Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
barani

Bir Sanatçının çığlığı

Recommended Posts

Bir sanatçının çığlığı

 

Cuma, 30 Eki 2009

 

Duyarlıktan yoksunlaşmış ama bu yoksunlaşmanın anlamını kavrayamamış topluluk ve ortam içinde duyarlı bir insanın, özellikle bir sanatçının dûçar kalacağı mânevî işkenceyi, o topluluk ve ortamın algılamasını beklemek, muhaldir, dense yeridir. Duyarlığı yitirmek bir dereceye kadar anlaşılabilir bir şeydir. Duyarlıktan yoksunlaşmada, görünüş itibariyle duyarlık yetisi yerli yerinde duruyor izlenimi verir. Ama o duyarlık yetisi, ne türden etkide bulunulursa bulunulsun bir türlü kendinden beklenin tepkide bulunamaz. Sağır birinin binbir çeşit sesi çıktığı ortamdaki durumu gibidir bu.

 

Duyarlığın yitiminde, yitirilmiş olunan eksikliğinin farkına varma ihtimali her zaman için mümkündür. Üstelik bu yitim o kimsenin davranışlarında ya da iç dünyasında zamanı geldiğinde bir tepkinin dışa vurulmasına neden olabilir. Duyarlığın meydana getirdiği eksiklik bir özeleştiriye, bir kendi kendini sorgulamaya, ne bileyim bir pişmanlık kırıntısının doğmasına vesile olabilir.

 

Tiyatro sanatçısı Ulvi Alacakaptan ile yapılan bir söyleşiyi (röportaj) okuduğumda duyarlık yoksunluğunun bir sanatçının içdünyasını manevî işkence olarak nasıl acımasızca istila etmeye başladığının somut göstergesini görür gibi oldum. Söyleşiyi Aydın Alkan yapmış, haftalık Baran dergisi yayımlamış. 8 ve 15 Ekim tarihli 143 (41) ve 144 (42) sayılyarında.

 

Alacakaptanın bizdeki tiyatro sanatının temel sorununa dikkat çeken şu sözleri üzerinde durulacak niteliktedir. Yerli tiyatrodan kastınız nedir? sorusuna verdiği cevap böyledir: Yerli tiyatrodan kastım şudur: Fransız olsun, Rus olsun, İngiliz olsun, Alman olsun her sanat biçiminin o ülkeye has bir üslubu vardır. Olmalıdır. () Biz İngilizler kadar güzel Şekspir, Fransızlar kadar güzel Molyer (Moliére) oynuyoruz. Fakat kendimiz gibi oynadığımız bir şey yok. Bizim tiyatromuz ancak Türkiyede tiyatro. Öyle Türk Tiyatrosu da denemez bence. Bu toprağın rengini, kokusunu, tadını taşıyan bir tiyatro olması lazım. Millî tiyatro (millî sinema gibi) deyimini de kabul etmiyor Alacakaptan: Ben bu millî kelimesini kullanmadım baştan beri, kullanmam daBen yerli derken açıkçası bu topraklarda olan bütün kültürleri kastediyorum.Şu ân yaşamakta olanları ve olmayanları, hatta hatta yerli bir tiyatro yapacaksanız bizim şaman atalarımıza da bakacaksınız, bizim tiyatromuzun aslı oradadır. () Yerli bir tiyatro bütün yerli sanatlar gibi şöyle yapılmalı; siz, yerli unsurlarınızı alırsınız, sonra günün anlatım biçimlerine başvurursunuz. Günün tekniklerine başvurursunuz. Onlarla yoğurursunuz. Öyledir yerli, yoksa orta oyunu, karagöz oynatmakla yerli tiyatro olmaz. Örnek olarak da Haldun Tanerin Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım ve Oktay Arayıcının oyunlarını veriyor. Sinemada Hollvat, Amerikan sinamasının aslında Yahudi sineması olduğunu ve bütün ülke sinemalarını yerle bir ettiklerini söylerken, bir tek ülkenin farklı, karşı koyan sineması olduğunu ve bunun da İran sineması olduğunu vurguluyor Alacakaptan.

 

Sanıyorum bu tesbitler mutlaka tartışma başlatacak niteliktedirler. İane beklentisi olmadan yaptığını sandığım şu tesbitleri, sanat, sanatçı ve zihniyet yaklaşımındaki değişimi anlatması bakımından altı çizilmelidir: Bakın muhalefette olduğunuz zaman herşey diridir. Politikanız da diridir, sanatınız da diridir, hatta sporunuz da diridir, zihin diridir. İktidar bunları uyuşturur. Şu an iktidardak partide tam saymadım ama en az ikiyüz tane milletvekili olan, benim oyunları organize etmiş insan vardır. Karşılaştıkları zaman üstad, hoca falan diyorlar ama bırakın doğru dürüst sanat yapmayı, geçinmekte zorlanıyorum. İktidar unuttu, işler tersine döndü. Biz hiç böyle hayal etmezdik. Çünkü şimdi muhalefet edecek lafları söylediğiniz zaman hoşlanmıyorlar. () Oysa hayret verici bir biçimde, meselâ son 15 senedir Türkiyeyi güya başka bir zihniyet yönetiyor, tek kelime olumlu bir gelişme yok! Bilakis tam tersi var! Bizim daha önce gıdım gıdım biriktirdiğimiz bütün birikimlerimizi mahvettiler. Ben şu anda iş bulamıyorum! Geçtiğimiz Ramazanda ilk defa hayatımda tek bir programım yoktu, gösterimim.

 

Şehir Tiyatrolarıyla ilgili değerlendirmesi, doğrusu iç burkucu: Şehir Tiyatrolarını ellerinden çıkardılar. () onbeş sene boyunca bir tane Bir Adam Yaratmak oynandı, ona da ben karşıydım, bir de Mehmet Kısakürek. Çünkü rezil edip bıraktılar! Söyledim de ben rezil edecekler diye. () Ve yaptığını söyleyeyim size. () Yaptığı şu: İlk gün gelmiş, oyunun metnini koymuşlar ortaya, yönetmen olarak bu demiş ki arkadaşlar şimdi bütün Allah kelimelerini çıkartacağız.

 

Söyleşinin tamamını okumanızı tavsiye ederim.

 

İsmail KILLIOĞLU--M.GAZETE

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sanat dedikleri nedir Allah aşkına?

Sakın kimse üzerine alınmasın.Ben şahsi olarak bazı vizyon filmleri hariç,sanat adına tek bir aşılayıcı bir olgu görmüyorum.Zaten bizim ülkede, sanat adına yapılan tek şey nedir.Adamlar soyunuyor ve ne imiş sanat için soyunmuş.Kendimi sergilemeyi seviyorum demiyorlar da sanatı bahane ediyorlar.Bu tiyatro, sinema işinden pek anlamam.Fakat görünen o ki faydalı olarak tek bir eser yok.

Bir Resi beyi bin kere izlesem bin birinci kez yine izler "Etmeyin Resi bey!Siz ağlayamazsınız.Ağlayabilseydiniz,anlayabilirdiniz" gibi hayat öncüsü,merhametin ne denli hayat düsturu, fakat sadece nadir insanlar da görülebilecek bir değeri anlatan, ya da bunun gibi önemli mesajlar veren kaç sanat eseri vardır?

Belki vardır da ben bilmiyorumdur.Açıklansın desteğim tam destek olur billahi.Sanatçı adı altındaki yılalrca ekranlarda boy gösteren kaç insanın hayatı.yazdıkları şu an bir örnek? Hepsi ya sokak da ya da kimsesiz bir viranede...Anca belediye sahip çıkacak da,ilk ve son kez haber alacağız bazı sanatçılardan.

Zor mesel zor...

Share this post


Link to post
Share on other sites

sanat veya sanatçıdan bahsederken insanın karşısına gerçek sanatkar çıkıyor insana düşen görev ise ona teslim olmak üstad bu uğurda kendini feda etti sonunda gerçek zenginliği buldu zamanındaki sanatçılar onun eserlerini oynadı ama o mübarek insanın davasını anlayamadılar ve onu yalnız bıraktılar zamanımızdaki sanatçılar gibi öyle bir çığlık atmak istiyorum ki ey kendine sanat adına her şeyi yapmayı uygun gören sanatçılar bir sefer olsun üstadı anlamaya çalışın ki gerçek sanatkarla tanışın eğer bunu başarabilirseniz donup kalacaksınız bu uğurda kendinizi feda etmeyi en büyük şeref bileceksiniz nerde öyle sanatçılar sizi çok özledik her gün sizi arzulamaktayız Allahım gönder bize o mübarek sanatçıları.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...