Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Kureyşi

Bütün GÜnahları Affettirecek Istiğfar

Recommended Posts

Cabir bin Abdillah anlatıyor. (radıyallahu anh)

 

 

 

 

"Bİr adam efendimiz aleyhisselamın yanında 'Vay benim günahlarım.' dedi. Efendimiz aleyhisselam O'na

 

'Allahümme mağfiratüke ev seu min zünübi ve rahmetüke er ci inde min ameli-Ey Allah! Senin mağfiretin benim günahlarımdan daha geniştir ve Senin rahmetin bence amelimden daha ümitlidir- demesini tavsiye etti.

 

O adam bunları söyledi. Tekrar söyle buyurdu aleyhisselam. Üçe tamamlanınca 'Kalk Allah seni mağfiret etti.' buyurdu."

 

 

 

 

(HAKİM, el Müstedrek)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kim ki beş kere "estağfirullahi el aziym ellezi la ilahe illahu el hayyel kayyum ve etübu ileyh." derse günahları denizlerin köpüğü kadarda olsa affolunur.

 

Yatmazdan evvelde üç kere okursa; yukarıdak müjdeye ek olarak ağaçların yaprakları adedince günahı olsa bağışlanır eki vardır.

 

(Suyuti)

Share this post


Link to post
Share on other sites

* Sübhanellahi vebi hamdihi sübhanellahil azim estağfirullah.

 

Manası: Cenabı Ecelli Alayı noksan sıfatlardan tenzih ile O'na hamd ederim ve yine yücelerin yücesi Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih eder ve ondan mağfiret talep ederim.

 

Kim bu tesbihi okursa, okuduğu gibi yazılır ve arşa asılır.Bu tesbihi okuyan kimsenin, kıyamet günü rabbine kavuşana kadar yapmış olduğu günah bu tesbihi arştan gidermez.

 

Kaynak; İmamı Bezzar, İbni Abbas (r.a) dan.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Değerli arkadaşlar konu gayet iyiniyetli ve çok güzel. Lakin sizden istirhamımız kaynaklarınızın da kaynağıdır. Dini konularda site olarak çok hassas davranıyoruz. Bu anlamda eklediğiniz kaynağı hangi kitaptan(kitabın yayınevi, Türkçe'ye çevireni vs.) hangi internet sitesinden veya nereden eklediniz. Rivayet sahibinin adı maalesef ki yeterli olmuyor. Çünkü o şahıslara mal edilerek hadisler uyduruluyor. Bunlara da dikkat ederek bizlere bu tür güzel içerikli konular yazarsanız müteşekkir kalırız.

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites
* Sübhanellahi vebi hamdihi sübhanellahil azim estağfirullah.

 

Manası: Cenabı Ecelli Alayı noksan sıfatlardan tenzih ile O'na hamd ederim ve yine yücelerin yücesi Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih eder ve ondan mağfiret talep ederim.

 

Kim bu tesbihi okursa, okuduğu gibi yazılır ve arşa asılır.Bu tesbihi okuyan kimsenin, kıyamet günü rabbine kavuşana kadar yapmış olduğu günah bu tesbihi arştan gidermez.

 

Kaynak; İmamı Bezzar, İbni Abbas (r.a) dan.

 

BDG kardeşimin mühim bir noktaya temas etmesi üzerine kaynağında kaynağını gösteriyorum.

Aıntı yapmış olduğum kaynak;

 

RASÜLULLAH' IN DİLENDEN SÜRELERİN VE DUALAR' IN FAZİLETİ (ARİF PAMUK)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Salavat ve istiğfarların iktibas edildiği kitaplar; Cübbeli Hocaefendi'nin Salavatı Şerife ve İstiğfar Risaleleridir..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Müşahede ettiğim kadarı ile; forum ahalisince hadislere iman hususunda zaafiyetimiz var. 

 

Sanki müçtehidiz gibi; hadislerin ravisini, kütübü sitte de mi tisa da mı geçtiğini sorgulamaya pek meraklıyız. Oysaki bir ulemadan bir emir geldi mi kurcalamak; menşei ayet ve hadisleri sorgulamak Yahudi adetidir biz de de Vehabilere nasip olmuştur.

 

Muhterem; senki Taftazani hazretlerinin müridi gibi tefsirden hadis kabul etmiyor. İlla Buhari-Müslüm yazacak altında...

 

Ya hu biz ne anlarız Buhari'den Müslimden.. İmam Ahmed bin Hanbel'in müsnedinden.. Hangi ilimle milyonluk hadis hafızası varken müsnedine 30 bin hadisi alan Ahmed bin Hanbel'in hikmetini...

 

Altı yüz bin hadisten sekiz binini Sahih-i Buhari'ye aldım diyen imam Buhari' nin bu amelini ne ile ölçebiliriz.. Sonra kim tüm kaynakların toplamında taş çatlasa üç yüz bin hadisin yazılı olduğunu anlayabilir..

 

 

 

 

İmam Ebu Hanifi hazretleri bu hadis benim sahihlik şartıma göre mezhebime uygundur derken; İmam-ı Şafii'nin aynı hadis-i şerife mezhebimde amel edilmez demesine avamdan; hatta günümüz alimlerindne kim açıklık getirebilir...

 

Muhaddisler; ahkamı içeren konularda sık inceleriz; ama müjdeleyeci hadislerde serbest bırakmışızdır demişlerdir. 

 

Zira; Allah Resulü aleyhisselam müjdeleyici hadisler hakkında; ben öyle bir şey söylemesem bile söylemişimdir. Sİz o ameli yapın Allah o amelin ecrini size verir. buyurmuştur.

 

Sonra; bu tarz müjdeleyici hadisleri mana aleminde muhaddisler Efendimiz aleyhisselama sormuşlardır ve "Evet ben söyledim." cevabını almışlardır...

 

 

 

 

Şüphelerimizin izale olması için; Cübbeli Hocaefendinin "Hadislere İman" adlı eserini okuyalım inşaallah.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu konudaki tavrımız nettir. Sitenin herhangi bir üyesi tarafından kaynağını bilmediğimiz bir hadisin eklemesi, site dışından başkasınca okunma ve kabul edilmeyi beraberinde getirirebilir. Eğer ki hadis doğru değilse veya uydurmaysa bunun mükellefi ve sorumluları manevi olarak sadece yazan değil bizleriz, özellikle site yöneticilerdir. Buna minvalde lüzumlu ölçülere sahibimiz ve dolayısıyla göstermeye çalıştığımız inceliği ve üslubumuzdaki nezaketi bozmadan bildirdiğimiz bu beklentimize Yahudi hareketi gibi ağır yaftalar vurmanın gereksizliğini ihtar ediyoruz. Sizlerden ravileri araştırıp silsileyi yazmanızı istemiyoruz. İstediğimizi örnekleyelim:

 

Ebu Hureyre (ra)'dan Resulüllah (sav): "Biriniz: Allah'ım dilersen beni bağışla, Allah'ım dilersen bana merhamet eyle." demesin. İstediğini kararlı bir şekilde istesin. Şu biline ki, Allah'a karşı zorlayıcı hiçbir şey yoktur." buyurmuştur.

 

kaynak: Dua Bölümü, Sahih-i Buhari 2. cilt (Türkçeye çeviren ve yayınevi: Abdullah Feyzi Kocaer, Yenişafak Gazetesi)

 

Zira şahsım adıma konuşmak gerekirse ben, Arif Pamuk'un kitaplarına iltifat etmem. Doğru olsa bile inanmam ama onu reddetmem de. Benim için kaynak Sahih-i Buhari, Kütübüssitte, Riyazüssalihin ... ve yine bunlardan alıntılandığı kesin olan kaynaklardır.

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Zira şahsım adıma konuşmak gerekirse ben, Arif Pamuk'un kitaplarına iltifat etmem. Doğru olsa bile inanmam ama onu reddetmem de. Benim için kaynak Sahih-i Buhari, Kütübüssitte, Riyazüssalihin ... ve yine bunlardan alıntılandığı kesin olan kaynaklardır.

 

Bahsi geçen zatın eserine iltifat etmem demek;

Zira; Allah Resulü aleyhisselam müjdeleyici hadisler hakkında; ben öyle bir şey söylemesem bile söylemişimdir. Sİz o ameli yapın Allah o amelin ecrini size verir. buyurmuştur.
böyle bir mükafatın kaybıdır...

 

Yazılan yazıldı; herkes hissesine düşeni almıştır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Değerli arkadaşlar lütfen konuyu mecrasında devam ettirmeye özen gösterelim. Sizler hiçbir şekilde başkasının hangi müjdeden mahrum kalacağını veya kalamayacağını bilemezsiniz. Size bunu bilme yetkisini kimse vermemiştir. Bu yüzden bize düşen, efendimizin sözlerini asıl kaynaklarından görerek okumak, tefekkür etmek, derinliğini yakalamaya çalışmaktır.

 

Mağfiret ve af üzere hadisleri paylaşmak isteyen arkadaşlarımız lütfen devam etsinler.

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Zira şahsım adıma konuşmak gerekirse ben, Arif Pamuk'un kitaplarına iltifat etmem. Doğru olsa bile inanmam ama onu reddetmem de. Benim için kaynak Sahih-i Buhari, Kütübüssitte, Riyazüssalihin ... ve yine bunlardan alıntılandığı kesin olan kaynaklardır.

 

 

güzel de güvenilir hadis kaynaklarının tümü bu saydıklarınız değil ki.üstelik riyazüssalihin kaynak bile değil.

 

ismini bile bilmediğimiz onca güvenilir hadis aliminin naklettiği hadisleri bunlarda yazmıyor diye mevzu hadis sayamayız.

 

bu yazdıklarımla bu sitede kaynaksız hadis nakledilebilsin vesaire gibi saçmalıklar demek istemiyorum.ama bir hadise kaynak olarak kütübi sitteden bir eser değil de el müstedrek gösterildi diye bu hadis sahih değil mi diyeceğiz.

 

yoksa biz hadis alimlerini bile doğru dürüst tanımazken denaet işlerinin yaptığı gibi senet ve metin tenkidine mi kalkışacağız.

 

sanırım kureyşi abinin anlatmak istediği buydu.

 

 

Benim için kaynak Sahih-i Buhari, Kütübüssitte, Riyazüssalihin ... ve yine bunlardan alıntılandığı kesin olan kaynaklardır.

benim için kaynak diye birşey olamaz.en azından hadis ilminde bizim gibi cahil olan insanlar için.

 

bi de günümüzde bir kişinin o eserlerden alıntıladığını kesin olarak nasıl bilebiliriz diye bir soru geliyor aklımıza.eğer teker teker kaynak gösterilen eserler kontrol ederek böyle bir hükme varabilirsek bunu her karşılaştığımız hadis için yapmamız gerekir. eğer canımızın istediği kişilerin yazdıklarını araştırıp bulunup bulunmadığını tesbit etmeden bu iddiaya kalkışırsak bu sefer o kişilere yalan isnad etmiş ve iftira atmış oluruz.

 

neyse meseleye gelirsek:

 

birincinin dışındakileri benzer şekilde imam gazali hazretlerinin eserlerinde gördüm.yanlış hatırlamıyorsam huccetül islam isimli eserindeydi.

 

bu arada arif pamuk kim bilmiyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Zira şahsım adıma konuşmak gerekirse ben, Arif Pamuk'un kitaplarına iltifat etmem. Doğru olsa bile inanmam ama onu reddetmem de. Benim için kaynak Sahih-i Buhari, Kütübüssitte, Riyazüssalihin ... ve yine bunlardan alıntılandığı kesin olan kaynaklardır.

 

Saygılarımızla...

 

Bu eser aşağıdaki isimleri geçen eserlerden derlenerek meydana gelmiştir.

 

1- Tefsir-i Kurtubi

2- Tefsir-i İbni Kesir

3- Ettec'ul Ehadis

4- Riyazzü Salihin

5- Levakihul Envar

6- Tezkiretü-Ülül Elbab

7- Basiretüssalikin

8- Haziynetül Esrar

9- Darünnüzam

10- Kitabül Fervaid fissevativel avaid

11- Mücerrabati Allame

12- Kuran-ı Kerim ve Meali Kerim

13- Kenzüddalaik

14- Mükaşefetül Kulub

15- Tefsir-ü Nişabirü

16- Tefsir-ü Savi

17- Tefsir-i Fahr-i Razi

18- Müsnedi İmam Ahmed

19- Ramuz'ul Ehadis

20- Hadimi

 

Dua ile...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Konuya detay getirecek bakış açımızı sunalım ki, kuru ezberciliğe ve doğru olmayan inanışlara gem vuralım. Sünnet efendimizin her hali ve sözüdür. Hadis-i şerifler ise efendimizin buyurduklarıdır. Bunları sağlam şekilde aktaran büyüklerimiz vardır. Bu ravileri her yönüyle inceleyen Ehl-i Sünnet büyükleri bize en temel eser niteliği taşıyan bazı kaynakları güvenilir olarak göstermiştir. Bilindiği üzere Kuran-ı Kerimden sonraki en sağlam kaynak Sahih-i Buharidir. Yine altı tane büyük imamın kitaplarının bir arada toplandığı kaynak da Kütübüssite'dir. Yine İmam-ı Ahmet'in rivayetleri ayrıca değerlendirilirse, İmam-ı Gazali'nin İhya'sı da çok güvenilirdir. Riyazüssalihin'de diğerleri kadar olmasa bile onlara çok yakın olan başlıbaşına kaynak niteliğindeki hadis kitaplarımızdandır. Bizim bahsetmiş olduğumuz isimler ana kaynaklardan birkaçıdır. Bunun gibi birçok kaynağımız mevcuttur. Asırlık kaynaklardır hepsi. İşte hep yanlış anlaşılmak, yanlış kaynaklardan beslenmek gibi facialar yüzünden İslam'ı bertaraf eden kuru akıl, reformist bakış veyobaz zihniyet bizleri perişan eden içteki unsurlardır. Bizlerin topluca bunlara karşı hücum etmesi lazımdır. Bu yüzden en başta, en sağlam kaynaklara, bürhanlara dayanarak akaid ve inanışımızı temellendirmekle vazifeliyiz. "Temel"de yanlışa yer verilemez. Bu yüzden ne idüğü belirsiz, sadece kaynakların isimlerini yazarak, biz kitabı bu kaynaklardan derledik deyici gündelik kitaplara/yazarlara iltimat etmemekteyiz. Aynı zamanda kaynağımızın hangi eller tarafından çıkartıldığı da çok önemlidir. Örneklersek, Semerkand'ın Kimyayı Saadet'iyle Yenişafak'ın Kimyayı saadeti su götürmez derecede farklılık ihtiva eder. Yenişafak'taki mütercim tasavvuf'a inanmayan bir insan olup kuru şeriat bilgileriyle eseri çevirmiştir. Semerkand yayınlarındakinde ise eser tasavvuf gözüyle değerlendirilerek çevrilmiştir. Zira İmam-ı Gazali'nin büyüklüğü ve derinliğine dikkat edilirse bu tasavvuf büyüğü kuru akılla çevrilen bir eserden anlaşılamaz, çalışma kifayetsiz olur. Belki de içinde yanlışlar bile barındırmaktadır. Hadisleri arapça şeklinde kuru kelimelerle çevirmiştir. (Kurullara düşen vazife de bunları didiklemek, ayırmak... ) Diyanet İşlerimiz ise maalesef ki yeterli düzeyde değildir. Akademik bilgi eğer ki gönül eğitimiyle tamamlanmıyorsa tam olamaz. Tam olmayan ellerden ise sağlam eserler çıkamaz. Konumuzu toplayıp dersek, bu tür ana kaynaklarımızı delil göstererek yapılan çalışmalar (Mesela üstadın Nur Harmanı adlı eseri bizler için sağlam bir kaynaktır. Ya da M.Esad Coşan hocaefendinin eserleri sağlam kaynaklardır. Cüppeli Hoca da hakeza.) bizlerin kabulüdür. Onun dışında, ne olduğu belirsiz kişiler kalkar da ordan burdan hadis dererse (mesela piyasada 33 hadis, 333 hadis, 1001 hadis gibi bir sürü cep kitapları var) bunları doğru olsa bile kabul etmeyiz. Zira bu hata payını sıfıra indirgemek içindir. İnceliğe dikkat. Sahih-i Buharide geçen en zayıf hadis bile güllü yasinlerde geçen en güvenilir hadislerden daha güvenilirdir bizim için. Bu anlamda değerli üyelerimizin bizim bakış açımızı görerek duruma daha farklı bir bakış getirmelerini umuyoruz. Konuyu anlamamak değil anlamak noktasından değerlendirelim.

 

Konuya devam edelim.

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

sanırım derdimi anlatamadım.

 

sizin kaynak istediğiniz mesajda doğrudan nakledilen hadisin kaynağı var.yani bunu aldığım kitap şu kaynaklardan derlemedir demiyor ki dese bile eski zamanlardan beri bu şekildehadislerin yazıldığı eserler mevcuttur.mesela imam gazali hazretleri huccetül islam isimli eserinde 12 farklı hadis kitabından derlediği hadisleri neşretmiştir.

 

bu arada riyazüssalihin de bir kaynak eser değil derleme eserdir.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites
* Sübhanellahi vebi hamdihi sübhanellahil azim estağfirullah.

 

Manası: Cenabı Ecelli Alayı noksan sıfatlardan tenzih ile O'na hamd ederim ve yine yücelerin yücesi Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih eder ve ondan mağfiret talep ederim.

 

Kim bu tesbihi okursa, okuduğu gibi yazılır ve arşa asılır.Bu tesbihi okuyan kimsenin, kıyamet günü rabbine kavuşana kadar yapmış olduğu günah bu tesbihi arştan gidermez.

 

Kaynak; İmamı Bezzar, İbni Abbas (r.a) dan.

Bir adam Resulullaha gelerek; "Ey Allah'ın Resulü; dünya beni terk etti. Hİç malım yok." dedi. Efendimiz aleyhisselam "Neden meleklerin zikrini terk ettin ki sen?" buyurdu. O nedir ya Rasullullah? buyurdu da aleyhisselam bu istiğfarı öğretti. 

 

İbrahim Hakkı Efendi Hazretleri de; Marifetnamesinde sabah namazının sünnetinden sonra 100 kere bu istiğfarı okumak zenginliğe sebeptir, buyurdular.

Share this post


Link to post
Share on other sites

İmamı Suyuti'den naklediyor Cübbeli hocaefendi;

 

 

 

 

Kim bir yeri ağrıdığında; sağ avuç içini vücuduna(alnına koymak daha uygun; kadına uygulanacaksa örtü olması gereklidir) koyduktan sonra 136 kere "es selam" ismi şerifini okursa şifa bulur inşaallah..

 

......

 

 

 

 

Baş ağrısına aynı anda şifa olduğu pek çok kişi tarafından tecrübe edilmiştir.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest baris

* Sübhanellahi vebi hamdihi sübhanellahil azim estağfirullah.

 

Manası: Cenabı Ecelli Alayı noksan sıfatlardan tenzih ile O'na hamd ederim ve yine yücelerin yücesi Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih eder ve ondan mağfiret talep ederim.

 

Kim bu tesbihi okursa, okuduğu gibi yazılır ve arşa asılır.Bu tesbihi okuyan kimsenin, kıyamet günü rabbine kavuşana kadar yapmış olduğu günah bu tesbihi arştan gidermez.

 

Kaynak; İmamı Bezzar, İbni Abbas (r.a) dan.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...