Eşref Bey 58 Report post Posted September 8, 2010 Son elli yılın en büyük şairlerinden 29 yaşında gencecikken ve henüz bir şiir kitabı dahi yayınlanmamışken aramızdan ayrılan İlhami Çiçek... Şiirlerinin toplandığı Sançraç Dersleri kitabı e-kitap formunda... Ne yazık ki İlhami Çiçek'in henüz şiir kitabı basılmadı. Çok az şiiri bulunmasına rağmen kendi dilini kurmuş ve derin iç dünyasını şiirlerine çok iyi yansıtmıştır. Caf Caf-Eylül Sayısı Evet öldüğünde 29 yaşındaydı ve çok gençti. Fakat şiirleri bir o kadar olgundu. 1954 Oltu doğumlu olan şair askerliğini Tokat'ta yaparken hayatını kaybetti. Birkaç şiiri burda bulunsun istedim. Saygılarla... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Eşref Bey 58 Report post Posted September 8, 2010 şebçerağ söndü mü diye bir ses sahi şebçerağ nerde iskender! iskender! diye bir ünlem bu nasıl iskender aramaz bengisuyu diye bir hüzün 'hişt! dostlarıma şunu haber ver denize açıldım ve gemim parça parça oldu' diye bir im denli narindir intikam intikam içli bir marştır gerçekte bir ara ses aygıtını yırtarak çıkarılırdı o şimdi dışlanmış bir taş olarak karlı kış gecelerinde acılı bir genç şairin her geçişte hüznüne tanık olduğu metrûk bir kümbet denli müşahhas aşktır - ve o ne rahîm bir yürüyüştür gecede (o yıllar bir ressam tanırdım gök çizemezdi yüksek evler yapardı yitik kadın yüzleri - birgün o kentin - tarihsel bir kenttir - o çarşısındaki hazır iskemleli kahvede onu bir cenini çizerken ağlar gördüm bütün öğeleri belliydi ama neden gözsüz ama neden bir kaleden artmış kapı tokmağı gibi ıssız ve dokunaklı diye sormadım çünkü ben ağlayanları severim ve güzeldir ağlamak denebilir ki - bir insan ençok ağlarken güzeldir vakit de akşamdı dışarda kar vardı kar yüzyıllardır alabildiğine vardı insanlar doğar konardı konar göçerdi sonra o bütün resimlerini yırttı - birden kaybolmuştu arıyor diye duydum bir şeyi çağın unutturmak istediği belki derin bir gök resmini ye'si biçen o eşsiz kılıncı gürbüz hamleyi) bu taşı da sürüyorum koyar gibi o güzel yapının üstüne ya da komaz gibi taş üstünde taş (ben daha çok taşlarımı anlıyorum nedir ve nedir taş - çakmak taşı satranç taşı sapan taşı göktaşı) reddetmek gerekiyor kimi taşları ve şeyleri sözgelimi sapan taşını - o göz çıkarır sadece - ortadaki gökkasabı gökdeleni tanrısız tecimevlerini caminin hemen önündeki anacaddedeki aykırı kadın salınışını yanlış konumunu gülün evlerde bahçelerde ve hatta parklarını bile bu taş mekânın reddetmek gerekiyor çağa çıktığımda kan - çoğalan bir sûret ve kendini ta içerlerde bir yerin üşüyor - duymuyorsundur yinelenir durur - şu sanki ne diye - akşam ki dönüp nefsini içine tuttuğun yüzündür senin yüzün - paramparça bölük pörçüktür şu kuytu kalabalıkta şu yalnızlıkta ivedi ve kirlisarı dişiliğini kullanıyordur kuşku lüks oteller gibi kuşku kuşku (çağı değiştiğimde o yüz diyor yoruldum - aynalar gösterebilir mi hiç - bana sonumu nedensiz başladım oyunculuğa bitireceğim rastlantıyla - oyunumu dostlarım da var - intiharlar her akşam ıslak - yapışkan saçlarıyla girip odama paniğimden pay toplarlar) azaldı halk içinde yüzdeki ben gibiler eldeki siğile çıbana - etin yumuşak bir yerinden sökün eden - döndü halk ve cüzzam ne gün yürüdü ve hep bir yaprak değil miyiz ki bir zaman yarıp çıkmak serüveninde özdalımızı topu topu bir mevsimi yaşarız işte müşa'şa' bir sonbahar figüranıyız hepimiz de ve cüzzam ne gün yürüdü sormalı değilmi ki ebabil adil bir infazın adıdır ve insan - ne şu ne bu - iyioyunundan sorulmayacak mıdır İlhami Çiçek Quote Share this post Link to post Share on other sites