Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
müznib

Necip Fazıl

Recommended Posts

Necip Fazıl

Dr. İhsan Alperen (araştırmacı yazar)

22 MAYIS 2011

PAZ 02:55

- - - - -

 

1983 yılının Mayıs ayının 25'inde, arkasında binlerle ifade edilecek gönül erleri yetiştirerek, "gözleri arkada olma"dan dâr-ı bekaya göçmüştü. Bir ömür boyu mücadelesini verdiği "dava"nın meyvelerini görmek her fâniye nasip olmayacak bir lütuftur.

 

Bu başarının en önemli sebebi, onun dimağının milletinin ruh köküne bağlı olmasıydı. Hayatı boyunca bunun mücadelesini verdi. Devlet-i Aliyye'nin "son" zamanlarında doğmuş (1904) ve çöküşle neticelenen "zor" zamanlarını idrak etmişti. "Bakan" değil "gören" bir insandı. Ardarda gelen ve milleti ruh kökünden koparan inkılâpların yaşandığı dönemlerde mensubu olduğu milletin değerlerini, "gelenin keyfi" için çiğnemedi ve çiğnetmedi.

 

Kökü yüzyıllara dayanan bir çınarın "el birliği" ile yıkıldığı ve bu çınarın yerine onun ruh köküyle kavgalı bir ağacın dikilmeye çalışıldığı bir dönemde, "Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak" diye haykırarak idrak etmişti gençliğini... Yeni bir devlet kuruluyordu. Toplumun hayat damarları bir bir kesilmeye çalışılıyordu. Yayından fırlamış ok gibi, herkesin farklı arayışlar peşinde koştuğu bir dönemdi, onun gençliğini yaşadığı dönem...

 

Her şey yerinden oynamıştı, herkes ne kapabilirim umuduyla ikbal peşine düşmüştü. O, "Fikrin ne fahişesi oldum ne de zamparası / Bir vicdanın bilemem kaçtır hava parası?" dediği günleri yaşıyordu. O, bir toplumda zor ve az yetişen insanlardandı. Fakat o, aynı zamanda toplumun kaderiydi. Onun niyeti de imanı da halisti. Çünkü onun açtığı çığırdan millet yürüyecekti ve yürümüştü.

 

O, bir fikir ve mücadele adamı olmanın yanı sıra bir "sanatçı"ydı. Hem de hayatın maddî ve mânevî bütün yönlerini kucaklayan bir sanatçı... Onun sanatı ulvî bir gaye içindi. Sanatını da, fikrini de, gayretini de inandığı dava uğrunda harcamıştı. Koskoca bir devletin varlığını idrak ederek başladığı hayatında, zıp zıp gibi küçülen dönemler yaşadı. Bir ömre sığması mümkün olmayacak olaylar yaşadı. Milletinin değerlerini öncelediği ve onun ikamesi için mücadele ettiği için hapislerde yattı. Evrimleşen devrimler gördü. Ülkede, "devrimler" adına sık sık darbeler yaşanırken; o, "öz yurdunda parya" muamelesine maruz kaldı.

 

Bu arada bir hususu özellikle belirtmeliyim. Sanki bir zorunluluk varmış gibi, en çok gücüme giden Necip Fazıl'ın Nazım Hikmet'le mukayese edilmesidir. Bunu söylemekle Nazım'ı aşağılamak gibi bir niyetim yok. Benim söylemek istediğim başka bir şey... Nazım "madde" iken Necip Fazıl "mâna"dır. Madde ile mâna mukayese edilemez. Her ikisinin hareket noktaları da varış noktaları da birbirinden farklıdır. Yaşadıkları dönem gereği, onların hayatlarında birtakım fiziksel benzerliklerin varlığı mukayese edenlere böyle bir cüreti vermemelidir.

 

Bugün Nazım zorla yaşatılmaya çalışılırken, Necip Fazıl herhangi bir zorlamaya meydan vermeden inanç değerleriyle hayatın her alanında dipdiri yaşamaktadır. Nazım, hayat felsefesi gereği ölürken (1963), Necip Fazıl inancı gereği ölümsüzlüğü yaşamaktadır. O, "ölü değil" diridir. "Ölü" ile "diri"nin mukayesesi olur mu hiç? Meselâ Necip Fazıl "İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur" derken; Nazım Hikmet düşüncesinin merkezine "madde"yi oturtmuştu.

 

Milletimizin sanat ve düşünce hayatında büyük iz bırakmış olan Necip Fazıl ve onun düşüncesinden büyük ölçüde istifade eden nesiller, kültür, siyaset, ilim ve sanat alanlarında özellikle 2000'li yıllardan itibaren Türkiye'nin kaderinde önemli ölçüde etkili oldular ve olmaya da devam etmektedirler. Bu hal aynı zamanda onun düşüncesinin tutarlılığının ve milletin bu düşünceye gösterdiği teveccühün bir göstergesidir.

 

Her birimiz, hayatımız boyunca birçok cenaze namazına katılmışızdır. Fakat bazı cenaze namazları vefat eden kişinin hayatta iken ortaya koyduğu yaşam biçimi dolayısıyla belirgin farklılıklar gösterir. Meselâ bazı kişilerin cenaze namazı kılınamaz, bazısının cenazesi siyasî ve ideolojik gösteriye dönüştürülür. Bazısı ölen insanın son yolculuğu ile hiç de bağdaşmayan, hatta "iyi ki öldün" dercesine alkışlarla uğurlanır. Bazısı da büyük bir vakar ve sükûnet içinde göz yaşlarının eşlik ettiği dualarla son yolculuğuna uğurlanır. Allah'a şükürler olsun ki, ben hep son örnekteki cenaze namazı saflarında bulundum.

 

Son dönemin büyük İslâm âlimlerinden Ömer Nasuhi Bilmen'in (ö. 1972) cenazesinde bulunduğumda çok küçüktüm. Fatih Camii'nde cenaze namazı kılındıktan sonra, Fevzi Paşa caddesinde yürürken ilk defa böylesine büyük bir kalabalıkla, mahşeri hatırlatan duygular içinde yalnızlığımı ve hatta kaybolduğumu hissetmiştim.

 

25 Mayıs'ta vefat eden Necip Fazıl'ın dâr-ı bekaya uğurlanışı, 26 Mayıs'ta Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazı, yurt içinden ve yurt dışından gelen binlerce gönüldaşının katılımıyla, "O ölmedi, davası dipdiri, işte biz bunun şahitleriyiz" anlamında bir uğurlamaya sahne olmuştu.

 

Toplumun değişik kesimlerinden binlerce insanın omuzları üzerinde tekbirlerle Fatih'ten Edirnekapı'ya doğru yol alışı, Rami'ye gelince bir oldubitti ile dönemin "emniyet kuvvet"lerinin, cenazeyi sahiplenip, tabutu sevenlerinin elinden alarak apar topar Eyüpsultan'a götürmesi ve definde bulunmak isteyenleri sebepsiz ve sualsiz bir şekilde gözaltına alması ve günlerce içeride tutması akıl ve izanla açıklanabilecek bir uygulama değildi.

 

Allah bu millete gönüllerde ve zihinlerde tomurcuklar açtıran üstada, gani gani rahmet eylesin.

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...