![](https://www.n-f-k.com/nfkforum/uploads/set_resources_1/84c1e40ea0e759e3f1505eb1788ddf3c_pattern.png)
kübraa
-
Content Count
49 -
Joined
-
Last visited
-
Days Won
6
Posts posted by kübraa
-
-
Önce dedikodu mu diye düşünüyorsun.Sonra iskenderpasa.com a girince karşına bir yazı çıkıyor:"AKLINI KULLAN" diye...
-
İTHAF
Gençlik yıllarımda bulanık olarak gördüğüm hayaller!Yine nazarlarıma yaklaşıyorsunuz.Acaba,bu sefer,sizi yakalamama izin verecek misiniz?Yoksa vaktiyle kalbimde uyandırdığınız evhamı daha da artıracak mısınız?Heyhat!İşte,tahayyüller kanatlanmış etrafımda uçuşuyor.Tahayyül evhamsız olur mu?Peki,buharların ve sislerin içinden çıkıp etrafıma yükseliniz bakalım!Sihirli alayınızın dem demesi karşısında,içimin gençlik heyecanıyla titrediğini hissediyorum.Eski ve yarı unutulmuş sevinçli günlerin hayalleri ile birlikte dostlar da tecessüm ediyor.
Fakat o da ne?Istıraplar yenileniyor!Hayatın girdapvari yollarında iniltiler ve şikayet sesleri duyuyorum.Bu arada bazı sevgili gölgeler beliriyor.Benden önce hayat sahnesinden çekilen ve dünyanın geçici saadetine aldanan o güzel insanları görür gibi oluyorum.Ruhların sessiz ve vakarlı ülkesine karşı,içimde sonsuz bir hasret duyuyorum.Vücudumu bir ürperti sarıyor.Gözyaşlarıma hakim olamıyorum.O katı ve hissiz kalbimin yumuşadığını hissediyorum.Sahip olduğum şeylerin benden uzaklaştığını görüyorum.Gözden kaybolanlar da benim için birer hakikat oluyor.
GOETHE(Faust)
-
Evet,bu yazıyı yazan adam sanki bana yazmış.Biraz hayıflandım doğrusu okuyunca.Belki çok masum duygularla yazmıştır ama yine de beni biraz üzdü. Acaba ucundan kıyısından küçümser bir tavır mı yakaladı anlayışım bu yazıdan?Ben de anlayamadım niye bu kadar yüzümün düştüğünü.Buldum belki “mağdur”ifadesi yahut “kreatif ol,bisürü baş bağlama şekillerinden birini seç..”tarzında bir söylem sebep oldu buna…
Ben hiçbir zaman kendimi mağdur hissetmedim.Yani onlara karşı.Sadece Allah’a karşı suçlu hissettim o kadar…Sanırım bu laf çok ağırıma gitti.Mağdur lafı…
Olmamam gereken yerde olduğum için,fıtratımın dışına çıktığım için,hayat gayemi hiçe saydığım için.. mahçuptum sadece, Allah’a karşı. Yazdıkça çözülüyor sanki elemimin düğümleri.Evet bir şey daha farkettim ,yazının “kreatif ol..”kısmından sonrasının ve birkaç satır üstünün beni niye sarstığını.Tek mesele başörtüsü olsaydı bu kadar üzülmezdim.O sorun çözüldüğüne göre artık hakikaten özgürüm; gezip dolaşabilir,yeni bir başörtülüler jenerasyonu oluşturabilir,yeni tarzlar deneyip mutlu olabilirim.. demek ancak bu meseleyi başörtüsüne indirgeyenlerin işidir.
Evet, haykırmak istiyorum:”Müslüman olanlar! biz sonu gelmeyen günahları,uslanmayan nefsi,iradesiz bedeni.. neye borçluyuz?”
Kimine göre bir şeyhin eteğine yapışmamaya, kimine göre bir kitap serisini okumamaya yahut hizmet etmemeye,belki bi topluluğa mensub olmamaya falan..Bunlar doğru olabilir,bi itirazım yok…
Bence özünde, İslamın artık yabancılaştığı yani bugün yaşanan islamın hakiki islam olmadığı.. var.Eğer sahih-i Buhari nin hususiyle kadınlarla ilgili (başlık farklı olabilir ama bu minvalde) kısmına bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.Bir dostum -ki kendisinin başı açıktır- bana okurdu da yüzlerimiz kızarır,islamı yaşanılmaz kılanlara hınç duyar,kendimizi kınar,ne yapacağımızı bilemez halde kaçıp gitmek isterdik.Ne mümkün..
Şimdi birçok başörtülü kıza desen ki kızlar küçük yaşta evlendirilmeli,hemen itiraz eder.Bunun Peygamberimizin tavsiyesi olduğunu söylesen bel ki ses çıkarmaz ama içine pek yediremez.Neden?Çünkü dindar bir ailede yetişmiş olsak dahi biz,toplumun büyük kesimi gerçekten inandığımızı sandığımız şeye muhalif yaşıyoruz.Bu fikirleri içselleştirememişiz.Bu sadece küçük bir örnek..Şu da var: desen ki “keşke birşeyler olsa da: bir devrim, inkılap,inandığımızla yönetilsek,bu demokrasi de nedir?” aklı alamaz bunu,o kadar uzak görür ki bunlar gerçekçi değil bile der.Buna her konudan örnek bulabiliriz..
Şimdi içim biraz soğudu da Acaba şu adam yazısında zaten benim dediklerimimi kastetti, ben mi yanlış anladım.Şüphe, her şeyde şüphe…Ne bileyim bir şeyler içime dokundu ben de yazdım.
Fikirler, duygularım o kadar yoğun ki,o kadar çabuk geçiyorki akıl sahnemden, parmaklarım, kılavye onlara yetişemiyor.Bu yüzden birbirinden kopuk, başı vaya sonu olmayan şeyler yazmış olabilirim;kalbimden geçeni karşıdaki biliyor zannıyla.
-
İnsanlar ömürlerinde bir kere buluğ azabı çekerler;fakat dehânın çocukları birçok kere...Böylece her defasında gençleşirler.
GOETHE
(Kafa Kâğıdından...)
"Ne yaptın da böyle ilerledin?
Diyorlar ki, iyi başarmışsın!"
Evladım!Akıllı davrandım,
Hiç bir zaman düşünmek üzerine düşünmedim.
?
-
EIN GLEICHES (WANDERERS NACHTLIED)
Über allen Gipfeln
Ist Ruh
In allen Wipfeln
Spürest du,
Kaum einen Hauch;
Die Vögelein schweigen im Walde.
Warte nur, balde
Ruhest du auch.
(tad almak isteyenler için...)
-
Müstebit katledilse bile,
Kaybedilecek şey hâlâ çoktur.
Sezar'a imparatorluğu çok gördüler.
Fakat, onu nasıl idare edeceklerini bilemediler.
-
2
-
-
Niçin,her saat içim sıkılıyor?
Hayat kısa,gün uzun.
Kalbim hep uzaklaşmak istiyor,
Bilmem,acaba gökyüzüne doğru mu;
Fakat,hep ıraklara kaçıp gitmek,
Evet,kendinden kaçmak istiyor gönlüm.
-
2
-
-
Saklaması zor olan nedir? Ateş!
Çünkü,gündüz dumanı ele verir o ejderi
Gece alevi.
Bir de saklanması güç olan,
Aşk'dır;her ne kadar sakin olursa olsun,
Kolayca gözden fışkırır.
(...)
Kimseye değil sadece bilene söyle,
Çünkü, insanlar seninle alay eder,
Aşk ateşiyle yanıp öldükten sonra,
Hayy olanı tesbih etmek istiyorum.
(...)
Öl ve ol! İşte,
Bunu bilmiyorsan,
Zavallı bir misafirsin
Karanlık yeryüzünde.
JOHANN WOLFGANG VON GOETHE
-
3
-
-
'-Her şeyde olduğu gibi örtünmede de kıstas,hududa riayet meselesidir ve din bu hududu HENDESE AÇIKLIĞİYLE çizmektedir.
-<Avret> denilen örtünmesi mecburi yerler,erkekte.....Kadında,YÜZÜ,ELLERİ VE AYAKLARI HARİÇ HERTARAFI...Bu ölçülerden hiçbir fedakarlığa imkan yok ve kadına saçından tek perçem bile göstermeye müsaade mevcut değil...
-Çizdiğimiz örtünme sınırı bütün yabancı gözlere şamil.....
.
.
.
-Hazreti Aişe kendisini ziyarete gelen ama bir sahabiyi kabul etmek için başörtüsünü isterken sahabinin şu sözüne muhatab oldu:<Ben körüm ya Aişe ,hiçbir şey görmüyorum;ne örtünüyorsun?>Ve şu cevabı aldı:<Ben seni görüyorum ya!>...Örtü sırrını bundan daha derin kucaklayıcı ne söylenebilir?İş nihayet fiil sınırını taşırıyor ve ruhta karar kılıyor.İslam serapa inceliktir.'
NFK , İMAN VE İSLAM ATLASI , 12. BASIM SH:101
Edeb nedir? Edebli giyinmek nasıl olur? Aişe anamıza mı bakarız Samiha Hanıma mı? Üstadın Samiha Ayverdi'ye muhabbet etmesi yahut kendi eşinin açık olması neyi değiştirir?
Ben meydanda ne erkek görüyorum ne Rabia...Öyleyse nasıl halka teşmil edebiliriz?..
Bu tasavvufi mevzular her yerde konuşulur oldu ya..onuda pek aklım almıyor doğrusu gönlüm kaldırmıyor...
Tasvvufi derinliğin varsa kardeşim gizle..Başkasının aklının alamadığını fehmetmişsen gizle..gizlediğini de gizle..
-
2
-
-
Mir'at-ı kalbe kıl nazar
Canan cemalin gösterir
Variyyetinden et güzar
Canan cemalin gösterir
Yüz yere sür sular gibi
Kurban ol âhûlar gibi
Rağbette hûb-rûlar gibi
Canan cemalin gösterir
Kibr ü riyadan ol beri
Buhl ü hasedden kal geri
Hak yoluna ver bu seri
Canan cemalin gösterir
Mahluk-ı Hakk'a merhamet
Eyle bu halka menfaat
Ol müste'id bul mekremet
Canan cemalin gösterir
Hizmete eyle himmeti
Hizmet ile al himmeti
Her dü-cihan bul devleti
Canan cemalin gösterir
Olur isen ehl-i edeb
Edeb se'adete sebep
Edeb ile ol müntehab
Canan cemalin gösterir
Her rûz u şeb eyle niyaz
Niyaz ile ol serfiraz
Çâre kıla ol çâre-sâz
Canan cemalingösterir
LUTFÎ gibi olma alil
Gönlünde bir nur-i Cemil
Dest-gîrin olur Celil
Canan cemalin gösterir
HACE MUHAMMED LUTFİ(K.S.)
mir'at-ı kalb:kalb aynası
güzer:geçme,geçiş
âhû:ceylan
Hûb:güzel,hoş,iyi
rû:yüz,çehre
buhl:cimrilik
müntehab:seçkin
rûz u şeb:gün ve gece
ser-firaz:başta gelen,seçkin,mümtaz.başı dik
çâre-saz:çare bulan
müste'id:kaabiliyetli
mekremet:kerem,cömertlik
dest-gir:elinden tutan
-
Mir'at-ı kalbe kıl nazar Hizmete eyle himmeti
Canan cemalin gösterir Hizmet ile al himmeti
Variyyetinden et güzar Her dü-cihan bul devleti
Canan cemalin gösterir Canan cemalin gösterir
Yüz yere sür sular gibi Olur isen ehl-i edeb
Kurban ol âhûlar gibi Edeb se'adete sebep
Rağbette hûb-rûlar gibi Edeb ile ol müntehab
Canan cemalin gösterir Canan cemalin gösterir
Kibr ü riyadan ol beri Her rûz u şeb eyle niyaz
Buhl ü hasedden kal geri Niyaz ile ol serfiraz
Hak yoluna ver bu seri Çâre kıla ol çâre-sâz
Canan cemalin gösterir Canan cemalingösterir
Mahluk-ı Hakk'a merhamet LUTFÎ gibi olma alil
Eyle bu halka menfaat Gönlünde bir nur-i Cemil
Ol müste'id bul mekremet Dest-gîrin olur Celil
Canan cemalin gösterir Canan cemalin gösterir
HACE MUHAMMED LUTFİ(K.S.)
mir'at-ı kalb:kalb aynası
güzer:geçme,geçiş
âhû:ceylan
Hûb:güzel,hoş,iyi
rû:yüz,çehre
buhl:cimrilik
müntehab:seçkin
rûz u şeb:gün ve gece
ser-firaz:başta gelen,seçkin,mümtaz.başı dik
çâre-saz:çare bulan
müste'id:kaabiliyetli
mekremet:kerem,cömertlik
dest-gir:elinden tutan
-
Alvarlı Efe Hazretleri(k.s.) Erzurum'un Hasankale'ye bağlı Kındığı köyünde dünyaya gelmiştir.Kendisi kâmil mürşittir ve Hâce Muhammed Pir-i Küfrevi Hazretleri'nin seçkin halifelerindendir.12 Mart 1956'da vefat etmiş ve naş-ı şerifide Alvar Köyündedir.
Yolu Erzurum'a düşen kardeşlerimiz mutlaka ziyaret etsinler.Kendisinin eşine pekde rastlanmaz manevi iklimleri var.Alvar'a bi külliye yapacaklardı ama şimdi ne durumda bilmiyorum.neyse hasılı hazret mürşitlerden geçilmeyen bir devirde parlayan hakiki mürşit idi.Allah bizleri O'nların hatrına affetsin.
-
ERZURUM DESTANI
ERzurum kilidi mülk-i İslam'ın
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Erzurum der-bendi ehl-i imanın
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Gayet şecaatli erler var idi
Nisası ricali hayadar idi
Edebli erkânlı bir diyar idi
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Göl yerinde elbet sular bulunur
Yine vardır deyu ümid olunur
Yine bu gün bin bahaya alınur
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Hamdü lillah metin İslamları var
Fakire zaife ihsanları var
Gülbe-i gönülde imanları var
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Hayrat hasenatlı erleri vardır
Hayr ü bereketli güzel diyardır
Seyretsen alemi bu aşikardır
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Müşkil halleyleyen uleması var
Safa bahşeyleyen fuzalası var
Şöhret-şiar yine küberası var
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Seherlerde müezzinler nidası
Halkalarda muvahhidler sadası
Ne güzeldir zikrullahın edası
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Vaizleri kürsileri bezetmiş
Candan geçmiş emrullahı gözetmiş
Allah içün sohbetini uzatmış
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Ramazan'da bir âlî-şan ederler
O şehr-i sıyâmı zi-şan ederler
Fukara gönlünü gülşen ederler
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Civanlar pîrlere hürmet ederler
Duasın almağa gayret ederler
Ramazan'a güzel hürmet ederler
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Rabb'im beldemize merhamet ede
Ahalisi râh-ı Mevlaya gide
Enbiya evliya bir himmet ede
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Doğa kalbimize nûr-i hidayet
Sâbık ola sâbit ola seâdet
Ol zeman bulunur bâkî selamet
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Binlerce bin medfûn evliyası var
Zahir batın nice asfiyası var
Feyz ü berekât-ı Kibriya'sı var
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Dilerem kerem-i Kerim'den elbet
Rabb'im ede Erzurum'a merhamet
Halkeyleye Rabb'im bir âlî himmet
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
İnsaf merhametle kalbimiz dola
Gittiğimiz târik şeri'at ola
Kalbimiz envar-ı ma'rifet bula
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Bir kul günahına tevbe ederse
Sadıkane o dergaha giderse
Afvolur günahı her ne kadarsa
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Dilerem daima kân-i keremden
Kaldırmaya nûr-i iman dîdemden
Bizi halâs ede derd-i veremden
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Hafızları binbir hatim okurlar
Nûr-i Kur'an enhârına akarlar
Nüzul-i merhamet-gâhe bakarlar
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Binbir hatim nuru Arş'ı doldurmuş
Bela musibeti yerden kaldırmış
Düşmanları kahreylemiş öldürmüş
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Kerem-i Kerim'den oldu inayet
Binbir hatim beldemizde kıraet
Gönlümüze doldu nûr-i şeriat
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Rabb'im hıfzeyleye düşman şerrinden
Gazab göstermeye berr ü bahrinden
Husûsâ ki Erzurum'un şehrinden
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
Kalblerine dolsun feyz-i Rabbani
Ahâlisi bulsun rahm-i Rahmanı
LUTFÎ Erzurum'dan gördün ihsanı
Mevla'ya emanet olsun Erzurum
HÂCE MUHAMMED LUTFÎ (Alvarlı Efe Hazretleri)
Eser:Hülâsatü'l-Hakayık
-
1
-
-
ERZURUM'DA BİR ÇAYHANE GÜNLÜĞÜ
Külrengi,kırmızı ve sarı bir fırça
Gezinmiş gibidir;şimdi Erzurum
Çarşısı;pazarı,çayhaneleri...
Velhasıl sonbahar..arkasında kar!
Yüreklerde çarpan,bir titrek hüzün
Ufuklara dalan gözlerde sevinç
Çaylara bulaşmış,bir avuç efkar!..
Söylemesi ayıp,bir köşesinde
Her yüreğin;bir bilinmez sevda var...
Vilayete bakan çayhanede gün
Nerdeyse gençlerin elinde tutsak
Fikrin kırbacıyla dövülüp durur:
"..Niye müçtehit az,halbuki herkes
Hak bilir,yanılır...doğruyu bulur!.."
Çayı yudumlarken ak sakallı can
Fikrin kırbacını sarar eline...
Gün'ü okşar,sarar,bağrına basar...
Gözleriyle toplar genç yürekleri
Bir buse kondurur titreyen An'a..
Bir çift söz mü,karanfil mi?..bilinmez
Hediye ettiği,akla izan'a..
"Kanatlarda akan havayla uçmak
Bil ki kartalda da sinektede var!
Ama bir sinekten bir kartala yol
Fezayı kateden uzaklık kadar.."
Ufuklara dalan gözlerde sevinç..
Çaylara bulaşmış bir avuç efkar!..
AHMET TEVFİK OZAN
(Kendisi Harputlu olan ve şimdi Elazığ'da ikamet eden hocamın Erzurum'a yazdığı birçok şiiri var.Ayrıca şiirdeki "aksakallı can" Mehmet Kırkıncı Hocaefendidir.)
-
2
-
-
Reyhan Hanım;
Sünnet ve cemaat ehlinden birisi olarak(Allah layık eylesin) "sapkınlık" ifadesini kullanmanız beni rahatsız etti. Üstadın kişilere değer hükmü vermesini anlarım da, siz kime istinaden "sapkın" yaftasını yapıştırdınız. Üstadın Muhammed İkbal ile ilgili bir hükmü var mı? yahut başka DEĞERLİ bir zatın... Siz tabiiki kendi bilgi birikiminize istinaden kendi içinizde bir şeyler düşünme, ŞÜPHE DUYMA liyakatine sahipsinizdir. Fakat kendi çıkarımlarınızdan yola çıkarak alenen Sapkın damgasını vurmanız bana doğru gelmedi.
acaba ben mi yanlış anladım?Bir takım iktibaslar yapmışsınız amma bunlardan çıkardığınız sapkınlık hükmü size ait. Hiç bir hakiki islam aliminin hükmünü, yorumunu görmedim ben. belki dikkatsizce okumuşumdur.
Ya siz yanlış anladıysanız,yahut yazdıkları sapkınlık derecesinde yanlışlar değilse...Sonuçta o "la ilahe illallah muhammedun rasulullah" diyen bir müslüman...
-
Senin hakkında bildiğime emin olduğum tek şey
Toprağa gidiyorsun...
"Kaç köşeli yıldız" olduğunu bilmiyorum ama
Koşarak ölüme gidiyorsun...
Her dem bir adım...
Şimdi ne yapıyorsun çok merak ediyorum
Merak mı? Ölüme gidiyorsun...
Yemek yiyorsan da,gülüyorsan da,ağlıyorsan da
Namaz da kılıyorsan,yazı da yazıyorsan,yahut düşünüyorsan
Ne yaparsan yap toprağa koşuyorsun...
_Nereye gidiyorsun?
_Toprağa.
_Ne zaman gidiyorsun?
_Her zaman...
_Beni bırakıpta mı?
_Hayır gafil seninle...
-
Mücerridin san'atı olan musiki ise, müşahhas kadroda belli başlı kötülüklere alet diye kullanılmadığı ve ulvi tefekküre zemin teşkil ettiği nisbetinde güzel ve makbul...
(İdeolocya Örgüsü, 3.Basım, Sh:123, Başlık:İslam ve Güzel San'atlar)
-
Peki,misalen üstadı çok seven bir kürt kardeşimiz üstadın kavmiyetçiliğe bakış açısını -kendi şartlarına göre- nasıl yorumlayacak,kendi ideolocyasını nasıl örgüleyecek?
Cevaben şöyle diyebilir miyiz?
"Üstad neticede türk idi.Türk gençliğine bu işin hakikatini anlatmak durumundaydı.Çünkü türkçülük gibi bir düşünce Ziya Gökalp'ten beri vardı ve bu fikir aslına kavuşturulmalı idi.Bu aslına kavuşturma ülkücülük için de geçerli.yoksa üstadın ülkücülerin etkisi altında kalması namümkün-Raporlarda buna şahit oluyoruz.Alparslan Türkeş'in deyimi yerinde ise üstada fikren tabi olduğunu görüyoruz.-O zaman Türkçülük revaçta,şimdiki gibi değil...Bu yüzden diğer kavimlerden olan gönüldaşlarımızın bu meseleyi bağlı olunan ruh, yani islam cihetiyle ele almaları, kendi kavimleri ile de hudutlarına riayet ederek övünmeleri gerekir.Bu hudutlar türk için ne ise onlar için de odur."
Bir de sanki kafamın içindeki başka bir merkezden şu fikirler çıkıyor:" üstad islam ülkeleri arasında tereddinin Türklerle başladığını ve tekrar dirilişin de Türklerle başlayacağını söylüyor.Üstadın Türkçülüğü sadece Türk olmasından kaynaklanan hissi bir şey mi yoksa hakikaten Türkler bu işe namzet mi? Üstad sırf laf olsun diye böyle birşeyi tabiiki söylemez.hakikatine ererek söylediği kesin.Çünkü İslam öncesi Türk dilinin -eksik olsa da kısaca ifade edilirse- fiillerden oluşan,içinde mücerred mefhumları pekde barındırmayan bir dil olduğunu söylüyor aynı zamanda.Türkler içinden İmam Gazali gibi bir mütefekkirin çıkmadığını söylüyor.Bu kadar objektif tahlilleri var."
Üstadı anlamak çok zor.Onu biraz olsun anlamak için bütün eserleri etraflıca,defalarca incelenmeli.Bunlar yukarıdaki yazıyı okuyunca aklıma hücum eden ilk düşünceler.Hiçbir iddiası yok bu düşüncelerin.Bende üstadın Türklük ile ilgili fikirlerini aklımda hiçbir pürüz kalmadan anlamak istiyorum.Yukarıdaki soruya cevaplarınızı bekliyorum.
-
15 ve 16 yıda ben alıyorum. Allah kabul etsin.
-
Üstad, yanlış hatırlamıyorsam Edebiyat Mahkemelerinde, Mehmed Akifin bir şiirinde geçen -asrın idrakine söyletmeliyiz islamı- mısrasını eleştiriyor ve asıl İslama asrın idrakini söyletmek gerektiğini ifade ediyor...
-
Anlamıyorum.insanlar nasıl bu kadar cüretkar olabiliyor.insan sıradan bir müslümana dahi birşey isnad ederken tir tir titremeli, hatta hiç yorum yapmamalı.Ya Allah katında makbul bir kulsa diye kılı kırk yarmalı.Öyleyse ne haddimize... 2. binin yenileyicisi İmam-ı Rabbani hazretleri ve Hz. Hamzayı şehid eden Hz. Vahşi arasındaki kıyas ölçüsünü bilmiyor gibi Hz. Muaviyeye laf atmak ne haddimize...
Nurettin Coşan Dan Mhp Desteği
in Güncel
Posted · Report reply
Aklını Kullan!Aklını Kullan!
Değerli kardeşim, aklını kullan!
Nereye gidildiğini, yarın ne olacağını, canından çok sevip tercih edip büyüttüğün çocuklarını, istikbalini düşün, emekliliğinin, sonrasının, hayatının istemediğin, tasvip etmediğin bir düzeneğin içinde geçtiğini, heba edildiğini farket, bu duruma müdahale et, itiraz et, boş verme!
Anlamaya, görmeye çalış, doğruyla yanlışı ayır, duruşunu özünle birleştir.
Göz boyamalı, kısa vadeli, saman alevli, serap misali ağzına bal çalındığını, çalınanın aslında bal olmadığını, duygularınla oynandığını, oynananlardan bihaber gafil kaldığını gör!
Kafanı devekuşu gibi kuma gömüp yaşadığın ülkede değerlerinin buharlaşmasına kayıtsız kalma, "neme lazım" deme, "menfaatim" deme!
Maneviyat bahçemize dadanmış domuz sürülerini, sırtlanları, hain köpekleri, kurnaz tilkileri, leş kargalarını, kanımızı, canımızı, değerlerimizi, zenginliklerimizi emmeğe yeltenen sülükleri, asalakları silkele, sırtından at, kamburunu düzelt, el ele ver, gücünü topla, maneviyatını düzelt, iyileri bul, onlarla birleş, işbirliği yap, yanlışı düzelt!
Bunu daha önce yaptın. Güzeli seçtin, güzelleştin, güçlendin. Örnek oldun, öncü oldun, yol gösterdin, ilham kaynağı oldun, sevildin...
Isıttın, karanlık asırlara güneş oldun aydınlattın. Çağ atlattın. Susuz yüreklere su serptin, serinlettin. Umut oldun, çare arayan biçare insanlığa, tarih yazdın altın harflerle dimağlara.
Şimdi silkin, şimdi uyan, dengeleri boz. "Bozkurtlara" fırsat ver, yol ver, OY ver. Çeki düzen versin, destek olsun dostlara, fayda versin, tek yürek olsun iyiler.
"Sagduyu'nun" mevcut hükümeti kuran partiye ilk genel seçimlerinde tek başına iktidar olmasıyla sonuçlanan verdiği şartlı destekle bile, hala, maalesef insanlık için, inananlar için beklenenleri gerçekleştiremeyen Sayın Başbakan, MHP'li kardeşlerin barajı aşamayacağını bekliyor. Haydi! Yalnız bırakmayalım meydanda özgürlükler vaad edegelen arkadaşı. MHP'li kardeşlerim, barajı aşın da, sizinle birlikte, daha önce söz verip de yerine getiremeyenler için bir telafi fırsatı doğsun.
Birleşsin güçler def etsin akbabaları, şanımız yürüsün cihanda.
Sefillere uşak olmayalım.
Çünkü, kölesiyiz, Razı olsun alemlerin Efendisi bizden.
Nureddin Coşan