müznib 84 Report post Posted November 10, 2009 KÜRT TÜRK KARDEŞTİR, AYRI DURAN KALLEŞTİR Tarık Yılmaz BEKLER Türkler ve Kürtler şunu iyi bilmeliler: Türkler ve Kürtlerin kaderi müşterektir. Bu kader yoldaşlığı Malazgirt’le başladı, günümüze kadar devam ediyor. İslam kaynaklarına göre; Malazgirt savaşı öncesi, 10.000 kişilik Kürt atlısı, Sultan Alparslan’ın ordusuna katılmış ve Bizans’a karşı Selçuklu Türkleri ile omuz omuza mücadele vermişlerdir. Birlikte Anadolu topraklarını İslam’a açmışlar, Moğollara ve haçlılara karşı birlikte mücadele etmişler, İslam’ın bayraktarlığını yapmışlar, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı´nda kader birliği etmişlerdir. Tam on asırdır, Türklerle Kürtler kader birliği ediyor. Aynı havayı teneffüs ediyor, aynı şeylere üzülüyor, aynı şeylere seviniyorlar. Aynı dine iman ediyor, aynı kıbleye yöneliyor, aynı Peygamberin izine düşüyorlar. Başka hangi millet, bu kadar uzun süre, aynı coğrafyada, böylesine bir kader birliği gerçekleştirebilmiştir. Et ve tırnak örneği bile bu milletlerin kaynaşmasını izaha eksik kalır. Aziz milletimize sesleniyorum: Kürtlerin olmadığı bir Türkiye hayal edebiliyor musunuz? Türkiyesiz bir Kürt milleti düşünebiliyor musunuz? Bu milleti ırklarına göre ikiye ayırmak, bir vücudu ikiye parçalamak gibidir. Bu satırların yazarı kardeşiniz, Kürtçe konuşan bir babadan ve Türkçe konuşan bir anneden Tokatta bir Müslüman çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Beni parçalasanız ruhumu parçalayamazsınız. Anadolu’nun da bir ruhu vardır. O ruh Batman’da da, Tokat’ta da aynıdır. Bu toprakları ruhsuz zannedenler, bu toprakların yabancısı olan ruhsuz insanlardır. Hal böyle iken, nasıl oldu da bu milletin arasına kara kedi girdi. Asıl can alıcı soruyu soralım. Aramıza bu kara kediyi kim soktu? Bu sorunun cevabını bilmeyen ne Türk vardır ne de Kürt. Aramıza bu fitneyi sokanlar AB ülkeleridir, ABD’dir, BOP’un ve GOP’un mimarlarıdır. Avrupa Birliği ve ABD’nin dümen suyunda siyaset yapanlardır. Emperyalistlerin yerli işbirlikçileridir. Küresel hegemonyaya ve yeni dünya düzeni safsatasına kendi öz değerlerinden daha fazla inananlardır. Emperyalist ülkelere sırtını dayayarak, ayrılığın dilini konuşanlara sesleniyorum: "Dünya Müslümanlarının vatansızlaştırılmaya çalışıldığı yenidünya düzeninde, ABD, niye Müslüman Kürte vatan versin? Onun amacı ayrıştırmaktır, bölmektir. Tarihin çöplüğü, emperyalistlerin kullanıp attığı milletler ve liderlerle doludur. Osmanlı aynı emperyalist amaçlarla bölündü, parçalandı. Aynı eller, Arap Müslümanların arasına cetvelle sınırlar çizdi. Aynı emperyal amaçlarla Müslüman milletler ve devletlerarasına nifak tohumları ekildi. Müslüman milletlerin şu sorunun cevabını bulmaları gerekmektedir: Dünyanın her tarafında entegrasyon-bütünleşme sağlanılıp, ülkelerin ve milletlerin arasındaki sınırlar kaldırılırken, neden müslümanların arasına sınırlar çiziliyor, duvarlar örülüyor, etnik milliyetçilik körükleniyor, müslümanlar birbirine düşürülüyor? Bu sorunun doğru cevabı kurtuluşumuz olacaktır. Bu sorunun doğru cevabı aynı zamanda gerçek dostumuzu ve düşmanımızı gösterecektir. ABD’nin, AB’nin, BOP’un ve GOP’un dili, ayrılığın dilidir. Kimi Avrupa ülkeleri tam 80 yıldır Kürtlerin etnik bilincini besleme çabası içindeler. Avrupa Birliği ilerleme raporunda Türkiye’den Kürtlerin etnik yapısının tanıması istenmiştir. Bu talep Kürt milliyetçiliğini artırmak ve ayrıştırma amacına yönelik bir taleptir. Milletimiz son 20 yıla kadar batılı emperyalist devletlerin bu çözücü üslubuna iltifat etmemiştir. Çünkü milletimiz müslümandır ve milletimizin Müslümanlığı Türklüğünden ve Kürtlüğünden önce gelmektedir. Ancak zamanla bu kaynaştırıcı dil terk edildi. Ayrılığın dili konuşulmaya başlandı. Doğuda ve Güneydoğuda, İslami hassasiyetler ve dindarlık azaldıkça, ayrılıkçı akımlar artmaya başladı. Kürtler muhafazakârdır. Muhafaza ettiği değerler ise İslami değerlerdir. Bakınız dindar Kürtlerde etnik milliyetçilik yoktur. Dindarlık azaldıkça ırkçılık ve ayrılıkçılık artmıştır. Türkiye’deki etnik gruplarda din ortak bir inançtır. Doğuda, ayrılıkçı terör örgütünün ideolojisi, dini dışlayan, solcu, Marksist bir ideolojidir. Bölücü başı ise böyle bir ideolojinin içerisinde yetişmiştir. Bugün ayrılıkçı Kürtlere önderlik ve liderlik edenler ya sosyalisttir ya da Marksist. Hangi ideolojiden gelirse gelsin asla dindar değildir. Bu ideolojinin İslam’ın kalbi sayılabilecek Diyarbakır’da, Bitlis’te, Van’da tutunabilmesinin tek bir izahı vardır. Dinin bu topraklarda azaltılması projesinin amacına ulaşmıştır. Dinin ve dindarlaşmanın azalması, Türk Kürt kardeşliğini zayıflatmıştır. Lozan’da Türkiye’nin resmi tezi "Türkiye’de Müslüman azınlık yoktur, sadece gayr-i müslim azınlık vardır" tezidir. Bu farklı kavimleri müslüman olduğu için tek millet sayma tavrıdır. Sonra bu hassasiyet korunamamıştır. Türk vurgusunu öne çıkaran yöneticiler, milliyetçiliğe ve laikliğe öncelik vermişlerdir. Toplumu tasarlama, inkılâplar ve hukukun hazırlanmasında İslam arka plana itilmiştir. Müslümanlık ortak paydası zayıflatılmıştır. Türkiye’de İslam’ın rolünü azaltma projeleri, Türklerle Kürtlerin arasındaki harcın azalmasına sebep olmuştur. Kardeşlik zayıflamıştır. Çözüm İslam kardeşliğindedir. Yiğit düştüğü yerden kalkar. Şimdi yeniden, yeni bir dil kullanma zamanıdır. Devlet adamlarımızın, aydınlarımızın, askerlerimizin, siyasilerimizin dili, Anadolu kültürünün, kardeşliğin dili olmalıdır. Bu dil Malazgirt’ten günümüze bizi bir arada tutan dil olmalıdır. Bu dil İslam’ın dilidir. İslam, Türk milliyetçiliğini de, Kürt milliyetçiliğini de reddeder. İslam, inanç kardeşliğini esas alır. İslam aynı inancı paylaşanları bir millet sayar. O da İslam milletidir. Bugün her zamankinden daha fazla İslam kardeşliğine muhtacız. 600 yıl Osmanlı’da çeşitli milletleri kardeşçe bir arada tutan anlayışa muhtacız. Türkiye’de bu meseleye kafa yoran ve sorumluluk taşıyan herkesin bir araya gelip bir kardeşlik manifestosu hazırlaması gerekiyor. Bugünlerde kardeşlik vurgusu bile geri tepiyor. Ama bizim inatla ve ısrarla kardeşliğe vurgu yapmamız gerekiyor. "Türk-Kürt kardeştir, ayrı duran kalleştir" diye haykırıp, yenidünya düzeni mimarlarını, emperyalist güçleri ve onların yerli işbirlikçilerini çatlatmamız gerekiyor. İslam bu milletin çimentosudur. Danimarka’da, Peygamber Efendimiz (sav)’e, hakaret içeren karikatürler yayımlandığında, Diyarbakır’da, miting düzenlenmişti. Bu mitinge Diyarbakır tarihinde görülmemiş bir kalabalık katılmıştı. Hz. Muhammed(sav) sevgisi hariç bu kadar kalabalığı başka hiçbir ideoloji, hiçbir parti, hiçbir örgüt bir araya getiremez. O mitingi televizyondan izleyen bir arkadaş bana şunları söylemişti. "Dikkat ettim, miting alanında hiç polis görmedim. Oysa o bölgede yapılan her etkinlikte polisler katılanlardan daha çok olur. Buna rağmen hiçbir olay çıkmadı." Türk-Kürt kardeşliği ortak paydasını bundan daha güzel anlatabilecek başka bir örnek var mıdır? Şimdi Rabbimizin ayetlerini hatırlamanın tam zamanıdır. Rabbimiz buyuruyor:"Allahın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allahın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar”. (Al-i İmran Suresi / 103)Yazımı Peygamber Efendimiz´in (sav) bir hutbesiyle bitiriyorum:"Ey İnsanlar! Allah sizi cahiliye düşüncesinden ve ataları ile övünme duygusundan kurtarmıştır. Allah katında iki tür insan vardır: Dinine bağlı, cömert ve asil ruhlu kişilerle, Allahın beğenmediği, dinsiz, düşük karakterli, sefil kimseler. Hepiniz Âdemden geliyorsunuz. Âdem ise topraktan yaratılmıştır. O halde insanlar, ırkları ile böbürlenmekten vazgeçsinler. Yoksa Allah katında pislik böceklerinden daha tiksindirici bir duruma düşerler. Soyunuzla gururlanmanız size şeref kazandırmaz. Hepiniz Âdemin çocuklarısınız. Soyunuzla ve atalarınızla övünmeniz, Rabbinizin buyruklarını çiğnemek demektir. Allah katında imanının güçlülüğü ve dinine bağlılığından başka kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur." Alıntıdır... Quote Share this post Link to post Share on other sites
onüç 89 Report post Posted November 12, 2009 Çünkü milletimiz müslümandır ve milletimizin Müslümanlığı Türklüğünden ve Kürtlüğünden önce gelmektedir. Ancak zamanla bu kaynaştırıcı dil terk edildi. Ayrılığın dili konuşulmaya başlandı. Doğuda ve Güneydoğuda, İslami hassasiyetler ve dindarlık azaldıkça, ayrılıkçı akımlar artmaya başladı. Müslüman milletlerin şu sorunun cevabını bulmaları gerekmektedir: Dünyanın her tarafında entegrasyon-bütünleşme sağlanılıp, ülkelerin ve milletlerin arasındaki sınırlar kaldırılırken, neden müslümanların arasına sınırlar çiziliyor, duvarlar örülüyor, etnik milliyetçilik körükleniyor, müslümanlar birbirine düşürülüyor? Bu sorunun doğru cevabı kurtuluşumuz olacaktır. Bu sorunun doğru cevabı aynı zamanda gerçek dostumuzu ve düşmanımızı gösterecektir. güzel bir yazı elinize sağlık Quote Share this post Link to post Share on other sites
barani 1 Report post Posted November 13, 2009 Haftalık -Gerçek Hayat- dergisinde Yusuf KAPLAN beyefendinin bir tesbiti: Kaynağını müslümanlıktan almayan "açılım" bumerang etkisi yapar! Quote Share this post Link to post Share on other sites
müznib 84 Report post Posted November 13, 2009 Haftalık -Gerçek Hayat- dergisinde Yusuf KAPLAN beyefendinin bir tesbiti: Kaynağını müslümanlıktan almayan "açılım" bumerang etkisi yapar! alınmadığı iddasındamıymış ki bu yorumu yapmış Yusuf bey ? Quote Share this post Link to post Share on other sites
Basmacı 1 Report post Posted November 13, 2009 Haftalık -Gerçek Hayat- dergisinde Yusuf KAPLAN beyefendinin bir tesbiti: Kaynağını müslümanlıktan almayan "açılım" bumerang etkisi yapar! Ona birde PKK sorununu yani ta Osmanlıdan kalma bir sorunu "Kürd" sorunu olarak gören açılımı ekliyelim :D alınmadığı iddasındamıymış ki bu yorumu yapmış Yusuf bey ? Taraf, Genç Siviller vb. tamâmen koyu sol görüşlü kurumlarla yapılan açılım kaynağını Din-i Mübin-i Celil-i Aziz-i Muiz-i İslâm'dan mı almış oluyor? Quote Share this post Link to post Share on other sites
müznib 84 Report post Posted November 13, 2009 Ona birde PKK sorununu yani ta Osmanlıdan kalma bir sorunu "Kürd" sorunu olarak gören açılımı ekliyelim :D Taraf, Genç Siviller vb. tamâmen koyu sol görüşlü kurumlarla yapılan açılım kaynağını Din-i Mübin-i Celil-i Aziz-i Muiz-i İslâm'dan mı almış oluyor? Osmanlıdan kalma kürt sorunu diye birşey yok ki neredende çıkarıyorsun kürt sorunu ulusalcı devlet politikası ile başlamıştır. ilk çıkarmasıda (isyanıda) şeyh said isyanıdır! Taraf genç siviller v.b demişsin; lütfen biraz dobra ol onu onlar demiş diyemi açılım konusu gündeme gelmiş. bunu ilk dile getiren sayın başbakanımızdır. ne demiştir? "Bu ülkede kürt sorunu vardır!" ve buda açılımın ta o günden startını vermiştir. diyelim ki onlarda dedi. dedi diyede açılım söz konusu oldu, hayırdır senin bir gocuntunmu var? artı olarak bu makalenin hangi satırını okuyupta böyle saçma/sapan/uyduruk sorularla karşımıza çıkıyorsun? Bizim açılımdan kastımız = Ümmet'çilik bilmem ki sen nasıl tasarruf ediyorsun enverin askeri! ha bu arada sen hep böyle konulara muhalefet mi olursun ey kardeşim ? Quote Share this post Link to post Share on other sites
mawera11 0 Report post Posted November 14, 2009 Şu anda Türkiyede bir "Kürt Sorunu" mu var? Kürtler Üniversitelere mi giremiyorlar? Yoksa "Kamusal Alan"(!)'a mı sokulmuyorlar? Nasıl bir sorun var ben hiç anlamıyorum. Vaktiyle yok sayılmış, ezilmiş olabilirler. Peki Türkler ezilmedi mi? Hakaret görmedi mi? Fakir bırakılmadı mı? Öyleyse neden ısrarla "Kürt Sorunu"?? Bu ülkede sadece Müslüman olmak Yasak! diğerleri serbest. Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted November 17, 2009 Bu ülkede sadece Müslüman olmak Yasak! diğerleri serbest. A hayret, mewera11 adamakıllı bir laf etmiş hayret :D Ancak müslümanlar! kardeştir! Başka birşey demiyorum Quote Share this post Link to post Share on other sites
Basmacı 1 Report post Posted November 18, 2009 Kürtler ezilmiştir diyen, kürtçülük yapan gözümde bir damla Türk değildir... Asıl kürtler Türkleri ezmektedir.Egenin hali meydanda. Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted November 19, 2009 Kürt-Türk, Kürt&Türk, Kürt ve Türk kardeştir derken zaten bir paradoks yaşanıyor ecnebi diliyle. İki farklı unsurdan, isimden, anlamdan, yani halktan bahsediliyor. İkisinin ayrı olduğu söyleniyor ve öyle dillendiriliyor, fakat ayrı duran kalleştir denilirken de bir çelişki/açmazlık yaşanıyor. Sanırsam Türk-İslam sentezi kavramındaki ve ısrarındaki durum bu slogan içinde geçerli. Quote Share this post Link to post Share on other sites
MÜNZEVİ 202 Report post Posted June 19, 2011 güzel yazı teşekkürler Quote Share this post Link to post Share on other sites