Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Beylerbeyi

Müjde: "Çağrı"dan çok Daha Büyük Bir Film Geliyor!

Recommended Posts

Müjde: "Çağrı"dan çok daha büyük bir film geliyor!

 

Fransız "Yeni Dalga Akımı"nın öncülerinden ünlü yönetmen Jean-Luc Godard'ın çok güzel bir sözü vardır:

 

"Sinemanın tarihi öteki tarihlerden büyüktür" der, "Çünkü onu gösterebilirsiniz..."

 

Sinemanın ehemmiyetini bundan daha çarpıcı anlatan başka söz bilmem.

 

Suriyeli merhum yönetmen Mustafa Akkad'ın "Çağrı" filmi de, bu ehemmiyetin Müslümanlar nezdinde en güzel ifadesidir.

 

İmdi, sıkı durun:

 

"Çağrı"dan kat be kat büyük bütçeli, "Muhammed" adlı film geliyor.

 

Geçenlerde Katar'dan dönen Turan Kışlakçı kardeşim ayağının tozuyla müjdeyi verdi bana.

 

Katarlı çok ünlü bir işadamının oğlu Ahmed El- Haşimi'nin kurduğu "Alnoor" (en-Nur) şirketi, bu film için 250 milyon dolarlık dev bir bütçe ayırmış.

 

Peygamberimiz'in hayatı, "Yüzüklerin Efendisi" misali, üç bölüm halinde yansıtılacak.

 

Serinin ilki, Hz. Peygamber'in çocukluk ve gençlik devresi; ikincisi, risaleti- Mekke dönemi; üçüncüsü de Medine dönemi...

 

"Çağrı"nın Peygamberimiz'in savaşlarını eksene aldığını ancak kendi yapacakları filmde savaşlardan çok İslam'ın cihanşümul mesajı üzerinde duracaklarını ifade eden

 

Ahmed El-Haşimi, sinema sektörünü yakından tanımak için iki yıl boyunca Hollywood'da kalmış ve ünlü yönetmen ve yapımcılarla temas kurmuş.

 

"Muhammed" filmine, Avatar'ın yönetmeni James Cameron'un danışmanlık yapacağı gelen haberler arasında.

 

"Muhammed" filmini gerçekleştirecek "Alnoor" şirketinin dini konulardaki danışmanları arasında Yusuf El-Kardavi başta olmak üzere, Raşid Gannuşi, Selman El- Avde, Tarık Suveydan ve Ali Sallabi gibi birçok isim var.

 

Ahmet El-Haşimi bir-iki ay sonra ülkemize geldiğinde görüşeceğiz.

 

Demem o ki, film hakkındaki gelişmelerden sizi haberdar etmeye devam edeceğim..

Share this post


Link to post
Share on other sites
... "M......." adlı ...

 

"Çağrı"nın Peygamberimiz'in savaşlarını eksene aldığını

 

ancak kendi yapacakları filmde savaşlardan çok...

 

Eyvah !

 

Şimdiden eyvah !

Share this post


Link to post
Share on other sites
Has ismine aşina edecekler...Önüne gelen soracak "M....ed" i izledin mi ? harikaydı "...

 

ve kalplerde bir siyah nokta daha belirecek...

 

Peki ya Çağrı filmini izleyip müslüman olmuş onca insana nazaran bu filmin yine birçok insana ve özellikle yeni bir nesle ulaşacak olması ?

 

İnşaallah Holywood'dan birileri olur ve inşaallah dili yine İngilizce olur...

Share this post


Link to post
Share on other sites

250 milyon dolar tek kelimeyle... aslına gelinirse işin en kalitelisini heleki filim sektöründe yabancılar konuşuyor... ama mustapha akkad suikasta kurban gitmişti tamda istanbulun fethi filmi için çalışırken umarım bu filimlerde de böyle sorunlar olmaz ve filim meydana geldiğinde de islam farklı şekilde lanse edilmez...

Share this post


Link to post
Share on other sites

filmin güzel olup olmayacağına dair bir fkrim yok ama faruk erol kardeşinde belirttiği gibi eyvah diyebiliriz. bir kısım topluluğun İslamın sadece hoşgörü dini oluğunu söylemeleri ve Amerikanında yeni projesi (BOP) gibi projelerine kaynak sağlamaktadır. bu açıdan düşünürsek bu film İslamla İslamlasızlaştırma hareketinin muşahhas planda müslümanların aleyhine olacağını düşünüyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çağrı Filmi'nin tebliğ görevini başarı ile yerine getirmiş olması; yeni film hususunda kıyas meselesi olmamalı. Bir insana İslam daveti götürülürken; İslam'ın yasak ettiklerini işlemek, sanırım pek bir çirkin iş olur.

 

İsim konusundaki hassasiyetsizlik; sahiden de göze çarpıyor. E sonra bu film ehli sünnet çizgisinde mi olacak? Yoksa 72 fırkadan birinin mi sesini yükseltecek. Açılım yaparken; İslamı ufuklara açmaya çalışırken, tek bir sünnet dahi terk ediliyorsa; bu tebliğin faidesi kime olur acaba? Filmin çekilmemesi taraftarıyım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Filmin danışmanlarından "Yusuf El-Kardavi" Temmuz 2006'da Avrupa Fetva ve Araştırma Konseyi 16. Dönem Açılış Toplantısı için İstanbula gelmiş ve ictihad ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştır:

İctihad kapısı Peygamberimiz "aleyhisselâm" tarafından açılmıştır ve hiçbir zaman kapanmayacaktır. Hayat değişiyor, dünya değişiyor, teknoloji değişiyor, ictihad aynı kalamaz

 

Ehl-i sünnet olan herkes bilir ki ictihad kapısı kapanmıştır. Açılmasını isteyen bu ve bunun gibiler, İslamiyeti kafalarına göre yorumlamak istiyorlar.

 

Bu mezhepsizlerin yaptığı, hem de 250 milyonluk bir bütçe ayırdığı film, İslam dünyasına yarardan çok zarar getirecektir.

 

Şimdi diyebilirsiniz: Ne olacak canım? En azından kafirleri Müslüman yapmakta işe yarar bir film olacaktır. Kafir olarak kalsalar daha kötü değil mi?

 

Mezhepsiz bir müslüman olacak kafirler bir yana, ailesi, dedeleri Ehl-i sünnet olup, Ehl-i sünnetin ne demek olduğu kendilerine öğretilmeyen zavallı Müslümanlar, mezhepsizlik uçurumuna daha hızlı bir şekilde itilecektir.

 

Üstad'ın;

Ne cennet tasası ve ne cehennem,

Sadece Allah'ın rızasındalar.

şeklinde anlattığı O ERLER'den danışmanlar olsaydı, heyecanla beklerdik.

Ama ne yazık ki...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir şeyi gerçekten çok merak ediyorum. Konu Efendimiz'in gençliği, Mekke ve Medine dönemi olacak olan bir filmde sapık itikadlara ait ne tür izler bekliyorsunuz? Eleştiri olarak almayın, samimi bir şekilde soruyorum. Benim aklıma pek birşey gelmiyor zira. İslam tarihi olsa anlarım, 4 halife dönemi olsa yine anlarım da film Efendimiz'i anlatacak, İslam'ın doğuşunu anlatacak.

 

Ayrıca 3-5 insan bir araya gelip senaryo yazacak sonra direk çekilecek diye birşey olur mu? Çağrı bir ekoldür, sadece sinema kalitesiyle değil, çekim aşaması & teknikleri, senaryonun hazırlanışı vs her yönüyle bir ekoldür. Nasıl senaryosu El-Ezher Üniversitesi gibi saygın kurumlardan onaylanmadan çekimlere başlanmadıysa, nasıl Efendimiz'in suretine yer verilmediyse bundan sonraki benzer içerikli filmler için de bir gelenek başlatmış durumda.

 

Ayrıca asıl hedef kitlesi taktir edersiniz ki müslümanlar olacak olan bir filmde tepki çekebilecek marjinal karelere yer vermeye kimse cesaret edemez. Bence biraz rahatlamak lazım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendimiz hakkında film yapılması normalde sevindirici bir hadisedir, Efendimizin isminin kullanılması yani kırkgeçit'in de dikkat çektiği "Önüne gelen soracak "M....ed" i izledin mi ? harikaydı "..." noktası ve filmin danışmanı Kardavi göz önüne alınca nasıl bir yanlışın içinde olunduğu görülüyor. İnşallah filmin ismi değişir ve de filme danışmanlık edenler ehli sünnet çizgisi içinde hareket ederler.

 

nefrazde filmin danışmanlarından Kardavi hakkında bilgi edinmenizde fayda var.

Share this post


Link to post
Share on other sites

“…İmam-ı Rabbânî:

 

«— Allah, ötelerin ötesinde, onun da ötesinde,

 

namütenahiye kadar, onun da ötesinde...

 

Ve: «— Ne ki o sanılır, ona peçedir.»…”

 

 

“…Muhiddin-i Arabî ile İmam-ı Rabbânî'yi mukayeseleri:

 

«— Muhiddin-i Arabî, eser üzerinde derinleşmiştir;

 

İmam-ı Rabbânî ise müessir üzerinde, zât üzerinde...»…”

 

 

“…Ziya Işık da, sert ifadesi içinde derin mi, derin...

 

Benim «Mecmua, Mecmua» diye çırpınarak

 

(Büyük Doğu) peşinde gezdiğim bir gün, evinde,

 

İmam-ı Rabbânî Hazretlerinin « Mektubat »ını gösterip;

 

— İşte bizim mecmuamız! Demişti.

 

Ne güzel, ne güzel! Elbette temel mecmuamız, o...

 

Fakat onun kaldırımlarda ve cemiyet

 

meydanında gölgesi olacak mecmuaya da can kurban...”

 

 

“…Mecmuamı çıkaracağım sıralarda huzurlarında niyetimden bahsetmiş;

 

ve emirleriyle Şakir'in getirdiği Muhiddin-i Arabî Hazretlerine ait

 

( tefe'ülname )den niyetime bir âyet meali halinde şu cevap çıkmıştı:

 

«— Onlara müjdeler olsun...»…”

 

 

Müjde...

 

 

Euzübesmele ve bihi sikatî,

 

Hamdele,

 

Peygamberler Peygamberine,

 

O'nun temiz Âl'ine ve O’nun içün ictibâ olunmuş Eshâb'ına nihayetsiz salât ve selâm...

 

 

1. "...Kârhâne-i ülûhiyette abes muhaldir.

 

Ya'nî hiçbir şey abes halk olunmamıştır.

 

Ya'nî yersiz, hikmetsiz, maksadsız değildir...

 

Abeslik câhile, ahmaka ve çocuklara muhtastır."

 

 

2. "Mansıbda bir olsa dahi ger âlim ü câhil,

 

Zâhirde müsâviyse hakîkatte bir olmaz.

 

Altun ile faraza ki berâber çekile seng,

 

Vezn içre bir olmak ile kıymette bir olmaz."

 

 

3. “…Âlimleri, resûllerin vârisleri ve enbiyânın aleyhimüssalâtü vesselâm halîfeleri kılan

 

Allahü teâlâya hamd olsun. Allahü teâlâ, yer ve gökdeki meleklerden sonra tevhîdine şâhid olarak

 

âlimleri seçmişdir. Diğer insanlarla müsâvî tutulmalarını, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”

 

âyet-i kerîmesi ile nefy ederek onları tevkîr etmiş, değer vermişdir.

 

Böylece âlimler, halk arasında verâsetü’l-kübrâ makamını kazanmışlardır.

 

Bunun için onlar, Allahü teâlâya ibâdetden usanmazlar.

 

Feyz vermeleri ile insanların en üstünü hâline gelmişlerdir.

 

Yapdıkları iyi işlerle insanların en iyileri olmuşlardır.

 

Akıllardaki dağınıklığı gidererek büyüklük kazanmışlardır.

 

Câhillere ilim öğretip, yanlış yola meyl edenleri doğru yola getirmekle üstün olmuşlardır.

 

Süâlleri cevablayıp, mes’eleleri açıklamışlardır.

 

Emsâllerinden üstün olmuş ve siyâdet-ül-uzmâyı kazanmışlardır.

 

Tâlibleri koruyup gözetmiş, noksanlarını tamamlamışlardır.

 

Onlara ifâde ve istifâde için icâzet vermişlerdir.

 

Resûllerin ve enbiyânın seyyidine

 

ve hakka ve yakîne kılavuzluk eden âli ve eshâbı üzerine salât ve selâm olsun…”

 

 

 

4. Bütün ahvâlde istinâdımız, dayanağımız, avâmın ve havâssın üstâdı,

 

tasavvuf büyüklerinin münakaşasız veliyyullah ve safiyyullah kabul etdiği,

 

Kutbül İrşadi ve'l Medar, Şeyh Tâhâ el-Kürdî el-Kâdirî sümme’d-Dimeşkî’ Hazretleri’dir.

 

 

 

 

Zât-ı alilerinin irade-i şeriflerine tercüman olmak maksadıyle, bendeniz,

 

işbu fakirane satırları yazmaya teşebbüs ve cür’et edebiliyor.

 

Malum ve marufdur ki, ilim, ilm-ü ebdân ve ilm-ü edyân

 

olmak üzre iki nev’idir. İmam ise, tasavvuf, kelâm, fıkıh, tefsîr ve hadîs

 

gibi İslâmî ilimlerden birinde en yüksek mertebeye ulaşan âlime denilir.

 

Yine malum ve marufdur ki, her ilme, mevzuuna göre kıymet verilir.

 

Zat-ı Baht-ı İlahi’ye dair tüm irfanımız İkinci Bin Yılın Yenileyicisi

 

İmam-ı Rabbani Hazretleri’nin kapısındaki dilenciliğimiz kadardır.

 

Kendisinden evvelki tüm güzel hasletleri sinelerinde toplamış olan

 

Müceddidlerin Hatemi Esseyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin

 

mübarek, mücella, latif nazarlariyle kemal bulmuş olan

 

Merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek, temel mecmuamız olan

 

Mektubat-ı Rabbani’nin kaldırımlarda ve cemiyet

 

meydanında gölgesi olan Büyük Doğu mecmualarının ve bunlardan müteşekkil

 

kitapların da tasnif ve tevili gibi son derece zor, meşakkatli ve azim bir işde

 

muvaffak olmuşlardır. Allahü Teala, taksiratlarını afv ü mağfiret buyursunlar,

 

bizleri de şefaatlerine nail eylesinler. Amin.

 

Bütün bu sebepler ile, san’ata dair ne serdedilecek ise,

 

zat-ı alilerine nisbetle serdedilmesi icap eder.

 

Eğer mezkur sinema filmi, hakikaten, “ müjde “lerden bir müjde olacak ise,

 

evvel emirde, isminin, siyer ilminin İmamı olan Kastalani Hazretleri’nin

 

‘ tam ve ekmel talebesi ‘ Üstad’ın muhteşem eseri ( “ Çöle İnen Nur “ veyahut )

 

“ O Ki O Yüzden Varız “ gibi bir isim olması icabeder.

 

Devam edecektir; Cumanız mübarek olsun…

Share this post


Link to post
Share on other sites

Share this post


Link to post
Share on other sites
Filmin danışmanlarından "Yusuf El-Kardavi" Temmuz 2006'da Avrupa Fetva ve Araştırma Konseyi 16. Dönem Açılış Toplantısı için İstanbul’a gelmiş ve ictihad ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştır:

“İctihad kapısı Peygamberimiz "aleyhisselâm" tarafından açılmıştır ve hiçbir zaman kapanmayacaktır. Hayat değişiyor, dünya değişiyor, teknoloji değişiyor, ictihad aynı kalamaz”

 

Ehl-i sünnet olan herkes bilir ki ictihad kapısı kapanmıştır. Açılmasını isteyen bu ve bunun gibiler, İslamiyeti kafalarına göre yorumlamak istiyorlar.

 

Bu mezhepsizlerin yaptığı, hem de 250 milyonluk bir bütçe ayırdığı film, İslam dünyasına yarardan çok zarar getirecektir.

 

Şimdi diyebilirsiniz: Ne olacak canım? En azından kafirleri Müslüman yapmakta işe yarar bir film olacaktır. Kafir olarak kalsalar daha kötü değil mi?

 

Mezhepsiz bir müslüman olacak kafirler bir yana, ailesi, dedeleri Ehl-i sünnet olup, Ehl-i sünnetin ne demek olduğu kendilerine öğretilmeyen zavallı Müslümanlar, mezhepsizlik uçurumuna daha hızlı bir şekilde itilecektir.

 

Üstad'ın;

Ne cennet tasası ve ne cehennem,

Sadece Allah'ın rızasındalar.

şeklinde anlattığı O ERLER'den danışmanlar olsaydı, heyecanla beklerdik.

Ama ne yazık ki...

 

 

işin içinde Kardavi varsa sonucunun nasıl olacağı bellidir.bir de İslamda tebliğ metodu bellidir.Diyalogçular maalesef bunu eksenini kaydırdılar.İslamı tebliğ İslamı yaşayarak yapılır...

 

biz neyi hoşgörebiliriz?

 

Allahu Teala(c.c.) ün ve Rasulullah sav Efendimizin hoşgördüklerini hoşgörebiliriz.Müslümanlar olarak bu hoşgörüyü aşamayız...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...