turbix122333 4 Report post Posted April 13, 2010 Kuran'nın kınadığı ribanın modern şekillerini o kadar derinlemesine analiz eden vr modern dünyanın gelişmesinin bir yorumu olan gerçek marksizmin ne olduğundan bütünü ile habersizse ,bir İslam vaizi iş dünyasında ne derece etkili olabilir? Verdiği hükümler yalnızca 9. veya 10. yy ların fıkıh geleneklerinden ibaret kalıyorsa ,bugün çok uluslu şirketlerin,krizlerin,nükleer silahların,savunmanın nasıl sorunlar ortaya çıkardığını bilmiyorsa , bizleri bir dünya intiharına götüren pozitivist veya daha doğrusu umutsuzluk aşılayan büyük kültür akımlarını tanımıyorsa ,günümüzdeki dinlerde ortaya çıkan güncel yorum ve eleştirilerden , eğitimin bugünkü problemlerinden habersizse ,bir İSLAM DAVETÇİSİ YAŞAYAN DÜNYADA HANGİ ETKİYİ DOĞURABİLİR? Bütün gayri müslim dünyanın gündelik tecrübesi olan şu husus açıkça bilinmelidir ki,BİR İSLAM ÜLKESİNİN YUKARIDAKİ SORUNLARDAN DERİNLEMESİNE HABERLİ OLMAYAN BİR VAİZİ ,BİR İSLAM DAVETÇİSİ,BİR GAYRİ MÜSLİM DİYARINA GÖNDERİLDİĞİ HER SEFERİNDE,İSLAM'I İLERLEMEMEKTE ,AKSİNE İSLAM 'IN İMKANLARINI TALAN ETMEKTEDİR.(roger garaudy/İslam ve insanlığın geleceği) bu cümleler etrafında yaramızın kabuğunu deşmek ümidi ile...neye göre ne olmalıyız ki davamıza nispetle kainatta bir yer işgal edelim???? Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted April 13, 2010 Çok haklı sözler.. Hiç bir şey olamadığı için İmam Hatip Lisesi mezununu, imam! yapıp bizlere din adamı diye sunan bu diyanet kaldığı müddetçe; İslamdan bihaber yaşamaya devam edeceğiz.. Allah büyüklerinin menkıbeleri yerine; Seyid Kutup, Afgani, Mevdudi, İbni Kayyım, İbni Teymiye gibi sapık kollarda seyir bulan ne kadar adam varsa; İslamAlimi ve Mücahidi diye, öğrecilere okutup; takke, cüppe, sakal, sarık sünnetini duyurmayan, bunlar hakkında, hayatında ne amelde ne de fikirde yer vermeyen İHL ve ilahiyat hocaları olduğu müddetçe biz bu sürüncemeden çıkamayız. Hadis-i şeriflere, bu devirde bu da olur mu yahu? deyipte, tasvirleri şuna buna benzetmeye çalışanları( dabbetül arzı, bilgisayara benzetenler örnek olabilir buna) el üstünde tutup; akın akın arkasından gidenlere dur demeyen; ehli sünnet ve cemaatin pasif elemanları olduğumuz müddetçe İslam profilini, yalnızca sahabe menkıbelerinde görmekten öteye geçemeyiz.. İslam'ın bir şartı olan zekatı, bütün maddi çıkmazların doktrini olarak anlatıp; yalnız bizim için önce Allah rızası! sonrasında bu faydaları.. demedikten sonra; dahası, hayatta ki her aksiliği, her kötü eylemi, şeriatın yaşanmamasına bağlamadıktan sonra; beklenen kahramanın mayasına dahi elimizi bulaştırma şerefi bizlere çok uzak... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Achar 116 Report post Posted April 13, 2010 Arkadaşlar konuları doğru bölümlere açmaya özen gösterelim. Üstad ile ilgili konuların tartışıldığı bir bölüm bu, taşıyorum. Quote Share this post Link to post Share on other sites
turbix122333 4 Report post Posted April 13, 2010 Çok haklı sözler.. Hiç bir şey olamadığı için İmam Hatip Lisesi mezununu, imam! yapıp bizlere din adamı diye sunan bu diyanet kaldığı müddetçe; İslamdan bihaber yaşamaya devam edeceğiz.. Allah büyüklerinin menkıbeleri yerine; Seyid Kutup, Afgani, Mevdudi, İbni Kayyım, İbni Teymiye gibi sapık kollarda seyir bulan ne kadar adam varsa; İslamAlimi ve Mücahidi diye, öğrecilere okutup; takke, cüppe, sakal, sarık sünnetini duyurmayan, bunlar hakkında, hayatında ne amelde ne de fikirde yer vermeyen İHL ve ilahiyat hocaları olduğu müddetçe biz bu sürüncemeden çıkamayız. Hadis-i şeriflere, bu devirde bu da olur mu yahu? deyipte, tasvirleri şuna buna benzetmeye çalışanları( dabbetül arzı, bilgisayara benzetenler örnek olabilir buna) el üstünde tutup; akın akın arkasından gidenlere dur demeyen; ehli sünnet ve cemaatin pasif elemanları olduğumuz müddetçe İslam profilini, yalnızca sahabe menkıbelerinde görmekten öteye geçemeyiz.. İslam'ın bir şartı olan zekatı, bütün maddi çıkmazların doktrini olarak anlatıp; yalnız bizim için önce Allah rızası! sonrasında bu faydaları.. demedikten sonra; dahası, hayatta ki her aksiliği, her kötü eylemi, şeriatın yaşanmamasına bağlamadıktan sonra; beklenen kahramanın mayasına dahi elimizi bulaştırma şerefi bizlere çok uzak... evet ...sürekli bunu düşünüyorum...Efendimizin hadislerini anlamayan ahmak adam niçin anlamadığını bir tarafa bırakarak,israiliyattır ya da zayıf hadistir boşver deyip çapsızlığını örtmeye çalışıyor...sonra da tebliğ adamı olup çıkıveriyor...bunlar bir tarafa aklıma şu sorular takılıyor:batıl bilinmeden hak bilinir mi ,hak bilinmeden batıl bilinir mi? bu soruları sorarken de sürekli araştırıyor ve cevap bulmaya çalışıyorum...naçizane şöyle birşey söyleyeyim: hakkı biliyorum diyen adam tıpkı altın ile bakır misalindeki gibi bunu ayırt edebilir...yani batılı bilir...ama batıl birşey sorunca bazıları buna anlam veremiyor bile (ben dahil) bu da insanın aklına şu soruyu getiriyor :acaba İslam bu konu için birşey söylemiyor mu?yada başka bir ifade ile bu konu islam dahilinde değilmi?bunu söylerkende İslam ın mutlak lık vasfı zedeleniyor.sonra yine durup soruyorum ben hakkı bilmek için batılı bilmek zorundamıyım.şöyle bir teşbih yapayım.bir fener alıp karanlığın içine girdikçe aydınlığın arttığını farkederiz ışığın şiddeti arttıkça karanlık yavaş yavaş kaybolmaya başlar peki karanlık yok olursa aydınlık ortada kalır mı? (teşbihte bir sorun varsa lütfen düzeltin) bu soruları hala araştırıyorum...ayrıca pay alınması gereken bir söz=KÜFRÜN KAYNAĞINI BİLMEDEN GERÇEK MANADA İMAN OLMAZ:(Muhiddin Arabi hz (ra)) Quote Share this post Link to post Share on other sites