Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
erenler

Kuran Mucizeleri

Recommended Posts

S.Aleykum

sevgili arkadaşlar,

Kuran ve bilim konusunda bana ilginç gelen ve internette eksik olduğunu düşündüğüm - ki bu konuyu irdeleyen sitelerde: kuranmucizeleri.com veya mucizeler.com ... gibi - dahil olmayan 3-4 örneği sizlerle paylaşmak istedim.Umarım faydalı olur.

3 örnek kesin 4. örnekte ilginç olduğu için eklenmiştir.

selam ve dua ile

son_bitti%204.jpg

Share this post


Link to post
Share on other sites

islamustundur.com'un hiç bir şekilde sekteye uğramadan yoluna devam ettiğini görmek fazlasıyla mutlu ediyor bizi :)

 

Ayrıca dikkat çektiğiniz noktalar hayret verici unsurlar.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Müslümanların , inanmak için mucizeye ihtiyacı var mıdır ?

 

Bence bu önemli bir sorudur .

 

Sevgili erenler kardeşin emeğine saygı duyuyorum , beni yanlış anlamasın ; yüzlerce yıldır kaybettiğimiz bir Kuran gerçeği var . Bundan 800 yıl , 1000 yıl evvel Ön Asya'da ve Arap coğrafyasında İslamiyetin yarattığı fark nedir ? O nasıl bir fark ki Avrupa rönasansına , daha evvelinde bilimin doğuşuna sebep olmuştur

Kuran-Kerim'in dili Rab'ce dir ve muhakkak ki içinde mana katları içerir . Ancak Rabbimizin bize armağan ettiği bu mübarek kitabın basit ebced hesaplarıyla deşifre edilebileceği düşüncesi bana çok gerçekçi gelmiyor .

Share this post


Link to post
Share on other sites

ÖMER ÇELAKIL ile KUR'AN-I KERİM ŞİFRESİ ÜZERİNE...

Kategori: DIN

 

 

 

 

KUR’AN-I KERİM ÜZERİNE MATEMATİKSEL ÇALIŞMALARI VE KURAN’DAKİ MATEMETİKSEL SİSTEMİN AÇIĞA ÇIKARTILMASI ÜZERİNE YAPTIĞI ÇOK ÖZEL ÇALIŞMALARI ile...

 

 

 

Onu son günlerde televizyon kanallarında sıkça görmeye başladık.Aslında anlatmak istediği son derece açık.ama nedense söylemek istediğini bir türlü tamamlayıp bitirmesine imkan verilmiyor.Bu sayfamızı ona ayırıp, hiç sözünü kesmeden anlatmasını istedik..

 

Bu arada Çelakıl olan soyadının, insanların aklını çelmekle bir alakasının olmadığını da öğrenmiş olduk., Müdafaaya girer diye, asıl manasının kırk akıllı anlamına geldiğini bile söylememesi, onun nasıl bir kişiliğe sahip olduğunun göstergesi. Çok sakin ve sabırlı, yaptığı işi seven bir yapısı var .Kendisi 1979 doğumlu, ve Urfa kökenli.Şu an Tıp fakültesinde öğrenci ve üç yıldır Kuran üzerine matematiksel çalışmalar yapıyor.Kendisi ile tıp fakültesinin önünde randevulaşıp ,daha sonra ofiste devam ettiğim röportajımda sormak istediğimiz her şeyi sorduk ve cevabını aldık.

 

 

 

Kuran-ı Kerimde matematiksel bir yapı olduğunu neye dayanarak söylüyorsunuz?

 

 

 

Kuran-ı Kerimin matematiksel bir düzene sahip olduğuna dair kanıtlardan bir tanesi de kelime tekrarlarıdır.Bazı kelimeler insanı şaşırtacak bir düzende tekrarlanır.

 

Kuran-ı kerimde bütün sure numaralarını toplayın, ayet numaralarını toplayın, birde ayet numaralarını çift ve tekli rakamlar olarak toplayın 6236 çıkıyor Bu.hiçbir surette rastlantı olarak yorumlanamaz..

 

 

 

Araştırma yaparken nasıl matematiksel sistemler kullanıyorsunuz?

 

 

 

Yaptığım şey ana kelime ve harf dizaynıyla ilgili.ama çeşitlilik olsun farklı bakış açıları gelir diye farklı örneklerde veriyorum .Kuran tabi ki sadece harf ve kelime dizaynıyla ilgili değil..Farklı sistemlerin de olduğunu insanlar bilsin istiyorum.

 

Örneğin DNA , II.dünya savaşı, Mars, Venüs; bunlar.harf ve kelime dizaynıyla tespit edilen çalışmalar

 

Kuran-ı Kerimde 300 bin den fazla harf var. 6136 ayet ve 114 sure var.Bunları teker teker bilgisayara yükleyip topluyoruz. Tahmin edemeyeceğiniz kadar önemli bilgiler çıkıyor.

 

 

 

Anladığım kadarı ile Kuran’daki müteşabih (şifreli) ayetleri açıklamak gibi bir iddianız yok.

 

 

 

Evet; ama onlar üzerinde de çalışıyoruz.Mesela Kuranda mukatta’a harfler vardır,. elif,lam ra gibi.Bu harfler Kuranın neredeyse 4/1 inde yer alan sembolik harflerdir.Mesela Türkçe bir metin olduğunu düşünün A R L hiçbir açıklama olmadan bunlar koyulmuş,.ne anlama gelir.?Hatta HZ Ebu Bekir’den rivayet edilir bunun Kuran’ın bir sırrı olduğu..

 

 

 

Sizin bu konuda bir araştırmanız var mı?

 

 

Araştırmalar var ama bu çok büyük bir sır içeriyor,daha geniş kapsamlı bir çalışma yapmak istiyorum.

 

 

 

Onlarla matematiksel kotlamayı tamamlamış olabilir mi?

 

 

Hepsi olabilir, matematiksel olabilir ,vahiy mekanizmasını gösteren bir sistem olabilir. Hz Peygamber vahiy almıştır.ve ben bu çalışmaları yaptıktan sonra çok eminim ki insan bilincinin erişemeyeceği, o günkü birikimin.yeterli olmayacağı verilerin yer aldığını gördüm.

 

 

 

Bundan önceki çalışmalarınızda verdiğiniz tarihlerin tuttuğunu söylemiştiniz.

 

 

 

Yok onu ben değil, sunucu söylemişti. Bu güneş patlamaları ile ilgiliydi. Gazeteye ilan vermiştim..Onu, günü gününe tarih olarak vermiştim.aslında bunlar çok bilimsel oldu .biraz tarihlerden bahsetmek istiyorum.

 

 

 

Evet ne istiyorsanız burada söyleyebilirsiniz çünkü, sözünüzü kesen kimse yok.

 

 

 

Gerçekten geleceğe yönelik bilgiler var mı? Bunların tarihleri yer alıyor mu.?...Kamer ( ay ) suresinin başından sonuna kadar 1389 tane ayet var. Ve çok ilginçtir ki aya da 1389 yılında çıkıldı (hicri) miladi takvim 1969. İlk ayeti, ay yarıldı. Oradaki şakra kelimesi bazı insanlarca yarıldı olarak da ele alınabilir ama toprağın yarılması, kazılması anlamında da kullanılır . ve o zaman ay toprağı kazıldı yüzlerce örnek alındı.Çünkü ayla ilgili en önemli tarih 1969 dur.

 

 

 

Bu çalışmaları yapmaktaki amacınız nedir?

 

 

 

Kuranı kerimdeki bilimsel verileri bir takım matematiksel ifadelerle açığa çıkartmak.Çok pozitif elle tutulur verileri açıklamak istiyorum.

 

Kuranı-ı Kerimin bir mucize kitap olduğunu anlatmak , hem de bulduğum bu bilgileri insanlarla paylaşmak.istiyorum. Belli bir tabaka var, onlara da ulaşmak istiyorum..İslam’daki Batınilik .....inanılmaz bir bilgi denizi içeriyor .Gözümüzün önünde Kuran dururken insanlar ilmi batıda arıyor..Kuran’daki bilimsel verileri, birtakım matematiksel ifadelerle açıklığa

 

kavuşturmak istiyorum.

 

 

 

En son yaptığınız çalışmalar nelerdir?

 

 

 

En son yaptığım çalışmalarda atomların simgelerinin Kuran-ı Kerimde ismen ve rakamlarla yer aldığını belirtmiştim.Bunlardan magnezyum ve radon elementi ki bu elementler evrenin yapı taşlarıdır,.oturduğumuz sandalyeden masaya kadar her şey atomlardan oluşur. Bunların isimlerinin kuranda yer aldığını öne sürdük. Ve bunları HADİT suresinde tespit ettik. Yer yüzünde uranyuma kadar 92 adet element vardır.

 

 

 

Ben element sayısının 114 olduğunu biliyordum. Kuran’da ayet sayısı da 114 dür. Ama elementlerde daha bir kaçı bulunamadı ..

 

 

 

Evet öyle söyleyenlerde var, ama bu o kadar da önemli değil

 

Bunlar laboratuar ortamında arttırılmaya çalışılıyor .Özet olarak HADİT ismini demir elementinden alan bu sure,. içerisinde diğer elementlerinde, nitrojenden uranyuma kadar diğer elementlerin, isimlerinin ve simgelerinin olduğunu öne sürdük..Mesela radon simgesi RN atom numarası 86 dır.Bunu karakterize eden rakam ve isim budur.HADİT suresinde radon elementinin simgesi R ve N dir. Bu bütün dünyada aynıdır.Atom numarası 86 dır.Bunu karakterize eden rakam ve isim budur .RA ve NUN harfleri tarandığında,bunun tam 86.sırada yan yana geldiğini görüyoruz ki yüzlerce binlerce harfin içerisinde sadece orada görünüyor.

 

 

 

Bu tespitler insanların çok ilgisini çekti mi?

 

 

Tabi ki . .insanlarda mucize beklentisi var .İki denizin birbirine karışmamamsı gibi,.bunun yüzlerce örneği var ..onları yazmayı, paylaşmayı istiyorum.en azından kendi dinimizi, kitabımızı daha sağlıklı anlayabilmemiz için..Bir İngiliz mesaj yollamış . böyle bir kitaba sahipsiniz, nasıl olurda 11 eylülü Müslümanlar yaptı diye kötü bir İslam imajınız var.diye. Bu zamanla düzelecek.nasıl ki negatif yönde bir artış oldu bir anti pati oluştu dünya çapında.İslam, aynı hızla benim kanaatimce sempati kazanacak. Bunun yakın dönemde olacağını düşünüyorum .Batı objektif bakmıyor İslam’a.. İslam’ın kan dökmekle alakası yok tam aksine barış ve merhamet dini. Özellikle Kuran’da böyle bilgiler çıktıkça komplike bir veri ortaya çıkacak. Kimse tasavvur edemeyecek.,bunun etkisi kitleler üzerinde olabilir.

 

Nitekim bazıları Nasr suresini şöyle yorumlar. “Allah’ın yardımı ve fetih günü geldiği zaman, insanların dalga dalga Allah’ın dinine girdiğini göreceksin” buna kimisi Mekke dönemi der son dönemde diyenler de daha ziyade. 21. yy ya inanç yüzyılı olacak , yada harp yüzyılı.Bunu benden başka bir çok uzmanlarda söylüyor.

 

 

 

Savaşların tarihleri ile ilgili çalışmalarınızda oldu mu?

 

 

Irak savaşından önce, henüz bırakın savaşı Bush’un yaptığı sert açıklamalar dahi yoktu.Yaptığım bir televizyon programında 11 eylül 2002 den de önceydi!.bu bölgede savaş olabileceğini söylemiştik...Yaptığım yorumlar gerçekle paralellik gösterdi.Başka bir programda bu savaşın bitmeyeceğini söylemiştim.Bu savaşta kin ve nefret düşmanlık tohumlarının atıldığını söylemiştim.Bu savaşın kolay kolay sona ermeyeceğini ve maalesef daha da yayılacağını söylemiştim..Bu konuşmalar üzerine Bağdat kuşatıldığı gün beni televizyona davet ettiler, .hani savaş sürecekti dediler.

 

 

 

Bu üçüncü dünya savaşının başlangıcı olabilir mi?

 

 

Bakın bugün savaş hala devam etmekte,.hala onlarca insan ölüyor, Evet;.ileride tetikleyeceği savaşı göz önünde bulundurursanız neden sonra zincirin halkasının bir parçası gibi düşünün. Halkayı görseniz oradaki halkanın az çok ne olduğunu anlarsınız..İleride büyük bir savaş olacağına dair bir işaret bulursunuz.Kuranda..

 

 

 

Nasıl yani?!

 

 

Uluslararası guruplaşmalarda savaşlara hiziplere işaret olduğuna dair ip uçları yakaladım.Örneğin bir Ahzap suresi var,. orada bir hizipleşmeden, guruplardan, topluluklardan bahseder...Mesela; 2. dünya savaşına dair bir çalışma yapmıştık. Maide suresinde Hristiyanlar arasında kıyamete kadar sürecek bir anlaşmazlıklardan bahsediyor

 

.Bu ayetle birlikte savaş kelimesinin geçtiği ayetlerin numaralarını topluyoruz, kelime sayısı ile birlikte tam 1939 çıkıyor. Maide suresinde geçiyor.14. ayet hristiyanlar arasında. bu ayetle birlikte Şuara kelimesi toplandığında 1939 çıkıyor.Yani 2. dünya savaşının tarihi.

 

 

 

3.dünya savaşı ile ilgili çalışmalarınız var mı?

 

 

 

Araştırma yaptım ama netleşmiş değil..Şunu söyleyeyim ülkeler arası, uluslar arası guruplaşmalar olacağını söylemiştim orta doğuda bunun yayılacağını da

 

 

 

Dine ilginiz ne zaman başladı.Kuran’ı şifrelerle çözümlemek nereden aklınıza geldi?

 

 

 

Ben Kuranı baştan sona biliyorum..Kuran okumam çok eskiye dayalı. Ama matematiksel. çalışmalarımız çok eski değil.Şifreleri çözdüm diye bir iddiam yok Yüzyıllar öncede böyle çalışmalar yapıldı.Benimki de küçük bir adım.Fakat modern fiziğe ve astronomiye paralel bilgiler ortaya çıkartıyorum .Bunlar çok etkileyici bilgiler.Bunun çok daha fazlası var. Benim elde ettiğim verilerin emin olun çok daha ötesinde...bunlar benim gözümde küçük adımlar.

 

 

 

Matematiksel bir düzene sahip olduğuna dair örnek verebilir misiniz?

 

 

 

Yıllar önce kuranda ayetleri okurken bazı kelimelerin yerleri bazı ayetlerin yerleşimlerinin belli bir sistematiğe dayalı olduğunu hissettim..Daha sonra tarihi arşivleri inceledim .Baktım ki.gerçektende matematiksel bir sistematik var.Mesela kelime sayılarını ele alalım.melek 88 şeytan 88, cennet 77 cehennem 77, yaz sıcak 5 kış soğuk 5, dünya 115-ahret 115.defa geçer. Mesela Kuran’da gün (yevm) kelimesi tam 365 defa geçmektedir.Bu çok önemli bir bulgudur. Bu tür benzer kelimelerin eşit sayıda veya orantılı adetlerde olduğunu gördük.Bu da beni kurandaki matematiksel yapıyı araştırmaya sevk etti Sonuç elde ettikçe de devam ettim.

 

 

 

Çalışmalar sadece matematiğe mi dayanıyor?

 

 

Hayır matematiğe dayanmayan çalışmalarım da var .Çok net şifre ve rakam olmaksızın çok açık .bunu herkes anlayabilir..Örneğin; Şems suresi , Kuran’ın 91. suresi ve güneş anlamına geliyor.Bugün bilimin söylediği gibi güneş ağırlıklı olarak hidrojen ve helyumdan oluşur Buradaki hidrojenin helyuma dönüşmesi, termo nüklüer reaksiyon sonucunda güneş sürekli ısı verir.Farklı dalga boylarında ışınımlar dünyamıza ulaşır veya atmosferimizden geri döner.kısacası güneşin yapısı hidrojen ve helyum temellidir bu elementlerin simgeleri dünyanın her yerinde aynıdır hidrojen .H ile helyum ise He harfleri ile gösterilir.Şems suresini okuduğunuz zaman baştan sona 15 ayetin hepsi H ve He ile bitmektedir.bunun binlerce ayeti kerime arasında benzeri yok. Bu bir tesadüf olamaz Burada .her hangi bir şifre ve rakam yok bunu herkes görebilir. İlk ayet “o güneşin ışığına” diye başlıyor.hidrojen ve helyum dönüşümleri güneşin ışığıdır.bu termo nüklüer reaksiyon sonucunda güneş tayfındaki elektro manyetik tayfın görünen ışık veya kızıl ötesi ışık olsun veya yüksek enerjili parçacıklar olsun, tüm ışınımların hepsi bu reaksiyon sonucunda ortaya çıkıyor...O pırıltısına dikkat çeken ayet ise tek bir kelime ve oda H ve He ile bitiyor.91. suredir ve bunlarda 91. elementtir.

 

Veşşemsi ve duhaha

 

Velkameri iza teleha

 

Vennehari iza cellaha

 

Velleyli iza yagşaha

 

Vessemai ve ma beneha

 

Vel’ardı ve ma tahaha

 

Ve nefsin ve ma sevvaha

 

Fe’elhemeha fücüreha ve takvaha

 

Kad eflaha men zekkaha

 

 

 

Başka vereceğiniz örnekler var mı?

 

 

 

Mesela Nuh’un gemisi ile ilgili örnek vermek istiyorum.Kur’an-ı Kerimde Nuh’un gemisinin oturduğu yer Hud suresinin 44.ayetinde geçmektedir.Bu çok ilgi çekici bir durumdur.Çünkü Tevrat’ta geminin oturduğu yer olarak gösterilen Ağrı dağı çevresi 44.boylam üzerindedir

 

.Ve yine her yıl milyonlarca Müslüman’ın Hac ibadetini yerine getirmek için gittiği Mekke, 22.enlem üzerinedir.Kuran’da yer alan HAÇ suresi de tam 22.suredir.

 

Yine başka bir örnek vermek istiyorum. Erkek kadın farklılığını sağlayan 23.kromozom çiftine Kuran dikkat çekmektedir.Çünkü, “erkek” kelimesi ve “kadın”kelimesi ayrı ayrı tam 23 defa tekrarlanmıştır.

 

Yine kromozomlarla ilgili bir örnek vermek istiyorum.Kuran’da eşek kelimesinin tek olarak geçtiği .sure( Lokman 31) ve sure(Cuma 62) ilgi çekici bir durumdur.Çünkü eşeğin kromozom sayısı ile sure numaraları bire bir aynıdır. Eşeğin kromozom sayısı 31 çifttir yani 62 dir ayetler de her ikisini de vurgulamış.aynı zamanda kromozomların çiftler halinde bulunduğunu da vurgulamış.

 

 

 

Bu şekilde çalışmak aklınıza nereden geldi?

 

 

Bu çalışmalar tamamen bana ait, ilk defa helyumu görsel ve yazılı basında ben açıkladım.Daha önce yapılmış çalışmalardan da faydalanıyorum..Tarihte bu konuda çok çalışmalar var. Mesela Muhiddin –i Arabi,.Said-i Nursi hazretlerinin de matematiksel çalışmaları olmuştur,.ama onlar Kuran alimi,onlar uzman,onlar çok ileridirler bizimki farklı.onlar ebcet hesabı da kullanmışlardır..

 

 

 

Her türlü metinden böyle sonuçlar çıkarılabilir mi?

 

 

 

Olasılık hesaplamaları;.bir metin düşünün burada bin adet harf olduğunu düşünün.olasılık hesapları yüz binlerce harf arasından 2 harf yakalamaya çalışırsanız bu rastlantı olur. Bu sizin inisiyatifinize ve isteğinize bağlı bir sonuç olur,.bu rastlantı olur, bu mucize olur. .

 

Mesela bin adet harf olduğunu düşünün buradaki varyantları hesaplayacaksınız..Eğer siz yüz binlerce harf içinden iki harf yakalamaya çalışırsanız tamam bu rastlantıdır. Ama eğer sure ismi güneş ... ve hepsi h ile bitsin. bu tesadüf değildir.Olasılık hesaplarını bilmeyenler maalesef bunu .kullanıyor....

 

 

 

Elementler ile ilgi örnekler var mı?

 

 

Bunlar aslında kimya gibi görünüyor ama aslında evrenin yapı taşlarıdır.evreni oluşturan bu elementlerin isimlerinin kuranda yer aldığını öne sürdük ve HADİT suresinde tespit ettik .Demir bir elementtir. Sure ismini elementten alıyor.

 

Radon (Rn) 1900 yılında bulunmuştur. Ayetin başından Rn harflerine kadar geçen harf sayısı 86 .dır.Elementin atom numarası da 86 dır.

 

Zirkonyum(Zr) ayetin bayışından Zr harflerine kadar geçen harf sayısı 40....elementin atom numarası. 40.

 

Flor (F)ayetin başından F harfine kadar geçen harf sayısı 9.Elementin atom numarası 9 dur. Bunlar tesadüf olabilir mi..

 

Sadece harf sayıları ile ilgili 12-13 adet örnek kelime de HADİT suresinde geçiyor. Kısa bir sure ve bu kadar az kelime ve harf dizelerinin olduğu bir surede çok örnekler var.

 

.HADİT kelimesinin ebcet değeri tam 26 dır, demirin atom numarası da 26 dır.Element ismi taşıyan başkada sure yok..Bahsettiğim sistemlerin hepsi harf dizimidir.Benim ana çalışmam harf birliktelikleri,.ama ben çeşitlilik olsun diye ,birileri gelir farklı bir şeyler bulur,birileri ilham alarak yeni bir şeyler bulur diye farklı örneklerde veriyorum.Bu elementlerin hepsi harf ve kelime dizimleri ile ilgili.yani sürekli yöntem değişikliği diye bir şey yok bunu da insanlar bulsun diye .

 

Mesela DNA harfleri DNA nın bulunduğu tarihi işaret ediyor.DNA Türkçe’de de Latince’de de İngilizce’de de aynı yani dünyada aynı.

 

 

 

Hangi ayette geçiyor?

 

 

 

DNA bir çok ayette yan yana gelir ama bir yerde çok dikkat çekici bir ifade var.Şuara 74 “Yok dediler biz babalarımızı bulduk.” “Kaalu bel vecedna abaena kezalike yefalun” surede bulunan 227 ayetin içerisinde sadece 74.ayette DNA harfleri yan yana geliyor.kelime sayısı ile ayet numarasını topluyoruz karşımıza keşfedildiği tarih olan 1953 çıkıyor.

 

 

 

Atomlar dizaynına baktığımızda da parçacıklarda eşinin olduğu, çift olduğu 20 yy da bulundu.nötrinolar ve karşıt nötrinolar. Bunu bulan ben değilim.Bu fizik ilmi. Zıt olduğu söyleniyor.Kuran’da zerre var, veya emr zerreden daha küçüğü yani kuark’lar

 

 

 

Geleceğe yönelik tarihler ile örnekler var mı?

 

Çok o tür tarihler vermek istemiyorum .Çünkü kehanet olarak ele alınıyor.Gök taşı olayı vardı ona değinelim isterseniz.

 

2002 yılında bir iddia öne sürüldü.TUR suresinde 44-45 ayetlerinde onlar gök yüzünden bir parça düştüğünü görseler diyor ve gökten bir parçanın düşeceği işareti var.Bu geleceğe yönelik bir haber olabilir dedik..Gökyüzünden bir göktaşının düşüp atmosfere girmesi olabilir diye düşündük.2006-20012 tarihleri arasında işaret ettik. Bu çok olası bir şey değil .bundan en son 100 yıl önce düştüğü söyleniyor. Ama oda küçük çaplı.bir orman yangınına sebep olmuş sadece. 2003 yılında Nasa’nın bir açıklaması oldu .2014 yılı olarak.büyük bir göktaşı düşeceğini söylediler..Şimdiye kadar en riskli göztaşını tespit ettiklerini Nasa açıkladı.Ondan sonra bu yıl yine risk oranının 10 misli daha arttığını, şimdiye kadar görülmemiş bir risk olduğunu söylediler.Hatırlarsanız bundan birkaç ay önce haberlerde dünya yok mu olacak şeklinde haberler sıkça çıktı..Göktaşı yörüngesi değişti bize doğru ilerliyor şeklindeki haberlerdi..Tüm ana haberlerde geçti..İncil’de de geçer. göktaşı meselesi.Yohanna’da vahiy bölümü incelendiğinde gökten alev alev yanan dağ gibi bir parçanın düştüğünü söyler.Çok ilginçtir ki orada tarif edilen göktaşına dağ gibi deniliyor.Tur kelimesi dağ demektir.İncil de alamet şeklinde olacaktır deniliyor.

 

 

 

 

 

İşte; kendi çalışmaları ile insanlara, Kitabımızın mucize bir kitap olduğunu sunan,bu konuda hiçbir iddiası olmadığını, Kuran’ın şifresini çözmediğini, sadece bu konuda matematiksel çalışmaları olduğunu söyleyen Ömer Çelakıl ile söyleşimiz...Sözünü kesmeden dinledik ve size aktardık.

 

 

 

Güzin Osmancık

Share this post


Link to post
Share on other sites

AY'A ÇIKIŞ TARİHİ KUR'AN'DA YAZIYOR MUYDU?

 

Kur'an-ı Kerim'de yer alan Kamer(Ay) suresinde gelecekte Ay'a gidileceğine dair işaretler yer almaktadır. Kamer kelimesinin Türkçe'deki karşılığı Ay'dır.

 

"Ay" isimli bu sureden Kur'an'ın sonuna kadar tam 1389 ayet geçer. Hicri takvimde 1389 yılı, Miladi takvime göre 1969 yılına denk gelmektedir, bu da Ay'a çıkış tarihidir. (Hicri 1389=Miladi 1969)

 

Kısacası Ay (Kamer) suresi, insanlık tarihinin en önemli gelişmelerinden birisi olan bu olaya önceden işaret etmektedir. Bununla birlikte Ay kelimesinin yanında kullanılan "Şakka (yarıldı)" kelimesi aynı zamanda "toprağın yarılması, kazılması..." anlamlarında da kullanılmaktadır. Benzer şekilde Ay'a giden Apollo 11 uzay aracı da Ay toprağından birçok parça alarak Dünya'ya dönmüştür. Bu açıdan da ayrı bir paralellik bulunuyor. Bunların dışında bu ayetteki bazı kelimelerin Arapça'daki matematiksel değerleri de yine Ay'a çıkış tarihini vermektedir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

19:57 NUMARALI AYET VE 1957 YILI

Tarihteki ilk uzay aracı 1957 yılında uzay yolculuğuna çıkmıştır (Sputnik). Şaşırtıcı bir biçimde Kuran'daki 19:57 numaralı ayet de gökyüzüne çıkmaktan ve yükselmekten bahsetmektedir: "Onu yüksek bir yere (gökyüzüne) yükselttik" (19.sure 57.ayet). Farkettiyseniz ayetin numarası olan 19:57 ile 1957 yılı aynı sayılardır. Dolayısıyla gelecekte bu olayın gerçekleşeceğine mucizevi bir biçimde işaret edilmektedir.

 

Aynı yöntemi kullanarak daha önce de farklı örnekler sunmuştuk o nedenle tüm bu örnekler için tesadüf diyemeyiz. (Dna örneği, Nötron-Proton örneği gibi). Bununla birlikte 1957 yılında ilk uzay aracının gönderilmesi ile Ay'a çıkış farklı olaylardır karıştırılmamalıdır. Bu ayetten önceki ayetlerde peygamberlerden bahsedildiği için ayet farklı şekilde de yorumlanabilir. Fakat ayeti tek başına bağımsız olarak düşünürsek bizim yorumladığımız anlama da işaret etmektedir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

KADINLARDAKİ 23.KROMOZOM ve GENETİK

 

Daha önceki örneklerimizde "Arı" suresinin Kuran'da 16. sure olduğunu ve Arı'nın kromozom sayısının da 16 olduğunu belirtmiştik. Bildiğiniz gibi boy, göz rengi gibi tüm fiziksel özellikler hücre içindeki gözle göremediğimiz kromozomlarda yer alan genler tarafından belirlenir. Hücrelerimizin içindeki 23.kromozom çifti kişinin cinsiyetini belirler. Genetik olarak Erkek ve Kadındaki kromozomlar aynıdır sadece kadınlardaki 23.kromozom çifti erkeklerden farklıdır. Kadınların fiziksel özelliklerinin erkeklerden farklı olması da bu 23.kromozoma bağlıdır.

 

Kuran-ı Kerim'deki "Nisa" suresi de "Kadınlar" anlamına gelir. İlginçtir ki "Nisa(Kadınlar)" suresinin 23.ayetinde başka hiçbir yerde geçmediği kadar çok sayıda "kız,kadın,anne" gibi dişil kelimeler tekrarlanmaktadır. Yani "kız, kadın, anne" gibi dişil kelimeler KURAN'IN TÜMÜNDE en çok Nisa suresi 23.ayette geçmektedir. Dolayısıyla ayetin numarası olan 23 sayısıyla kadınlardaki 23.kromozom çiftine işaret edildiğini düşünüyoruz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

GÜNEŞ'İN HİDROJEN VE HELYUMDAN OLUŞU

 

Atomlar bölümünde elementlerin yani atom isimlerinin Kuran'da yer aldığını gösteren önemli kanıtlar sunmuştuk. Bunu destekleyen kanıtlardan birisine de Şems(Güneş) Suresinde rastlıyoruz. Bildiğiniz gibi Güneş ağırlıklı olarak Hidrojen(H) ve Helyum(He) atomlarından oluşmaktadır. Güneş'in yüzde 90'dan fazlası H ve He simgeli atomlardan oluşur ve yaydığı ısı ile ışık da bu elementlerin termonükleer reaksiyonları sonucunda açığa çıkar...

 

Kısacası Güneş denildiğinde aklımıza ilk olarak H-HE atomları gelir. Ve çok ilginçtir ki Kuran'daki Şems(Güneş) suresindeki onbeş ayetin hepsi istisnasız olarak H-E harfleriyle bitmektedir. Özet olarak Güneş(Şems) suresindeki tüm ayetler hidrojen(H) ve helyum'un(HE) simgesiyle bitmektedir ve dolayısıyla Kur'an Güneş'in hidrojen ve helyum'dan oluştuğuna 14 asır öncesinden işaret etmektedir. Örneğin Helyum 19.yüzyılda keşfedilmiştir yani Kuran'dan asırlar sonra...

 

Bunu bir rastlantı olarak değerlendiremeyiz çünkü Kuran'da Güneş(Şems) suresinden başka hiçbir sure baştan sona H-HE harfleriyle bitmiyor. Aslında Güneş suresi'nin numarası yani 91 rakamı da dikkat çekicidir. Güneşde yer alan H (hidrojen) elementi doğada geri kalan diğer 91 elementi de oluşturur. İlginçtir ki H (hidrojene) dikkat çeken Şems(Güneş) sureside tam 91. suredir. Laboratuarlarda atom numaraları arttırılabilmektedir fakat doğada hidrojenden sonra uranyum'a kadar 91 element vardır ve bunlar yine hidrojen çekirdeklerinin birleşmesiyle meydana gelir

Share this post


Link to post
Share on other sites

GİZLİ KELİME: RETİNA

 

Retina, görmemizi sağlayan hücrelerin bulunduğu göz tabakasıdır. Görme işlevini sağlayan göz bölümünün aslında Retina olduğu Kur'an'ın indirildiği yıllarda bilinmiyordu hatta kimse retina kelimesinden haberdar bile değildi. Buna rağmen Kuran'da "Retina" kelimesinin geçtiğine dair açık kanıtlara rastlıyoruz.

 

R-E-T-İ-N-A harfleri sadece 35:8 numaralı ayette geçmektedir. Üstelik bu ayette "görmekten" ve "göstermekten" bahsedilmektedir dolayısıyla retinaya işaret güçlenmektedir. Görmeyi sağlayan retina kelimesinin geçtiği bu ayette "...güzel gösterilip de güzel gören kimse..." cümlesi yer almaktadır. Sonraki ayetlerde aynı surenin 19.ayetinde "Kör ve gören aynı olmaz" cümlesi geçiyor. Bilindiği gibi retina hasarları kalıcı körlüğe neden olur. Sonraki 20.ayette ise "Karanlık ve aydınlık da aynı olmaz" ifadesi geçmektedir ki zaten retinada ışığa duyarlı hücreler bulunur. Bu saydığımız ayetlerdeki görmeyle ilgili cümleler tüm Kuran'da çok nadir geçmektedir o nedenle retina kelimesinin binlerce ayetin arasında sadece bu ayetlere denk gelmesi matematiksel açıdan tesadüfi değildir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

CANLILARIN KOPYALANACAĞINI YÜZYILLAR ÖNCESİNDEN KURAN-I KERİM HABER VERİYOR MUYDU?

 

Kopyalama yüce dinimiz İslam'a aykırıdır ve etik dışı yanlış bir uygulamadır. Fakat genetik biliminin ve embryolojinin olmadığı bir çağda yani 1400 yıl önce indirilen Kuranı Kerim'de sanki bilim adamlarının kopyalama yapacakları haber verilirmişcesine işaretler bulunmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in bu ayetinde Şeytan'ın kötü faaliyetleri vurgulanmaktadır.

 

Kopyalanmış bir hayvandan çok sayıda kopya hayvan üretme (ikinci nesil kopyalama) deneylerinde Kulak Dokusundan hücreler alınarak kopyalama gerçekleştirilmiştir. Yani yakın tarihte yapılan ilk deneylerde hayvanların kulağı kesilip hücre alınarak kopyası üretilmiştir. Kuran-ı Kerimin bir ayeti şöyledir:

 

"...(Şeytan dedi ki) Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını kesecekler ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler..." (Nisa Suresi 119.ayet)

 

Az önce tarihteki ilk 2.nesil kopyalamaların hayvanların kulakları kesilerek alınan hücrelerle gerçekleştirildiğini vurgulamıştık. Ayrıca bu hücrelerin genetik yapısıyla oynayarak yaratılış kanunlarına müdahelede bulunmaya çalışan kimseler de vardır. Dolayısıyla genetik biliminin olmadığı bir çağda yani 1400 yıl önce indirilen ayetteki ifadelerle mucizevi benzerlikler vardır.

 

Yapılan bazı kopyalamalarda meme dokusundan da hücreler alınmıştır fakat Tarihteki ilk 2.nesil kopyalamalarda hücreler kulaktan alınmıştır.(Japonya'daki Kagoşima Enstitüsünde ve Brezilya'daki Vitoria ineği)

Share this post


Link to post
Share on other sites

KUM TEPELERİ MARS GEZEGENİNE Mİ İŞARET EDİYOR?

 

M-a-r-s kelimesine işaret eden Kuran'daki "Ahkaf" suresinin anlamı "KUM TEPELERİ"dir. Astronomide Mars denildiğinde akla ilk gelenlerden birisi Mars'taki dev "KUM TEPELERİ" yani yüksek kum yığınlarıdır. Mars bu yönüyle diğer gezegenlerden farklıdır. Örneğin daha önce gönderilen Opportunity uzay aracı bir kum tepesine saplanmıştı ve haftalarca süren güçlü kum fırtınalarından dolayı büyük tehlike atlatmıştı.

 

İlginçtir ki Ahkaf (Kum Tepeleri) suresi 23.ayetteki harf dizilimlerine baktığımızda M-A-R-S harfleri açıkça görünüyor (Arapça'da Mim-Elif-Ra-Sin harfleri). Yani bu harfler normal bir kelimeyi oluşturur gibi yanyana duruyorlar ve Mars kelimesi net bir biçimde görünüyor. Sadece Mars değil aynı zamanda Mars'ın uydusu olan gökcismi "Deimos" kelimesi de bu şekilde geçiyor. ( Deimos Mars'ın çevresinde döner, Ay'ın Dünya çevresinde döndüğü gibi) Üstelik D-E-İ-M-O-S ' a işaret eden ayetin numarası 30'dur ve 30 sayısı bu uyduyu temsil eden bir sayıdır çünkü Mars çevresindeki dolanım süresi 30 saattir. Dolayısıyla ayet numarasının bu gökcisimlerinin dolanım süresiyle aynı olması da şaşırtıcıdır. Mars kelimesini oluşturan harfler Deimos'tan birkaç ayet önce geçiyor yani tüm bu anlattıklarımız Kuran'da ard arda ve aynı surede geçiyor o nedenle tesadüf olarak değerlendiremeyiz. Kısacası surenin ismi olan Ahkaf (Kum Tepeleri) de Mars'taki dev kum tepelerine işaret ediyor olabilir. Fakat Kuran'ın indirildiği çağda teleskop henüz keşfedilmemişti ve kimse Mars'ta kum tepeleri olduğunu bilmiyordu ayrıca Deimos astronomide henüz keşfedilmemişti

Share this post


Link to post
Share on other sites

ÖNEMLİ BİR MUCİZE: HALLEY YILDIZI VE 76 YIL

 

 

 

Modern astronomi alanındaki önemli gelişmelerden birisi de Halley kuyrukluyıldızı'nın 17.yüzyılda Edmund Halley isimli astronom tarafından keşfedilmesidir. Dolayısıyla bu kuyrukluyıldıza verilen Halley ismi 17.yüzyılda yaşamış ünlü bir bilimadamının soyismidir çünkü yıldızı ve 76 yıllık dolanım süresini bu bilimadamı keşfetmiştir. İşte bu noktada çok dikkat çekici bir mucizeyle karşılaşıyoruz. Çünkü Kur'an indirildikten yüzyıllar sonra 17.yüzyılda keşfedilen ve ismi koyulan Halley Yıldızı ile 76 yıllık dolanım süresi asırlar öncesinden Kur'an-ı Kerim'de yazıyordu. Yani yıldıza ismi verilen Halley isimli bilimadamı Kur'an indirildiği çağda henüz doğmamıştı ve Halley ismi bilinmiyordu. Buna rağmen Kur'an-ı Kerim gelecek zamanı anlatırcasına Halley ismini ve 76 yıllık dolanım süresini bizlere yüzyıllar öncesinden haber vermiştir.

 

H-A-L-L-E-Y harflerinin Kur'an'da ilk geçtiği yer Enam suresinin 76.ayetidir. Bu ayette HALLEY kelimesinin hemen yanında YILDIZ kelimesi geçiyor (Arapça karşılığı: Kevkeba) Bu ayetin numarası olan 76 sayısı da yıldızın dönüş süresi olan 76 yıla işaret etmektedir. Ayetin numarası olan 76 sayısı Halley yıldızını temsil eder çünkü her 76 yılda bir Dünya'dan görülür yani yörüngesini 76 yılda bir tamamlar.

 

Nitekim Halley yıldızının keşfi de 76 yıllık dönüş süresinin bulunmasına dayanır. Edmund Halley bu yıldızın 76 yıl sonra tekrar görüleceğini açıklayarak kuyrukluyıldızların astronomik yörüngelerini de açıklığa kavuşturmuştur. Bu nedenle Halley yıldızının Kuran'da ilk olarak 76.ayette geçmesine mucize diyebiliriz çünkü Kur'an bu bilgiye yüzyıllar öncesinden işaret etmektedir.

 

Bu örneğe benzer şekilde diğer bölümlerde yer verdiğimiz Sirius yıldızı da Kuran'da sadece 49.ayette geçmektedir ve Sirius B'nin Sirius A çevresindeki dolanım süresi de 49 yıldır (Necm suresi 49). Üstelik Sirius B yıldızı teleskop olmadan gözlenemez ve teleskop Kuran'dan yüzyıllar sonra keşfedilebilmiştir. Dolayısıyla hem Halley hem de Sirius yıldızlarının ayet numaralarının dönüş yıllarıyla aynı olması rastlantı değildir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

KANDAKİ OKSİTLENME

 

Kuran-ı Kerim'in Mutaffifin suresi 13.ayetinde "Kalplerin üzeri Pas bağladı..." şeklinde bir cümle yer almaktadır. Dikkat ederseniz çamurlandı veya tozlandı gibi kelimeler değil de "Pas bağladı" ifadesi kullanılmaktadır. Paslanma "Demirin Oksitlenmesi" demektir. İlginçtir ki Kuran'da bahsedildiği gibi vücudumuzdaki kanda (dolayısıyla kan dolaşımının merkezi olan kalpteki) demir sürekli oksitlenmektedir.

 

Yani Kuran'da bahsedildiği gibi kalbimizde ve damarlarımızda her gün her saat paslanmaya benzer bir reaksiyon gerçekleşmektedir ve demir oksitlenmektedir. Havadan aldığımız oksijen kandaki hemoglobinde bulunan demir sayesinde vücutta taşınmaktadır. Yani aldığımız oksijen kandaki demir ile reaksiyona girmektedir ve bir anlamda paslanmaktadır. Fakat biz bu reaksiyonu gözle göremeyiz. Kısacası bu ayette bilimsel ve mucizevi bir benzetme yapıldığını düşünüyoruz fakat bu sadece bir yorumdur. Eski çalışmalarımızda da Kuran'ın hemoglobin ve demir atomuyla ilgili mucizevi kanıtlar sunduğunu dile getirmiştik.

Share this post


Link to post
Share on other sites

DNA VE GENETİK TARİHİNİN BAŞLANGICI

 

 

DNA teriminin Kuran'da geçtiğine dair çok açık işaretlere rastlıyoruz. Mesela genetik biliminin başlangıç tarihi 1865 yılına ve DNA'ya Kuran'daki (18:65) numaralı ayet ile herkesin görebileceği bir netlikte dikkat çekiliyor.

 

Bilindiği gibi bugünkü çağdaş genetiğin temellerini atan Mendel isimli bilimadamının 1865 yılında hazırladığı genetik yasalar, hem hayvanlar hem bitkiler hem de insanlar için geçerlidir. O nedenle 1865 yılı bilim dünyası için tarihi bir dönüm noktasıdır. Ve bu dönüm noktasına da Kuran'da çok açık bir biçimde işaret ediliyor.

 

D-N-A harflerinin Kuran'da nerelerde yan yana geldiğini incelediğimiz zaman en fazla 18.surenin 65.ayetinde geçtiğini görüyoruz (Arapça'da Dal-Nun-Elif). Evet 18:65 numaralı ayette çok ilginç ve benzersiz bir biçimde ardarda tam üç defa D-N-A harfleri geçiyor. Ve Kuran'nın başka hiçbir ayetinde "Dna" harfleri bu şekilde ardarda ve çok sayıda geçmiyor. Yani Kuran 18:65 ayetiyle dikkatimizi "Dna" terimine çekmek istiyor.

 

Özet olarak DNA teriminin ardarda çok sayıda geçtiği bu istisna ayetin numarası (18:65) genetik bilimin ve DNA tarihinin başlangıç yılı olan 1865 yılına işaret ediyor. Bunu rastlantı olarak değerlendiremeyiz çünkü Kuran'da sadece 18:65 ayetinde "Dna" ardarda üç defa geçiyor ve başka yerde böyle bir durum yok.

 

Bu işaret mucizevi niteliktedir çünkü DNA (DeoksiriboNükleik Asit) ismini bilim dünyası henüz yeni koymuştur halbuki Kuran'da 1400 yıl önce işaret ediliyor. Dolayısıyla insanlığın bu moleküle "Dna" ismini koyacağına yüzyıllar önce Kuran işaret ediyordu.

 

Mendel 1865 yılında keşfettiği bu genetik kanunları bir yıl sonra makale haline getirmiştir. "Dna" üzerindeki genler, gözlerimizin renginden boyumuzun uzunluğuna kadar birçok bilgiyi taşırlar. Kromozomlarda yer alan "Dna" molekülü anne ve babadaki bu bilgileri çocuğa aktarır

Share this post


Link to post
Share on other sites

DNA VE RNA SUREDE EŞİT SAYIDA TEKRARLANIYOR

 

Kuran'da birbiriyle ilintili olan bazı kelimelerin eşit sayıda tekrarlandığına daha önceki bölümlerde şahit olmuştuk. Örneğin Kur'an'da "Melek" kelimesi 88 defa geçerken Şeytan kelimesi de 88 defa geçer. Yahut "Cennet" kelimesi 77 yerde kullanılırken "Cehennem" kelimesi de 77 yerde kullanılıyor.

 

İşte bu kelime tekrarlarına az önce değindimiz ve genetik biliminin başlangıcına işaret eden bu surede de rastlıyoruz. DNA ve genetik tarihinin başlangıcı olan 1865 yılına işaret eden bu surede DNA toplam 7 defa tekrarlanırken RNA da 7 defa tekrarlanıyor. Bildiğiniz gibi RNA molekülü de DNA gibi genetik yapıyı oluşturan diğer moleküldür o nedenle Dna-Rna'nın eşit sayıda geçmesi gerçekten bu moleküllere yüzyıllar önce Kuran'da işaret edildiğinin ayrı bir kanıtıdır.(Arapça'da D-N-A harfleri "Dal-Nun-Elif" ile gösterilirken RNA "Ra-Nun-Elif" harfleri ile gösterilir)

Share this post


Link to post
Share on other sites

OZON TABAKASI KURAN'DA YAZIYOR MUYDU?

 

 

Ozon kelimesi Arapça'da, Türkçe'de ve diğer tüm yabancı dillerde hemen hemen aynı şekilde okunup yazılır. Ozon kelimesini oluşturan O-Z-O-N harfleri 72:6 numaralı ayette geçmektedir. Üstelik bu ayetten sonraki ayetlerde "Gökyüzünün koruyucusu (bekçisi)" ifadesi kullanılıyor. Aslında bu ifade ozon tabakası için de çok yerinde ve doğru bir tanımlamadır. Çünkü ozon gökyüzündeki koruyucu tabakadır ve dünyayı tehlikeli güneş ışınlarından korur.

 

Halbuki Kuran'ın indirildiği 7.yüzyılda kimse ozon tabakasından haberdar değildi. Bu ayetin dışında 18:90 numaralı ayetin de ayrıca ozona işaret ettiğini düşünüyoruz çünkü bu ayette de "Güneşe karşı bir siper (koruyucu)" ifadesi yer almaktadır. Tüm bunlar için rastlantı diyemeyiz çünkü O-Z-O-N (Arapça'da Vav-Ze-Vav-Nun) harfleri çok nadir olarak binlerce ayette bir yan yana gelmektedir ve "Gökyüzünün koruyucusu (bekçisi)" ifadesiyle aynı bölümde geçmektedir

Share this post


Link to post
Share on other sites

YENİ BİR KUR'AN MUCİZESİ DAHA: YERALTINDAKİ ENERJİ VE PETROL KELİMESİ

 

İçinde bulunduğumuz çağda maalesef enerji kaynakları uğruna savaşlar çıkmaktadır. Enerji kaynaklarının başında gelen petrolün oluşumuna ve ismine Kuran-ı Kerim yüzyıllar öncesinden işaret etmektedir. Petrol ismine işaret edilmesi mucizevi niteliktedir çünkü petrol kelimesi ilk olarak bir Alman minerologun 1556 tarihli "De Re Metallica" isimli eserinde geçmektedir yani Kuran'dan yüzyıllar sonra... Kısacası Kuran'dan asırlar sonra dünya dillerinde petrol kelimesi kullanılmaya başlanmıştır dolayısıyla Kuran petrol kelimesinin tüm dünyada kullanılacağına önceden işaret etmiştir.(Petrolün farklı dillerdeki yazılışı veya okunuşu hemen hemen aynıdır Türkçe,İngilizce,Arapça'da olduğu gibi)

 

Petrol kelimesini oluşturan harfler tüm Kuran'da baştan sona sadece iki yerde geçmektedir (harfler soldan sağa doğru ters diziliyor). Bunlardan ilki 6:59 nolu ayettir ve bu ayette petrole işaret edercesine "yeraltının karanlıklarındaki" ifadesi kullanılmaktadır. Yani petrolün yer altında olduğuna işaret edilmektedir.

 

Ayrıca bilimadamları petrolün oluşum kökenini hem hayvansal hem de bitkisel olarak açıklamaktadırlar. Yani eski çağlardaki yeşil bitkilerin uzun bir zaman aralığından sonra petrole dönüştüğünü ifade etmektedirler. Kuran'daki bir ayet de bununla örtüşmektedir: " (Rabbin) yeşil otu çıkardı, sonra da onu kapkara(simsiyah) bir sel artığına(sıvıya) çevirdi..." (Ala suresi 4,5)

Share this post


Link to post
Share on other sites

MODERN BİLİMDEN YÜZYILLAR ÖNCE KURAN'DA ATMOSFER KELİMESİNE İŞARET EDİLİYORDU

 

 

Modern bilimde Atmosfer kelimesi 17. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır halbuki Kur'an zamanın ötesine geçerek bu kelimeye nerdeyse bin yıl öncesinden işaret ediyordu. Yani henüz dünyada kullanılmayan bilimsel bir terim yüzyıllar öncesinden Kuran'da yazıyordu o nedenle Kur'an büyük bir mucize daha sergilemiştir.(Atmosferin farklı dillerdeki yazılışı veya okunuşu hemen hemen aynıdır Türkçe,İngilizce,Arapça'da olduğu gibi)

 

 

Atmosfer kelimesi dünyayı çevreleyen Hava Küre anlamına gelir. Dünya'nın küresel(sphere) yapısı anlaşıldıktan sonra bu kelime kullanılmaya başlanmıştır. Halbuki Kuran'ın indirildiği dönemde Dünya'nın yuvarlak olduğu da bilinmiyordu ve bu da Kuran'ın ayrı bir mucizesidir.

 

Kuran'ın başından sonuna kadar sadece iki yerde atmosfer kelimesini oluşturan harfler yanyana gelmektedir. Bunlardan ilki 26:173 nolu ayettir. (Atmosfer kelimesini oluşturan harfler soldan sağa yanyana geliyor, sağdan sola hiç yok) Üstelik bu ayette YAĞMUR dan bahsediliyor. Dolayısıyla Kuran'da yağmurun atmosferden yağdığına da işaret ediliyor. Yani hem atmosfer hem de yağmur kelimelerinin yanyana gelmesini matematiksel açıdan rastlantı olarak değerlendiremeyiz tüm bunlar tesadüf olamaz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

KUR'AN MUCİZESİ VE QUANTUM FİZİĞİ

 

 

Yüzyıllar önce Kuran-ı Kerim'in geldiği çağda Quantum fiziği ve atomaltı parçacıklar bilinmiyordu. Fakat Kuranı Kerim evrenimizi oluşturan bu temel parçacıkların isimlerine ve ağırlıklarına işaret ederek inanılmaz bir mucize daha sergilemiştir. (Nötron ve Proton kelimeleri Türkçe, İngilizce, Arapça ve farklı dillerde hemen hemen aynı şekilde yazılıp okunmaktadır)

 

Nötron kelimesini oluşturan harfler tüm Kur'an-ı Kerim'de baştan sona sadece iki ayette geçiyor. Bunlardan birisi 18:39 nolu ayettir (Nötron Kütlesi=1839 me) Gördüğünüz gibi hem Nötron ismine hemde ayet numarasıyla nötronun ağırlığına açıkça işaret edilmektedir. Diğer binlerce ayette bu harfler yanyana gelmiyor fakat tam 18:39 ayetinde Nötron kelimesi ortaya çıkıyor o nedenle rastlantı olduğunu söyleyemeyiz.

 

Aynı durum Proton için de geçerlidir. Proton kelimesini oluşturan harfler Kuran'ı Kerimde daha fazla sayıda geçiyor (Nötrona oranla). 18:37 nolu ayette Proton kelimesini oluşturan harfler soldan sağa ters biçimde yanyana geliyor. Proton kütlesi ise 1836-1837 me arasındadır yani 1837 me diyebiliriz. Dolayısıyla ayetin numarası 18:37 protonun ağırlığı olan 1837'ye işaret ediyor. Yani nötronda olduğu gibi protonda da ayet numarasıyla ağırlık aynıdır.(1837 me: 1837 adet elektron ağırlığında demektir)

 

Atomları, zerreleri oluşturan bu parçacıkların yazılı olduğuna zaten aşağıdaki ayet de işaret etmektedir:

"...Rabbinden ne yerde, ne gökte zerre kadar; ondan ne küçük, ne büyük hiçbir şey kaçmaz. Bunların hepsi apaçık bir Kitaptadır."(Yunus 61.ayet)

Share this post


Link to post
Share on other sites

AY İLE DÜNYA ARASINDAKİ MESAFE

 

 

Kamer(AY) suresinde yine bir mucize ile karşılaşıyoruz. Bu surede Ay ile Dünya arasındaki harflerin uzunluk oranı Uzay'daki Ay-Dünya mesafesine işaret etmektedir. Kamer(AY) suresinin içerisinde sadece bir yerde Dünya(Ard) kelimesi geçmektedir.

 

Surenin başlığı olan "Ay" kelimesi ile "Dünya" kelimesi arasındaki harfler toplam 333 adettir ve araya tam olarak 111 adet Ay kelimesi sığmaktadır. Çünkü Arapça'da Kamer(Ay) kelimesi 3 harften oluşur.

 

Aynı şekilde gezegenimiz Dünya ile Ay arasına da ortalama 111 adet Ay sığmaktadır yani aradaki mesafe Ay çapının toplam 111 katıdır. Bir uzay haritasını incelediğiniz zaman da bunu görebilirsiniz. Ya da en temel astronomi kitaplarında da bu bilgiye rastlayabilirsiniz. Bu hesaplama da kullanılan uzaklık mesafesi ortalama mesafedir çünkü Ay'ın eliptik bir yörüngesi vardır.

 

Fakat Kuran'ın indirildiği dönemde ne aradaki yüzbinlerce kilometrelik mesafe ne de Ay'ın çapı bilinmiyordu.İşte bu açıdan bu bilgi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca Kuran'da Ay isminde sadece bir sure vardır ve bu surede sadece bir yerde Dünya kelimesi geçmektedir. O nedenle bu önemli bulgu matematiksel açıdan tesadüfi değildir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

ARI VE GENETİK YAPISI

 

1400 yıl önce genlerin ve kromozomların bilinmediği bir çağda Kur'an önemli bir mesaj daha veriyordu. Kur'an-ı Kerim'de "Nahl" (Arı) isimli bir sure yer almaktadır ve bu sure tam 16. suredir. Aynı şekilde arı da 16 kromozomlu bir canlıdır.

 

Hayvanların dişisinde ve erkeğinde eşit sayıda kromozom bulunmaktadır. Fakat arının durumu, diğerlerinden farklıdır. Çünkü erkek arı 16 tek kromozoma, dişi arı ise 16 çift kromozoma sahiptir.

İşte arı, bu açıdan farklıdır. Ve bu farklılığa Kur'an-ı Kerim de işaret etmektedir.

 

Canlıların genetik şifresi olan DNA, kromozomlar üzerinde yer almaktadır. Örneğin Dünya'nın dört bir yanındaki bal arılarının kromozom sayısı aynıdır ve değişmez.

 

Başka bir örnek daha; EQUUS ASINUS:Eşek...

 

Kur'an-ı Kerim'in birkaç bölümünde 'eşek' kelimesi geçmektedir, fakat Lokman (31.sure) ve Cuma (62. sure) surelerinde bahsedilen tek hayvan 'eşek'tir. Aynı şekilde 'eşek' türünde toplam 31 çift, yani açılım olarak 62 adet kromozom bulunmaktadır. Bu surelerin numaraları da 31 ve 62'dir.

 

'Eşek' kelimesi başka birkaç surede daha geçmektedir ancak bu surelerde Aslan, At gibi diğer hayvanlardan da bahsediliyor, fakat 31. ve 62. surelerde 'eşek'ten başka hiçbir hayvandan bahsedilmiyor...

Share this post


Link to post
Share on other sites

VENÜS VE MARS'IN DÖNÜŞ SÜRELERİ

 

 

Sıralama bakımından Dünya'ya en yakın olan bu iki gezegenin isimlerine ve kendi çevrelerindeki dönüş sürelerine modern astronomiden yüzyıllar önce Kur'an işaret ediyordu. Halbuki bu gezegenlerin kendi çevrelerindeki dönüş süreleri astronomlar tarafından Kuran'dan yüzyıllar sonra keşfedildi. Mars ve Venüs isimlerinin Kuran'da gizli bir şekilde yer alması da mucize niteliğindedir çünkü Mars ve Venüs isimleri bugün modern Astronomide kullanılan genel isimlerdir halbuki Arapça'da Merih ve Zuhra olarak geçmekteydi. Aynı şekilde Kur'an'ın indirildiği dönemde de farklı toplumlar bu gezegenler için farklı isimler kullanmaktaydı.

 

Venüs kelimesini oluşturan harfler Kuran'da ilk olarak Enfal suresinin 72.ayetinde yan yana gelmektedir. Bir sonraki Venüs harfleri ise Hud suresinin 3. ayetinde yan yana gelmektedir. (Arapça'da Vav-Elif-Nun-Elif-Sin) Bu iki yerin arasında toplam 243 ayet geçmektedir. Aynen burada olduğu gibi Uzay'da Venüs'ün kendi çevresindeki dolanım süresi de tam 243 gün sürer. Yani 243 gün bitince dönüşünü tekrarlar. Kuran da 243 ayet geçince Venüs kelimesini oluşturan harfler tekrarlanıyor.

 

Aynı bulgu Mars için de geçerli. Mars kelimesini oluşturan harfler Kuran'da ilk olarak Müminun suresinin 44.ayetinde yan yana gelmektedir. Bir sonraki Mars harfleri ise yine Müminun suresinin 45.ayetinde yan yana gelmektedir. (Arapça'da Mim-Elif-Ra-Sin) Yani hemen 1 ayet sonra tekrar geçmektedir. Aynı şekilde Mars'ın kendi çevresindeki dolanım süresi de sadece 1 gün sürer. Mars 1 günden sonra dönüşünü tekrarlar aynen Kuran'da 1 ayet sonra tekrarlandığı gibi...

 

 

Dünya'ya komşu olan iki gezegen Venüs ve Mars dışında diğer gezegenler hakkında da Kuran'da mucizevi bilgiler olduğunu ve bunların zamanla ortaya çıkacağını düşünüyoruz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

DENİZ - KARA ORANI

 

Kur'an-ı Kerim'de geçen "Deniz" ve "Kara" kelimelerinin sayıca birbirlerine oranı, bugün modern bilimdeki oranla birebir aynıdır. Halbuki o yıllarda henüz kıtalar keşfedilmemişti ve kara-deniz oranının bilimsel olarak tespit edilmesi mümkün değildi. Örneğin Amerika gibi büyük bir kara parçasının varlığı Kuran'dan yüzyıllar sonra 15. yüzyılda keşfedilmiştir.

 

Kur'an'da toplam 13 defa "Kara (berr, yabas)" ifadesi geçmektedir. "Deniz (bahr)" kelimesi ise 32 defa

 

geçmektedir. Yani deniz oranı 32/45, kara oranı ise 13/45 olarak verilmektedir. Yüzdelere çevirdiğimizde deniz oranı yüzde 71, kara oranı ise yüzde 29 çıkmaktadır. Modern bilimin bulgularına göre de denizler Dünya'nın yüzde 71'ini, karalar ise yüzde 29'unu kaplamaktadır. Günümüzde bilimadamları bu tür ince hesaplamaları uydu fotoğrafları ve bilgisayarlar ile yapabilmektedir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

KURAN'DA ATOMLAR

 

Kuran-ı Kerim'de yer alan element isimli "Hadid (Demir)" suresinde, Radon, Potasyum, Zirkonyum ve Titanyum gibi diğer elementlere de atom numaralarıyla ve ağırlıklarıyla birlikte işaret edilmektedir. Halbuki o yıllarda elementler ve atom numaraları henüz keşfedilmemişti. İşte bu yüzden Kuran çok büyük bir mucize daha sergilemektedir.

 

Örneğin element isimli bu suredeki Arapça harfleri saydığımızda ilk RN harflerine kadar 86 harf geçmektedir.Aynı şekilde bilimsel olarak "Rn(Radon

Share this post


Link to post
Share on other sites

SİRİUS YILDIZI VE 49 SAYISI

 

"Doğrusu Şi'ra (Sirius) yıldızının Rabbi O'dur." (Necm suresi, 49)

 

Arapça karşılığı Şi'ra olan Sirius yıldızının Kuran'da sadece 49. ayette geçmesi,gerçekten ilgi çekici bir durumdur. Çünkü bilimadamları Sirius yıldızının hareketlerindeki düzensizliklerden yola çıkarak onun bir çift yıldız olduğunu keşfetti ve gözle görülemeyen diğer yıldıza Sirius B ismini verdi.Teleskopsuz görülemeyen Sirius B yıldızının, Sirius A etrafındaki dolanım süresinin de 49 yıl olduğunu tespit etti.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...