Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
erenler

Bİlgİnİn Siyasallaştırılması - İlahlaŞtirilmasi

Recommended Posts

SİYASAL VE EKONOMİK BİLİM

 

Siyaset ve ekonominin bilimsel açılımını tarif etmeyeceğiz aksine bilimi siyasal amaçları ile sınırlayıp bu göz ile yorumlayan bilimi ekonomik açıdan öznelleştirenlerdir yazımızın konusu. Cini kabul etmeyen psikolog , Darvinizmi savunan Prof, Alternatif tıbbı küçümseyen doktorlar ,…Cinlerin varlığı kabul edilse , psikolojik bir çok rahatsızlığın tedavisi mümkün olabilecektir, ruh’un varlığı kabul edilse tıp farklı bir bakış açısı kazanacak ve yeni tedavi yöntemleri geliştirilebilecektir. Darwinizm – libido eksenli insan tanımları insanları nasıl mutlu ve huzurlu bir birey haline getirebilir ki ….ulaştığımız sonuç ortada zaten! Alternatif tıp’ı küçümsemek acaba ilaç firmalarının gazı ile hareket eden bir bakış açısının topluma yansıyan izdüşümü olabilir mi acaba ? Bilimin amacı insanlığı doğruya ,hikmete ,güzele yönlendirmek olmalı;Ama şu an bilim çıkar ,ekonomi ve siyasi üçken içinde dar çerçevede insanlığa hizmet amacının uzağında bir seyir izliyor iddiasındayız. Bilimi ve ürettiği ürünleri inkar etme gibi bir niyetimiz yok ama bilimin insanlık yerine bazı çıkar çevrelerine hizmet ettiği düşüncesini ileri sürmekteyiz ve karşı olduğumuz konu da bu !

Bilimin siyasallaştırılması

 

Ben kimim sorusunu ideolojik bir çerçevede dar bir tanımlama itmiştir siyasallaştırılan bilim.Bilim adamlarının “nereden gelip nereye gidiyoruz ?” sorusuna cevabı da yine bilimsellikten uzak ideolojik-siyasi sınırlar içinde cevaplanmaktadır. Ya bilimi ilahlaştıranlara ne demeli? Bilim daime ileriye dönük , devamlı ilerleyen ve değişen bir süreçtir!Atomun tanımı eskiden “ parçalanamayan en küçük yapı taşı” iken artık günümüzde nötron-proton-elektronlardan bahsedilebilmektedir, atom bombası üretilmektedir! Tıp ülser'e eskiden süt önerirdi, şimdi zıttını öneriyor. Kolonya ile mikroptan temizlenirdi, şimdi ilgisi olmadığı ortaya çıktı. Perhiz için sıcak su önerilirdi, şimdi vazgeçildi. Terli su içilmemesi tavsiye edilirdi, şimdi öneriliyor.Dişleri önce sağa sola, sonra yukarı aşağı,en son a daire şeklinde fırçalamayı önerir oldular... liste uzun. Soru; O zaman eskiden bilim adına yapılanlar bilim-dışı mı idi...?

 

Bilimin verileri dışındaki hiçbir fikri – Din dahil !- kabul etmeyenler Sabah Gazetesinin 21.12.2001 tarihli manşetini nasıl yorumlayacaklar: “ BİLİM ADAMLARI KAFA KARIŞTIRDI.YAŞAM UZAYDA BAŞLAMIŞ OLABİLİR!... “

Newton’un yasalarını yerle bir eden Einstein yasaları ve şimdi eleştirilmeye başlanan Einstein kanunları ,… en son deprem uzmanlarının birbirlerini “ şarlatanlıkla” suçlamaya varacak kadar bilimsel temelde birbirlerine zıt ileri sürdükleri fikirler…tüm bunlardan sonra Bilimi tanrı haline getiren kafalar ne yapsınlar , onlarında durmadan kıble değiştirmekten başları dönmeye ,kafaları karışmaya başlamıştır herhalde! Unutmayalım gerçek şüphecilik “ olamayabilir değil olabilir şıkkını tercih etmektir.”

Bizim iddiamız şudur ,Bilim vardığı bazı sonuçları zamanla değiştirmekte olsa bile , iyi-güzel-hikmet’e her geçen gün biraz daha yaklaşmaktadır.Din ise insanlığın araştırıp bulması için zaman – çaba harcamalarına gerek kalmadan ; İyi-güzel-hikmet manzumelerinin bir kitap halinde insanlara sunulmuş halidir, iddiasındayız.Yani bilim hızla dine yaklaşmakta ,dinin ileri sürdüğü fikirleri doğrulamakta, her emir ve yasağı hızla tasdik etmektedir.

 

 

Bir zamanlar "BilimselLIK" adIna savunulanlar günümüzde adliyelik olay kabul edilMEKTEDİR!

 

bilimadn54.JPG

bilimetapanlara5435846.JPG

 

 

Din; Bilimin zamanla geleceği noktayı temsil ediyor. Bilimi din kabul edenleri ise , bir yüz yıl sonra gülünç iddiaların taraftarı olarak anılacaklar!

 

BİLİM KUTSAL BİR İNEKTİR!

Bilim, bilimsel olarak elde edilen bilgilerin tümüdür. İlk adım gözlemdir.Bir dizi gözlem bir araya toplanır ve bilim adamı kendisiyle bir müzakereye girerek hipotezini kurar. Bu gözlediği verilerin şu ya da bu şekilde bir açıklamasıdır.Bir hipotez, bir tür tahmindir. Sonraki aşama ' Eğer hipotezim doğruysa o zaman şu deneyi yaptığımda bu sonuca ulaşmam gerekir’ der. Son aşama uygun deneyi yapmak ve hipotezi sınamaktır. Eğer deney yanlışsa hipotez tamamıyla reddedilir, doğruysa hipotez geçici olarak kabul edilir ve hipotez sürekli olarak deneylerle sınanır. Eğer bu sınamalardan başarıyla çıkarsa hipotez teorileşir. Teori iyi sınanmış hipotezdir. Ancak çok kuvvetli teoriler bile yanlış çıkabilir. Modern bilim Gelileo ve Newton'la başlamış ve o zamandan beri hızlı bir şekilde ilerlemiştir. Einstein ve Bohr gibi bilim adamlarıyla korkunç bir ivmeyle kazanmıştır. Ama aynı hikaye alçaltıcı ters bir dille de anlatılabilir. Eğer bilimin doruğu atom hakkında şimdi bildiklerimiz ise, on yıl önce bilinenlerin kesinlikle kusurlu olması gerekmektedir. Çünkü bilim o zamandan bu zamana kadar büyük aşama kaydetmiştir. Yirmi yıl önce bilinen daha da kusurluydu 50 yıl öncenin biliminde bilinmeye değer çok az şey vardı. Biraz hayal gücü kullanarak bundan 20 yada 30 yıl sonra bilimin ne hale geleceğini sorabiliriz. Bir zamanlar ise bilimin geleneksel dini inançların yerine geçecek yani kavram ve düşünceler arama yolunda bir sorumluluğu olduğuna inanılırdı. Berhelot, dinin yerini bilimin aldı" dediğinde yıl 1901 idi. Zamanımızda bilimi büyük kutsal ineği olarak gören kimseye rastlanmaz oldu, en azından bu sayı epey azaldı.

Alın size bir bilimsel yaklaşım: Adamın biri pazartesi günü viski soda içerek sarhoş olur, Salı günü konyak ve soda içerek sarhoş olur, Çarşamba günüde cin ve soda içerek. Ortak payda yani soda! Bilimsel sonuç; Soda sarhoş eder J Ayrıca tarih bilimi de deneysel değildir. Yine bilimin de yapabilecekleri de sınırlıdır. Bilim, cinlerin olmadığını kanıtlayabilir mi? Hadi bir ortaya bir soru daha: İki nokta arasındaki en kısa mesafe doğru bir çizgi midir? Söyler misiniz bana Amerika ile Türkiye arasında direk bir doğru çizgi çizebilen çıkabilir mi? Aksine bir yay çizmek gerekir! İlginç değil mi evrende her gök cismi 'daire' çizerek hareket eder...Varın gerisini siz düşünün!

19. Yüzyıl'daki "bilimsel" bir çok iddia artık çöplükte değil mi? O zamanın havalı bilim adamları şimdi arkalarından gülünen birer eski teorisyen değiller mi? " Atom mu , parçalanamayan en küçük yapı taşıdır" o kadar! " E ama parçalandı" hani parçalanamazdı...Hı? Noldu ...? O zaman etrafa bilim adına hava atanlar günümüzde tekrar geri gelselerdi insan içine çıkabilirler mi idi yoksa onlara da " gerici, çağdışı " falan denilir mi idi acaba ?! 19. yüzyılın şaşaalı günlerinde fizikçiler her şeyin kurallara uygun yürüyeceğine inanıyordu. Doğanın yasaları keşfedilecek ve her şeyi görmek mümkün olacaktı. Yıldızlar , paylarına düşeni yapıp hep birlikte yerçekimi yasasına uydular. Işık dalgalardan meydana geliyordu ve bunlar oldukça iyi anlaşılıyordu. Elektrik biraz daha belalıydı ama yasalarının çoğu bulunmuştu ve geri kalanı da zamanla keşfedilecekti ve doğanın bütün yasaları bulunduğunda, gerekli verilerinde yardımıyla, her şeyi öne gitmek mümkün olacaktı. Eğer evrendeki bütün maddenin her atomunun pozisyonunu, hızını ve belki birkaç şeyini daha bilebilseydik doğa yasaları sistemin tümünün bütün geleceğini öngörmekte kullanılabilirdi. Bu inanca determinizm denir. 19.yüzyılın sonuna kadar oldukça makul görünüyordu. Ama, yüzyılın dönümünde geliştirilen kuantum teorisi, onu temelinden sarsmış ve o zamandan beri fizik, kendine duyduğu pişkin güvenin çoğunu kaybederek büyük bir aşama sağlamıştır.

Bilim adamlarının idolleri bir totem kazığı gibi birbirinin üzerine dizilseydi en tepedeki ölçüm adı verilen sırıtkan bir fetiş olurdu. Hem kimyacıyla hem fizikçiler ölçümün önünde eğilip ona taparlar. Oldukça doğru bir saptama yaparak bütün fiziksel bilimlerin sadece özenli ölçümlerle ilerleyebileceğini söylerler. Hemen herkes fizikteki herhangi bir şey hakkında muğlak, nitel ve kesin olmayan bir açıklama getirilebilir ama bu nicel bir sınavdan geçtiğinde çökmeye mahkumdur.

Işık hızı saniyede 300.000 idi. Ama son yıllardaki araştırmalar 300.000*300 sayısına işaret etmektedir. Uzun yıllar devam eden durağan evren modeli, 2 bin yıllık Öklid geometrisinin yetersizliği, peşinden yıllarca koşulan "eter"in elden uçup gitmesi. Bir dönem bölünemeyen en alt parça olarak adlandırılan "atom"un, aslında daha alt parçacıklar olan proton, nötron ve elektronlardan oluştuğu anlaşıldığında bir irkilme yaşandı. Ardından proton ve nötronların da aslında temel yapı olmadığı, onların da kuarklardan oluştuğu anlaşıldı. Özetle bilime yeniden bilimsel bir yaklaşım gerekir: Şüpheciliği bilimin bizzat kendisine uygulaması akıl ve bilimin bir gereğidir. Bilimin varmış olduğu son nokta aslında ilerde varacağı yeni ve farklı bilimsel kanunların ilk adımıdır. Kısaca bilimde kesin ve son yoktur.

Bilim adamları acaba ”bilimin henüz yapamadıkları-bulamadıkları” konusunu düşünüp tevazu ile başları önde yürüyeceklerine geriye bakıp bilimin geldiği şu an ki aşamayı kendilerine mal edip kibir ile yürümeleri ne kadar mantıklıdır. Ayrıca “bilimin insana neler yapabileceği düşüncesi korkunçtur. Atom bombası, radyoaktif zehir gazlar, biyolojik savaş vs. bir çok bilimsel araştırmanın hedefini doğruluk derecesini ve doğruluk neticelerini ona para yatıran çevreler belirlemektedir, ayrıca hiçbir bilim adamı yaşadıkları zamanın dünya görüşleri ve ideolojilerinin etkisi altında kalmadığı iddia edilemez. “Atom bombasının silah olarak mükemmelleştirilmesi için çalışan bilim adamlarına aydın diyemeyeceğim.” der Sartre (Sartre, J.Paul, Aydınlar Üzerine, 1997, s 12). Bilim diye ortaya çıkan bir çok buluşun insanları hafiften delirttiği gerçek değil midir: Telefon, televizyon, aşı, vitamin hapları...vs

Bir durumu ölçerken mesela bir Kuantum parçacığını ölçerken hem hızını hem de konumunu aynı anda ölçülemez. Diyelim ki konumunu ölçüyorsun ve bilgi edinme kesinliğin çok fazla, bu kesinlik ne kadar fazla artarsa hızın belirsizliği o kadar artar. Buda şu anlama geliyor, hiçbir zaman maddenin gerçek bilgisine sahip olamayacağımız.

Bilim kanıtlanmış bilgidir ama o kanıtlanmış bilgi her zaman bir başka kanıtlanmış bilgiye terk edebilir yerini. Nitekim bunun binlerce örneği vardır. Demek ki bilim de, “mutlak bilgi” değildir. “Mutlak” olduğu kabul edildiği gün bütün gelişmeler durur. Varsayımlara dayalı hipotezler ise doğrulandıklarında o ana kadar ”meçhul olanı kavramamızı” sağlıyordu. Üstelik bir hipotez, diğer bir hipotez onu yanlışlayana dek geçerli idi…İnanç: Şüphe ettiğine araştırarak ulaşamıyorsan ”onun yine de o olduğuna” inanmak ise her bilim, kesin doğru olana dek inanç değil midir ki zamanla o kesinleşenin de zamanla yanlış olduğu ortaya çıkacaktır! Artık “akıl ile her şeyin bulunacağı” iddiasının şimdiye kadar doğrulanmamış başka bir inanç olduğunun farkına ne zaman varacağız acaba...?!

Harward tıp fakültesinde beyin üzerinde çalışan bir bilim adamının yazar Cüneyt Ülsever'e dediği şu cümle üzerinde biraz düşünmeyi tavsiye ederim: " Ben tıp bilimine bir tanrı tanımaz olarak başladım. Ancak hala beynin ne menem bir şey olduğunu %8 - %10 biliyoruz. Beyine düşünmeyi sağlayan mekanizmanın ise katiyen farkında değiliz." Bu tıp alimi şimdi dinleri inceliyordu… Bilim felsefesine merak salınca da zaten bilimin de yola bir takım varsayımlarla doğru olduğu kabul edilen bulgularla-çıktığını,sadece aynı koşullarda aynı sonucu almanın peşinden koştuğunu bilmek yani her şeyin akılla bulunabileceği iddiası aslında bir inanç değil midir? Varsayımlar ”inançtan” başka bir şey değildir midir ? Ya bilimde ”tesadüfe” yer olduğunu iddia edenler: İşte darwinizm: Tesadüfler zinciri sonucu oluşan muhteşem evren ve içindekiler...! Piltdown Adamı hilesi bilim adamlarınca uydurulmadı mı? Karl Popper "Darwin kuramı sınanabilir olmadığı için bilimsel değildir, sahte bilimdir. Metafizik bir şeydir." sözü de bir kenara yazılmalıdır (The Logic of Scientific Discovery)

Biz bilime karşı değiliz ama bazılarınca kutsallaştırılan bilimin kötü yüzünü de göz önüne sermek bizim görevimizdir. Gerçek bilim adamı kendisine şu soruyu sormalıdır: Bilim gelişmesini nereye kadar devam ettirebilecektir? Şu anki bilim hangi aşamadadır? İnsanlık tarihi buna yetecek midir, yeterse vardığı yer neresi olacaktır? Bilim vardığı birçok sonucu değiştirip yerine bir yenisini koyuyorsa da uzun vadede kainatın gerçeklerine biraz daha yaklaşarak ilerlemeye devam etmektedir. Kainatın gerçeklerini açıklayan ise dindir. Aslında bilim; Allah'ın evreni yaratış sırrını çözmektir, bilimin amacı Allah'ın kainatı yarattığı dili çözmek olmalıdır. Bilim adamlarının amacı zamanla değişecek ve adına bilim denecek kısa dönem buluşlara tapınmak değil, Allah'ın kainatı yaratırken koyduğu kuralları bulmak olmalıdır.

 

 

bilimfilim847354.JPG

bilimmm4565346.JPG

 

 

Bilim kanItladI! İslam en doğrusu

Bilimsel yönden de İslam'ın en mükemmel ve doğru din olduğu kanıtlandı.

İslam'ın en mükemmel ve doğru din olduğu "moleküler" olarak saptandı! Japon bilim adamının yaptığı araştırmalara göre Kuran okurken veya hoca ezan okurken, sudaki moleküller meydana gelen titreşimle mükemmel bir dizilime ulaşıyor.İnsan vücudunun yüzde 70'i de sudan oluştuğu için İslam dünyadaki en doğru din oluyor. (16 Ağustos 2009)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hristiyam bir bilim adamı: "Ben bilimsel araştırmalarımı yapmak için girdiğim yerde dinimi dışarıda bırakıyorum" demiştir.

 

Eeee ,kendi menfaatlerine göre değiştirdikleri ve sonra adına din deyip tapındıkları düzen maalesef gerçeklerden bayağı uzaklaşmıştı.Eğer dinini dışarıda bırakmasa gördükleriyle sözümona inandıkları çelişecekti.Böylece tarafsızlığına kulp bulmuş oldu.Ama gerçekleri görmekten öyle uzaklaşmışlar ki ,uzaklaştırılmışlar yada ellerinin altındaki mucizelerle aklın yolunu bulmaktan acizler...Yazık...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...