Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

AhıskaLı

Moderator
  • Content Count

    98
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    2

Posts posted by AhıskaLı


  1. Selamün Aleyküm arkadaşlar;

    Organize ettiğiniz toplantıdan ötürü teşekkür ederim. Katıldığım için memnun kaldığımı belirtmek isterim. Umarım Ahmet Bey'in dile getirdiği mevzularda kayda değer ilerlemeler gerçekleştirenler içerisinde ben de bulunabilirim. Öncelikle bu işin fikir sancısını çeken Ahmet Bey'e hususi saygılarımı iletmeyi bir borç bilirim. Rabbim mükâfatını her iki cihanda da versin.

    Ayrıca Istanbul âşığı biri olarak savunma içgüdüsü peydâ olsa da güzide şehrimizin güzelliğini ispat etme derdinde değilim. :))

    Toplantıya iştirak eden arkadaşlara teşekkürler, tanıştığıma memnun oldum.

    Not 1: Dumansız toplantı sahası istiyoruz ;)

    Not 2: Siteye üye olayım istedim fakat çivi yazısı gibi kelimeleri çözemediğim için misafir olarak kalmaya karar verdim :)

    Fatma Topcu ( Mümin'in ablası )

     

    Hanımefendi sizinde bu sigara takıntınızı anlayabilmiş değilim. Şurda buluştuğumuz sohbet edebildiğimiz zamanı toplasanız 1 saati geçmez.

    Gerçekten sigaradan hoşlanmayabilirsiniz lâkin senelerce bir çatı altında birbirlerimizi görmeden fikirlerini samimi bir şekilde dile getirdiğimiz bir sitenin buluşmasındada hem reel'de hemde site üzerinden iğneleyici bir şekilde devamlı dile getirilmesi rahatsız edici bir durum. Rahatsız olduğunuz bir durumda dahi ki bu rahatsızlığı trafiğe girdiğiniz arabaların egzozları kat ve kat daha rahatsız ettiğinede eminim 1 saat boyunca sigara içenlerede sabır gösterebilirsiniz.


  2. 880.gif

     

     

    “Evet; milli şahlanışın başında 14 – 15 ve Cumhuriyetin ilanında 19 yaşında bir çocuk olan biz, bunca yıl boyunca gördüğümüz, işittiğimiz, okuduğumuz ve mânalandırdığımız şeylerin yekûnu olarak şu hükme varmış bulunuyoruz ki;

     

    Birinci Dünya Harbi felaketi ve İmparatorluk devletinin çöküşünden sonra Türk haklarını sağlamak yolunda milli bir şahlanışa ilk olarak meydan açma fikri, bu hareketin şefliğini yapan Mustafa Kemal Paşadan önce ve onun şahsında Sultan 6. Mehmed Vahidüddin’indir. Yani aynı hareketin, vatan hainliğiyle suçlandırdığı adamın...

     

    Bu iddiayı tam bir fikir namusuyla ana tezimiz olarak başa alıyor ve en ince teferruatına kadar ispatını boynumuza borç biliyoruz.”

     

    Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, sh.157, Büyük Doğu Yayınları, 4.Basım, 2012

    • Like 2

  3. ustadin_buyuk_dogu_dergileri_tekrar_yayinlaniyor_h512.jpg

     

     

     

    Türkiye'ye damgasını vuran Üstad Necip Fazıl'ın çıkardığı Büyük Doğu Dergisi tekrar gün yüzüne çıkıyor. Tıpkı-basımlarını yayınlayacak olan dergiyi Star Gazetesi her cumartesi ücretsiz olarak dağıtacak.

     

     

    BÜYÜK DOĞU, ÜSTAD'IN ÖRGÜLEŞTİRDİĞİ İDEALİN ADIYDI

     

    Malum devrimlerin Türk ruhunu aç ve susuz bırakan halin dâvacısı olarak ortaya atılan Büyük Doğu, Türk'ün ruh köküne bağlı ve tüm insanoğlunu kuşatıcı ideal bayrağını 1943 'te açmıştı.

     

    16 devre çıkan dergi dönemin iktidarları tarafından defalarca kapatılmış, Üstad hakkında soruşturmalar açılmış, hakkında yüzlerce sene hapis cezası istenmiş ve mahkumiyetleride olmuştu.

     

    Günlük, haftalık ve aylık olarak yayın yapan Büyük Doğu toplamda 558 sayı olarak çıkmıştı.

    Son sayısı 5 Haziran 1978'de çıkan dergi Necip Fazıl tarafından devam ettirilmeyerek yerine 13 kitaba ulaşan Raporlar yayınlanmıştı.

     

    DERGİ DEFALARCA TOPLATILMIŞTI

     

    Üstad Necip Fazıl 1954 yılında çıkardığı 2 Temmuz tarihli Büyük Doğu Dergisi'nin 9. sayısının kapağında, Osmanlı arması işlemeli sanat eseri bir kumaş resmini yayınlayınca, "padişahlık propagandası yapmak " gerekçesiyle derginin o sayısı toplatılıyor ve kendisi de suçlanarak mahkemeye sevkediliyor.

     

    Necip Fazıl mahkemede kendisini suçlayan savcıya gayet ibretli bir şekilde şu cevabı veriyor:

     

    "İçinde adalet işlerine bakılan bu binanın tepesinde aynı Osmanlı arması var siz de mi padişahlık propagandası yapıyorsunuz?"

     

    BÜYÜK DOĞU NEDEN SUSMUŞTU?

     

    Üstad Rapor 1'de bu durumu şöyle izah etmişti;

     

    "Büyük Doğu çıkamaz!

     

    Memleket ve meydan, Büyük Doğu gibi, 30 küsur yaşımda ele alıp 60 küsur yaşıma kadar sürdürdüğüm mekteplik çapta ve tarihî değerde bir (organ) a lâyıkşartların topuna birden veda etmiş bulunuyor. Bundan böyle sadece kitap yayınlarına devam etmek, iç ve dış halimizin korkunç bir (Kakofoni) ve (anarşi) belirtici, düşük altı düşük seviyesinden korunmuş ve arınmış kalmak, başlıca şart... Büyük Doğu'nun şânı böyle gerektirmekte...

     

    İslâmî Altun Ordu nizamının büyük kurmayı Büyük Doğu, günümüzün, silâh, teknik, (strateji) , ilim ve fikir yoksunu çapulcular furyası içinde boy gösteremez! Ortalık duruluncaya, selim akıl vahitleri, bir parçacık olsun, yerli yerine oturuncaya, içtimaî bünye cerrahî müdahele ve meydan dayağına tahammül kazanıncaya kadar Büyük Doğu susmalıdır!

     

    Bugünkü vasat, mücadelenin değil, kıvranma ve can çekişmenin zeminidir; ve bu ana-baba günü zemininde Büyük Doğu, görünmeye tenezzül edemez."

     

    Büyük Doğu Haber

    • Like 6

  4. Bu konuyla ilgili, İmam Gazali Hazretlerinin ''Kalplerin Keşfi'' kitabından en güzel şekilde yararlanılabilir.

     

    Şimdi size vereceğim linkler kitabın içindeki bölümlerin sesli aktarımlarıdır. Yazılı şekilde isterseniz onuda ekleyebilirim.

     

     

     

    94-Bölüm Kadının erkeği üzerindeki hakları.

    http://www.kalplerin.../094_Bolum.html

     

    95-Bölüm Erkeğin hanımı üzerindeki hakları.

    http://www.kalplerin.../095_Bolum.html

     

    Selametle.

    • Like 1

  5. -Bizim istediğimiz bir nesil var: Allah'ın Sevgilisi'nin beklediği bir nesil. Bu nesil, siz olacaksınız! Mükellefsiniz! Ya olun, ya ölün!

     

    - Yalnız İslâmiyete inanıyoruz!

     

    - Aya biz gidecek ve oraya, bilmem kaç yıldızlı Amerikan bayrağı yerine Tevhid livâsını biz dikecektik!

     

    -Giden şey İslâm, gelen şeyse hiçti.

     

    -İnsan hür değildir; hür olan, eşek veya köpek...

     

    -Ruhumuzun ırzına geçtiği sanılar Arapçayı karşılık, ruh ismet ve iffetimiz gâvurcaya karşı takdim ve teslim edilmiştir.

     

    -Yine o, hep o, yalnız o, daima o...

     

    -Hasret, vuslatın yarısıdır. İste ki olsun!


  6.  

    olum ne terbiyesiz adamsın ya. biz burada aşktan meşkten bahsediyoruz sense kazıktan filan. ahıskalı mısın arkadaşım. biraz kibar ol. :) o meselelere girme ayrıca. o mesele derin, o mesele hazin, o mesele harbinde meseleydi annayacağın.

     

     

    Yok ajanım, benimkisi sadece bir tahminden ibaretti. Amma görülüyorki, ilk başta kaba sonra çok, çok ince bir tabirle ''ince çubuk'' tezimde tuttu gibi. :)

     

     

    Yoksa bizden sır çıkmaz ajanım. Ahahahaha. :)


  7. Günün İslâm Âlemini ben ehramlara benzetiyorum. Yazılarımda ye konferanslarımda da belirttim.

     

    Kaidesi, yani oturduğu yer ehramın, müslüman...

    Çünkü milletler mü'min...

    Yukarıya doğru, iman azalıyor, zirvede devlet güdücüleri kadrosu inkarcı...

    Adi taklitçiler..

    Bütün îslâm Alemi böyle!..

    Bunun sebebi var.. Bunlar maket gibidir. Malûm Batılılaşma hareketinin maketleri..

    Bunlar birbirinin de maketleri.. Ve hepsine birden sosyalizm uyuzu hâkim.. Ne sosyalizmi bilirler, ne Batıyı tanırlar, ne de îslâmi.. İşte Burgi-ba'sı, işte susu, işte busu!.. Bu adam o kadar ileri gitmiştir ki, Ramazanda oruç tutulmamasını memurlarına emretmiştir.

    Burada bir garip nokta var. Sen bunu nasıl emredebiliyorsun? Ya tutuyorsa? Tutup tutmadığını nasıl anlıyorsun!.. Çünkü oruç öyle bir ibadet ki, bozulduğu zaman yapılmadığı belli olur; yapıldığı zaman belli olmaz. Zorla mı yedireceksin! Oraya kadar giriyor, vicdana hulule kalkıyor.

     

    Arada bir yüksek sesle «Şeriat» diye bağıran bir delikanlı tanıyoruz: Kaddafi.

    Onun da hiçbir dirayet ve siyaset sahipliğine inanmıyoruz.

     

    İslâm, dünyanın beklediği inkılâbı va'dedici yegâne mihrak noktasıdır. Dünyada model olmak da muazzam bir dirayet ve siyaset ister.

     

    Dünya - çapında bir fikir ve iş mimarisi..

     

    DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR / KONFERANS / ESER: 37 - 40


  8. Aman Yarabbim...

    Yahu bu sitede böylesine karşılıklara alışığım ben...

    Ben bu filme gittim, orada karşılaştığım bir hadise vardı, onu yazdım ve üzerinden yorum yaptım. Oradaki kendini bilmez kişiler üzerinden bunları yazdım, bunları yazarken senin ismin aklımda bile değil yahu... Adamlar gelmişler sinamaya, tabi bu kişilerin hallerinden ne oldukları belli, Filistin davası ile alakaları yok... Böyle ilgsizliği belli eden söylemler içine girince bu kişiler sinama boyunca, üstelik çıkışta da Filistin ile alakalı hiçbir şey söylemeden alaylı tavırlarla çıkınca oradan biz de sinirlendik onlara... Hadise bundan ibaret... Bence Filistin ile alakalı bir şey bilmiyorlar o gençler...

     

    Mitajanının yazdığı yazılar ilgimi çeker... Ne yazsa okurum... Okudum yorumunu, sonra çıktım o sayfadan... Dedim beğeneyim şu adamın yazısını, böylece girdim sayfaya yeniden... En son yazı onunkisi idi beğendim... Sonra meğersem tam o ara sen bir şeyler yamışşın orya, yanlışlıkla seninkini beğenmişiz... Yani senin sayfanda beğeni sayısı bir, o da bu işte... Farkettik hatayı ve bu sefer mitajanının yorumunu beğendim... Adamın fikirden ziyade cümle yapısı hoşuma gidiyor... Sonrada yazılan yorumlara bakmadan, kendi yorumumu yazdım. İstersen beğeni özürlü diyebilirsin hakkımda...

     

    Sonra, Dervish'in yazısını da beğendim, çünkü o eleştiride de haklılık payı olduğunu gördüm... İsrailli komutanın ismi mevzuunda mesela... Yahudi düşmanlığının yapılmadığına dair kısmı da katıldığım kısımdı mesela...

     

    Ben sizi tanımıyorum ama, kendime yakın görüyordum... Bunları Mitajanı anlatırdı sana...

    Yani senin Filistinlilik duygunla benim bir alakam yok...

     

    Ezik kelimesine de ne diyeyim, diyecek bir şey bulamıyorum üzülmekten artık...

     

    Neyse bu yazı seni böyle yaptıysa, karşı taraf için amacına ulaşmıştır o zaman... Bu karşı tarafta siz yoksunuz bu arada, efendim...

     

     

    Dostum oldumu oluyor işte. O yazdıkların ister bana yada bir başkasına olsun, benim böyle bir tepki vermemde yanlıştı. Size cevabı yazarken psikolojik olarak iyi durumda değildim, haliylede ters bir cevap oldu. Ne diyelim olan oldu. Kalbini kırdıysak özür dileriz. Ve kırdıkta. Hakkını helal et yinede...

     

    Selametle.

    • Like 4

  9. Efendim, tabi filmde Polat ölmüyor, diğerlerinde yaralanma olmuyor falan... Ha Memati yaralandı ya...

    Diyelimki sahnenin bir tanesinde Polat fena yaralandı, Abdulhey'de öldü... O zaman film iyi mi olcaktı yahu?! Yahu bazı şeyleri göstermek için sizin o saçma dediğiniz sahneler kullanıldı... Hakikaten o saçma sahnelerin verdiği mesajları alamdınız mı? E alamazsınız tabi, oturup beklediniz Polat ne zaman ölecek diye... Filmi seyrederken buralara dikkat etmek nasıl bir duygu Allah'ım? Azıcık Filistin yarası olsa, o filmin verdiği mesajları havada kapardı saygı değer arkadaşlar...

     

    Filmi seyrettim, sinamadan ayrılacağız, kendinibilmez 3-5 kişi, yanlarında da bir kız, gülerek sırıtarak sinamadan çıktılar... ''Ay bu ne biçim film böyle, Polat yaralanmadı bile!..'', '' Ay ben bi daha gelmem bu filme, Kurtlar şeyini bile seyretmem!''. Güya bu sözlerde eleştiri oluyor... Yahu daha ne olsun, Polat'ın yanına tonlarca ağırlığında bomba düştü, o düşen her halde mermi değildi...

     

    Şimdi efendim Polat bir İsrail Kışlasına 2 kişi ile birlikte girdi... ''Olmaz, öyle şey olur mu, 3 kişi koskoca korunaklı bir yere girer mi, gelmem bu filme bir daha, hem Polat ölmedi'' derler şimdi bunlar... Yahu o kışla nerede, kimin topraklarında, ne yapıyorlardı İsrail ordusu orada, Filistin toprağı üzerinde niye yapıyorlardı? Hadi bakayım, olur olmaz yerlere takılan arkadaşlar, söyleyin, niye? Yoksa hala Polat oraya kendi başına nasıl girdi mi diyeceksiniz?

     

    O atılan bombaları gördünüz mü? Bombalar yere düştükten sonra etrafa bir şeyler yayılıyordu, dikkat ettiniz mi? Neydi onlar? Kimyasal bişeler mi idi onlar? Hay Allah... O kimyasal şeylrden Polata değmedi, gördün mü?

     

    Adamların kullandığı mermiler vardı bir de... Mermiler öyle bir özelliğe sahip ki, savaşta dahi kullanılmalarını yasaklayan bir madde içerdiği halde o mermiler, insan vucutuna girdiğinde bile kendini belli etmiyor, açtığı yara, diğer mermilerin açtığı yara gibi... Yani yaraya bakanlar, orada zehirli mermi kullanıldığını anlamıyorlar. Bunu o filmde gördüm... Tabi o mermilerden bir tanesi Polat'a girseydi iyi olurdu...

     

    Ha bir de, insanların günlük yaşamlarına dikkat ettiniz mi? Sokakları gördünüz mü? Yaralı insanlara bile sıkılan kuşunları gördünüz mü? Bir merminin masum insanlar üzerinde nasıl denendiğini gördünüz mü? Mesela Yahudi düşmanlığı da yapılmadı orada...

     

    Polat bir karakolu bastı helikopterle... İmkansız canım... Ama o karakol nerde idi? Kimin topraklarında? Bu kadar savaşın olduğu, tehlikenin kol gezdiği yerlere nazaran İsrail vatandaşlarının kaldığı şehirleri gördünüz mü? Nasıl da gelişmiş...

     

    Yahu ben size bir şey diyeyim mi, İsrail askeri araçlarının kapısında İsrail bayrağı vardı, ha o bayraklı arabalar havaya uçtu ya, oh yeterrrrr..... Hani o omuzlarında İsrail fleması olan askerler beyinlerinden yediler ya kurşunları, ağlayasım geldi oralarda...

     

    İsrail bayrağına bu tavır bile yeter, ilerisi için...

     

    Polat'ın gözüne bir kurşun isabet etmedi, o yüzden bu film güzel olmadı... Filistinliler üzgünüm...

    Beni ağlayan anlar...

     

    İnsanoğlu acaip bir mahluk, heleki sanal alemde daha başka bir mahluka dönüşüyor. Bu kişi birde embesilse, iş dahada vahimleşiyor.

    Sanalda yorum yaparken karşımdaki insanı reeldeymiş gibi bir tutar, ona göre davranırım. Bu yüzden tanıdığım arkadaşlarımın konuları dışındada, fazla yorum yapmamaya çalışırım. Bir monitörün önüne geçip, parmaklarını klavyeye dokundurarak, reelde insanların yüzlerine sarfedemeyeceğin kelimeleri rahatça yazabileceğinimi sanıyorsun arkadaş.!

     

    Haddinin bileceksin. Hadsizleşmeyeceksin.!

     

    Bizim Filistine olan muhabbetimiz ve yaptıklarımız bir filmi beğenmediğimizlemi ölçülecek. Bu nasıl bir mantıkdır, Allahım.!

    Nasıl nir mantık, nasıl bir psikoloji halinde bunları kelimelere dökebilirler. Anlayamıyorum.!

     

    Senin gibi birisine sarfedilecek kelimeleri, müsriflik olarak görüyorum.

     

    Oyuncak bir araba alıp üstünede İsrail bayrağını dikicem. Onu alıp yerden yere vurasınki, egonu tatmin edesin ezik.!!!


  10. la bi yürü git işine. siz buna bakmayın arkadaşlar ne dediğini bilmiyor. :) hayatında sinema yüzü görmemiş adamın sinema kritiği anca bu kadar olurdu zaten. peh.. sanktummuş. iyiki bi ceymis kemırın yapımcısı olmuş, bu mu yani. ahıskalı bi tarafa da kurtlar vadisi'nin her projesine sıcak bakıyorum ben. kurtlar vadisi filistin'e de hakeza. tamam abukluklar var, tamam polat ölmüyor, tamam memati çok çirkin ama bu film öyle ya da böyle bi soruna temas ediyor. ki asıl anlatmak istediğim de bu zaten. adamlar bunu babasının hayrına yapmıyor tabi. maddi beklentileri illaki var ve olmalıdır da.. mühim olan bir şekilde bu sorunun sinemaya taşınması.

     

     

    Bitajanından nağmeler,

    Zeytinburnu kahveler.

     

    Adamlar öyle konulara değindilerki hiç kimselerin yapamadıklarını yaptılar. Helal olsun be ne adamlarmış. Cesaretlerini takdir ettim.

    Neymiş; Ajan efendi Kurtlar Vadisi'nin her projesine sıcak bakıyormuş. Film sinemaya girdikten sonra herkesi uyandırdı. Bütün dünya milletleri İsrail'e öfkesini kustu. Araplardan bize sevgi gösterileri var. Sesimizi Türklerden başka duyan yok. Helal olsun Kurtlar Vadisine, helal olsun Polat Alemdara.

     

    Ajanın kendi deyişiyle; Bi yürü git Aslanım.

     

    Filmin senaryosunda, Filistine yapılan katliamlar ve acımasızlıklar iyi şekilde anlatılıyor. Ama Polat ağa ve ekibinin kahramanlıkları öyle bir destansı bir dille filme aktarılmışki, neredeyse Filistine yapılan katliamları bastırıp, kendi kahramanlıklarını ön plana çıkarmışlar.

     

    Tam da bizim Milletimizin istediği tarzda bir film. İtiraf etmek gerekirse,film bittikten sonra bi gurur okşaması yaşamıyor değil insan. Sanırsam ajanında en çok hoşuna giden kısmı bu olsa gerek. Lakin filmi izlemeden böyle bir havaya nasıl giriyosun ajanım anlayamadım. :)

     

    Yaptığım kritikler sayesinde boş beleş filmlere para vermekten kurtarıyorum seni hain herif.

    Sanctum'a beraber gideriz. Film bittikten sonra hacı film müthişmiş, ben senle o gün dalga geçmiştim, gibi laflara gelmem ona göre. :)

    • Like 1

  11. Genelde herkesin beğenip, pohpohladığı filmlere gittiğimde ise hayal kırıklığı yaşıyorum. Belkide çok yüksek beklentiler içinde seyrettiğim içindir. Fazla detaya girmeden anlatmak gerekirse; Bizde filmi herkesin tavsiye ve övmeleri sonucunda gittik. Alışılmış Kurtlar Vadisi Pusu dizisininden, fazla dışarıya çıkamamış bir sinema filmi olmuş. Her zamanki kahramanlıklar ve ölmeyen Polat Alemdar.! Filmi sinemada izlemeye değmez diyemiyorum. Gidilip seyredilebilir ama fazla beklentiler içindede olmamak gerek. Ağız tadıyla sinemaya gidip, güzel bir film seyretmek istiyorsanız, hiç düşünmeden 'Sanctum' derim. Bence son yılların en iyi filmi...

     

    http://www.youtube.com/watch?v=-sPMSiyLRDk


  12. -kemkümlünot-

     

    Kapsama alanı dışında cümleler kur. Aslan Bey'i hatırla. İki kişinin bildiği sır değildir diyordu hani. Aşk bizde her daim mevcut. Nevruz mevruz hikaye; ceplerimde annemin duasını taşıyorum. Kral'ı gelse dövemezler bizi.

     

    Herkese yapmam bu kıyağı, al sana mesaj dolu bir şarkı:

     

    15 Ajana Saldırdım- Güçlü Soydemir

     

     

     

    Amma kuruntulusun ha. Aklından şimdi buda neydi gibi '?' geçmesin anladın, anladın. Ajansal kıvrak zekanı çalıştır. :)

     

    Daha hayat uzun zaman çok, elbet yersin bir sopa. :)

     

    Şarkıyı açmamla, kapatmam bir oldu. Kuzum, nerden bulursun bu tür müzikleri?


  13. Havale ücreti alıyorsan kalsın. Hanım annemize zahmet olacak ama şöyle ajansal özelliklerime uygun birini bulursa iyi olur. Tercihen bizim teşkilattan olursa fena olmaz. Allah razı olsun Ahıskalı.

     

     

    Hahaha. Havale ücreti ha, bir günde üst, üst'e ikinci şok. Bugün dükkana bir adam geldi, kredi kartıyla ürün satın aldı. Ödemesini yaparken (böbürlenerek) benden Komisyon almayın, ben Türkiye İş Bankasında çalışıyorum ona göre ha demez mi. Adam kurduğu bu cümleyle vücudumdaki kanser hücrelerini harekete geçirdi.

     

    İş Bankasında çalışmıyorsan olmaz, olmaz ajanım :)

×
×
  • Create New...