Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

sahnıseman

Üye
  • Content Count

    50
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    2

Posts posted by sahnıseman


  1. Benim de ikinci kez seyredişimdi.Beğenmenize sevindim.Vakit ve imkan varken değerlendirilmeli kanatindeyim...Bir kaç arkadaşa mesaj attım,ne kadar çok kişiye ulaşırsam o kadar memnun olacağım...Dün biraz etrafa baktım ama sizi göremedim :shiny:

     

    ben ön taraftaydım siz nerdeydiniz zaten az kişi vardı :) evet ne kadar kişiye ulaşırsa piyes o kadar iyi bende sınıfımı götürmeyi düşünüyorum inşallah :)


  2. Edebiyat dersinde işleyip benim hayran kaldığım kaside...Fuzuli'den Peygamberimiz'e mükemmel bir kaside...

    Şiir:

    Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su

    Kim bu denli dutuşan odlara kılmaz çare su

     

    Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem

    Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su

     

    Zevk-i tiğından aceb yok olsa gönlüm çâk çâk

    Kim mürûr ilen bırakır rahneler dîvâre su

     

    Suya versin bağ-ban gülzar-ı zahmet çekmesin

    Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin-gülzâre su

     

    Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına

    Hâme tek bakmaktan inse sözlerine kare su

     

    Ârızın yâdiyle nem-nâk olsa müjgânım n'ola

    Zayi olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su

     

    Gam günü etme dîl-i bîmardan tiğin diriğ

    Hayrdır vermek karanû gecede bîmâre su

     

    İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et

    Susuzum bu sahrede benim'çün are su

     

    Ben lebim müştâkıyım zühhâd kevser tâlibi

    Nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yâre su

     

    Ravza-ı kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr

    Âşık olmuş gâlibâol serv-i hoş reftâre su

     

    Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek

    Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vare su

     

    Dest-bûsı arzûsiyle ger ölsem dostlar

    Kûze eylen toprağım sunun anınle yâre su

     

    İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile

    Gül budağının mîzacına gire kurtâre su

     

    Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme

    İktidâ kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr'e su

     

    Seyyid-i nev'i beşer deryâ-yi dürr-i istifâ

    Kim sepiptir mu'cizâtı âteş-i eşrâre su

     

    Kılmak için taze gül-zâr-i nübüvvet revnakın

    Mu'cizinden eylemiş izhar seng-i hâre su

     

    Mu'ciz-i bir bahr-i bî-pâyan imiş âlemde kim

    Yetmiş andan bin bin âteş-hâne-i küffâre su

     

    Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima

    Parmağında verdiği şiddet günü Ensâr'e su

     

    Eylemiş her katrede bin bahr-i rahmet mevc-hîz

    El sunup urgaç vuzu-ı için gül ruhsâre su

     

    Hâk-i pâayine yetem der ömrlerdir muttasıl

    Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su

     

    Zerre zerre hâk-i der-gâhına ister salınûr

    Dönmez ol der-gâhdan ger olsa pâre su

     

    Zikr-i na'tın virdini derman bilir ehl-i hatâ

    Eyle kim def-i humar için içer mey-hâre su

     

    Yâ Habîbâ'llah yâ Hayr el-beşer müştâkınım

    Eyle kim leb-teşneler yanıb diler hem vâre su

     

    Sensin ol bahr-i kerâmet kim Şeb-i Mi'rac'da

    Şeb-nem-i feyzin yetirmiş sâbit ü seyyâre su

     

    Çeşm-i hûr-şidden her dem zülâl-i feyz iner

    Hâcet olsa merkâdin tecdîd eden mi'mâre su

     

    Bîm-i dûzah nâr-i gam salmış dîl-i sûzânıma

    Var ümîdim ebr-i ihsanın sepe ol nâre su

     

    Yümn-i na'tinden güher olmuş Fuzûlî sözleri

    Ebr-i nîsandan dönen tek lü'lü-i şeh-vâre su

     

    Hâb-ı gafletten olan bîdâr olanda rûz-ı haşr

    Hâb-i hasretten dökende dîde-i bîdâre su

     

    Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam

    Çeşm-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su

     

     

    Açıklama:

    Ey göz! Gönlümdeki ateşlere su saçma.

    Çünkü bu kadar tutuşan ateşe su çare olmaz.

     

    Dönen kümbetin rengi su rengi midir bilmiyorum.

    Yoksa gözümden çıkan su mu dönen kümbeti doldurmuştur.

     

    Kılıcının zevkinden gönlüm parça parça olsa şaşılmaz.

    Çünkü devamlı geçmekle su duvarda yarıklar bırakır.

     

    Yaralı gönül senin peykanının sözünü korkuyla söyler.

    Her kimde yara varsa o suyu ihtiyatla içer.

     

    Bahçıvan gül bahçesini suya versin, boşuna zahmet çekmesin

    Çünkü o bin gül bahçesine su verse bile senin yüzün gibi bir gül açılmaz.

     

    Kalemin bakmaktan gözlerine kara su inse bile,

    yazar gubar hatlı yazısını senin ayva tüylerine benzetemez.

     

    Senin yanağını anarak kirpiklerim ıslansa ne olur

    gül beklentisiyle dikene su vermek boşuna değildir.

     

    Gam günü hasta gönülden kılıcını esirgeme

    Karanlık gecede hastaya su vermek sevaptır.

     

    Ey gönül, onun peykanını iste, ayrılığında benim ona karşı olan arzumu sakinleştirsin. Susuzum, bu sahrada bir kez de benim için su ara.

     

    Ben senin dudaklarının tutkunuyum, zahidlerse kevser istiyor

    Nitekim sarhoşa şarap içmek hoş gelir ayık insana su.

     

     

    Su galiba o hoş yürüyüşlü serviye aşık olmuş ki,

    her an onun köyünün bahçesine gidiyor.

     

    Toprak olup suyun yolunu tutup o köye varmasını engellemem gerekir.

    Çünkü su benim rakibimdir. Bırakmam ki o köye varsın.

     

    Ey dostlar! Eğer onun elini öpmek arzusuyla ölürsem,

    toprağımdan testi yapıp onunla yare su sunun.

     

    Servi kumrunun duasına karşı aksilik eder

    Su onun eteğini tutsun ve ayağına düşüp yalvarsın.

     

    Bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor.

    Su gül budağının mizacına girsin ve bülbülü kurtarsın.

     

    O güzel ahlakını insanlara ilan etmiş.

    Su seçilmiş Ahmet’in yoluna tabi olmuş.

     

    O insanoğlunun efendisidir. Seçilmiş incilerin deryasıdır.

    Ki onun mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir.

     

     

    O peygamberlik bahçesinin parlaklığını tazelemek için,

    mucizeyle mermerden su çıkarmıştır.

     

     

    Onun mucizesi alemde öyle sonsuz bir denizmiş ki

    o denizden binlerce ateşe tapan kafirin ibadethanesine gidip ateşlerini söndürsün su.

     

    Onun savaş günü parmağından Ensar’a su verdiğini kim işitse,

    hayretinden parmağını ısırır.

     

    Onun dostu yılan zehri içse, içtiği zehir ab-ı hayat olur.

    Düşmanı su içse içtiği su yılan zehrine dönüşür.

     

    O abdest almak için gül gibi olan yüzüne eliyle su serptiğinde,

    o suyun her damlasında binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır.

     

    Onun ayağının toprağına erişeyim diye su,

    ömür boyu başını taştan taşa vurup avare gezer

     

    Su, onun türbesinin toprağına zerre zerre salınmak ister.

    Su parça parça da olsa o dergahtan dönmez.

     

     

    Sarhoşun baş ağrısını gidermek için su içtiği gibi, günah işleyenler de senin na’tının zikrini daima dillerinde tekrarlamayı dertlerine derman bilirler.

     

     

    Ey Allah’ın sevgilisi, insanların hayırlısı, susuzluktan yanıp dudağı kuruyanların su istemeleri gibi ben de seni özlüyorum.

     

    Sen o keramet denizisin ki, Miraç gecesinde senin feyzinin çiğ taneleri,

    sabit ve seyyar bütün yıldızlara su eriştirmiştir.

     

    Senin mezarını onaran mimara su lazım olsa

    güneş çeşmesinden her an çokça saf ve tatlı su akar.

     

     

    Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmıştır.

    Senin ihsan bulutunun o ateşe su serpeceğini umuyorum

     

    Seni övmenin bereketiyle Fuzuli’nin sözleri,

    nisan bulutundan düşüp büyük inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur.

     

    Mahşer günü gaflet uykusundan uyanıp gözünden hasret göz yaşı döktüğü vakit.

     

    Senin yüzünü görmeye susamış Fuzuli’yi vuslat çeşmenden mahrum etmeyeceğini ummaktayım.

×
×
  • Create New...