Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
mitajanı

Dam Üstüne Çul Sererken Metroda..

Recommended Posts

Yürüyordum abi.. Aklıma sen geldin. Kara kuru bir adam gördüm. Dedim acaba o mu? Ne işin var halbuki senin buralarda? Kimbilir nerdesin? Ama abi efkarlanınca hep sen geliyorsun aklıma nedense... Aynı model adamlarız belki de ondan böyle oluyor. Ne dersin abi haksız mıyım?

 

Abi metroda ağır aksak yürüyordum biliyor musun.. Baktım iki tane eleman türkü söylüyor. Hani var ya:

 

Dam üstünde çul serer

(Loylu da yar leyli de yar loy loy loy)

Bilmem bu kimi sever

(Halelim nenni de gınalım nenni de)

(Belalım nenni de nenni)

 

...

 

Abi tabii bünyeyi zorladı türkü.. Vitesi 4'ten 2'ye attım.. Ağır ağır yürümeye devam ettim. İçim burkuldu abi. Hatırladım. Kimi mi? Abi her şeyi bilip de bilmemezlikten gelme huyun yok mu.. Ayar oluyorum sana. Ne adamsın.. Diyorum ya abi.. Gençliği verdik, hayalleri verdik, ruhumuzu verdik... Üzerimdeki yara bereyi saymıyorum bile. Değdi mi abi? Bence değmedi.. Bak sonra elemanlar hangi damardan girdi..

 

Bunun bir sevdiği var

(Loylu da yar leyli de yar loy loy loy)

Günde on çeşit giyer

(Halelim nenni de gınalım nenni de)

(Belalım nenni de nenni)

 

 

Ya abi.. Kolay değil öyle. Artık saat takmıyorum abi. Zamanı akışına bıraktım. Eriyorum. Hatta Tanpınar'a göre 'su gibi akıyorum.' Kolay değil abi..

 

Bir merhem hokkasına batmamızın lüzumu var abi. Değer verdiğim insanlar böyle diyor. Oysa abi kalu beladan beri gurbetteyim. İyisi mi abi, bir de buna kulak ver..

 

Onu (şunu) bana verseler

(Loylu da yar leyli de yar loy loy loy)

Cihana bildirseler

(Halelim nenni de gınalım nenni de)

(Belalım nenni de nenni)

Gitsem yarin yanına

(Loylu da yar leyli de yar loy loy loy)

Sabahtan öldürseler

(Halelim nenni de gınalım nenni de)

(Belalım nenni de nenni)

 

...

 

Demeli belki de.. Ne dersin? Ne zaman biter bu gurbetler? Daha ne kadar bu dünya denen cehenneme bir kartpostala bakar gibi bakmaya devam edeceğim abi? Uzatma dünya sürgünümü diye diye...

 

Abi biliyorum karışıyor her şey. Haklısın abi.. Ben de karışığım zaten. Bak ne demiş zamanında Kleist: “Şimdi, hepten benimsin ey ölümsüzlük.”

 

Onu bunu bırakalım abi..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ortak, bu nasıl bir hüzün böyle? Okurken bana öyle şeyler hatırlattı ki bu cümleler sorma gitsin. Zaten öğleden önce 'godfather' filminin heyelanlı müziğini üst üste birkaç kez dinleyerek hissi binalarım tarumar olmuş.. Birde üstüne bu Dostovari cümleler eklenince.. Alacağın olsun ortak.

 

Haşmet’in bir süre önce yazmaya koyulduğu fakat bir türlü tamamlayamadığı, sonunu getiremediği bir günlüğü geçti elime.. "Gurbet" i ele almaya çalışmış (bence çalışmış olmakla kalmış) hassas yaratık.. Ortağım bu günlüğü, yüksek müsaaden ve derin rikkatinle burada paylaşıyorum.. Bu yazdığın muteber duyguların bana hatırlattığı şeylerden biri de bu yarım kalmış yazıydı…

 

***

 

Gurbet… Yabancı bir memlekette olmadığım halde, bu kelime az önce kalbime bir hüzün gibi selamsız sabahsız geldi oturdu… Neden?.. Doğduğum şehrin kaldırımlarında yürüyenlerden biriyim yine. Şuan bulunduğum yerden evime 10 dakikalık bir mesafedeyim ve eve gitmek istersem bunu gerçekleştirmek 10 dakikamı alır her zamanki gibi… Peki o zaman neden gurbet kelimesi, içerdiği mana ile sinemi acıttı?..

 

Çevremdekiler mi gurbette yoksa?.. Hem çevremde hem de gurbette… Olabilir mi bu, mümkün mü? İşte şuan camın ardında gördüğüm, camın ardında yürüyen, camın ardından bir hayal gibi süzülen Rasim Bey… Onu görebiliyorsam, gurbette değil demektir. Evet. Bu iş bu kadar basit. Ya şu camın ardında gördüğüm yavru köpek?.. Yanından geçen insanlara nasıl da masum masum bakıyor. İşte şimdi yürüyor. Belki annesini arıyordur zavallı… Neyse, onun özel hayatıyla ilgilenemem şimdi. O da mı gurbette? Bana bunun cevabı lazım. Cevap işte karşımda…Yürüyen, camın ardında yürüyen, insanlara bakan, yaşayan bir köpek.. Aramızda 10 metre var yok… İşte Merve Teyze de sahneye çıktı…Elinde kocaman bir terlik, şehrin yaramazlık kursu hocalarından olan 5 yaşındaki torununu kovalıyor. Ah Merve Teyze!.. O terliği benim kafama vurman lazım aslında. Asıl yaramaz benim. (neyse) Merve teyze de camın ardında. İşte elindeki terliği de cirit atar gibi torununa fırlattı. Bütün bunları, arkadaşımın dükkanında, camın ardından izledim. Merve teyze gurbetteyse bende gurbetteyim demektir. Bu mümkün olmadığına göre içim rahatlayabilir..

 

Biraz düşündüm de… İçim hiç rahat değil diyebilirim. Herkes birbirinden gurbette. Böyle mi acaba!..

 

Bütün bunları kafamdan mı uyduruyorum? Kafam.. Sahi o nerde? Gurbette mi, camın ardında mı?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ortak, vakti olmayanlar acele ederler. Benim işim aceledir. Haydi kal sağlıcakla, dönünce görüşürüz. Gurbetler bitmez ortağım.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ortak, vakti olmayanlar acele ederler. Benim işim aceledir. Haydi kal sağlıcakla, dönünce görüşürüz. Gurbetler bitmez ortağım.

 

Tamam ortak! Kendine iyi bak, dönünce görüşürüz. Bu gurbetler, hayatımız sona erince mi, yılın sonu ve günün akşamı gelince mi, gemi, arkasında kimsesiz bir sahil bırakınca mı sona erer? Meçhul ortak! Allaha emanet ol.

Share this post


Link to post
Share on other sites

''...baaaa...bir gijist listesi çıkarsam...gidip bütün gijistleri görsem...afilli bir mısradan geçip...hani kanım iliğim...hani sevmiştim abi hem de çok....hani abi çoktular ama salladığım yumruklar devirdi...hani abi buraları eskiden çok insan demekti...hani abi erken çıksam yollara abi nereye diye sormadan...hani toprağı eşelerken eşelenenin ben...hani abi kötüler de var iyiler de...evsizler de be abi...hani abi çıkardık da evlerden yürürdük bir sigara içimlik varlığımız...hani abi oturup kaldırımlara türkü çığırırdık da...hani abi konuşurken ellerini nereye saklasın bu adam...hani abi kara kuru adamlar şiirin merkezinde...hadi gidip bir çay içelim yüzü karış kırış toprak kokan adamlarla...yok mu abi...''

Share this post


Link to post
Share on other sites

''bırakma tut elimden sen ey gecem yoksa düşerim kendi kabusumunda içine...'' demişsin abi. Ben de diyorum ama duyan var mı? Kaybettiysek gijliğimizden.. Yoksa satör olmadık abi inan ki..

Share this post


Link to post
Share on other sites

''gönlündekini açığa çıkar, susma; yoksa bölünür gönlün, parçalanır..'' bu yüzden yazıyorum abi. Gönlüm paramparça.. Oysa ellerim cebimde az yürümedim bu şehrin sokaklarında..

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Gij, merkeze saldırandır. Merkeze saldırdığı için merkez dışı kalandır. Hakkın yanında sabit kadem durandır, durmaya çalışandır. Durdukça savrulandır. Savrulduğu yerde yalnız kalıp bundan yararlanandır. Kendisini toparlayıp tekrar saldırandır. Her seferinde güzel yumruklar yiyen, yüzü gözü kan ve toprakla yoğrulandır. Gij buna rağmen özüne yığılmayandır. 'Ola hele buna bah' diyerek küçümsenen, özüne göre olmayandır.'' demiş başgij.. Öyle abi, anlattığı gibiyiz. Özüme yığılmadım. Özüme göre olmadım hiç. Çok yumruk yedik, kanla yoğrulduk. Üzerimizdeki yara berenin haddi hesabı yok abi..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abi sitenin melankolik yazarı olarak seni ilan etsek süper olur.Bu ne böyle gece gece efkar çöktü üstüme.Bir iki satır da ben karalayım dedim yazıyorum....

 

Gurbet elde kimsesizem kalmışam

He mi susuz hemi de aç yatmışam

Karnım yaniy ekmek ister aş ister

Guruldayan midemle orkestra çalmışam

Yağmurlu sokaklarda kedilere sarılmışam

Köhne izbe parklarda banklarda uyumuşam

Gurbet eller bu para ister pul ister

Kuşları yakalayıp tüylerini yolmuşam

Suyuna tirit yapıp ekmeğimi banmışam....

Share this post


Link to post
Share on other sites

''ben diyorum ki bu adam ciğerden çığırıyor diyor ki, yok ki nota bilgisi...uygun adım say desem bendeki bu ritim bozukluğu yaşamaktan...yaşayamamaktan demek için çok yaşlıyım...yok abim ben yaşadım buna şahit başaklar...başıma geldi ne geldiyse...garip dedim...yetim dedim...koştum da yarışın sonunda ayaklarım dolandı...güldüm...hüseyin dediydiler sonun kötü...sonum varsa ne iyi...sonumu merak ettim bu yüzden...''

Share this post


Link to post
Share on other sites
Abi sitenin melankolik yazarı olarak seni ilan etsek süper olur.Bu ne böyle gece gece efkar çöktü üstüme.Bir iki satır da ben karalayım dedim yazıyorum....

 

Gurbet elde kimsesizem kalmışam

He mi susuz hemi de aç yatmışam

Karnım yaniy ekmek ister aş ister

Guruldayan midemle orkestra çalmışam

Yağmurlu sokaklarda kedilere sarılmışam

Köhne izbe parklarda banklarda uyumuşam

Gurbet eller bu para ister pul ister

Kuşları yakalayıp tüylerini yolmuşam

Suyuna tirit yapıp ekmeğimi banmışam....

 

Tam gijce bir şiir olmuş ay kişi.. Ciğerden söyleyifsin.. Eline sağlık.. :)

 

Yalnız, şiirler benim değil. Benim gibi adamın biri yazmış bir şeyler. Hâlâ yazıyorlar.. Şu sıralar ajansal içe dönük ruhsal burkuntularımı hafif hafif ortaya döküyorum. Olmadı, yapamadım. Mani olamadım. Dolmuşuz demek ki.. Suç sende abi..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hep düz yazı. Olsun abi böyle de güzel. Şiirlerine daha ulaşamadım. Onlar da güzeldir muhtemelen. Gijliğinden susuyorsun öyle mi?

Share this post


Link to post
Share on other sites

''..ben şanslıyım çünkü dostlarım oldu, dost olmayı anladım. dost olabildim. çok az insana nasip olan bir şey bu. sen yaşadıkça kendimi yetim saymayacağım bu garip dünyada.'' Şanslısın abi, böyle bir adam olmayı başarabildiğin için..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çok orijinal bir başlık husule getirmişsiniz arkadaşlar, tebrik ederim. :) Bahsettiğiniz konulara yönelik hiçbir buhran yaşamasam da mesajları okuyunca içimi böyyyyyle kara kara bulutlar kapladı, kafamda şimşekler çaktı; tam gözlerimden çisil çisil yağmurlar boşanacakken aklıma dam üstüne çul seren leyli ve loylu yar geldi. Ağlayamadım... :D

 

Mitajanı gene döktürmüş valla. Söyledikleri her ne kadar mana verilemeyecek cinsten şeyler olsalar da durum vahim, şafak karanlık gibi. :D

 

Pazarda bal var ajanım pazarda bal var

Sende bir hal var ajanım sende bir hal var

Ağana yalvar ajanım paşana yalvar ajanım

SENDE BİR HAL VAR...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Çok orijinal bir başlık husule getirmişsiniz arkadaşlar, tebrik ederim. :) Bahsettiğiniz konulara yönelik hiçbir buhran yaşamasam da mesajları okuyunca içimi böyyyyyle kara kara bulutlar kapladı, kafamda şimşekler çaktı; tam gözlerimden çisil çisil yağmurlar boşanacakken aklıma dam üstüne çul seren leyli ve loylu yar geldi. Ağlayamadım... :D

 

Mitajanı gene döktürmüş valla. Söyledikleri her ne kadar mana verilemeyecek cinsten şeyler olsalar da durum vahim, şafak karanlık gibi. :D

 

Pazarda bal var ajanım pazarda bal var

Sende bir hal var ajanım sende bir hal var

Ağana yalvar ajanım paşana yalvar ajanım

SENDE BİR HAL VAR...

 

Husule getiren ben olunca normal. Orijinal insanlardan orijinal başlıklar husule gelir netekim. Ağlamak için insan da kalp olmalı efem, kalp.. Kalpsiz insan ağlamaz. Fakat ağlamak için illa gözden yaşın akması da gerekmez. Yani.. Hayat dediğimiz bu döngüde bir kuru yaprak misali savrulmanın dayanılmaz marjinal maliyeti ve insanın insanın kurdu olması bahsi... Hep iç içe görüyorsunuz ya.. Leyli de yar loylu da yar dersek mübalağa etmiş olmayız.

 

Durumun vahim ve şafağın karanlık olması... Belki sayılı günler sonra durum fevkalade, şafak da doğan güneş olacak. Tabii nasip meselesi..

Share this post


Link to post
Share on other sites
İşiniz,gücünüz gırgır...Daha ciddi görmek isteriz sizleri,daha olgun.Başıboş değil...

 

Af buyurun da; Size ne? Siz sitenin ciddiyettten sorumlu yöneticisisi misiniz? Kimsiniz? Başıboş ya da değilim, sizi alakadar eder mi? Gelip burada hangi saiklere binaen ahkam kesiyorsunuz? Aslında aklımdan birşeyler geçiyor ama.. Malum, evvela hüsnü zan etmek lazım.

 

Gidin Yunus Abinizin başlıklarına döşenin siz. Ciddiyet, vakar, olgunluk nedir onun müzakeresini yapın. Paintball oynayın, melankolik takılın. Understand?

Share this post


Link to post
Share on other sites
''gönlündekini açığa çıkar, susma; yoksa bölünür gönlün, parçalanır..'' bu yüzden yazıyorum abi. Gönlüm paramparça.. Oysa ellerim cebimde az yürümedim bu şehrin sokaklarında..

 

Süzülen bir damla ve

Yere düşen onca yıl...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kaç hayata tanık oldum? Kaç insanın gölgesini takip ettim? Kaç insanın sesine aşina oldum? Bilemiyorum.. Oysa ben yoktum. Ben dediğim sadece bir tecessüsten ibaretti. Kendine yeni bir efsun, kendine yeni bir sır arayan tecessüsüm.. Ondan başka birşeyim yoktu. Hep merak ettim insanları. Onları düşündüm. Belki an oldu, onlara ruhlarından daha yakın oldum. Elime ne geçti? Ne kazandım? Galiba bir yığın muamma.. Şimdiyse kendimle yüzleşiyorum. Kendi zaaflarımı, var olan istidatlarımı görüyorum. Potansiyelimin farkına varıyorum. Oysa daha önce de yapabilirdim bunu. Geç mi kaldım? Ağlamanın lüzumu yok. Yola devam etmek lazım. Kısa bir süre inkıtaya uğrayacak hayatım belki de muhteşem bir istikbale gebe. Allah bilir. Bilen.. O'na niyazlar..

Share this post


Link to post
Share on other sites
"Başyücelik'ten başka devlete ajan olmamak lazım" demiştim.

 

Başyücelik size kaldıysa yazık valla. Daha mesaj yazdığı başlığın muhteviyatını bilmeden, yazan adamın sitedeki seyrini takip etmeden, keyfince ve hiç düşünmeden, başlık sahibinin duygularını önemsemeden boş boş beylik cümleler söylemek midir sizin hüneriniz, potansiyeliniz, diyalektiğiniz, istidadınız? Bu kadar mıdır? Bu kadar sığ olunmaz. Her gördüğün başlığa atlama bence. Ne o, sıkıyorsa büronuza mı geleyim? Anlayan anladı. -bitti- Tıb..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...