mukarrabin 103 Report post Posted June 17, 2011 İnsanlar, kimi insanlar "tarikat" kelimesini duyunca korkuyorlarmış!... E ne yapalım, ne edelim, ne diyelim yani!... Allah'a varmak için aradaki engelleri kaldıran, insanı insan yapan ve nihayet insanı, varlığının başlangıcı ve sonu olmayan Allah'a erdiren mânevi yola tarikat değil de barikat mı diyelim?!!!... Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted June 17, 2011 Her şeye sahip olmuşum da O'ndan olmuşum, ne çıkar!... Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted June 18, 2011 Ya ölürüz, ya oluruz!... Ölmeden olmak bir vehim olduğu gibi; olmadan ölmek de bir hayalden ibaret!... Ölüş ve oluş; aynı anda olan fakat hiç bir (zaman)a ve (mekan)a sığmayan bir acaib iş!... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted June 19, 2011 Tasavvuf yani tarikat; "Kur'an"ın rûhu ve "Sünnet-i Seniyye"nin tâ kendisidir... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
MÜNZEVİ 202 Report post Posted June 19, 2011 Güzel damlalar güzel ifadeler... teşekkürler Quote Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted July 1, 2011 Edep Ya Hû!... Bir mahalledeki bir apartmanın bir sokağa bakan zemin katında bir dükkan: Bir berber dükkanı!... Tabelasında salon yazan ama işinden dolayı aslında dükkan olan bu ticarethaneyi bir maksad için ziyarete niyetlendikten sonra yaklaşırken camları delerek gözümüze çarpan bir manzara: Kim olduğunu o an için bilmediğimiz bir genç!... Üzerinde bulunduğu üç kişilik bir kanepede edebe aykırı bir halde (oturduğunu zannetmekte!... ) Ve zannımızca da; dışarıdan birisinin gelmesi halinde rahatsız olacak bir halde!... Ve artık dükkandayız!... Girer girmez toparlandığını gördüğümüz ve berber salonunun sahibi, yetkilisi, patronu olduğunu öğrendiğimiz gence: -Rahatını bozma!... Diye söylenirken, söylediğimiz şey gibi gördüğümüzün de havada kaldığını işitiyoruz: -Ben de zaten rahatsız olmadım!... 25-30 yaşlarındaki gencin cevabına karşı bir tokat: -Rahatsız ol!... Rahatsız olman lazım!... Sersemleyen gence geliş maksadımızı açıkladıktan ve olumsuz bir tavır ile karşılaştıktan sonra tokata devam Tokat, karşılaştığımız son tavır için değil!... İlk manzara ve devamındaki rahatsızlık veren rahatlık(!) için: -Müşterine karşı edepli olmayı öğren!... İnsanın edebi, zehebinden iyidir!... Dikkat et (ki; asıl müşteri sensin)!... Dükkanda çıkarken arkada afallamış vaziyetteki genç adamdan geldiğini zannetiğimiz bir dua: Allah razı olsun!... Bu işin patron olan genç tarafı!... Gencin duvarı kaplayan camını geçelim ve bizim görünmeyen penceremize eğilelim!... Biz asıl ticaretin neresindeyiz?!!!... Allah'a müşteri olduğumuzu söylediğimiz halde O'na karşı takınılması gereken (zahir ve batın) edebe ne kadar bağlıyız!... O genç en fazla bir, iki belki üç müşteri kaybeder!... Belki de hepsini!... Sonra dükkanı kapar ve başka bir iş aramaya koyulur ve bulur!... Ya biz!... Müşterisi olduğumuz Mülk Sahibi'nden gayrı bir başkası yok ki; O'nu kaybedecek olursak gidelim de bir başka Rabb'in pazarında tezgah açalım!... Dikkat edelim!... Berberiyle, başbakanıyla, çöpçüsüyle, sağlık müdürüyle, bağsızıyla, bağlısıyla bütün müslümanlar dikkat edelim ve edeplenelim!... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites