Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
kırkgeçit

Osman Halid

Recommended Posts

BİZ DE SİVASLI, MARAŞLI, YOZGATLI, HATAYLI, TRABZONLU, İSTANBULLU. GENÇLERİ TANIRIZ!

 

Türk kelimesini duyar duymaz, hemen, kelimeyi söyleyeni Faşist!, Irkçı! diye yaftalayan liberal-özgürlükçü tayfa, Hatay, İnegöl hadiselerinden sonra görüyoruz ki, yatıştırıcılığa soyunmuşlar.

 

Hemen hemen her zaman yatıştırma faaliyetini yürütenler, ortalık yatışınca, yatıştırdıklarının cellâdı olmuşlardır.

Sanki, değişmez bir kaide olan bu durum, bütünüyle Türkiye siyasetinin son onbeş-yirmi yılına, hususi olarak da son üç-dört yılına hâkimdir.

 

Amerikanın başını çektiği Batı emperyalizminin Büyük Doğu Coğrafyasına yaptığı saldırıyı Amerikan Korosu oluşturarak kolaylaştıran her kesime sızmış hain tayfa, işlerin dönüp dolaşıp en başta kendilerini vuracağını hissettiğinden olsa gerek, şu ân yatıştırıcı rolünü benimsemiş durumdalar.

 

Birleşmiş Milletler, yani Amerika Vesayetine girebileceğini İmralı başta olmak üzere en üst seviyeden ilan eden Kürtçü Hareketin Türk düşmanlığını Amerikancı-Batıcı Türkçülük düşmanlığı zannedenlerin aymaz-ahmak durumları bir yana;

Kürtçülüğün, kendi çizgisindeki Türkçülüğü ön plâna alarak Büyük Doğu Coğrafyasının ana unsurlarından biri olan Türke saldırması zaten kabul edilebilir bir durum olamazdı.

 

Bugün yaşananları, yarın yaşanacakların habercisi olarak okuyanlardansanız, demek ki şunu da kabul edenlerdensiniz:

Bu millet, büyük oynamak isteyenlerle, büyük oynayabileceğini her zaman göstermiştir!

 

Siyasî tıkanıklık Türkiyeyi gerçek Türkler yönetmiyor! Eğer, Türkiyeyi gerçek Türkler yönetseydi, bu problemlerin hiç biri yaşanmazdı! doğru cümlesi başa alınarak üretilecek doğru politikalarla giderileceğine, iş, Birleşmiş Milletlerin kontrolüne girmeye kadar gelmiştir.

Bu doğru cümlenin bizim tarafımızdan da karşılığı şudur: Eğer, mücadeleyi Kürtçü Anlayıştan çıkararak, doğru hedefe yönlendirecek gerçek Kürt, bugün hareketi idare eden konumda olsaydı, Türkiye, 20 yılını güç kaybı içinde boşa geçirmez ve yaşanılan problemlerin hiçbiri yaşanmazdı. Hattâ 30 yılını

 

Şehirleri yakarız! tehdidine boyun eğileceğini zannederek siyasî hesaplar yapmanın ne büyük bir yanılgı olduğunu anlamak için çok uzun süre beklemeyeceğiz.

 

Birleşmiş Milletler Vesayeti altında yapılan tehditlere, Hodri meydan! Elinden geleni ardına koyma! diyecek Kurtuluş İradesi ses vermeye başlamıştır.

Şımarıklığın had safhaya ulaştığı bugüne kadar millet, sağduyulu davranarak iç çatışma denilebilecek hiçbir olaya mahal vermezken, şimdi, Ordu üzerinden yapılan saldırının ne mânâya geldiğini idrak etmiş olarak, olaya el koymuştur!

 

Orducu Milletin yapması gereken de budur zaten.

Tarihinin hiçbir devrinde ağlama-sızlama-yalvarma-şikâyet etme-arkadan vurma edebiyatıyla varlık iddiasında bulunmamış olan bu millet, bu tavırlar içinde karşısına çıkandan da hep iğrenmiştir.

Batının Büyük Doğu Coğrafyasına yaptığı saldırıya sessiz kalan, buna şakşakçılık yapan, düşmana kapıyı içeriden açan kim olursa olsun, bizden değildir!

 

Devlet-Ev her kesimin içine sızmış hainler tarafından işgal edilmişken, ırz düşmanını-işgalciyi bırakıp evin içindeki diğerine yönelmek, doğru siyasi anlayışla bağdaşmaz.

 

Tepkiyi ırz düşmanına gösteriyormuş gibi yapıp, gerçekte evin içindeki ana unsura yönelmesine sebebiyet vermenin adı işgalciyle savaşmak değildir. Gerçek işgalcinin işini kolaylaştırmaktır.

 

Eğer öyle olsaydı, Türk milleti adına siyaset yürütenlerin ve Ordu idare edenlerin bunca uyuşukluğuna aymazlığına ve düşmanla işbirliğine rağmen İnegöldeki millet ayağa kalkıp tekbirlerle şehri kontrol altına almazdı.

 

Eğer millet iş başa düştü, şimdi söz benim! dediyse, demek ki kendisine yapılan bir saldırı algılaması söz konusu.

PKKya, Birleşmiş Milletler kontrolünde hareket edebilir diyen İmralı, Diyarbakırlı gençleri çok iyi tanırım, onlar bir harekete geçtiği zaman işin önü alınamaz! diyor. Tehdit kokan İmralının bu açıklamasından anlıyoruz ki, kendisi, Maraşlı, Erzurumlu, Konyalı, Trabzonlu, Bursalı, Ankaralı, Sivaslı, Antalyalı, Adanalı, Uşaklı, Aydınlı, Hataylı, Samsunlu, İstanbullu. gençleri pek tanımıyor.

 

Bu millette tecelli eden muhtevayı hiçe sayarak politika yürütmek, hele hele, yürütülen bu politikanın Türkü aşağılamak üzerine kurulu olması veya buna yol açılması, en basit tabiriyle tarihi bilmemek ve ciddiye almamaktır.

Önümüzdeki sürecin, Türkte tecelli eden bu muhtevadan dolayı saldıran, tarihi bilmeyen veya ciddiye almayanların biz böyle olduğunu bilmiyorduk diyerek yakınma-ağlama durumuna düşecekleri bir dönem olacağı aşikâr.

Göremeyenlere, anlamayanlara biz söyleyelim;

 

Bugün, Hak ve halk düşmanlarına karşı milletimizin yaşadığı sahipsizlik hissi, doruk noktasındadır! Tarihi boyunca bu millet ne zaman Yaratandan gayrı dayanacak, güvenecek, sığınacak bir kapımız kalmamıştır hissini yoğun olarak yaşamışsa, işte o zaman şaha kalkmış ve çağ açıp, çağ kapamıştır.

 

Osman HALİD

31.07.2010

 

büyükasya

Share this post


Link to post
Share on other sites

Müthiş bir yazı...Beni düşündüren; Barancıların sayfasında, Baran'a ters bir yazı...Bu siteyi çözebilmiş değilim.

 

Lakin büyükasya.net yeni keşfettiğim, faideli bir site...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...