Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Ebubekirr

Soyunma Ve Çiftleşme Özgürlüğü

Recommended Posts

 

Bir gün okulun tenha koridorlarından birinde giderken karşıma bir anda iki ayaklı yaratık sürüsü çıkmıştı.

 

Dans kulübüne mensup bu şahıslar dişi-erkek şeklinde birbirine monte olmuş vaziyette sallanıp duruyorlardı. Aralarından sıvışıp geçtim ama manzara gerçekten iğrençti, ortalık lağım gibi kokuyordu. Herkesin gözü dönmüştü.

 

O an aklıma oradaki kızların resimlerini çekip babalarına göndermek geldi ama sonra bu adamlar kızlarını belki bunun için gönderiyorlar diye düşündüm. Her türlü fedakarlığı yapmaya hazır kızlar yerden bitmiyor heralde.

 

Üniversitenin kütüphane gibi bir yerden ziyade ... gibi bir yer olduğu izlenimini kim veriyor anlamıyorum.

 

Üniversite okuduğumu duyan bir şirket müdürü beni karşısına oturtup ağzından salyasını akıtarak sizin okulda mini etekli kızlar var mı diye sormuştu.

 

Biz böyle okul da istemiyoruz böyle ülke de...

 

Bu milletin erkeklerini ... karılarını ... yapmak kime fayda sağlıyor anlamıyorum.

 

Biz insanların birbirinin ... değil yüzüne baktığı bir memleket istiyoruz.

 

İpini kırmış aygırların kuş beyinli çıplak dişileri kovaladığı bir memleket değil.

 

Peygamber efendimiz "ahir zamanda kadınlar giyinmiş çıplaklar olacaktır" buyuruyor. Aha işte o güne geldik. Hele bir de şimdi et renginde tayt icad etmişler uzaktan bakınca kadın çırılçıplak gibi görünüyor.

 

Sokaklarda kadınların dişilik içgüdüsüyle ... veya ... diğer erkeklere göstermeleri ne kadar iğrençtir anlamakta güçlük çekiyorum.

 

Sen bir insansın, hayvan değilsin ki seni seçecek kişi ... bakarak seçsin.

 

Sen aklınla, ruhunla fark edileceksin.

 

Bir de evlenmiş kadınların açılması durumu var ki bunu izahtan aciziz. Kocan iktidarsız mı be kadın? İkinci koca mı arıyorsun yoksa kendine?

 

 

Aslında popülist yaklaşımı bırakırsak için gerçek yüzü kadınlara soyunmaları yönünde müthiş bir toplumsal baskı olduğudur.

 

Üst sınıf kadınlar hep açıktır. Soyunmayan kadın hakim olamaz, reklamda oynayamaz, milletvekilliği yapamaz, üst sınıfa dahil olamaz.

 

Evinde örtünen kadın yükselirken soyunmak zorundadır.

 

Cumhurbaşkanı'nın eşinin yanı ülkenin birinci kadınının kapalı olması herşeyi alt üst etti. Komutanların kokana eşleri bir kapalı kadının arkasında durmak zorunda kaldı.

 

Birileri tapınağında ters dönmüştür heralde.

 

Allah-u Teâla aklımızı ve neslimizi korusun.

 

Amin.

 

Zorunlu Düzeltme : Haklılığı noktasında bu denli hemfikir olduğumuz bir meseleyi seçtiğiniz kelimelerle haksız, zorba, yobaz seviyesine indirmeniz kabul edilebilir mi? İşte bu nedenle mesajınızı istemeyerekte olsa, zorla da olsa düzeltmek durumundayız. Lütfen Alemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin ismini bu tarz kelimelerle aynı mesajda ve ortam da kullanmayınız.//Beylerbeyi

  • Like 5

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar efendim.

 

Yazılanlar her ne kadar fikriyatımıza tercüman, aşikar gerçekler üzerine temellendirilmiş ve fazlasıyla hakedilen bir üslup ile yazılmış olsada temsil ettiğimiz cenah ve bilikteliğimizi remzlendirmeye gayret ettiğimiz bu platforma yakışmamış.

 

Ebubekirr nickli arkadaşa fikren katılsakta mesaj içeriğinden duyduğumuz rahatsızlığı yönetici arkadaşların dikkate almasıdır ricamız...

 

Hayırlı cumalar...

 

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şimdilik mesaj üzerinde düzenlemeler yapılmıştır.

 

Saygılarımla

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşlar sorun şundan kaynaklanıyor, ben bu yazıyı bizim okulun forumunda yazmıştım. Orada daha rahat takılıyotuz o sebepten çok serbest bir yazı olmuştu. Fakat oranın yöneticisi yazıyı silince ufak düzeltmelerle buraya taşıdım. (Oranın yöneticisi sert ifadeler olduğundan değil kendisine ters olduğundan sildi. Yoksa ne küfürler var sitede.)

 

Hâsılı bir oraya bir buraya yazınca ayarı tutturamıyoruz. Bizi yanlışlarımız konusunda uyaran ve düzelten kardeşlerimizden Allah razı olsun.

 

Bütün uyarılara rağmen yazılarımın orjinal hâlini okumak isteyen arkadaşlar :D Blog'umu takip edebilirler:

 

http://kemalizminkarinagrisi.blogspot.com/

Share this post


Link to post
Share on other sites

aşikar olanı idrak etmiş dostumuz,fakat bu dil birilerini galeyana getirip,celallendirebilir.bence de bu site'nin felsefesine uygun olmayan bir dil,fakat anlatılan insanların paradigmalarını degiştirmekten ziyade onların aczini arttıran ve karşı taraftan onları iyice sogutan bir yazı.sloganik konuşmaktan ziyade icraat yapsak sanki bu yazıları yamamıza gerekte kalmayacak..ne yazık bize,tabi birde marifet iltifata tabiidir derler,dostumuza yinede idrakinden dolayı teşekkür ederiz..fakat bunu genel kaideler ile sunmasın bizde üniversiteliyiz ve tüm üniversiteler böyle degil..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kardeşimizin yazısı gönlümüze Tercuman niteliğinide olmakla beraber Üstadımızın iki heceli zindan için "cinnet mustatili" hatıratında "yılanlı kuyu" diye adlandırdığını biz şuan sokaklar için rahatlıkla adlandırabiliriz.

 

Öyle sanıyorum ki, Bu aziz millete! yapılan asimile ve devşirmeleştirme harekatı hiç bir zaman ve mekanda görülmemiştir. yalnız şunada inanıyoruz ki 'Zahmet olmadan Rahmet olmaz' umarım nefsimize prangalar sürdüğümüz bu zamanda bu Ahir zamanda hizmet görevimizi yerine getirmede muvaffak oluruz.

 

Allah senden razı olsun Ebubekirr kardeşim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vaziyet içler acısı. Pembe hayallerinde pembe ufuklar süsleyenler, -bırakın üniversiteleri- ortaokulara, liselere bir gözatsınlar. Kelime-i şehadetin ne olduğunu söyleyemeyen şüheda torunu bu neslin; ar, haya, haysiyet, namus mefhumlarını eski bir elbise gibi nasıl da bir çırpıda üzerlerinden atıverdiklerini görsünler.

 

Beklenen nesil mi? Yok canım! Allah'ın hoşnutluğunun, herkesin, herşeyin, her otoritenin, her mahlukun hoşnutluğundan üstün olduğunu bilip de şeytanla yapılan "flörte" bile tü kaka diyemeyen, Allah'ın emrini savunmaktan aciz, yasaklarından utanan nesil mi? Rabbi'nin emirlerini, "Ne varki bunda" rahatlığı içerisinde çiğnerken, niyetinin temizliğiyle mükellefiyetinin kalktığını pişkin pişkin söylebilenyen nesil mi?

 

Maksadı İlimden filime dönen mekanlar, istikbalinizi yetiştiriyor. Suyu, kirli diziler, karın gurltuları; havası yabancı; toprağı balçık; günleri paylaşım sitelerinde paylaşılma çabasından ibaret olan bu nesil, sizin istikbaliniz olacak.

 

Sevinmeyiniz.

 

Anne sütünden sonra, ağzının içerisine kadar soktuğunuz televizyonla beslediğiniz yavrunuza, çizgifilimlerle bile ne zehirler yutturulduğunu biliyor musunuz? Peygamber sevgisini aşılayamadığınız yavrunuzun bilinç altına gönderilen fotoğraflardan, yerleştirilen sevgilerden haberdar mısınız?

 

Kaç sahabe hayatını beraber okudunuz ki, futbolcu, artist isimleri ezberlemelerinden esefle bahsediyorsunuz? Kaç sahabeyi özendirdiniz ki onlara benzemelerini yadırgıyorsunuz?

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şimdilik mesaj üzerinde düzenlemeler yapılmıştır.

 

Saygılarımla

 

Fakat oranın yöneticisi yazıyı silince ufak düzeltmelerle buraya taşıdım...

 

 

Selamlar

 

Yazıp siliyorum... Yazıp siliyorum. Çünkü kendimden korkuyorum; böylesine sert bir yazının üzerine benim yorumlarım çok daha parçalayıcı etki yaratır diye.

 

Konunun özüne girecek olursak, hemfikir olacağımız birçok şey var. Fakat çirkinliği çirkin bir şekilde ifade etmek, çirkin olanın kendisi kadar çirkin değil midir?

 

Okulun forum sayfası ile bu forum arasında dağlar kadar fark yok mudur? Küfrün alıp başını yürüdüğü okulunuzun forumunda bile yöneticisi tarafından silinen bu yazıyı buraya nasıl layık gördünüz şaşıyorum. Yoo hayır şaşırmıyorum aslında.

 

Bir de çok kıymetli blogunuzu bizimle paylamış olmanız da ayrı bir mevzu. Noktalı kısımları doldurmamız için çok yardımcı oldu sağolun... O kadar çok düşündüm ki dedim bir cevap anahtarına bakayım. "Aaa" dedim "nasıl düşünemedim ya."

 

"Söylediğin her söz doğru olsun, fakat her doğru her yerde söylenmez" diyor birileri bilmem ipler misiniz?

 

İktidarsızlık he... Vay anasını sayın seyirciler...

 

Vaziyet içler acısı

 

Sormayı unuttum, kim neyi düzeltti acaba bir de bunu öğrenirsem dehşet olacak. :D

 

Cidden dua ile

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Küfrün alıp başını yürüdüğü okulunuzun forumunda bile yöneticisi tarafından silinen bu yazıyı buraya nasıl layık gördünüz şaşıyorum. Yoo hayır şaşırmıyorum aslında.

 

Allahtan yazıp yazıp silmişsiniz. En masum haliyle bu kadar saldırgan olan bir yazının ilk hali nasıldır bilemiyorum.

 

İşin garip tarafı şu, her türlü münkeri gülümseyerek izleyenler, birisi çıkıp da bu yapılanlar yanlıştır dediği zaman deli gibi hırçınlaşıyorlar.

 

Artık günümüzde hakkı söylemek provokasyon, dini anlatmak yobazlık oluyor.

 

Köşe yazıları marifetiyle başörtülü kızlara en korkunç hakaretler edilirken sesi çıkmayanlar bi-tarafı açıklar sorgulandığı zaman özgürlük savaşçısı kesiliyorlar.

 

Eğer soyunmanın çirkin olduğunu söylemeyeceksek ağzımızdaki dilin ne gereği kaldı?

 

Ayrıca Üstad'ın kitaplarında defalarca kullandığı kelimelerin burada sansürlenmesi de ilginç bir durum.

 

Aslında bu durum bana kraldan fazla kralcı, peygamberden fazla müslüman olma durumu gibi geliyor.

 

Koskoca Hazreti Ebubekir, Peygamber efendimizin huzunda kafirlere küfür ediyor ve peygamberimiz de onu engellemiyor. Hem de ne küfür.. (Riyazüs Salihinde okumuştum hadis numarasını Buhari Şürut 15 diye hatırlıyorum.)

 

En ağır küfürlerin edildiği sitenin yöneticini bile bu yazıyı silmiş
demişsiniz. Ne o site o kadar seviyesiz ne de benim yazım o sebepten silindi.

 

İktidarsızlık he... Vay anasını sayın seyirciler...
demişsiniz. Sokakta soyunan bir kadının kocasını sorgulamanın nesi yanlıştır? Ayrıca anasını derken elini öpmeyi mi kastettiniz acaba?

 

Tamam demokrasi falan diyoruz ama iş vardı küfür nizamını savunmaya kadar dayandı. Biz istediğimiz durağa gitmek için bindiğimiz demokrasi aracından şimdi inmek istemiyoruz. Bu durak İslam durağıdır, burada inmezsek yüz yıl daha gideriz.

 

Üstadımız komünizme karşı demokrasiyi desteklemiştir, 28 Şubat'tan ders alan siyaseçilerimiz Ergenekon'a karşı demokrasiyi desteklemiştir ama artık demokrasiye karşı İslam'ı tutmak zamanı gelmiştir. Aslında başıboş demokrasi demek lazım, yoksa biz tümden demokrasiye karşı değiliz.

 

Eğer "yok canım ben de çıplaklığa karşıyım ama sadece üslubunuza kızdım" derseniz o zaman sizden bu konuda bir yazı beklemek doğru bir talep olur sanıyorum.

 

Bakalım maksat bizim üslubumuzu sorgulamak mıymış yoksa çıplakları savunmak mı...

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

 

Sormayı unuttum, kim neyi düzeltti acaba bir de bunu öğrenirsem dehşet olacak. :D

 

 

 

Eğer kastınız benim yukarıda atıfta bulunduğum düzenlemelerse, anlaşılan mesajın ilk şeklini görme arzunuz var, yardımcı olabilirim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar

 

Allahtan yazıp yazıp silmişsiniz. En masum haliyle bu kadar saldırgan olan bir yazının ilk hali nasıldır bilemiyorum.

 

Bence de... Benim bir ayarım var aynı rebab gibi. Zaman zaman akort edilmek isterim... :)

 

Artık günümüzde hakkı söylemek provokasyon, dini anlatmak yobazlık oluyor.

 

Hakkı söyle elbet, konuş, tartış. Her söylediğin hak olmalı zaten. Bir mü'minden istenen de budur değil mi? Dini de anlat yani, İslamı anlatmak, insanın üzerine yüklenmiş bir misyon ise eğer, doğru yoldasın. Tebrik ederim. Ne var ki insan temsil-tebliğ ilişkisini gözetmeli. İnsan dönüp bir aynaya bakmalı.

 

Eğer soyunmanın çirkin olduğunu söylemeyeceksek ağzımızdaki dilin ne gereği kaldı?

 

Aksini iddia etmiyorum...

 

Ayrıca Üstad'ın kitaplarında defalarca kullandığı kelimelerin burada sansürlenmesi de ilginç bir durum.

 

Hadi o zaman hepimiz aşk ile bir defa daha buyuralım...

 

Koskoca Hazreti Ebubekir, Peygamber efendimizin huzunda kafirlere küfür ediyor ve peygamberimiz de onu engellemiyor. Hem de ne küfür..

 

İşte burası ciddiye alınacak bir kısım. Yürekleri titreten isimler; Efendimiz ve O'nun sıddık dostu... Bu paylaştığınız bilgiyi daha önce duymamıştım, okumamıştım. O yüzden şöyle bir duraksama yaşadım. Fakat geri adım da atmadım. Çünkü vermek istediğiniz kaynakta arattım, bulamadım. Onu bir hatırlasanız da öyle verseniz. Bu durumu ondan sonra konuşsak. Şimdi size "aa öyle miymiş?" deyip cahilce bir şey yapamam. Bu bilginin hangi ortamda nasıl söylenildiği çok önemli. Alimler, hocalar en ufak kelimenin muhasebesini yaparken ben kendime güvenip koca bir cümle için "hıı" "mııı" edemem. Bir bakalım neyin nesiymiş. İncelenmesi, üzerinde durulması gereken bir konu bu. Kaçak güreşiyorsunuz gibime geliyor.

 

Sokakta soyunan bir kadının kocasını sorgulamanın nesi yanlıştır? Ayrıca anasını derken elini öpmeyi mi kastettiniz acaba?

 

Bırak da kadının kocası düşünsün. Bu adamın beyin olarak da bir iktidarsızlığı varsa suçlu yine kadın değil, adamın ta kendisidir.

Vay anasını sayın seyirciler derken, kadının ayaklarının öpülmesi gerektiğine işaret ettim. Az buçuk yaklaşmışsınız.

 

Eğer "yok canım ben de çıplaklığa karşıyım ama sadece üslubunuza kızdım" derseniz o zaman sizden bu konuda bir yazı beklemek doğru bir talep olur sanıyorum.

 

"Çirkinliği" "çirkin" bir şekilde ifade etmek ne demek?

 

...

 

Aslında popülist yaklaşımı bırakırsak için gerçek yüzü kadınlara soyunmaları yönünde müthiş bir toplumsal baskı olduğudur.

 

Üst sınıf kadınlar hep açıktır. Soyunmayan kadın hakim olamaz, reklamda oynayamaz, milletvekilliği yapamaz, üst sınıfa dahil olamaz.

 

Bu ve bu gibi fikirlere katıldığımı söylememe gerek yok sanırım?

 

 

Yazmak için yazmışsın. Hiçbir çözüm önerisi getirmemişsin, getirmemizi de istememişsin. Kanayan yarayı sarmadığımız, sarmaya çalışmadığımız sürece hastayı ölüme mahkum etmiş olmaz mıyız? Biz de bayanız herhalde. Tehlikenin farkındayız :) Bir gün evlenip mevleneceğiz, kalbini taşıyacağımız adamın gözlerini başkasından sakınmak isteyeceğiz. Dedim ya öz olarak farklı düşünmüyoruz.

Ama bu sert ifadeleri okuyan, bizim gibi düşünmeyen her kadın emin ol daha çok açılıp saçılmak isteyecektir. Kadının ruhuna seslenmek aslında o kadar da zor değil.

 

Of yoruldum.

 

Son olarak beylerbeyi kardeşim, yazının aslında ulaştım teşekkür ederim. Belli olmuyor mu ulaşıp ulaşmadığım? :) Durup dururken şir-pençe kesilemez bir insan :) Bizim zamanımızda böyle yazılar anında kaldırılırdı ya hu, yoksa ben mi yanılıyorum? O da olabilir.

 

Dualarla

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu konuyu açan arkadaşa teşekkür ederek şunları söylemek isterim:

 

 

Sizlerin de bildiği gibi toplum açılma hastalığı diyebileceğimiz bir yanlışlığa kapılmış durumda.Bu açılma öyle açılma da değil;sadece saç açsalar da neyse lakin saçı başı bırak açma kısmında nerelere gelmişler.Yok mini etek mi giysek ? Neyi giyersek erkekler etkilenir ? Çok mu hoşunuza gidiyor bu ?

Peki sizin ahlakınız nerede ? İnancınız nerede ? Zaten böyle yapan insanlara da sorulsa denilen genel cevap şudur:Özgürlük,laiklik,Atatürkçülük...

Bir kere özgürlük sınırsız olmamalıdır ama sizler aşırı özgürlükçü olmuş gidiyorsunuz.Gaflet ve delalet denizinde boğulmaktasınız.Sizin Rabbiniz Marx değil Ahmet Mehmet değil sizin Rabbiniz Allah'tır.Allah lafını ettiğimizde de ay gerici ay aptal ay aşırı dinci denilen tutumlarla karşılaşıyoruz.Bize yıllardır bu düzen ve bu düzenin(sahte düzenin) yılmaz bekçileri işkence ediyor-bize ve İslam'a- Ama hepsi de ben Müslümanım diyor.Ama imanın şartlarını sorsak daha onu bilmez veya kekeleye kekeleye cevap verirler.Görünüşte herkes Müslüman.Müslüman sözde olmaz,dilde olmaz;kalpte ve amelde olur.Müslüman adam Müslümanca hareket eder,İslam'a uyar bu saçma sapan düzene değil.Ama biz hep saygılıydık aksine onlar da saygı denen şeyden haber yok.Bize gerici,cahil diyen de onlar.Lakin biz bu zamana kadar hep saygılıydık eğer saygılı olmasaydık böyle bir şey yapamazlardı bile.Yatsınlar kalksınlar Allah'a şükretsinler tabiki etmeyi biliyorlarsa...

 

Ve birşey daha:

 

Zina haramdır.Bu yüzden evlenmeden cinsel ilişkiye özgürlük diyenler birgün yüzü koyun cehenneme atılacaklarını unutmasınlar.Hem erkekleri tahrik ediyorlar hem de kendilerini üste çıkarıyorlar.Ben erkekler suçsuz demiyorum yani kadınlara laf attığımız yok.Bazı erkekler de sapığın önde gideni.Biz buna da karşıyız.

 

Kur'an-ı Kerim ve İslam Alimlerinin Zina Hakkındaki Görüşleri:

Zinaya yaklaşmayın! O; hayasızlık, çirkin, aşağı bir iş, kötü bir yoldur.) [İsra 32](Ey Resulüm, müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar! Müslüman kadınlar da ziynetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar örtsünler!) (Nur 31)

 

(Yemin ederim ki, birinin başına demir çivi sokulması, yabancı bir kadına dokunmasından daha hafiftir.) [Taberani]

 

(Sizin için en çok korktuğum şey zinadır.) [Taberani]

 

(Zina etmeyin, kadınlarınızın cazibesi, sevgisi gider, soğukluk başlar.) [İ.Neccar]

 

([bilhassa] zina eden ihtiyar lanete uğrar.) [bezzar]

 

(Zina fakirliğe yol açar.) [beyheki]

 

(Gençliğini zinadan koruyan [mümin] Cennete girer.) [beyheki]

 

(Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği kapıdan Cennete girer.) [İbni Hibban]

 

(Ey gençler, namusunuzu koruyun, zina etmeyin! İyi bilin ki, namusunu koruyana Cennet vardır.) [Hakim]

 

(Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşayın ve iffetli olun!) [İbni Asakir]

 

(Onun bunun karısını, kızını ayartan bizden değildir.) [İ.Ahmed]

 

Fuhşun açığına da, gizlisine de yaklaşmayın(Enam 151)

 

(Azab-ı İlahiden korkarak, başını yabancı kadından çevirene, Allahü teâlâ ibadetin tadını duyurur.) [Hakim]

 

(Harama bakmayan gözler, Cehennem ateşi görmez.) [İsfehani]

 

(Kadına, şehvetle bakanın, gözlerine erimiş kurşun dökülüp, Cehenneme atılır.) [M. Enhür]

 

(Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!) [beyheki]

 

(Kadının yüzünden ve iki eli ayasından başka bütün bedeni avrettir.) [M.Enhür]

 

(Bir yerde, zina ve riba çoğalırsa, o yerin halkı, belaya maruz kalır.) [Hakim]

 

(Zina fakirlik getirir.) [buhari]

 

(Zinaya devam eden, putperest gibidir.) [Harâiti]

 

(Zina edenin yüzü Cehennemde ateşle yanar.) [Taberani]

 

(Zina edenlerin avretlerinin kokusu, bütün Cehennem halkına eza verir.) [bezzar]

 

 

 

Zina bile bu kadar ağır bir günahken açılmaktan bahsetmenizi de bir türlü anlamış değiliz.

 

 

Tesettürle ilgili ayetler:

 

“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok yarlığayıcı ve çok esirgeyicidir” (el-Ahzâb, 33/59).

 

“Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin” umduğunuza nail olasınız” (en-Nûr, 24/31).

 

“Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır” (en-Nûr, 24/60).

 

Tesettürle ilgili hadisler:

 

Umeys’in kızı Esma’dan nakledildi. Dediki: Resulüllah (s.a.v) bir gün Hz. Aişe (r.anha)’nın evine girdi. Kızkardeşi Esma yanında idi. Üzerinde Vucudunun hertarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı. Resulüllah (s.a.v) onu görünce kalkıp dışarı çıktı. Hz. Aişe (r.anha) kızkardeşine “buradan uzaklaş Resulüllah (s.a.v) sende hoşlanmadığı bir şey gördü” dedi. Hz. Esma uzaklaştı arkasından Resulüllah (s.a.v) içeriye girdi.Hz. Aişe (r.anha) niçin kalkıp gittiğini sordu. Resulüllah (s.a.v) de elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine çekerek şöyle cevap verdi: “Kızkardeşini görmedinmi? Müslüman bir kadın şurasından başkasını gösteremez. (Mecmeu’zzevâid nr:4168)

 

Bu hadis-i şerif’ten hz. Esma’nın giydiği elbisenin bedenini örttüğünü fakat kollarında açıklık olduğunu bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) bu kıyafetinden hoşlanmadığını ellerinin üstünün parmaklara kadarda örtünmesi gerektiğini islam alimleri anlamışlardır ve de böyle ifade etmişlerdir.

 

Usame b.Zeyd (r.a) nakletti. Dediki:

 

“Resulüllah (s.a.v) Dihye’tül- Kelbi’nin kendisine hediye ettiği mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana giydirdi bende onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) daha sonra bana sordu: ne oldu Mısırdan gelen elbiseyi giymiyorsun? Dedimki ey Allah’ın resulü ben onu hanımıma giydirdim. Resulüllah (s.a.v) buyurduki altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle. Çünkü ben o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.” (Ahmet b. Hambel)

 

Ibn-i Abbas (r.anhuma)’dan dediki: “Resulüllah (s.a.v) kadınlardan erkeklere benzeyenlere, erkeklereden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751, ebu Davut nr:4098, Ahmet b.Hambel nr:3149, Nesei nr:9161)

 

“Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır”. (Ahmet b.Hambel – müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)

 

Hz. Âişe’den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti. Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu: “Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çagına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti” (Ebu Davûd, Libâs, 31). “Allah Teâlâ ergin kadının namazını başörtüsüz kabul etmez” (İbn Mâce, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259).

 

“Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır” (Ahmed b. Hanbel, II, 187). Diz kapağı avret yerindendir” (Zeylai, Nasbu’r-Raye, I, 297).

 

Sahih-i Müslim’de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette Peygamberimiz, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas.-125.)

 

Harbın oğlu Züheyr bana anlattı:bize Cerir Sehl’den o da babasından o da ebu Hureyre (r.a)’den nakletti. Ebu Hureyre (r.a) dediki:Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu:

 

Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamcılar olup insanları onlarla döven topluluk ve biride bir takım kadınlar topluluğudurki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremiyecekler, kokusu şu kadar! Şukadar! Yürüme mesafesinden alındığı halde bunlar cennetin kokusunu da bulup alamıyacaklardır. (Müslim – sahih bab: libas ve’l- zineh hadis nr.3971)

 

Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:

 

“Abdurrahman’ın kızı Hafsa’nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe’nin huzuruna girdi. Hz. Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı. (Muvatta’, Libas:4)

 

Hz. Ömer (r.a.) ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü’minlere ikazda bulunmuştur. (Beyhakî. Sünen, 2:235)

 

İmam Serahsî bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da, “Giyindiği halde açık” olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der: “Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl olmaz.” (el-Mebsût, 10:155)

 

“Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker” (Tirmizî, Radâ, 18). Hz. Âişe (R.anhâ)’dan nakledilen; “Allah Teâlâ erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez” (İbn Mace, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160) hadisi saçları da kapsamına alır.

 

Hz. Âişe (r. anhâ) ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır: “Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar; “Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” (en-Nûr, 24/31) ayeti inince etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar”. Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır: “Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Âîşe dedi ki: Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah’a yemin olsun ki, Allah’ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde “Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah’ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı” (Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600).

 

 

 

 

 

Şunu tekrar belirtmek isterim ki biz kimsenin düşmanı değiliz ve olmadık.Biz Allah'a düşman olanların düşmanıyız.

 

Saygılarımla;hatam varsa affola.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ü.Y. hayırdır kardeşim?

arkadaşımız gayet doğruları açıklıkla dile getirmiş. burada yaranızmı vardı acaba? niye bukadar tepki verdiniz ki anlayamadık! yalanmı yani bu milletin ruh ırzına geçilmiyormu? geçiliyor buna ses etmiyorsun! ama arkadaşımız açık yüreklilikle içindekini kaleme almış sen bunu takdir edeceğine tekdir ediyosun bunasıl iştir hangi müslümanlık?

 

ha bu arada o birileride "açık sözlü olun" diyor. ve bende ekliyorum peşine; her doğru heryerde söylenmeye bilir fakat burası o heryerden bi yer değil. O, İslam davası denince karşısındaki kişiyi boya fıçısına sokar gibi yerin dibine sokup sokup çıkaran Üstad Necip Fazıl'ın fikir kulübü.. dans kulübü değil kardeşim. bence yazdıklarından dolayı özürdilemelisin forumdan.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sayın Ü.Y.

 

Herkesin bir bakış açısı var ama kim nereden ne niyetle bakarsa baksın islami dairenin dışına çıktığı zaman artık bunların hepsi safsata, eğer söylenen laf ise lafı güzaf olur. Ben Ebubekirr adlı üyemizin art niyet taşımadığına kendimce kanaat ettikten sonra hepimizin hem fikir olduğu bir meseleyi (daha önce de farklı kişilerce farklı mekanlarda tekrar edilmiş olsa dahi) kaldırmayı uygun görmedim. Zaten kaldırılması gerektiği yönünde ciddi bir kanaat oluşursa adminlerimiz gereğini icra ederler. Ben, sizin de gördüğünüz üzere çok uçuk olduğunu ve bu foruma yakışmayacağını düşündüğüm kelimeleri ve bir paragrafı kaldırmakla yetindim. Mesela gittiğiniz son beş tiyatro ya da sinema filmini bir an için düşünün. Yukarı da sansürlenmiş kelimeleri ve daha ağırlarını hem de kimi zaman görsel nitelikte görüp, işitmediniz mi? Sokakta hiç duymadınız mı? Bir arkadaşınız espri yapmak adına size dinletmedi mi bunları? Tabi tüm bu söylediklerimi şahsınıza söylenmiş kabul etmeyiniz, sizle başladık yazıya ama genel olarak herkes için söylenebilecek şeyler bunlar. İşte ben de bu noktadan hareketle kelimeleri sansürlemekle yetindim. Ve son olarak sizin zamanınız gül zamanıydı şimdi öyle değil maalesef. Bize şimdi lazım eskiler.

 

Saygılarımla.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar

 

Kardeşim başlığı altında sorular sorular ne kadar da... şey... samimiyetsiz? Yara bere meselesi değil bu veliAhd. Sizden farklı düşündüğümü mü sanıyorsunuz ben de bunu anlayamadım. Bunu nasıl inandırırım size bilemiyorum. İki ayet hadis kopyala-yapıştırma yapmam gerekmiyor değil mi? Her gün gördüğümüz rezilliklerin canımı acıtmadığını mı düşünüyorsunuz? Şort giyen bir bayanın fiziğinde dolanan onlarca çift gözleri incelediğimde sinirlerimin tahrip olmadığını mı düşünüyorsunuz? Gözlere şenlik bir görüntüye davetiye bastıran o çirkinlikten tiksinmiyorum mu sanıyorsunuz?

 

O halde fena halde yanılıyorsunuz.

 

Evet Beylerbeyi'nin dediği gibi herkesin bir bakış açısı var. Aynı şeyi düşünüp, farklı dili konuşuyoruz yalnızca. Aynı yemeği farklı şekilde sunmak gibi düşünebiliriz buradaki mütalaaları.

 

Ben sadece o sunuşu beğenmedim. Rica ederim, beğenmek zorunda bırakmayın beni.

 

Eveet Beylerbeyi,

 

Son bir haftada iki filme ve bir tiyatroya gittim. Müzik dinler, müzik de yaparım. Eh... Yani kralını gördük bunların desem yalan olmaz. Ayrıca yeri geldiğinde argo ifadeler kullanmaktan da kaçınmam... Fakat uygun yeri ve zamanı seçmekte çok başarılıyımdır. :) Yeri ve zamanı olmayan konuşmalar, gülüşmeler, mırıldanmalar beni fena halde rahatsız eder.

 

Bu başlığı açtığımda farklı bir beklentideydim, beklentim karşılanamadı diyelim. N'olur buna bari bir itirazınız olmasın abiler...

 

Saldırganlığım için özür dilerim. Özellikle yönetici abiden. Ah bu kadınlar yok mu?! Biz böyleyiz işte. Ortalığı karıştırdım gidiyorum şimdi.

 

Değil mi?

 

"Kızlar yine başardık." naraları atasım geldi içimden. Tamam tamam cidden şakaydı.

 

Saygılarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Yetis ey kestibanım busbutun deryada yangın var

 

Değil derya yalınız cumle hep sahrada yangın var

 

 

Eristi nev-bahar vakti figana basladı bulbul

 

Değil bulbul yalınız ol gul-i ranada yangın var

 

 

Muhabbetden yarattı Ol Habib'i Hazret-i Mennan

 

Değil kim Ol Muhammed Hazret-i Mevla'da yangın var

 

 

 

Zemine indi me'vadan nice yıllar dokup kan yas

 

Yalınız ağlayan Adem değil Havva'da yangın var

 

 

Nice yıl hasret-i hicran oduyla yaktı Kenan'ı

 

Yanan Yakub değil gor Yusuf u Zelha'da yangın var

 

 

Eristi Sami-yi Sultan beraber dilber-i ruhan

 

Değil yalınız Erzincan NFK FORUMDA yangın var

 

Salih baba divanından,

 

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Koskoca Hazreti Ebubekir, Peygamber efendimizin huzunda kafirlere küfür ediyor ve peygamberimiz de onu engellemiyor. Hem de ne küfür..''

 

Doğrusu bu ifadenin kaynağını merak ettim... Hani Ebubekir Hazretlerini düşünemiyorum öyle küfürler ederken... Madem Ebubekir efendimiz etmiş küfürleri, e ne duruyoruz, işin meşru dayanağını da bulduk... Hadi o küfürü buraya da yazsın arkadaş, ne de olsa Peygamber Efendimiz bile hiçbir şey dememiş, baksanıza... Beylerbeyi arkadaş da bir yanlışa düşmesin, yazıyı sansürlemesin ha... Peygamber Efendimizin onayladığı bir küfüre sansür, ne delilik... Sahiden o küfürü de merak ettim şimdi... Arkadaş kelimesi kelimesine özele yazabilir... Hani o küfürü öğrenir öğrenmez düşmanlarıma küfür edeceğim, hem de açıktan... Hz. ebubekir yaptıysa, Peygamber efendimiz onayladı ise bana ne düşer efem... Hem küfrüm de şeriate uygun olur, fena mı? Hem de ne küfür!!!

 

Şimdi elimde Mevlana'ın Mesnevi'si, aralarda okuduğum küfür, nasıl ama? Yunus Emre divanında kafiyeye uygun küfürler...

 

Yahu kuzum, hak yolun davası meşru yoldan olur... Meramını güzel kelimelerle de anlatabilirsin... Hani bunun için Evliya hayatlarını oku... Ne bileyim Üstadın polimiklerine bak...

 

Saf fikire eyvallah ama, içerisinde bir müslümanın anlayışına yakışmayacak ifadelere asla...

 

''Bak yavrucuğum karşındaki böyle ahlaksız biri ise yakası açılmamış küfürleri savur ona emi... Hadi bakalım evladım, sağlamasını yapalım...''

 

''En basit işler üzerinde konuştuklarını farzedelim:

- Şu (................) bardağı ver!

-Ben bu işi (.............olsun) yapmadım!

Noktalı yerler, kafa yarıcı, iffet devirici küfürlerdir. Küfür burada, Osman Yüksel'in buluşiyle 'harf-i tarif' halinde... Her lafa ne olursa, olsun onunla başlanıyor. Cemad, nebat, hayvan ve insan; fiil, hareket, mefhum ve his, maddi ve manevi her varlığı mutlaka kadın farzederler, visallerine talip olurlar, ayrıca yalan söylemadiklerini anlatmak ve teminat vermek için de daima analarının, avratları olmasını dilerler. Gayet katibane ve alimane anlatmaya çalıştığım bu iki küfür çeşidinin refaket etmediği cümleyi bulmak için saatlerce beklemeli... Gerisi de var; küfürler arasında daha nadir ve heybetlileri de var... Bunlar, karaya vurmuş uskumru balıkları soyundanBarbunyalar, kılıçlar, kalkan balıkları da var...'' Necip Fazıl Cinnet Mustatili

 

Necip fazıl'dan alıntılar arkadaşa değil, çünkü onun küfürlerinin içeriğini bilmiyorum... Ama ÜY biliyor herhalde...

 

Lütfen büyüklerimize iftira atmayalım... Lütfen...

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Koskoca Hazreti Ebubekir, Peygamber efendimizin huzunda kafirlere küfür ediyor ve peygamberimiz de onu engellemiyor. Hem de ne küfür..''

 

Doğrusu bu ifadenin kaynağını merak ettim... Hani Ebubekir Hazretlerini düşünemiyorum öyle küfürler ederken... Madem Ebubekir efendimiz etmiş küfürleri, e ne duruyoruz, işin meşru dayanağını da bulduk... Hadi o küfürü buraya da yazsın arkadaş, ne de olsa Peygamber Efendimiz bile hiçbir şey dememiş, baksanıza... Beylerbeyi arkadaş da bir yanlışa düşmesin, yazıyı sansürlemesin ha... Peygamber Efendimizin onayladığı bir küfüre sansür, ne delilik... Sahiden o küfürü de merak ettim şimdi... Arkadaş kelimesi kelimesine özele yazabilir... Hani o küfürü öğrenir öğrenmez düşmanlarıma küfür edeceğim, hem de açıktan... Hz. ebubekir yaptıysa, Peygamber efendimiz onayladı ise bana ne düşer efem... Hem küfrüm de şeriate uygun olur, fena mı? Hem de ne küfür!!!

 

Şimdi elimde Mevlana'ın Mesnevi'si, aralarda okuduğum küfür, nasıl ama? Yunus Emre divanında kafiyeye uygun küfürler...

 

Yahu kuzum, hak yolun davası meşru yoldan olur... Meramını güzel kelimelerle de anlatabilirsin... Hani bunun için Evliya hayatlarını oku... Ne bileyim Üstadın polimiklerine bak...

 

Saf fikire eyvallah ama, içerisinde bir müslümanın anlayışına yakışmayacak ifadelere asla...

 

''Bak yavrucuğum karşındaki böyle ahlaksız biri ise yakası açılmamış küfürleri savur ona emi... Hadi bakalım evladım, sağlamasını yapalım...''

 

''En basit işler üzerinde konuştuklarını farzedelim:

- Şu (................) bardağı ver!

-Ben bu işi (.............olsun) yapmadım!

Noktalı yerler, kafa yarıcı, iffet devirici küfürlerdir. Küfür burada, Osman Yüksel'in buluşiyle 'harf-i tarif' halinde... Her lafa ne olursa, olsun onunla başlanıyor. Cemad, nebat, hayvan ve insan; fiil, hareket, mefhum ve his, maddi ve manevi her varlığı mutlaka kadın farzederler, visallerine talip olurlar, ayrıca yalan söylemadiklerini anlatmak ve teminat vermek için de daima analarının, avratları olmasını dilerler. Gayet katibane ve alimane anlatmaya çalıştığım bu iki küfür çeşidinin refaket etmediği cümleyi bulmak için saatlerce beklemeli... Gerisi de var; küfürler arasında daha nadir ve heybetlileri de var... Bunlar, karaya vurmuş uskumru balıkları soyundanBarbunyalar, kılıçlar, kalkan balıkları da var...'' Necip Fazıl Cinnet Mustatili

 

Necip fazıl'dan alıntılar arkadaşa değil, çünkü onun küfürlerinin içeriğini bilmiyorum... Ama ÜY biliyor herhalde...

 

Lütfen büyüklerimize iftira atmayalım... Lütfen...

 

 

Bence de Hazret-i Ebubekir-i Sıddık(r.anh) küfür etmez.Çünkü İslam ahlakı denen birşey var.Siz hiç bir alimi küfrederken gördünüz mü ?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Arkadaşlar size tam kaynak verebilmek için internette araştırdım ama o hadisle ilgili hiçbirşey bulamadım.

 

Hatırladığım kadarıyla anlatayım, bir kafir topluluğu peygamberimizin huzuruna geliyor. (Ya Hudeybiye öncesi ya da bir savaş öncesi.) Peygamberimize diyorlar ki: "Senin etrafına toplanmış insanlar zayıf ve güçsüz kişiler. Yarın bunlar açlıktan senin yanından ayrılmak zorunda kalır. Sen de tek kalırsın"

 

O zaman Hazreti Ebubekir "Siz gidin de taptığınız putun bir yerini yalayın, biz ölsek de Rasulallah'ın yanından ayrılmayız" diyor. Tabii bizim bunları görmemeniz çok normal. Çünkü çok büyük bir hocanın bütün dünya dillerine çevrilen bir kitabında Hazreti Ebubekir'in melek gibi olup hiç kimseyi incitmediği yazıyordu. Halbuki yalan, Aişe validemize tokat attığı vakidir, üstelik peygamberimizin yanında.

 

Sakın beni selefi veya reformist sanmayın, o sahabelerin hepsine canım feda olsun. Sadece gerçeklerin gizlenmesi biraz üzücü. O sahabeleri tanıyıp onları sevmek lazım, hayal mahsulü karakterleri değil...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu bilgiyi nereden edindiniz ki kaynak sunamıyorsunuz?

Lütfen böyle ciddi meselelerde emin olmadığımız, kaynak gösteremeyeceğimiz sözlerin vebalinin altına girmeyelim.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Konu açıldığından itibaren takipteyim.Hatta yazının sansürsüz halini de okumuş bir hayli istifade etmiştim.Ve inanılmaz bir potansiyel gördüm kardeşimizde.Öyle böyle de değil hani.Forumlarda kendisini bu derece sınırlaması gerçekten çok üzücü.Hazır üniversiteye de gidiyormuş kariyer yapıp prof.dr.XXX sıfatıyla televizyonlarda gazetelerde boy gösterip kitaplar çıkartıp senelerce hatta asırlarca Hz.Ebubekir R.A hakkında nasıl yanlış bilgilendirildiğimizi aslında onun her önüne gelen kafire tekme tokat girişip oldukça ağır küfürlerle nasıl tenkit ettiğini bunca zamandır gelen alimlerin onu hiç ama hiç tanıyamamış olduğunu ama kendisinin engin bilgi dağarcığı ve hayal gücüyle tam olarak anlamaya vakıf olduğunu tüm müslüman aleminin istifadesine sunması lazım.

 

Her şeyi bir kenara bırakıp sadede gelecek olursak,arkadaş Hazreti Ebubekir'e ait olduğunu söylediği menâkıbın kaynağını gösteremediği için zaten iddiası kendi kendini çürüten nitelik taşımaktan başka hiçbir işe yaramaz.Ama işin en önemli kısmı Peygamberlerden sonra gelmiş ve gelecek tüm insanların en üstünü olan Hazreti Ebubekir'e R.A karşı boyundan büyük bir vebal altına girdiğidir.Sırf galiz küfürlerle dolu yazısını yumuşatma amaçlı bunu söylüyorsa vebal daha da büyük olur.Ben hüsn-ü zan ederek arkadaşımızın yanılmış olduğunu düşünüyorum

 

Hazreti Ebubekir'e ait olan ve ucundan kıyısından birazcık dahi onun hakkında bilgi sahibi olan herkesin muhakkak duymuş ve ya okumuş olduğu bir menkıbe sunacağım.Bu kadar bilinmesine rağmen arkadaşımız gibi kafadan değil sayfasına hatta kaçıncı menâkıb olmasına kadar her şeyini yazıyorum ki sorun çıkmasın.

 

Onaltıncı Menâkıb: Birgün hazret-i Ebû Bekr radıyallahü anh, hazret-i Fahr-i âlem seyyid-i veled-i âdem Nebiyyi muhterem ve habîb-i mükerremin sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem huzûr-ı şerîflerinde,seâdetle otururlarken; bir bedbaht kötü huylu kimse; bir edebsizlik edip, Ebû Bekre dil uzatıp, yakışıksız sözler söyledi. Hazret-i Server-i kâinât; o edebsiz, Ebû Bekre edebsizlik etdikce; birşey söylemez, bazan da tebessüm eder idi. Hazret-i Ebû Bekr; o bedbaht ve edebsizin edebsizliği haddi aşınca; zarûrî olarak gadaba gelip, birkaç söz söyleyince; hazret-i Fahr-i kâinât, seâdetle ve devletle yerinden kalkıp, gitdi.

 

Hazret-i Ebû Bekr radıyallahü teâlâ anh Sultân-ı Enbiyâ'nın ardına düşüp, yetişdi ve dedi ki: Yâ Resûlallah! Niçin, bir hayâsız, edebsizlik edip, gönül incitirken, sükût buyurup [susup], birşey söylemediniz. Şimdi, ben ona söyleyince, kalkıp,gitdiniz; sebebi nedir.

 

Hazret-i Fahr-i kevneyn ve Resûl-i sakaleyn sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem buyurdu ki: Yâ Sıddîk! O hayâsız ve bedbaht sana dil uzatmağa başladığı zemân, Allahü teâlâ bir melek gönderdi ki, o kimseyi karşılayıp, kovacak idi. Sen, hemen gadaba geldin; söylemeğe başladın. O melek gidip, yerine iblîs geldi. İblîs-i laînin olduğu yerde, ben durmam.

 

Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahü anh ondan sonra,vaktli vaktsiz söz söylememek için, mubârek ağzına bir taş koyar idi. Ne zemân söz söylemek lâzım gelse, evvelâ fikr ederdi.Bir söz söyliyeceği zemân, o sözü kendi kendine nice zemân düşünür, tefekkürden sonra, mubârek ağzından o taş parçasını çıkarıp, ne söz söyliyecek ise söyler idi. Sonra o taş parçasını mubârek ağzına alıp, tesbîh ve tehlîl ile meşgûl olurdu. Kimseye,hayrdan ve şerden dünyâ kelâmı söylemez, eğer katî lâzım ise

ve çok efdal ise, söylerdi. Yoksa, gecede ve gündüzde tesbîh vetehlîl ile meşgûl idi

MENÂKIB-I ÇİHÂR YÂR-İ GÜZÎN-Seyyid Eyyûb bin Sıddîk s.19

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ve inanılmaz bir potansiyel gördüm kardeşimizde.

Ben de sizde müthiş bir kıskançlık potansiyeli gördüm efendi.

 

Biz şan için şöhret için yazmayız. Benim kimliğimi kimse bilmez. Zaten yazılarım sebebiyle ana haber bültenlerine çıktım, köşe yazarları bana köşelerinden hakaret ettiler. Bu forumda bir yazımı 300-500 kişi okusa ne okumasa ne...

 

Hazreti Ebubekir'e iftira attığımı iddia ediyorsun. Kardeşim ben okuduğum kitabı sana söylüyorum, git sen de oku bulamazsan gel bana müfteri de.

 

Hazreti Ebubekir'e nasıl iftira atarız ki biz ahirette onlarla birlikte olmayı ümid ediyoruz. Onların da insan olması, hatalar yapması mümkündür. Bugün kafirlerin önünde diyalog için takla atanlar onların şerefli duruşlarından nasipsizdir.

 

Kemalistlerin hayallerindeki süper karaktere tapması gibi siz de Hazreti Ebubekir'i sevdiğinizi iddia ediyorsunuz ama bugün karşısına çıksa "sen o değilsin" deyip geçeceksiniz. (İyi niyetli ehli sünnet kardeşlerimi tenzih ederim.)

 

O kadar itiraz ettiniz ki araştırdım hadisin kaynağını buldum. Allah'a hamd olsun aynı hatırladığım gibi çıktı. Üstelik kaynağını Buhari Şürut 15 diye vermiştim o da doğruymuş. Allah'a defalarca hamd olsun. Bize yalancı müfteri diyenler bakalım şimdi ne diyecekler.

 

Urve bu esnada:

"Ey Muhammed! Kavminin kökünü kazıdığını farzedelim, (eline ne geçecek). Senden önce, Araplardan kavmini toptan helak eden birini işittin mi? Durum aksi olursa (başınıza geleceği, Kureyş'in size neler yapacağını tahmin edebilirsin. Üstelik bu daha kavi bir ihtimal) zira ben, aranızda ileri gelenlerden bazı kimseler görüyorum, halktan toplanmış, seni terkedip kaçmaya mütemayil kimseler de görüyorum" dedi.

Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh (onun bu sözüne dayanamayıp):

"(Halt etmişsin, git!) Lât putunun fercini yala! Demek biz Resûlullah'ı terkedip yalnız bırakacakmışız ha!" (diye şiddetle çıkıştı).

 

 

Buhari, Şurüt 15, 1, Hacc 106, Muhsar 3, Megazi 35, Tefsir, Mümtahine 2; Ebu Davud, Cihad 168, (2765, 2766), Sünnet 9, (4655).

 

***

 

Biz ehli sünnet yolunda olup kendimizi Osmanlı'nın torunları olarak gören müslümanlarız.

 

Diyalogcular, reformcular, selefiler, wahhabiler, şiiler ve sahte şeyhlerin talebeleri bizden nefret ederler.

 

Kuran videoları paylaştığımızda bile bize şiddetle saldıran müslümanlar çıkmıştır.

 

Onun için bu tür saldırılara alışığız.

 

Ayrıca tüm ehli sünnet kardeşlerime Mahmud Sami Ramazanoğlu hazretlerinin "Hazreti Ebubekir" adlı kitabını okumalarını tavsiye ederim.

 

İmam Nevevi'nin Riyazüs Salihin adlı hadis kitabını, İsmail Hakkı Bursevi hazretlerinin tefsirini de okumalarını tavsiye ederim.

 

İnandık demeyle olmaz neye inanacağını da bilmek gerekir.

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ebubekirr abi, şimdi ispatını yaptığın misali ele alacak olursak Ebubekir Aleyhisselam efendimiz müşriklerin tahriki sonucu dayanamayıp bu sözleri sarfetmiş. Dolayısıyla burada yaşanan hadise senin argo ve müstehcen ifadeler kullanacağın anlamına gelmez dimi hem oradakiler müşrikler, senin resmettiğin yerdiğin insanlar ise müslümanlar elbetteki sana katılmıyor değiliz ama kavl-i leyyin bir yaklaşımla sakınca ve yergi beyanı dururken zehir zemberek sözlere ne hacet ortalığı kasıp kavurdun yahu. anlaşılan bir daha ana haber bültenlerine konu olmak istiyorsun. :) bak ünlü adamsın senin biraz daha dikkatli olman gerekmez mi :) Rütüş yapılmazdan evvel yazını okumuştum kanaatin olsun bazı argo tabirleri telaffuz ederken haya ettim,yüzümde kızarmayan kısım kalmadı, biz burada hep usturuplu yorumlar okuduk kimse bu denli meşru çizginin dışına çıkmadı karşılıklı atışmalarda bile. neyse devamını beklemiyoruz bu tür yazıların ama meşrebimize uygun forumun tabiatı ile örtüşen yazı olursa ne ala paylaş beri gelsin vesselam..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Biz şan için şöhret için yazmayız. Benim kimliğimi kimse bilmez. Zaten yazılarım sebebiyle ana haber bültenlerine çıktım, köşe yazarları bana köşelerinden hakaret ettiler. Bu forumda bir yazımı 300-500 kişi okusa ne okumasa ne...

 

 

 

Ah canım...

Ünlüymüş de...

Köşelerden de saldırıya uğramış...

Ana haber bültenlerine de mevzuu olmuş...

 

Ünlüymüş, bışıyyyyk...

İmzalı resmini gönderir misin?

 

Şimdi sana şuraya bir göz at dersem, gözünü çıkarır atarsın sen şimdi...

 

Neyse, güzel kardeşim...

Ben ünlülere şaka yapmasını severim...

 

Alınmadın değil mi?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ben de sizde müthiş bir kıskançlık potansiyeli gördüm efendi.

 

Biz şan için şöhret için yazmayız. Benim kimliğimi kimse bilmez. Zaten yazılarım sebebiyle ana haber bültenlerine çıktım, köşe yazarları bana köşelerinden hakaret ettiler. Bu forumda bir yazımı 300-500 kişi okusa ne okumasa ne...

 

Hazreti Ebubekir'e iftira attığımı iddia ediyorsun. Kardeşim ben okuduğum kitabı sana söylüyorum, git sen de oku bulamazsan gel bana müfteri de.

 

Hazreti Ebubekir'e nasıl iftira atarız ki biz ahirette onlarla birlikte olmayı ümid ediyoruz. Onların da insan olması, hatalar yapması mümkündür. Bugün kafirlerin önünde diyalog için takla atanlar onların şerefli duruşlarından nasipsizdir.

 

Kemalistlerin hayallerindeki süper karaktere tapması gibi siz de Hazreti Ebubekir'i sevdiğinizi iddia ediyorsunuz ama bugün karşısına çıksa "sen o değilsin" deyip geçeceksiniz. (İyi niyetli ehli sünnet kardeşlerimi tenzih ederim.)

 

O kadar itiraz ettiniz ki araştırdım hadisin kaynağını buldum. Allah'a hamd olsun aynı hatırladığım gibi çıktı. Üstelik kaynağını Buhari Şürut 15 diye vermiştim o da doğruymuş. Allah'a defalarca hamd olsun. Bize yalancı müfteri diyenler bakalım şimdi ne diyecekler.

 

Urve bu esnada:

"Ey Muhammed! Kavminin kökünü kazıdığını farzedelim, (eline ne geçecek). Senden önce, Araplardan kavmini toptan helak eden birini işittin mi? Durum aksi olursa (başınıza geleceği, Kureyş'in size neler yapacağını tahmin edebilirsin. Üstelik bu daha kavi bir ihtimal) zira ben, aranızda ileri gelenlerden bazı kimseler görüyorum, halktan toplanmış, seni terkedip kaçmaya mütemayil kimseler de görüyorum" dedi.

Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh (onun bu sözüne dayanamayıp):

"(Halt etmişsin, git!) Lât putunun fercini yala! Demek biz Resûlullah'ı terkedip yalnız bırakacakmışız ha!" (diye şiddetle çıkıştı).

 

 

Buhari, Şurüt 15, 1, Hacc 106, Muhsar 3, Megazi 35, Tefsir, Mümtahine 2; Ebu Davud, Cihad 168, (2765, 2766), Sünnet 9, (4655).

 

***

 

Biz ehli sünnet yolunda olup kendimizi Osmanlı'nın torunları olarak gören müslümanlarız.

 

Diyalogcular, reformcular, selefiler, wahhabiler, şiiler ve sahte şeyhlerin talebeleri bizden nefret ederler.

 

Kuran videoları paylaştığımızda bile bize şiddetle saldıran müslümanlar çıkmıştır.

 

Onun için bu tür saldırılara alışığız.

 

Ayrıca tüm ehli sünnet kardeşlerime Mahmud Sami Ramazanoğlu hazretlerinin "Hazreti Ebubekir" adlı kitabını okumalarını tavsiye ederim.

 

İmam Nevevi'nin Riyazüs Salihin adlı hadis kitabını, İsmail Hakkı Bursevi hazretlerinin tefsirini de okumalarını tavsiye ederim.

 

İnandık demeyle olmaz neye inanacağını da bilmek gerekir.

 

bu konuda şimdiye kadar birşey yazmadım.hatta yazınız hoşuma gitti size özelden bu meseleye değindiğiniz için teşekkür ettim.lakin şimdi bir kaç cümle söylemem gerekti.

 

efendim tamam kaynak göstermişsiniz, hatta oradan nakletmişsiniz.belki isminizi temize çıkarmak için bunu yapmanız da gerekiyordu.ancak acaba siz hadisten hüküm çıkartacak kabiliyete, ilme sahip misiniz.bu hadisi siz okuduysanız pek çok büyük alim de okumuştur muhtemelen.peki bu hadisten kafirlere karşı müstehcen küfredilebileceği şeklinde hüküm çıkartan bir alim biliyor musunuz.

 

bi de sizin yazınızda bahsettiğiniz kesimin içinde sadece kafirler yok.müslüman olduğu halde o günahı işleyenler de var.eğer hadisten hüküm çıkartacak ilme ve kabiliyete sahipseniz size sorayım kafirler hakkında caiz olan bu hüküm zani müslümanlar için de geçerli midir.

 

son olarak bir ayrıntı daha var.sizin bu yazınızda kafirlere veya o zanilere bir hitap yok.onların hallerini anlatıyor ve mana çıkartıyorsunuz. yani günahı tasvir edip sonuca gidiyorsunuz.günahı tasvir etmek caiz mi.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest
This topic is now closed to further replies.

×
×
  • Create New...