Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Muvazene

Üstad Hakkında Yazmaktan Kaçınmak

Recommended Posts

25 Mayıs 1983 Çarşamba günü Hakkın Rahmetine kavuşan Üstâd Necip Fazıl Kısakürekle ilk karşılaşmamız üniversiteye girdiğim 1966 yılına rastlarsa da, eserleri ve yazılarıyla ve özellikle Büyük Doğusuyla tanışıklığımız ta 1960 öncesine kadar gider. Ortaokul öğrenciliği sıralarımdan başlayarak 20 yılı aşkın bir zamandır Üstâdın eserlerini okuyup anlamaya çalışıyorum. Nerede onunla ilgili en küçük bir doküman bulsam onu titizlikle saklamak ve korumak, kendi içinde tasnif etmek, değerlendirmek, üzerinde düşünmek de en büyük zevklerim arasındadır. Yakın dostlarımın bildiği gibi, bu yüzden elimde Üstâd hakkında yazılmış onbinlerce sayfa materyal birikti. Bu çabamdan rahmetlik Üstâdın da haberi vardı. Birgün kendisine bunu açtığımda :

Başkalarının yazdıklarını boşver, benim hakkımda sen yaz. demişlerdi.

Toker Yayınları sahibi Yalçın Toker, 100 Büyük Edip Şair dizisi içinde, birçok kitabını bastığı Üstâd Necip Fazıl hakkında da bir tanıtma kitabı çıkarmak istiyordu. Bunu belki başkalarına da yaptığı gibi, bana da teklif etti. Fakat Üstâd hakkında kitap yazmak, hele O hayatta iken bunu gerçekleştirmek büyük bir cesaret işiydi, bir cüretti. Tabiî bu korkulu işi ben de kabul edemedim. Hatta Yalçın Toker bu durumu 1970li yıllarda birgün Yayınevinin yazıhanesinde Üstâda da söyledi. Kendisi hakkında yazmaktan sevenlerinin de kaçınması, neticede Onu yokluğa mahkum etmenin dostçası olmuyor muydu?

Biz gençlerin, yüzlercesinden daha enerjik ve daha aksiyon ruhu ile dolu olan Üstâd, Yayınevi sahibine, Mademki benim hakkımda bir biyografi kitabı yazmayı kimse üzerine almıyor, o halde, ben yazayım. demişti. Keşke yazsaydı. Belki en büyük şaheserlerden biri de o olurdu. Gerçi, ardından çile arkadaşı, Osman Yükselin de dediği gibi; O hiçbir boşluk bırakmadan, her tarafı ve her şeyi doldurarak gitti, O ve Ben ile Babıâli adlı hatıra kitaplarıyla otobiyoğrafik nitelikteki Aynadaki Yalan ve henüz basılmamış olan ve yarım kalan Kafa kağıdı romanlarında, Cinnet Mustatilinde ve öteki biyografi eserlerinde kendi maddî ve mânevî hayatı hakkında bize çok değerli bilgiler bırakmamış değildi. Ama, on formalık bir Hayatı, Sanatı ve Eserleri kitabı herhalde edebiyatımızın en dikkate değer monografilerinden biri olurdu şüphesiz.

Tabiî bu olmadı. 1968de onun hakkında bir ilk kitap çıktı. Bu, A.Arif Bülendoğlunun hazırladığı Necip Fazıl Kısakürek, Şiiri, Sanatı, Aksiyonudur. On formalık bu kitapta, kısa bir girişten sonra onun şiiri sanatı, tiyatro eserleri ve çeşitli yönlerini inceleyen muhtelif yazarlara ait çeşitli yazılar bulunmaktadır. Bu kitabın oluşumunda Edebiyat Fakültesi öğrencisi olarak beraber bulunduğumuz Mustafa Miyasoğlu ile benim de katkılarım olmuştur.

Üstâd hakkında daha sonra Hasan Çebinin Tiyatro Eserlerinde Madde ve Manada Necip Fazıl adlı bir master çalışması yayınlandı.

Benim öteden beri dile getirdiğim bir iddiam vardır.. Necip Fazıl anlaşılmadan ve yorumlanmadan ne edebiyatımızda ne de fikriyatımızda büyük bir atılım gerçekleştirmek mümkün değildir. O, hayatı ve eserleri kadar, uyandırdığı yankılarla da bir bütündür. Bu bakımdan, onun hakkında yazılan her yazı, hakkında daha önce yazılmışlar bilinmediği sürece eksik ve yarım kalmaya mahkumdur. Ki, Necip Fazıl, 1925lerden bilhassa 1950lere kadar Türk Edebiyatında ve Matbuatında belki hakkında en çok yazılan ve konuşulan kişilerin başında gelir. Hele hele, onun şiirleri ve tiyatro eserleri üstüne yazılan yüzlerce yazı Türk Tenkit Edebiyatının gelişmesine de büyük hizmetler ifâ etmiştir. Şiiri, Tiyatrosu, Meşhur Ağaç ve Büyük Doğu dergileri, öteki kitapları, siyasî ve ideolojik faaliyetiyle Türk Toplumunda büyük bir fonksiyon icrâ eden Necip Fazıl Kısakürek, Cumhuriyet Dönemi Türkiyesinin en büyük fikir ve sanat olayıdır. Biz, bu önemli olayı bütün boyutlarıyla ele alıp incelemezsek dünya görüşü ve sanatımız açısından nereye varabiliriz? Maalesef, Türkiyede Necip Fazıl çözümlenmeden zincirin daha sonraki halkası durumundaki Sezai Karakoç hakkında iki inceleme kitabı birden yayınlandı. Aslında, bu konudaki çalışmaları yeterli ve çok gördüğüm için söylemiyorum bunu. Demek istediğim, Cumhuriyet Devri Türk fikir ve sanat hayatının kenet taşı Necip Fazıl incelenmeden bu dönemde yaşayan hiçbir sanatçının ve fikir adamının gerçek yerine ve değerine oturtulamayacağıdır.

 

(Bekir OĞUZBAŞARAN - NECİP FAZILIN ŞİİRİ)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...