Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
NFK-Fan

Ayrılık

Recommended Posts

AYRILIK

 

Hep ayrılık; isteğe erince istek ölür,

Bir anda ölseler de insanlar tek tek ölür...

 

(N-F-K/1977)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad o kadar mükemmel yazmış ki, konuyla tam olarak örtüşecek bir yorum yapmak neredeyse imkansız

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mânânın muammasının meçhulden malûma iltica ettiği lahzada billurlaşan mısralar...

İsteğe ermek ve isteğin ölmesi arasındaki bağ, efsunlu bir muaşakanın ipliğiyle örülmüştür. Ki o yüzden istek, ermek fiili ile, ermek de isteğin ölmesiyle nişanlıdır.

Nefsin bariz vasfı, bitmek tükenmek bilmez bir hırsla istemek ve elde ettiğiyle tatmin olmayarak istemeye devam etmektir. Nâmütehani bir durumdur bu. Bir nevi de kısır döngü. Kendisine yetecek kadarıyla yetinmez de, kavuştuktan sonra elde ettiğine karşı hevesi uçar gider, doymayan gözünü başka şeylere diker. O yüzdendir ki, isteğe erince, kavuşunca, istenen ele geçince artık onun albenisi yok olmuş ve istenen şeye karşı duyulan istek de ölmüş, berhava olmuştur. Artık kavuşulduğu için eskiyen isteğin yok oluşu da istekten ayrılış vaktinin geldiğinin ve yeni arzulara yelken açmanın habercisidir. Gündelik hayatın dağdağasında bir vadi dolusu altını olsa bir vadi daha isteyecek olan ve gözünü ancak toprak doyuracak olan nefsin üzerinde tecelli eden isim ‘istek’tir. Büyük bir hırsla, ihtirasla istemek ve ruhunda maveraî alem esintilerinin izini taşıyan insanoğluna asıl vazifesini unutturmak, onu gaflete sürüklemek, her türlü uhrevî ve ulvî kaygıdan âzâde bir mahsulün, sınırları çatlatan manzumesini ateşe koşan pervaneler misali inşa ettirmek...

 

Beşer, dünya üzerinde, erdiği vakit ölecek olan isteklerinin peşinden koşadursun, aslî vatanına avdet etme vakti geldiğinde, yani kimilerinin şeb-i aruz, kimilerinin de kahrolası, kör olası dediği ölüm vâki olduğunda; bir arı kovanındaki uğultuların binlerce arının vızıltısından müteşekkil olması gibi, milyonlarca bedenin aynı küre üzerindeki gürültüsü, koşuşturmacası, birbirleriyle olan müspet veya menfi münasebetlerinin tam ortasında yıldırım hızıyla gelip insanı bulan ölüm, teke tek tahakkuk eden bir ilişkinin resmini çizer. Bütün insanlar aynı anda ölecek olsalar gene de kendi tabloları içindeki yalnızlıklarında canlarını teslim etmek durumundadırlar. Aklımıza ‘her koyun kendi bacağında asılır’ darbımeseli yahut muhtevasında ‘yalnızlık, ömür boyu’ diye kurulan bir cümlenin geçtiği şarkı gelebilir. Ki biz onu ‘yalnızlık, ömür sonu’ olarak mübadeleye tabii tutabiliriz. Yalnızlığın ömrün içinde değil, ömrün sonunda olması... Yani cihanda seyyareler gibi birbirleri etrafında dönen insanlar, hayatlarının her deminde çoğunlukla diğer beşerler ile münasebet kurmalarına mukabil; ölüm anında emaneti almaya gelen melek ile baş başa kalmakta ve bu mahrem atmosfer, ölümün tek olarak vuku bulmasına zemin teşkil etmektedir. Aynen insanın miracı olan namaz esnasında Rabbi ile baş başa kalması gibi. Büyük bir cemaat içinde kılınıyor olsa da o namaz, her ferd tek olarak gönlünü, ruhunu Yaradanına açmıştır. Milyonların içinde yaşayan her ferdin tek tek öldüğü gibi...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eğer Üstad'ın gönül deryasından geçenlerin bir yansıması olan şiir ve yazılar ilk okunuşta ve herkes tarafından anlaşılsaydı herhalde Üstad ı Üstad yapan özelliklerden birisi eksilmiş olurdu.herbirimiz nasibimizce faydalanmaya çalışıyoruz.bunu niye söyledim.şunun için

sevgili liderimin müstesna açıklamasını (beyitle bütünleşen cümlelerini) okuyunca bu forumun benim için niye bu kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım.o da şu :her forum üyesinin Üstad ı özümseyip peteklerinde biriktirdiklerini ve belki de en tatlı yerlerini bizlerle paylaşmaları.liderimin yazısını okuduğumda işte paylaşmanın güzelliği diyesim geldi içimden o yüzden çenem düştü galiba.yüreğine sağlık reyhan abla...tabi ki en nihayetinden Üstad...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın Özlediğimiz Nesil isimli eserinden, bu şiirin ikinci mısrasının muhtevasına müsavi düşen bir kısım aşağıya iktibas edilmiştir:

 

Şimdi büyük hakikate, (Paskal) adlı muazzam bir Batı düşünürünün bir sözü ile girelim. Basit bir söz ama bundan daha derini az bulunur. (Paskal) diyor ki: "-Yapayalnız ölürüz!"

 

Bu basit kelimelerin namütenahi derin bir mânası var. İnsanlık toplansa, bir anlaşmaya varsa, deseler ki, filân adam ölürken biz de, hepimiz o anda kronometre hesabı ile öleceğiz! Farzedelim, bu hayâl bir ân tahakkuk etse... Herkes tabancasını çekip o anda kronometre ile, Amerika'da gündüz, burda gece, herkes ayni anda ölse, dünyada hiçbir fert kalmasa yine herkes ayrı ayrı ve tek başına ölür. Beraber ölünmez. Demek ki, ölen cemiyet içinde fert olduğuna göre -dikkat buyurun- yaşıyan ve hayatın hakikatini temsil eden de ferttir.

 

Onun içindir ki, bizim anladığımız sistem, sistemlerin sistemi, her ferdin içice katlanışından ibaret cemiyet vakasını tekeffül eden, hem de ana vahit ferdi ölümsüzlük ideâli ile besleyen sistem olabilir. Tekrar edelim; işte bu sistemin adı İslâmiyettir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

isteğe erince istek ölür

 

Hey gidi gölgeler ülkesi dünya

Bir görünmez şeyin gölgesi dünya

Boşlukta ayrılık bölgesi dünya

Bu dünyada yeme içme ve dövün

 

NFK

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın Özlediğimiz Nesil isimli eserinden, bu şiirin ikinci mısrasının muhtevasına müsavi düşen bir kısım aşağıya iktibas edilmiştir:

 

Şimdi büyük hakikate, (Paskal) adlı muazzam bir Batı düşünürünün bir sözü ile girelim. Basit bir söz ama bundan daha derini az bulunur. (Paskal) diyor ki: "-Yapayalnız ölürüz!"

 

Bu basit kelimelerin namütenahi derin bir mânası var. İnsanlık toplansa, bir anlaşmaya varsa, deseler ki, filân adam ölürken biz de, hepimiz o anda kronometre hesabı ile öleceğiz! Farzedelim, bu hayâl bir ân tahakkuk etse... Herkes tabancasını çekip o anda kronometre ile, Amerika'da gündüz, burda gece, herkes ayni anda ölse, dünyada hiçbir fert kalmasa yine herkes ayrı ayrı ve tek başına ölür. Beraber ölünmez. Demek ki, ölen cemiyet içinde fert olduğuna göre -dikkat buyurun- yaşıyan ve hayatın hakikatini temsil eden de ferttir.

 

Onun içindir ki, bizim anladığımız sistem, sistemlerin sistemi, her ferdin içice katlanışından ibaret cemiyet vakasını tekeffül eden, hem de ana vahit ferdi ölümsüzlük ideâli ile besleyen sistem olabilir. Tekrar edelim; işte bu sistemin adı İslâmiyettir.

 

 

Cinnet Mustatili'ni okuduktan sonra bu mevzuyu özetleyen bir cümle dolanmıştı dilime. Şimdi bir türlü hatrıma gelmedi bulamadım. Kitapta böylesi bir cümle gözüne çarpan var mıdır?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...