Münteha

Eyvallah kardeş, şu aşağıdaki röportajı okumanızı tavsiye ederim:

http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?showtopic=6169

peki şimdi Üstadımız'ın eserlerini satın almamızı bir vefa olarak telakki etsek fena olmaz mı? bırakın kimin ne güdüsü varsa ya da adam otarıyorlarsa, kendi başlarını yesin! ama (...) paramın onlara gitmesinden huzur duyuyorum. dedim ya ehl-i vefa olmak.. Ama bu demek değildir ki burada yazan herkes paraya kıymıyor, Üstad'ın kitabına para yatırmayı çok görüyor.. tabi ki hayır, endişenizde haklı olabilirsiniz ama ben o evhamlara kapılıp niyetimi bozmak istemiyorum. Şu var ki, eserlerin herkese ulaşması için, evet mutedil fiyatlar koymalılar. ya da Üstad'ın zamanında basmadığı kitapları yayımlamamalılar! ticari hesap karışmasa keşke, burda mutabıkız.. bir parantez daha açmak gerekirse Büyük doğu dergisi artık niye çıkmıyor, niye çıkarmıyorsunuz?! gözlemlediğim kadarıyla elhamdülillah burada çok kavi kalemler var, Üstadımız'ın davasını iyi özümsemiş beyinler var. yapılan projeler de muazzam. umarım bir gün bu hususta da bir atılım yapar sitemiz inşaallah.. saygılarımla

Kardeş, bizlerin Üstad'ın eserlerini alıp okuması vefa örneği ama bu kitapları bizi kazıklayarak satmaları da bir vefasızlık örneği değil mi? Üstad'a vefasızlık? Hem mutedil fiyat koymalılar diyorsunuz hem de paramın onlara gitmesinden huzur duyuyorum diyorsunuz, burada bir tenakuz var. Elde edilen para Üstad'ı anlatma,tanıtma prograları için kullanılsa bu kadar veryansın etmeyeceğiz lakin ortada bir yiyicilik var.

Üstad olmadan Büyük Doğu Dergisi de olamaz bence. Kalemler ne kadar kavi ve kallavi olursa olsun çıkarılacak olan bir derginin adına Üstad'ın yazıları ile hakiki olarak mana bulan bir derginin ismi verilmemeli. Başka bir isim olmalı. Üstad Talebeleri Dergisi olur, Büyük Doğu Talebeleri Derg,s, olur, Büyük Doğu Gençliği Dergisi olur ama değindiğim sebepten ötürü Büyük Doğu Dergisi olmaz.

Mustafa Müftüoğlu'nun Yalan Söyleyen Tarih Utansın adlı serisini tavsiye ederim kardeş.

Üstad'ın Büyük Doğu Dergileri'nde yayınladığı yazılarının kitaba dönüştürülmesini menfi bir iş olarak görmüyorum. Büyük Doğu Dergisi'nin siyasi, fikri, edebi, dini, ilmi cepheleri ve Üstad'ın bu sahalarda kaleme aldığı yazılar, makaleler, incelemeler, ifşalar (dedektif x bir mahlasıyla) düşünüldüğünde ortada çok ama çok büyük bir hazine var. Bu hazine kitaplaşacak, iki kapak arasında istiflencek ki bizlere ulaşabilsin. Bu kitapların yayınevi tarafından bir kâr aracına dönüştürülmesine ise eminim ki her gönüldaş her kitapsever karşı çıkacaktır, çıkmaktadır. Üstad'ın kitapları baskı, matbaa, kağıt, mürekkep vs gibi maliyeti elzem olan ücretin üzerine çok yüksek oranda bir kâr konularak satılmaktadır. Üstad deryasına dalmak için kitapçılara koşanlar cepleri yanmış olarak çıkıyorlar. Üstad'ın kitapları Türkiye şartlarında çok ama çok pahalı.

Faaliyetleri sadece 365 gün Üstad'ı tanıtmaya ve anlatmaya yönelik olan bir Necip Fazıl kültür merkezi de olsa gayet güzel ve faydalı olur. Ki bu görev Üstad'ın evlatlarına düşüyor olsa da, manevi bir yükümlülük de Üstad'ı Üstad olarak kabul eden bizlerin üzerinde. Kim bilir belki ileride bir gün bu işi bu sitenin kurucuları, üyeleri yaparlar.

Bu da Sultanın kalb gözünün açık ve uyanık olduğunun bir işaretidir.

Sultan Vahdettin Han'a vatan haini diyenlerin kulakları çınlasın. Ona hain diyenlerdir asıl hainler.

İki nüktedan insan arasında cereyan eden şahane bir hadise :) Buradan bir şey daha öğreniyoruz, demek ki Üstad, yazdığı şiirleri ilk defa Serdengeçti'nin malikanesinde okuduğu olurmuş :)

Bu ve buna benzer yazıların mektep kitaplarına gireceği günleri de görürüz inşallah... Allah, Üstad'dan razı olsun.

Keşke Üstad'a bebek sallatan o kişiyi (Akif İnan'ın kızını) bulup bir röportaj yapsalar :) En az 50-60 yaşlarındadır muhtemelen (ahirete intikal etmediyse)

İyi fikir. Bu fanzinler bilhassa kitap fuarlarında dağıtılabilir. Necip Fazıl'ı anma toplantılarına katılanlara dağıtılabilir. Siz, kimlere dağıtıyorsunuz, özellikle tercih ettiğiniz bir kesim var mı?

Üstad, Samiha Ayverdi hanımın tesettüre dair bu şeriate aykırı fikirlerini bilseydi, onun bu yönünü eleştirirdi. Üstad'ın her yönden şeriat aşığı, şeriatin kıymetini bilen bir insan olduğunu biliyoruz ve şeriate mugayir laf edenlere de kalemiyle nasıl cevap verdiğini de biliyoruz. Samiha Ayverdi hanımın bu görüşleri içeren mektuplarının ilk defa yayınlandığı özellikle belirtilmiş ki bir Samiha Ayverdi okuru ve severi olarak da ben de bu fikirleriyle ilk defa karşılaşıyorum. Böyle sapık fikirleri olduğu öğrendiğim yazarları sevmekten vazgeçiyorum. Arkadaşımız, Üstad'ın S.Ayverdi hakkındaki görüşlerini, karşılıklı konuşmalarını eklemiş ama Üstad'ın takdir ettiği S.Ayverdi'nin o zamanlar bu görüşleri bilinmiyordu. Diyanet İşlerine kadar nerede yanlışlık ve sapıklık görürse eleştiren Üstad'ın S.Ayverdi'nin bu görüşlerini beğenmesi ve eleştirmemesi düşünülemez.

Her bidat, bir sünnetin unutulmasına sebep teşkil eder. İnsanlar ibadetlerde sünneti bırakıp da bidate yol açınca, sünnete uyma nimeti de elden alınıyor. İmam-ı Rabbani hazretlerinin buyurdukları gibi: "İbadet, emredileni yapmaktır." Allah cümlemizi ıslah eylesin.

Çok güzel ve kıymetli bir hediye veriyorsunuz. Bu kitabı okumak isteyen herkes çekilişe katılmalı. Kitap bende olmasa katılırdım ama kitap elimdeyken katılıp da diğer katılanların hakkını yemeyeyim :)

Üstad'ın filmleri okullar dışında cezaevlerinde de gösterilebilir. Bazı amatör tiyatro ekipleri Reis bey piyesini hapishanelerde de, mahkumlar için sahneliyorlardı. Oradaki insanlar için bu filmi izlemek çok iyi olur. Hapishanelere Reis Bey filminin cd'si gönderilebilir. Onlar da mahkumlara toplu şekilde izlettirirler bu filmi. Buna film izlettirme projesi diyebiliriz.

Sadece tiyatroları değil, Üstad'ın nüktelerini de oyun olarak sahneleyebilirler :D Kısa kısa geçişlerle bir çok nükte sahnelenebilir. Burada epey bi nükte var.

Radyo tiyatrosu dinlemeyi çok severim. Ne zaman dinlesem aklıma hep Üstad'ın o şahane tiyatro eserleri gelir. Üstad'ın eserlerinin (ki sadece tiyatroları değil mesela bir Aynadaki Yalan romanı da, diğer eserleri de olabilir) radyo tiyatrosu olarak seslendirilmesi için bir proje yapılabilir. Bu işi profesyonelce yapan radyolara site olarak bir teklif götürülebilir.

Bir ara AkRa fm'de her gün bir kitaptan birkaç sayfa okunurdu, hâlâ devam ediyor mu bilemiyorum, hatta bir ara Üstad'ın Çöle İnen Nur'u da okunmuştu. Bir nevi arkası yarın türü kitap. Trt fm'de de olurdu. Üstad'ın kitaplarının radyolarda okunması için de ilgili yerlere teklif götürebiliriz.

O edebi takınmak için, öncelikle o edeb ile edeblenmiş olmak gerek...

Güzel bir haber. Ama Yunus kardeşimin sorduğu gibi, oyunun Bursa'nın dışında başka hangi şehirlerde sahneleneceğine dair bilgi verilmemiş maalesef. Yazının sonuna doğru bir nnot düşmüşler. Oyunla ilgili bilgi almak isteyenler aşağıdaki mail adreslerine sorularını yönlendirebilir:

Bu arada, oyunla ilgili bilgi almak isteyenleri şu E-postalara yönlendirebiliriz: mine.sensin[at]bursa.bel.tr sehir.tiyatrosu[at]bursa.bel.tr

Milletinin en önemli unsuru olan dinine musallat bozuk kitapları yaktırmakla ne kadar önemli bir icraate girişmiş Sultan Abdülhamid. Zaten şimdi ortalık bozuk kitaplardan geçilmiyor, bir de onlar günümüze kadar ulaşsaydı halimiz ne olurdu.