıları değişecekti. O zaman demokrasi, çağdaşlık vs. gibi söylemlerle itiraz edip art niyetlerine kılıf uyduramayacaklardı. Yumuşak koltuklarda ahkam kesmek, esmek gürlemek kolay Nasreddin hocanın dediği gibi damdan düşenin halini damdan düşen anlar bunların ki ise maval okumaktan başka bir şey değil.

    • Like 1

  16. Kur’an mı, ne yazar, Onu anlayan birisi var mı?

     

    Hoca mı, bir zavallı mahkûm, hürriyeti kısıtlı,

     

    Dua mı, ne anlıyorsun, Arapçadan yoksunsun,

     

    Sadece âmin diyerek, biçare kafanı sallıyorsun…

     

    Anladığım kadarıyla günün anlam ve önemini belirten fikirlerinizi, dertlerinizi, eleminizi, kederinizi, sevincinizi, meramınızı, serancamınızı her neniz varsa onları şiir yoluyla aktarıyorsunuz. ancak son şiirlerinizde tarz değiştirmiş kısaltmaya gitmişsiniz, pekde iyi etmişsiniz. bu tarz diğer uzun şiirlere göre daha iyi. kısa şiirleri daha güzel yazıyorsunuz.acizane. daim, selametle...


  17. Hz.Muhammed (s.a.s)- Martin Lings (E.Siracettin)

     

    ALİ

     

     

    Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz:Reşit Haylamaz

     

    Bu iki eseri biraz önce temin ettim. Allah razı olsun, diğerlerini de yakın zamanda alacağım inşallah mühim bir çalışmanın arefesindeyim sağlam kaynaklara ihtiyacım var. Başka tavsiyesi olanlar varsa ekleyebilirler. Selametle gönül dostları...

×
×
  • Create New...