Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Vakıf Ahmet

Sevan Nişanyan'dan İnleyen Nağmeler

Recommended Posts

Sevgili Ö...,

 

 

 

Duygusal püskürmelerin kendine göre bir insanî hakikiliği var, kabul. Ama halk önünde münazara ederken söylenenleri akıl süzgecinden de geçirmek gerekir bence.

 

 

 

1.

 

Günde beş defa namaz kılmanın yegâne alternatifi rakı sofrasında oturmak, sabaha kadar açık diskolarda 500 defa göt tokuşturmak öyle mi? Çok bayat ezberler bunlar. Hele rumba ile çaçaya bayıldım. 40’larda mıyız? Necip Fazıl sahtekârından bu yana taze bir laf üretemedi mi sizinkiler?

 

 

 

Günde beş defa aynı ruh daraltıcı ezberi tekrarlayacağına bir kayısı ağacı diksen? Şiir yazsan? Üç tane çocuğu toplayıp onlara masal anlatsan? Dağa tırmanıp güneşi selamlasan? Duvar örsen? Kurbağaların gen yapısını incelesen? Tapınak inşa etsen? Cüzamla savaşsan? Kemanla Bach çalmayı öğrensen? Bir general vursan? İnsanlardan bir süre uzaklaşıp hayatın anlamını düşünsen? Yeni kıtalar keşfetsen? Bir insana yardım etsen?

 

 

 

Sana senin tercih ettiğin dilden söyleyeyim. Beş defa namaz kılmaktan çok daha büyük ve gerçek ibadetlerdir bunlar. Yanlış yerde aradığın o tanrıya seni daha fazla yaklaştırırlar.

 

 

 

2.

 

Yanlış anlamadıysam kilise ayinini, tora ruloları yazmayı, güneşe karşı ateş tapınakları yapmayı da ibadet çeşitleri olarak görüyorsun. “Modern” insanın rumbasıyla çaçasından daha değerli buluyorsun.

 

 

 

Peki, soru şu. Neden SEN bu ibadetleri yapmayı düşünmüyorsun? Pratikte zor diyelim, neden o insanların yanına gidip bir şeyleri paylaşmayı tahayyül etmiyorsun? Tek bir ezbere takılmak neden?

 

 

 

Safsatayla cevap verme, çünkü bu canalıcı bir sorudur. Dindarlığın için ileri sürdüğün gerekçelerin çok da dürüst olmadığını ima eder.

 

 

 

Aradığın şey modern dünyanın anlamsızlığına cevap ise, ben sana söyleyeyim, bin tane cevap var. 1400 yıllık bir zorbalık ideolojisine takılıp kalmak neden?

 

 

 

3.

 

Hedon tanrısına karşıysan 19 Mayıs törenlerine ne itirazın olabilir? Sabaha kadar rumba ile çaça yapacaklarına insanların vatan uğruna kendilerini feda etmeyi tahayyül etmesi, egolarını silip dev bir orduya nefer olmak istemeleri, varlıklarını Türk varlığına armağan etmeleri fena mı? Tam senin savunduğun şey bence.

 

 

 

Kemal dininin herhangi bir dinden ne farkı var?

 

 

 

Mustafa dinine en ince dokundurmamda köpek sürüsü gibi havlamaya başlayan cahil gençlerin, Kemalci soydaşlarından ne farkı var? Aynı derin cehalet, aynı çiğlik, aynı tahammülsüzlük, aynı korku, aynı “varlığını X varlığına armağan etme” güdüsü, aynı ilkel aşiret mantığı. Peygamberime/atama/tanrıma laf edersen yakarım! Ritüellerimin manasızlığını bana hissettirirsen çok fena küfrederim!

 

 

 

4.

 

Bir şey daha söyleyeyim de iyice delir.

 

 

 

Bazen rakı sofrasında adabıyla oturmak da insanı tanrıya ayak kokulu bir hangarda eğilip kalkmaktan daha çok yakınlaştırır. Ruhunu açmana yardımcı olur. Ezberlerle kaskatı olmuş yüreğini bir nebze gevşetir. Bazen ama, her zaman değil.

 

 

 

Ömer Hayyam da, Sadi ile Hafız da şarabın ibadete faydasını bilenlerdendi; okumaya değer. Gaza ve yağmayla imparatorluk kuran çakma din adamlarından değillerdi çünkü.

 

 

 

Hintliler de boşuna tapınaklarında ot tüttürmüyorlar.

 

Kaynak: https://www.facebook.com/notes/sevan-ni%C5%9Fanyan/ota-g%C3%B6te-dair/10150190408738859

Share this post


Link to post
Share on other sites

İslam'ın güzelliği, müslümanların itikadı, Necip Fazıl'ın asaleti elemana fecii bir kuyruk acısı vermiş olsa gerek. Bu yazısını kamuoyuna açık bir yerde değilde, kaçak göçek sanal köşeler de yazması da ayrı bir eziklik pisikolojisi. Adamın maksadı açık ve net, kullanabileciği en ağır kelimelerle ironi yaparak insanları kışkırtmak ve kendince rahatlamak. Alelade bir yazı olsa da, din ve millet düşmanlarının fikirlerini yansıtması bakımından kayda değer. Ayrıca duygularını mart ayında ki kediler gibi canhıraş bir inlemeyle ifade etmesi de çok dokunaklı (!)

  • Like 4

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aynı gazete de zamanında köşe paylaştığı roni'ye ne kadar da benziyor değil mi? İkisi de salya sümük saldırmakta ne kadar mahirler. Allah yok din yalan, yaşasın liberalizm. Herkese porno, herkese özgürlük! Yaşasın Amerika, kahrolsun dini afyon bilmeyen Müslüman! Oh ne güzel liberal olmak ne güzel herkese giydirmek.

 

Kendi iktidarını kurma gayretiyle; söz de aydınları, liberalleri, demokratları baş tacı yapan, hiç bir islamı hassasiyet göstermeyen bu adamlara bütün mahrem yerlerini açan, düşmanımın düşmanı dostumdur diyerek hayvanlaşan bünyelere yazıklar olsun.

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Keşke liberalleşme sadece siyaseten olsaydı, siyasette kalsaydı. Asıl tehlike şu ki, artık kafalar liberal! Gözlükler liberal! Din, televizyon "reyting"lerine malzeme edilmiş; kalplere "Benim mantığıma göre" devedikenleri ekilmiş.

 

Birileri "bu coğrafyada hayvanlar kadar özgür olamayacak mıyız" diye pişkin pişkin sırıtacak; birileri "pornoma dokunma" deyu ortalığa dökülecek, birileri şehevani yayınlarla Anadolu evladının aklını, ahlakını paçavra edecek; bir yandan da birileri cihan hükmdarı ecdadımı şehvet düşkünü gösterebilecek; zina suç olmayacak; genelevlerlerden alınan vergilerle imamların maaşları ödenecek; ve tasmalı itler istedikleri gibi İslam'a ve mukaddes hükümlerine havlayacak; müslüman da onların bu özgürlüklerine saygı duyacak öyle mi?

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hz. Muhammed'le hakaret edilen filmle ilgili dünyanın bir çok bölgesinde protesto gösterileri oldu. En sert protesto ise Libya'da meydana geldi. ABD Libya Büyükelçisi ve 3 elçilik çalışanı protestolar sırasında öldürüldü.

Türkiye'de de bazı protestolar gerçekleştirilirken, filmi fikir ve düşünce özgürlüğü olarak görenler var. Bunların başında ise Taraf gazetesi eski yazarlarından Sevan Nişanyan geliyor.

 

NİŞANYAN'IN BLOG SİTESİNDE TEPKİ ÇEKEN HZ. MUHAMMED YAZISI

Nişanyan, blog sitesinden paylaştığı yazıyla tepkilerin merkezine oturdu. Nişanyan'ın "Buna karşılık, bundan yüzlerce yıl önce Allah'la kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir. "İfade özgürlüğü" denilen şeyin, adeta anaokulu seviyesindeki bir test örneğidir" sözleri büyük tepkilere neden oldu.

 

SÖZLERİNİN ARKASINDA DURDU

Nişanyan, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da paylaştığı satırlarla blogunda yazdığı satırların arkasında durdu. Gelen tepkilere sert cevaplar veren Nişanyan, "Pardon Arap değil miydi? Liderliğinden kuşkunuz mu var? Hangi sözler tam olarak? Arap lideri? Allahla kontak kurmuş? Menfaat elde etmiş? "Allah" ile iletişimde olduğunu söyleyen herkesin, farklı düzeylerde de olsa, yalan konuştuğu kanısındayım.' dedi.

 

haber7.com

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Taraf gazetesi eski yazarlarından Sevan Nişanyan'ın peygamberimize hakaret içeren yazısına tepki gelmeye devam ediyor. Hukukçular, Nişanyan'ın ifadelerinin suç teşkil edip etmedikleriyle ilgili değerlendirme yaptı.

 

Prof. Dr. Ersan Şen, Nişanyan'ın halkın inancını aşağıladığını dolayısyla TCK'ya göre suç işlediğini ileri sürerken İstanbul Barosu başkan adaylarından Avukat Rıza Saka ise herhangi bir şikayet beklemeksizin savcıların hareket geçmesi gerektiğini savundu.

Bütün dünyada müslümanların ayağa kalkmasına sebep olan ‘Müslümanların Masumiyeti' filme tepkiler sıcaklığını korurken Sevan Nişanyan'ın Peygamberiz'e hakareti ‘ifade özgürlüğü' kapsamında ele alması Türkiye'de infial uyandırdı.

 

NİŞANYAN'DAN 'ÖZÜR' YOK

Gerek sosyal medyada gerekse kamuoyunda tepkilerini dile getiren Müslümanları kızdıran Nişanyan yazısının arkasında olduğunu ve özür dilemeyeceğini söyledi. Gazeteci-yazar Etyen Mahçupyan, Nişanyan'ın hakaret içeren sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında ele alınamayacağını belirtirken, hukukçular Nişanyan'ın TCK kapsamında suç işlediği noktasında birleşti.

 

EPİSKOPOS'DAN NİŞANYAN'A TEPKİ

Ermeni Patrikhanesi Ekümenik ve Dinler Arası İlişkiler Sorumlusu Episkopos Sahak Maşalyan, Nişanyan'ın sarf ettiği sözlerin toplumsal barışı rencide edecek ve kışkırtacak nitelikte olduğunu belirterek, kullanılan üslubu hiçbir şekilde tasvip etmediklerini kaydetti. Maşalyan, Nişanyan'a tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Nişanyan'ın, sözleriyle 'Allah ile kontak kurduğunu iddia eden' peygamberlere inanmak ya da inanmamak hür bir secimdir. Ancak onlarla 'dalga geçmek' bir ifade özgürlüğü olamaz. Nefreti çoğaltan ve kışkırtan her söylem insanlık ailesinde yıkımlar ve çatışmalar üretir. İnsanların her konuda tezlerini saygı ve anlayış çerçevesinde ifade etmeleri toplumsal barışın olmazsa olmazıdır."

Konuyla ilgili olarak görüşlerini aldığımız Haber7.com köşe yazarlarından Prof. Dr. Ersan Şen ile Avukat Rıza Saka şunları söylediler:

 

PROVOKASYON UYARISI

Prof. Dr. Ersan Şen: (Ceza Hukuçusu-Haber7.com yazarı) Nişanyan'ın yazısını öncelikle hukuki açıdan değerlendirmeden önce insani açıdan değerlendirmek lazım. Bu yazı bir Müslüman olarak beni incitti. Sevan Nişanyan'ın bu sözlerini ifade özgürlüğü açısından değerlendirmek güç bir meseledir. Hukuki olarak bunun karşılığı ne olur bilmiyorum ama bu sözlerin ahlaki ve etik olmadığı çok açıktır. Buradan çıkacak bir kıvılcım insanlara ciddi zararlar verir.

 

“HALKIN İNANCI AŞAĞILANMIŞTIR”

Hukuki olarak değerlendirmek gerekirse, "Türk Ceza Kanunu'nun 216/3 Maddesi şöyle der: 'Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' Nişanyan, Peygamberimize ağır ifadeler içeren yazısında halkın inancını aşağılamıştır. Türkiye'de yaşayan vatandaşlar isterlerse Nişanyan hakkında suç duyurusunda bulunabilir.

 

TCK'DA YENİ DÜZENLEME TAVSİYESİ

Bizim gibi ülkelerde düşünce açıklamaları çok geniş uygulanıyor. Türk Ceza Kanunu'nda bununla ilgili bir kısıtlamanın yapılması gerekiyor. Fransa ya da İsviçre soykırımı konuşmayı nasıl suç sayıyorsa biz de inançların kutsal saydığı değerlere hiçbir şekilde hakaret edemezsin, diye kanun düzenleyebiliriz.

 

“SAVCILARIN BEKLEMESİNE GEREK YOK”

Avukat Rıza Saka: (Hukukun Üstünlüğü Platformu Üyesi- İstanbul Barosu başkan adayı) ‘Müslümanların Masumiyeti' adlı filmin yapımcısı, yönetmeni hakkında suç duyurusunda bulunurken şu ifadeleri kullanmıştım: Yeni TCK'ya göre, bu filmde hem hakaret içeriyor hem de dinen kutsal olan değerleri aşağılama suçu var. Sevan Nişanyan'ın bu yazısı Türk Ceza Kanunu'na göre suç teşkil ediyor ki aslında savcıların hiçbir şikayet olmaksızın harekete geçmesi gerekiyor. Aynı zamanda halkı kin ve düşmanlığa sürüklediği için Sevan Nişanyan ayrı bir suç işlemiştir. Nişanyan'ın bu yazısını ifade özgürlüğü kapsamında ele almak mümkün değildir. Nişanyan'ın yazısı hakaret ve halkın bir kesiminin dini inancını aşağılamak suçunu işlemiş oluyor. İnsanlar bireysel olarak Sevan Nişanyan hakkında suç duyurusunda bulunabilirler .

 

haber7.com

Share this post


Link to post
Share on other sites

Milli Gazete, Hazreti Peygamber hakkında ağıza alınmayacak ifadeler sarfeden Taraf gazetesi eski yazarı Sevan Nişanyan'ın haberine hayvan fotoğrafı girerek ince bir gönderme yaptı.

 

Gazetenin ilk sayfasında alt alta verdiği, 'Rezaletin son halkası sevan' haberi ile 'Hayvanlar Trakya soğuğunda telef olmuş!' girdi. Haberin fotoğraflarında ise ince bir gönderme yapıldı.Sevan Nişanyan'a tepki haberine Angus fotoğrafı konulurken, 'Hayvanlar Trakya soğuğunda telef olmuş!' haberine ise Sevan Nişanyan'ın fotoğrafı konuldu. Milli Gazete, gazetecilikte zaman zamana yapılan 'habere yanlış fotoğraf girme' hatası oldu süsü vererek Sevan'a yönelik tepkisini ince bir gönderme ile yapmış oldu.

sevanjpg_h339.jpg

 

NİŞANYAN BLOG SİTESİNDE HZ. MUHAMMED (SAV) İLE İLGİLİ YAZISINDA ŞU İFADELERİ KULLANMIŞTI

Nişanyan, blog sitesinden paylaştığı yazıyla tepkilerin merkezine oturdu. Nişanyan'ın "Buna karşılık, bundan yüzlerce yıl önce Allah'la kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir. "İfade özgürlüğü" denilen şeyin, adeta anaokulu seviyesindeki bir test örneğidir" sözleri büyük tepkilere neden oldu.

 

SÖZLERİNDEN GERİ ADIM ATMADI

Nişanyan, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da da paylaştığı satırlarla blogunda yazdığı satırların arkasında durdu.

Gelen tepkilere sert cevaplar veren Nişanyan, "Pardon Arap değil miydi? Liderliğinden kuşkunuz mu var? Hangi sözler tam olarak? Arap lideri? Allahla kontak kurmuş? Menfaat elde etmiş? "Allah" ile iletişimde olduğunu söyleyen herkesin, farklı düzeylerde de olsa, yalan konuştuğu kanısındayım." dedi.

 

haber7.com

Share this post


Link to post
Share on other sites

Konu başlığıyla ilgili ve içerik yönünden benzerlik olduğu için burada paylaştım...

 

Bu ülkede doğarlar anasının giyinişinden utanırlar, babasını beğenmezler. Bu ülkede okurlar kendi kültürümüzden, geleneğimizden nefret ederler.

 

Üç bin yıllık tarihimizi sadece Cumhuriyet tarihinden ibaret sanırlar. Kahramanlarımız, kumandanlarımız denilince sadece Mustafa Kemal ve İnönü'yü hatırlarlar.

Bu ülkede zengin olurlar, aynı mahalle mektebine gittiği, kapı bir komşusu olduğu, aynı çevrede yetiştiği arkdaşalrını, fakir ve fukara insanları beğenmezler.

Onları ünlü yapan beğenmedikleri bu halktır. Onların hoşlanmadıkları sadece dindarlar ve muhafazakârlardır. En çok kendilerine saygı duyulmasını isteyen onlardır. Ama saygı bekledikleri halka en büyük saygısızlığı yapanlar da onlardır.

 

Onları ünlü eden, insanların huzuruna sanatçı diye çıkaran bu vatanın insanıdır. Bu vatan ve insandan en çok nefret eden de onlardır. Kim bu onlar? Sayıları 75 milyonun içinde iki elin parmakları kadar olan on'lardır. Annesi hala kara çarşaflı giydiğini söyleyen oyuncu ‘'Hiçbir zaman bu ülkeliyim demek içimden geçmiyor.'' diyor."Bu ülkeden sanki bir süre sonra kovulacağım. ''Hadi sen burada ne duruyorsun, toparlan git'' diyecekler korkusuyla yaşıyorum.''

‘'Çocukluğumdan beri beni rahatsız eden bir ülke olduğu için herhalde vakti geldi gitmenin diye düşünüyorum.'' (1) kendini bu topluma ait görmeyen içimizdeki ünlü (!) yerli/yabancı.

 

Başka bir oyuncu "Ben aslında insanların kapalı olmasından hiç hoşlanmıyorum. Bazen korkuyorum başörtülülerden''(2) diyerek kendisi gibi giyinmeyen, düşünmeyen insanları aşağılamayı ilericilik sanıyor.

 

Mankurtlaşmış bir piyanist de "Tanrı, uğruna yaşayacağın bir şey mi öleceğin bir şey mi yoksa hayvanlaşıp öldüreceğin bir şey mi? Bunu da düşün!"

 

"Bilmem fark ettiniz mi ama nerde yavşak adi magazinci hırsız şaklaban varsa hepsi allahçı, bu bir paradoks mu?" (3) sözleriyle resmen kışkırtıcılığa soyunuyor. Bir başka haddini bilmez de milletimizin değerlerine olan kin ve öfkesini “İslamiyet'i çağı geçmiş, gerçeğe tekabül etmeyen hurafeler üzerine kurulu bir inanç sistemi. Peygamberliğin tarihin çok ilkel bir döneminde ortaya çıkmış bir meslek olduğunu düşünüyorum. (4) diyerek Müslümanların inançlarına saldırma hakkını kendinde görebiliyor. Birde mahalle baskısından bahseden bu insanlar bizim ülkemizde, bizimle birlikte yaşıyorlar. Peki, kim kime mahalle baskısı yapıyor acaba?

 

Ülkemiz çok ünlü devlet adamları, kumandanlar, din adamları ve bilim adamları yetiştirdiği gibi çok seviyesiz, kalitesiz, çapsız ve ünlü (!) insanlar da yetiştirmiştir. Birinci kategoriye nazaran ikincilerin sayıları devede kulak bile değildir ama sinek küçükte olsa bile böyle mide bulandırıyor işte. Peygamberimizin bile arkasında namaz kılan münafıkların olduğunu düşününce insan biraz rahatlıyor. İnsanlık var oldukça kâfir kâfirliğini, münafık münafıklığını yaparken Müslüman da inançlarının gereğini yerine getirmek zorunda olduklarını hatırlatıyor bize.

 

Dinimiz, kültür ve medeniyetimizin düşmanı yazar, çizer, düşünür, siyasetçi ve ünlüler son günlerde ağız birliği yapmış gibi hep birlikte saldırıya geçtiler. Onları inancımız adına bize azim, gayret ve hız veren birer kamçı olarak görmek bizim görevimiz. Ünlü düşünür ve şairimiz Necip Fazıl Kısakürek'in dediği gibi,

 

"Düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın,

Gece gündüze muhtaç sen de bana lazımsın"

 

Allah'ın selamı Hakka ve hakikate tabi olanların üzerine olsun.

 

Dip Not

1-) Oyuncu Engin Günaydın, namı diğer Burhan veya Hürrem Sultan Filmindeki Harem ağası, bir TV'de yayınlanan Söz Sende programında.

2-) Tiyatrocu Serra Yılmaz, Haber 7

3-)Piyanist Fazıl Say, Basından

4-) Biriktirdiği kendi pisliğini eşi Müjde Nişanyan kafasından aşağı döken ve bu yüzden eşiyle mahkemelik olan Taraf Gazetesi yazarı Sevan Nişanyan.

 

Arif Altunbaş / haber7.com

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...