Kalemdar 293 Report post Posted December 22, 2010 Yılbaşı neyimiz olur ? Arif Nihat Asya'nın kaleminden Yılbaşı neyimiz olur?Ramazan Bayramımız mı?Kandilimiz mi?Kurban Bayramımız mı? Biz,Muharremlerle,Martlarla başlayan yıllar da biliriz...Ki,hiçbiri böyle şımarıklıkla,böyle ayyaşlıkla,böyle kumarbazlıkla açılmazdı.Hepsi,efendi yıllardı. Bu bahsi bu kadarla geçiyor ve Noel Baba'ya geliyorum:Memleketimize,herhalde,Beyoğlu'ndan giren,Haliç'i atlayarak Fatih'lere,Aksaray'lara,sonra Rumeli'ye ve Boğaz'ı aşarak önce Kadıköy'lere,Moda'lara ve sonra Üsküdar'lara ve oradan Anadolu'ya geçen bu bunak,neyimiz olur:Babamız mı,dedemiz mi,amcamız mı,yoksa Avrupalılıktan pîrimiz mi? İstanbul'un Tepebaşı'ndan Adana'nın Tepebağı'na kadar her yeri bilen,her yere uğrayan bu moruk kimdir,necidir? Bir resmine bakarsanız Havarîlere,öteki resmine bakarsanız Rasputin'e benzeyen bu iskambil papazı,aramızda nenin nesidir...bunu merak etmediniz mi? Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu: O,Haçlı Seferleri'nden kalma bir kılınç artığıdır.O zaman silâhla giremediği yerlere,şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor. O,evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit'tir...Kardeşlerini Mukaddes Savaş'a hazırlamaktan geliyor. O,adıyla sanıyla bir misyonerdir ki,kılığını değiştirmiş...ve bizi avlamaya,kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan çocuklarımızdan başlamıştır.Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz,fedâkarlığının sebebini düşünmediniz mi? Bırakın,onun hakkından ben gelirim:İşte sakalını çekince gördünüz...sakalı elimde kaldı ve altından Lücifer(şeytan)çıktı.Bilirsiniz ki,câsuslar da kıyâfetlerini ekseriyâ değiştirirler.Bu,mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin,yahut bırakın:Haç'ın da çarmıha gereyim onu. Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız:Muhakkak,bir şeyinizi çalmıştır. Kaynak:Fazilet Neşriyat 5 Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted December 30, 2011 Allah razı olsun kalemdar kardeşim, vakti zamanında güzel bir hatırlatma yapmışsın, tozlu raflar arasından buldum, kardeşlerimiz istifade etsinler... 2 Quote Share this post Link to post Share on other sites
FısıLtı 4 Report post Posted December 30, 2011 Yılbaşı ve Noel Baba, batının bizim hiç bir şeyden haberi olmayan saf,meraklı halkımızı kendisine özendirme yöntemlerinden birisidir... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
mahlas 99 Report post Posted December 30, 2011 Büyüklerin; gayrimüslim mukallitliği üzerine tespitleri sabitken öyle zannediyorum ki yılbaşı olsa olsa bizim cehennemimiz olur. Rabb'im muhafaza buyursun! 2 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kalemdar 293 Report post Posted December 30, 2011 Güncellediğiniz için teşekkür ederim. Yılbaşı ve yılanınbaşı noel baba. Noel baba olarak anılan bu şarlatan imaj, geçmişte olduğu gibi günümüzde de etkisini sürdürmekte ve birileri daha doğrusu dış mihraklar bu tesir sahasının genişlemesine fevkalade katkı sağlamaktadır. Her geçen yıl biraz daha içimize sinmeye çalışan bu nesebi gayri sahih tip, kendisini kabullendirmenin rehaveti içerisinde karşı cinslerini de yanına alarak agorada boy göstermeye başlamıştır. Ne vahim bir hadisedir ki hiçbir kimse hiçbir şekilde reaksiyon göstermemektedir. Televizyon kanallarında adeta gözümüze kaktırılırcasına, durmaksızın propagandası ve reklamları yapılmaktadır. Bizim kültürümüzle, anlayışımızla zerre kadar alaka kesb etmeyen aksine taban tabana zıt bir anlayışın içimizde bu denli rahat hareket etmesi bizleri derin derin düşündürmelidir. Hiper marketlerde yılbaşına özel, hindi satışlarının başlaması ve fiyatlarında yapılan indirimler, yılbaşı müziğinin (cingil beng) hemen hemen bütün popüler radyo kanallarında fon müziği olarak çalınması, yılbaşı hediyelerinin alınması, iş yerlerinde güya dekoratif unsur olarak tercih edildiği gerekçesiyle bulundurulan ve süslenen çam ağaçları, bu ülkede bir şeylerin yolunda gitmediğine işarettir. En azından bu gibi hassas konularda gerek idari yönetim ve gerekse toplum olarak kendi kültürümüze sahip çıkmalı dışarıdan değerlerimizi baltalamak adına bizlere empoze edilen bu saçmalıklara müsamaha göstermememiz gerekir. 3 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ya-Leyl 333 Report post Posted December 26, 2012 YILBAŞI İki gün sonra, küfür, dalâlet, ihtilâç, ıstırap, şaşkınlık ve perişanlık dünyasının yılbaşı gecesidir. Bu yılbaşı gecesini de, sabahsız bir geceye bürülü beşeriyetin, her ânını aynı gecenin başı sayabilecek olan his dalâletine bağlıyabilirsiniz. İnsanlar, bu gece, bir türlü çözemedikleri ve Hakka yöneltemedikleri zamanı,kâmil bir yıl hesabiyle ademe gömmek marifetini göstermiş olmak bakımından çıldıracaklar; hakikatte cenaze marşından farksız gulgulelerle tepineceklerdir. Bu vaziyeti, insan ruhundaki garabetlerin en büyük mimarlarından biri olan Nasreddin Hocaya dillendirmek isterdik. Fakat bu kadar müthiş bir dalâlet karşısında, değil koca nüktedanın, eşeğinin bile tenezzül edip tek adım atmıyacağını sanıyoruz. Bir İslâm büyüğünün harikulâde bir sözü vardır: «Zaman kadar nadir, ondan daha bol, onun kadar kıymetli, ondan daha değersiz acaba ne var? Hayat mikyasımız ve ebedî varlık fırsatımız olan zaman (ki, kaybolan tek ânı dünyanın hâzineleri verilse geri dönmez) herkesin en küçük hasislik duymadan sarfettiği ve asla tükeneceğinden gocunmadığı biricik hazinedir!» İşte busözün hailevî hakika ifadede, hele bizim yılbaşı gecelerinden anladımız şey,ne parlak ve ne eşssiz bir misaldir! İçecekler,kusacaklar,kumar oynayacaklar,yutulacaklar; ve 1951 sabahı uyandıkları zaman, katin peşin ve merhametsiz fermanı karşısında en küçük bir ürperti bile duymıyacaklardır. Üst haftalarca birbirlerine soracaklar: -Yılbaşı gecesini; nerede geçirdiniz? Nasıl,eğlenebildiniz mi? Türk köylüsünün sefalet ve hastalıktan kavrulduğu,Türk şehirlisinin mevsimden mevsime bütün fikri ve müeyyidelerini kaybettiği ;ve üstelik Türk bayrağının anavatana binlerce kilo metre mesafede, her bakımdan öksüz bir marifete memur edildiği ve içeride ve dışarıda yalnız bunun edebiyatiyle geçinildi bir hengâmede, yeryüzüne Allah'ın en büyük belası halinde Üçüncü Cihan Harbi inmek üzereyken bu yılbaşı gecesi, ne diyelim, her zamanki (dramatik) komedyasmın artık son haddini idrak etmiş değil midir? Binaenaleyh; ne duruyorsunuz baylar ve bayanlar?..Bundan daha büyük bir eğlence fırsatı doğamaz!!! (Hadiselerin Muhasebesi) Be-De 29 ARALIK 1950 BD dergisi 2 Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ya-Leyl 333 Report post Posted December 26, 2012 Yıl 1950 den 51 geçiş,yeni bir yılın başı...Büyükdoğu dergisinde neşredilen bu yazı o yıllarda da,içinde bulunduğumuz zaman da, yılbaşıyla alakalı bir değişikliğin olmadığının en tipik örneği... Ne zaman vazgeçeceğiz acaba taklitçi müslümalıktan? Quote Share this post Link to post Share on other sites
aslıhan 68 Report post Posted December 26, 2012 Buda milletimizin avrupadan özümsediği birkaç gelenekten birtanesidir.Bu durumu üstad özetlemiş sanırım; İslamiyet Avrupa'dan gelse müslüman olacaksınız! Necip Fazıl KISAKÜREK Quote Share this post Link to post Share on other sites
ssimeranya 23 Report post Posted December 26, 2012 5 yaşında bir kız. Namazlı abdestli en önemlisi de bilinçli bir aileden gelme. O gün bana neden onların evine de noel babanın gelmediğini sordu. Çam ağacı olsaymış keşke, altında hediyeleri de olsaymış. 5 yaşında yahu. Aileye anlattım. İnanamadılar. Neyin sebep olduğunu düşünüyorlar. Belli değil mi dedim. O kadar seçiciyiz ki dediler izlediği çizgi filmler konusunda. Okulda öğrenmiş meğer. Öyle bir neslin öğretmenlik yaptığı böyle bir nesil işte. Ne zor. Elin gavurunun bayramlarını böyle pazarladığı, bizimse en muhafazakar gazetelerimizin bile kurbanda paso kaçan öküz boğa haberleri yapmaktan bir adım ileriye gidemediği sürece, daha aysbergin en küçük kısmındayız. Mutlu noeller site ahalisi. Quote Share this post Link to post Share on other sites