Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

afk07

Editor
  • Content Count

    60
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    11

Posts posted by afk07


  1. İştirak edemedim ama saat 21'i vurduğunda toplantı aklımdaydı :) Güzel kararlar çıkmış. Üstlenen arkadaşlara kolaylıklar diliyorum. Yalnız sanırım ilk uygulama olduğundan kontrolü sağlamak adına olsa gerek satın alacağımız eser sayısını az buldum.

     

    Kitap sayısının şimdilik az tutuyoruz. Özellikle Üstadı ilk defa okuyacaklara göre seçimler yaptık.

    • Like 1

  2. Hayırlı geceler!

     

     

     

    Messenger Toplantısı teknik sorunlar nedeniyle biraz zor başlasa da sonuçlandırıldı şükür. Toplantıda belirlenen hususlar:

    1. Proje İsmi olarak: Okuma Ağı Projesi seçildi.
       
    2. Projenin internet sitesi n-f-k.com ya da ustadnecipfazil.com'a ait bir subdomain olarak kurulacak. Bir blog şeklinde olacak bu sayfada proje ile ilgili her şey paylaşılacak. İçerik yönetimini ben yapacağım.
       
    3. Projeye kitap alımını daha ucuz temin etmek için Büyükdoğu yayınları ile görüşeceğiz.
       
    4. Projede kitap dağıtımını şimdilik 4 arkadaş üstlendi.
       
    5. Proje için ilk kitap alımı yapılacak. Aşağıda verilen kitaplar alınacak.
       
    6. Kitapların ön kapaklarının arkasına, kitabın projemize ait olduğunu belirtilen bir metin yerleştireceğiz. Metni emir abdulkadir yazacak ve yeniden değerlendirilip tasarımı hazırlanacağız.
       
    7. Kitapların okuma süresi (Sayfa Sayısı / 10) şeklinde hesaplanacak.

    Kitap Listesi:

     

     

    1. O ve ben (2 adet)

    2. Bir adam yaratmak

    3. Tanrıkulundan dinlediklerim

    4. Dünya bir inkılap bekliyor

    5. İman ve aksiyon (3 tane)

    6. Çöle inen nur

    7. Mümin kafir

    8. Son devrin din mazlumları

    9. Tarih boyunca büyük mazlumlar

    10. Batı tefekkürü ve islam tasavvufu

    11. Cinnet mustatili

    12. Mukaddes emanet (2adet)

     

    Allah yardımcımız olsun!

     

    Hiçbir şey için "Bunu yarın yapacağım" deme. Ancak Allah dilerse (yapacağım de). Unuttuğun zaman Allah'ı an ve "Umarım Rabbim beni,doğruya daha yakın olana eriştirir."de. KEHF SURESİ (23-24)

    • Like 2

  3. Selamun Aleykum!

     

    Okuma ağı projesi kapsamında hangi kitapları almamızı önerirsiniz? Bu kitapları okuyacak kişiler Necip Fazıl ile yeni tanışmış olacaklar sonuçta.

     

    Bu arada, projenin Skype-Msn toplantısı 27.02.13 tarihinde yani yarın saat 21:00'da yapılacaktır. Projeye katılan katılmayan herkesin fikirlerini almak istiyoruz.

     

    ali_furkan_sn{a}hotmail.com

     

    İyi günler!

    • Like 1

  4. Filozoflar 'akıl' ile yol almaya çalışırlar; Müslüman olarak bizler ise aklı bir hududu olduğunu biliriz. Akıl bir yere kadardır ve oraya kadar kullanırız. Ama bir yerden sonra (Batı'nın filozoflarına göre bunlar dogma oluyor) bazı şeyleri kabul ediyoruz. 'Akıl almaz' şeyler yani. Ama eleştirilerde haklı oldukları bir nokta var bence. Aklı hiç kullanmamak!!!

     

    Soralım kendimize biz niye Müslümanız?

     

    Çoğunluk adına cevap veriyorum: Ailemizden. İşte bu bence Müslüman bir birey için en kritik olay. Konuyu dağıtıyorum biraz ama...

     

    “Ey iman edenler, iman edin…” (Nisa; 4/136)

     

    Bence bu ayeti okuyan herkes bundan sonra yazmak istediklerimi anlayacaktır. Nefse çok çile çektirmek lazım vesselam.


  5. Projeyi bizzat yürüten olarak sizin müsaid olduğunuz günde MSN toplantısının olması sanırım yerinde olur. Tabi yönetimin de hazır olması önemli.

     

    Logo ve sticker tasarımı dediğiniz, hani stickerlarda Üstad'a has sözler falan mı yer alacak öyle bir şey mi? Bu stickerların üzerinde site ve fikir derneğimizin adları yer almalı diye düşünüyorum. Yani derneğin ablemi var pek de güzel, bu projeye has farklı olmalı düşüncesinde misiniz?

     

    Sticker'ları kitapların üstüne yapıştıracağız. Yani kitapların bu projeye ait olduğu yazacak. "Bu kitabı alan okumak ve okuduktan sonra başkasına okutmakla yükümlüdür. " gibisinden bir not ekleyip altına da projemizin adını falan yazacağız.

     

    Eğer dernektekilerle görüşebilirsek bence bu işin beraber yürütülmesi daha iyi olur. Bunu hiç düşünmemiştim ve daha önce böyle bir fikir de gelmedi.

     

    Teşekkürler..


  6. Kitap okumalarıma Necip Fazıl ile devam ediyorum. 20. yüzyılnı en büyük düşünürlerin birisinin kaleminden çıkan bu kitap müslümanlar için paha biçilmez bir rehber niteliğinden. Kitapta "ihtilal" kavramı genel olarak beş başlık altından ele alınmış:

     

     

    • Resuller ve Nebiler Boyunca
    • 18. Asır Sonlarına Dek
    • Büyük Fransız İhtilali
    • Napolyon Bonapart ve...
    • Sentez

    Necip Fazıl, Kitapta ihtilallere İslami ve Batıl olarak iki açıdan ele almış.

    Peygamberler mutlak ihtilalcilerdir. İlahi emir doğrultusunda yapılan bu ihtilaller yazarın deyimiyle "en ulvi" olanlardır. Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve Peygamberimiz Muh... (s.a.v.) ilk bölümde bu şekilde anlatılıyor. Necip Fazıl bir manada "İşte ihtilal böyle olur!" dercesine bu konuyu başa almış. Diğer bölümlerde ise, bu ilk bölüm ile sık sık karşılaştırmalar yaparak eleştirmiştir.

    2. bölümde ise Roma'da, Spartaküs, Katilina ve Sezar; Fransa'da Etyen Marsel; İtalya'da Mediçiler ve birkaç ihtilalden daha bahsediyor. Genel olarak kısa anlatılan bu ihtilallerin ardından yazara göre yeryüzünden gerçekleşmiş en büyük batıl ihtilal Fransız ihtilalidir. Fransız İhtilali'nin neden kaynaklandığı, halkın zihniyetinin nasıl değiştiğini çok detaylı bir ibçimde anlatmış. 15. Lui ve son Fransız krali 16. Lui'nin karakterini çok iyi tahlil etmiş. Yine ihtilalde boy gösteren şahısları ele almış. İhtilal boyunca yaşanan inişler çıkışlar...

    Bu kısımlar aslında yazarın en önem verdiği parçalar ama benim en çok hoşuma giden 4. bölüm oldu. Napolyon'un müthiş aksiyonu ve Fransa'nın 10 yıl içinde ihtilali unutması... Bu özellikle dikkatimi çekti, Fransa'nın ihtilalin ardından 10 yıl içinde Napolyon'un diktatörlüğüne girmesi :)

    Kitabın sayfa 292 ve 293'ünden alıntı:

    napolyon+bonapart.jpgDarbenin ismini veren (18-19 Brümer) günü, Napolyon, yanında birkaç subay, bir gün önce nakledildiği için henüz yerleri bile ısıtılmamış Meclisin karşısına dikildi. Bu "ihtiyarlar meclisi"... Konuşuyor:

    -Fransa'yı nasıl bıraktım ve nasıl buldum?!. Nereden geldik, nereye gidiyoruz?!. Her şey, başını almış tereddiye gidiyor! Hürriyet, eşitlik ve muvazeneyi kurtarmak için ciddi ve şiddetli tedbirler almaya muhtacız!

    Bağırmalar:

    -Ya anayasa ne olacak?

    Cevap:

    -Her tarafı sökülmüş, yırtılmış bir anayasa Fransa'yı kurtaramaz!

    Yerici tezahuratlar:

    Napolyon öfkeyle "İhtiyarlar Meclisi"nden çıkıp "500'ler Meclisi"ne dalıyor.

    Meclisten sesler geliyor:

    -Bizim için ya anayasa ya ölüm! Süngüler bizi korkutamaz! Birer birer kürsüye çıkıp anayasaya yemin edelim!

    Napolyon bir elinde şapkası, bir elinde kamçı, Meclise girdi. Arkasında uzun boylu ve iri -yarı 4 (grenadye) eri... Kısa boylu Napolyon, bunların arasında, 5 mumlu bir şamdanın yarı yarıya yanmış orta mumu gibi duruyor. Benzi sapsarı ve hali çok yorgun. İşte , bir ihtilal ve aksiyon adamının hamle anında bilhassa üzerinden atması gereken hal... İlk başarısızlığı bu hal yüzünden...

    Bu hal hemen karşı tarafa kuvvet ve cür'et verdi ve sesler yükseldi:

    -Kanun dışı, kanun dışı!

    -Fransa'yı kendin zaptetmek için mi düşman ordularını yendin?

    -Kanun dışı, Tevkif, Tevkif!

    Napolyon'un kardeşi Lüsyen, eli kampanada, çırpınır, tepinirken, beriki asabiyetiyle döndü ve salondan çıktı. Kulaktan kulağa haberler:

    -Napolyon'u "500'ler Meclisi"nde hançerlemişler.

    İçeride kıyamet kopar ve Lüsyen Bonapart reislik cüppesini çıkarıp atar. Curcuna... Napolyon, arkasında manga manga asker, salona girdi. Metin adımlarla yürüdü ve birden susup, bu asi generalin ne yapacağına bakan mebuslara hitap etti:

    -Hepinizi tevkif ediyorum!

    ...

     

    Gerisi malum. Fransa'nın başına geçiyor ama bundan ötesi de var. Rusya'daki başarısızlığın ardından üzerine gönderilen orduyu tekrar ele geçirip tekrar başa geçmesi... Muazzam...

     

    "ve..." kısmı ile anlatılan bölümde ise, "Lenin", "Mao", "Musolini" ve bir kaç noktaya daha değiniyor. Türkiye'deki durumlara da atıfta bulunsa bile bunları ihtilal saymıyor. Tabi bunlarından dışında ihtilal denilemeyeğini belirttiği Hitler vs. de var. Taklitçileri ve "kucağına ihtilal topu düşenleri" gençlerin tabiriyle baya ezmiş.

     

    Son bölümde ise "bunlardan neler çıkarmamız gerek?" sorusuna cevap arıyor.

     

    http://kitap.endustrim.com/2013/02/ihtilal-necip-fazl-ksakurek.html

    • Like 1

  7. Forumdan projeye katılım şimdilik bu kadar olacak sanırım. Bir çok arkadaş İstanbul'da ikamet ettiği için projeye doğrudan destek veremeyecek. Ama proje için yapacağımız MSN (ya da artık Skype) toplantısına katılacaktır diye düşünüyorum.

     

    Bunların başka, forum dışında iki kişiyle görüştüm. Kitap dağıtımında bize yardımcı olacaklar. Şu anki maddi bütçeyle yeterli bir kadroya sahibiz diye düşünüyorum.

    • Proje için logo ve stickerların tasarımını yapmamız lazım.
    • MSN toplantısı düzenlenecek
    • İstanbul'daki arkadaşlarla yüz yüze görüşüp bu işe başlanacak

    Tasarım işini halledebilecek arkadaşlar varsa lütfen bana ulaşsınlar.

     

    MSN toplantısı için ben Pazartesi'yi öneriyorum. Cuma-Cumartesi-Pazar boyunca internette olamayacağım. Yine de bu konuda fikirlerinizi bekliyorum. Önemli olan katılımın maksimum olması.

     

    İyi günler!

    • Like 1

  8. Şimdi ne oluyor, ne yapıyoruz arkadaşlar?

    Şimdilik bir kaç kişi daha bulmamız lazım. Hep beraber buluşup ardından organizasyona başlıyacağız. Bundan önce siteyi ve kitaplara yapıştırılacak notları belirlememiz gerek. Ayrıca toplu sipariş vereceğimiz için Büyük Doğu ile de görüşmemiz lazım. Tabi bundan önce bir kaç arkadaşın daha katılımı önemli.

    • Like 1

  9. Geçen gün internette izlediğim bir belgesel çok dikkatimi çekti. Daha önce bir kaç kere kulağıma bu tip şeyler çalınmıştı ama yine de pek önemsememiştim.

     

    Olay şu: Kapitalist sistemin ilk yıllarında üretim aşırı miktarda artar. Artan üretim talepleri karşıladıktan sonra durmak zorunda kalır. Çünkü ürün alacak kimse kalmamış ve ihtiyaçlar giderilmiştir. Bunun sonucunda yeni ihtiyaçlar zamanla ortaya çıkmış olsa bile, ekonomiyi ayakta tutmaya yetmez. İşsizlik en büyük sorunlardan birisidir.

     

    Ekonomiyi tekrar hayata getirmenin tek yolu ise üretimin ve satışın devam etmesidir. Bu yüzden de üretim yapılırken ürünlere bir standart verilir. Örneğin ampüllerin 1000 saatten fazla dayanmasına izin verilmez. Böylece herkes tekrar tekrar ampül almak zorunda kalır. Bunun gibi uygulamaları yaygınlaştırarak kalitesiz üretim yapmaya başlarlar. Bunu da yasayla dayatırlar.

     

    Kapitalizm sisteminin belki de en pis yönü ortaya çıkıyor burada..

     

    Belgeseli izlemek için: http://www.endustrim.com/2013/02/planl-eskitme-belgeseli-mutlaka-izle.html

    • Like 2

  10. Belki bela belki hastalık ama Üstad gibi uyku sorunu çekenler bu hayatta göründüklerinden daha uzun yaşarlar. Günde 8 saat uyuyan birisi gibi değil. Bizden daha fazla düşünürler.... Uyku konusunda bu özelliği şans mı yoksa bela mı diye sorarsanız bence büyük şans. Evvela çok uyku uyuyanlar (bizler gibi) iradesiz olur. Çalışamazlar. (Genel olarak). İradesizlik büyük bela.

     

    Diğer bir nokta da elbette edebiyatı. Sözlerinin kıymetini bilmek için edebiyatçı olmaya gerek yok. Hangi entel Üstad'ın karşısına çıkıp laf yarıştıracak? Döneme bak!

     

    Tabi bunlardan önce dönemin şartlarına rağmen yaptığı faaliyetler ona Üstad demek için yeterli. Toplumda ezilmiş karakterleri ve dini millete tekrar göstermesi... Muazzam şeyler.


  11. Esselam...

     

    Bir kaç gün evvel niyet ettim yazmaya hatta 2 paragraf kadar yazdım bile, sonra patavatsızın biri geldi çay içmeye, öylece kaldı. Yok mahalle esnafı değil devlet memuruyum :) Her neyse sözü çok uzatmaya lüzum yoktur.

     

    Geçtiğimiz aylarda bir kaç kere gözüme ilişen bir sticker vardı, bir gün dikkat kesilip okudum. Efendimize selavatı şerife getirmenin faziletinden bahsediyor ve bir selavat getirmemiz isteniyordu, kendisi avuç içinden biraz büyük normal bir insanın elinden biraz küçüktü. İş merkezleri, pasajlar, avmler, panolar, trafolar, apartman girişleri, araçlar, belediye otobüsleri gibi yerlere yapıştırıldığını tahmin ettiğim bu stickerlar aslında mükemmel bir fikrin tezahuruydu hiç şüphesiz. İnsanları yormayan, onlardan para ya da zamanlarını istemeyen, sadece bir kere 8-10 kelime söylemesini isteyen 'Allah rızası için' yapılan güzel bir şeydi sadece. Hiç aklımızda yokken sessiz sedasız bir şekilde belki milyonlarca selavat getirildi bu vesileyle. Geri dönüşüm zahiren olmadı belki fakat eminim ki batınında çok sevap aldı bu işi başlatan ve vesile olan herkes.

     

    Bunu anlatıyorum çünkü yukarıda tartıştığınız proje de böyle olmalı. Yani bu mantık çerçevesinde ve paralel olmalı. İnsanlardan direkt ya da dolaylı olarak bırakın para, kitap veya zaman istemeyi kitap hediye etmek etseniz almayacak milyonlarca insan var. Demek istediğim, görünürde insanlara herhangi bir ek yük yüklememeli bu proje. Siz birine kitabı vereceksiniz, ilgili kişi bu kitabı okuyacak (ki burada kitap okumayı seven insanlara ulaşılmalı diye düşünüyorum) ve belki de bir başkasına vermeyecek bile. İşte bu noktada kitap sirkülasyonunu sağlayabilmek için yeni ve yaratıcı (o manada demediğimi biliyorsunuz :) )fikirlere ihtiyaç oluşuyor. Ne yapılmalı ki ben aldığım bir kitabı en kısa zamanda okuyup bir başkasına hediye edeyim?

     

    İnsanlara bir minnet borcu yüklenebilir mi? Bunu yapmam mümkün müdür? Yahut kitabı okuduktan sonra bir başkasına veren insan, kendi isminin bir sitede, bir dergide anılmasından hoşnut olur mu? Bu onun için yeterli olur mu? Sorular, sorular, sorular...

     

    Şahsi kanaatim odur ki, bu site altında açılması düşünülen alana, bir sayaç konulabilir, kitabı okuyup bir başkasına teslim eden okuduğu kitabı yazar ve sayaç bir artar. Yahut şehirler ve isimler konulabilir. ( başörtüsü için on milyon imza kampanyasına benzer şekilde evet) Kitabı kimden aldınız, nerede yaşıyorsunuz, okuduktan sonra kime verdiniz? gibi suallerle bir döngü kurulabilir. Bu sosyal medyada nispeten ilgi çekebilir. Böylece 6 ay sonunda en fazla katkıda bulunan arkadaşımıza sitenin ve projenin hediyesi olarak güzel birşeyler verilebilir gibi. En aktif il, en çok okuyan kesim, cinsiyet, yaş gibi istatistikler bile tutabiliriz kendimizce.

     

    Hayırlısı olsun.

     

    Allah razı olsun. Okuduklarınız ve yazdıklarınız için.

     

    Kitaplar inşallah elden tembih edilerek dağıtılacak. Belki fireler verebiliriz ama o kadar tembihten sonra herhalde kitaplar okunacak ve tekrar dağıtılacaktır. Temennimiz bu yönde. Ayrıca Projenin başarıya ulaşıp ulaşmamasından ziyade projeye katılan arkadaşların niyetleri, maddi ve manevi destekleri önemlidir. Biz en iyisini düşünüp planlamalıyız. Gerisi Allah'ın bileceği iş.

     

    “Bu kadar lâftan sonra dâva şurada düğümleniyor: Bizi bir büyük aksiyon beklemekte; hangi sahada isterseniz isteyin… ” - İman ve Aksiyon

     

    Henüz her şey netlik kazanmış değil. Forum yönetimi ve projeye destek olan arkadaşlar bazı meseleleri tekrar masaya yatıracak. İnşallah tüm meseleler tekrar gözden geçirildikten sonra bu işe başlayacağız.

     

    Hayırlı geceler.


  12. Selamun Aleyküm!

     

    Bir hedfiye olarak elime gelen bu kitap ilk başta çok aşırı sadece kapağıyla içeriği bakımından hiç ilgimi çekmedi diyebilirim. Tek tesellim Sezai Karakoç'un yazmış olmasıydı.

     

    Kitap bölümlerden oluşuyor. Daha ilk bölümü okuduğum zaman bir şok etkisi yaşadım. Belki yazan şeylerin çoğunu biliyordum ama bunları hiç bir araya getirmediğimi fark ettim. Sosyalizm ve komunizm; Liberalizm ve Kapitalizm arasındaki ilişkileri öz bir şekilde anlatıyor. Ayrıca birbirleri ile fakrlarını ve ortak noktalarını birleştiriyor. Elbette kitabın asıl meselesi ve İslam ekonomisinin duruşunu, fakrlılıklarını her ikisiyle de karşılaştırıyor.

     

    Kitap hakkında söyleyecek çok şey var. Not almaya kalkıştım ama hemen hemen her yerin altını çizdim. İnce ve dolu bir kitap. Sadece ekonomi ile ilgilenenler değil tüm Müslüman gençliğinin okuması gereken bir yapıt.

     

    Kitaptan alıntı

     

    Batı iktisat yapısını ve kavramalarını temel alan bazı düşünür ve yazarlar kendi iktisadi doktrin eğilimine ve islam hakkındaki hükmüne göre, islam iktisat yapısını, liberal veya sosyalist bir yapı gibi görmüş ve göstermişlerdir. Yazar, liberalist veya kapitalist bir iktisat düzenine sahip olarak çizmiştir. Tersine, islama düşman bir yazar antiliberalist ve pre komünist bir yapıda göstermekte çekinmemiştir onu. Aynı şemayı, sosyalistlerde de görüyoruz: İslam düşmanı bir sosyalist, islamı hemeninden, bir derebeylik rejimi, en ileri bir halde de bir burjuva medeniyeti gibi tanımış ve tanıtmıştır. Tersine, islamdan propagandaları için yararlanmak isteyen sosyalistler ise onu, kapitalizme baş kaldırmış, tam bilinçlenememiş pre-marksist bir hareket gibi tasvir ederler.
×
×
  • Create New...