Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Mabed

Nusayrilerin Tarihi Ve Katliamları !

Recommended Posts

image0089.jpg

1963 yılından bu yana Arap milliyetçisi Baas Partisi tarafından yönetilen Suriye’de Müslüman nüfus 1920′li yıllardan bu yana çok büyük bir zulüm ve baskı görmektedir. Halkın % 75′inin Müslüman, % 1 1 ‘inin Nusayri, %9′unun da Hıristiyan olduğu Suriye toprakları, asırlar süren bir İslami geçmişe ve köklü bir kültüre sahiptir. Bu İslam toprakları pek çok İslam alimi yetiştirmiştir.

 

Hz. Ömer döneminde gerçekleştirilen seferler neticesinde fethedilen Suriye toprakları, sırasıyla Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Eyyübiler yönetimi altında kaldı. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılan Suriye toprakları, 19. yüzyılın ilk çeyreğine kadar barış ve huzur doluydu. Ancak 1831 yılında Osmanlı’ya başkaldırarak ayrı bir yönetim kuran Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın eline geçti. Sonra tekrar Osmanlılara geçen Suriye 1920 yılında Fransız işgal kuvvetleri tarafından ele geçirildi. Fransız işgali Suriye halkı için büyük bir kaosun ve şiddetin de başlangıcıydı. Fransızlar, tarihsel olarak Suriye’nin bir parçası olan Lübnan’ı ülkeden kopardılar ve ayrı bir devlet haline getirdiler.

 

1946 yılındaki bağımsızlığa kadar süren, 26 yıllık şiddet politikası Fransız yönetiminin Cezayir’de, Tunus’ta ve diğer pek çok İslam toprağında yaptığı katliamların bir benzeriydi. İşgal sonrası Suriye halkı önemli bir direniş hareketi başlattı. Fransızlar on binlerce insanı vahşice katletti ve büyük şehirleri bombardımana tuttu. Ayaklanma şiddet yoluyla bastırıldı, ancak Fransa Suriye’de uzun süre kalamayacağını anladı.

 

II. Dünya Savaşı’nın ardından Suriye’den çekilmek zorunda kalan Fransızlar 1946 yılında bu ülkenin bağımsızlığını kabul ettiler. Ancak ülkeden çıkarken geriye son derece istikrarsız, çatışmaya açık bir Suriye bıraktılar. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Suriye’de konuşlandırılan Fransız mandası en çok Nusayrilere (Nusayrilik Hz. Ali’nin tanrılaştırılması esasına dayanan ve Hıristiyanlıktakine benzer bir teslis prensibine sahip olan bir inanç sistemidir.) yaradı. Fransız yönetimi ülkede azınlık olan Nusayrileri özellikle devlet kademelerine yerleştirmiş, böylece çoğunluğu oluşturan Sünnilerde bir rahatsızlık meydana getirmiş ve iki toplum arasına yapay bir düşmanlık tohumu ekmişti.

 

Pek çok Ortadoğu uzmanı Nusayrilerin, ülkenin siyasi ve askeri açıdan üst noktalarına ulaşmasının, gerçekte Suriye’nin 1946 yılında bağımsızlığını ilan etmesiyle başladığına dikkati çeker. Bağımsızlık sonrasında Suriye’de gerçekleşen en önemli olay, ülkede politik, siyasi ve ekonomik alanlarda liderlik yapan köklü Sünni ailelerin yerine Nusayrilerin ülkedeki yönetimi ele geçirmeleri olmuştur. Bu gibi yapay iç çelişkiler bağımsızlığını kazanan Suriye’yi kaosa sürükledi.

 

hafizesad.jpg

Bağımsızlık sonrası Suriye darbeler ülkesi haline geldi. 1949 yılında başlayan darbeler dönemi 1970 yılında diktatör Hafız Esad’ın gerçekleştirdiği darbe ile son buldu. Esad rejimi darbeleri sona erdirdi, ama zalim bir yönetimi başlattı. Baas iktidarı ile birlikte Suriye Müslümanları açısından zor bir dönem başlamış oldu. Çünkü yönetim Suriye nüfusunun %11′ini oluşturan Nusayri azınlığa geçmiş ve Nusayrilerin dışındaki tüm mezhepler iktidar kadrolarından uzaklaştırılmıştı. Kendilerini “Sosyalist Halk Demokrasisi” olarak tanımlayan baskıcı Hafız Esad yönetimi Suriye’yi kısa sürede bir istibdad ülkesi haline getirdi. Tüm siyasi partiler kapatıldı, Baas partisinin savunduğu sosyalist ideoloji dışındaki tüm görüşlerin savunulması yasaklandı. Tüm İslami hareketlere kısıtlamalar getirildi. Bu hareketlerin liderleri tutuklanıp, çok şiddetli işkenceler altında hayatlarını yitirdiler. Uluslararası insan hakları teşkilatlarının raporlarında Esad döneminde Suriye Müslümanlarının büyük baskı ve zulüm gördükleri, Müslüman kadınlara tecavüz edildiği, erkeklerin akılalmaz işkence yöntemlerine maruz bırakıldıkları anlatılmaktadır.

 

Esad Dönemi ‘Zulüm ve Baskı’ Kelimeleri ile Anılmaktadır :

 

3dacf41d-300x131.jpg

Baas yönetiminin ilk hedefi İslami kimliğin yok edilmesi olmuştur. Bu amaçla on binlerce Müslüman sebep gösterilmeden tutuklanmış, şiddetli işkencelere maruz kalmıştır. Çoğu idam edilmiş, büyük bir bölümü de kaybolmuştur. Kadınlara tecavüz, ölünceye kadar dövme, ayaklarından tavana asma gibi vahşi işkence yöntemleri uygulayan Hafız Esad yönetimi, bunun yanı sıra evlere baskınlar, camilere saldırılar, hakaretler, hiç bitmeyen tacizlerle Müslüman halkı yıldırmayı hedeflemiş ve bunda büyük ölçüde başarılı olmuştur.

 

Suriye Devlet Başkanı Esad’ın Hama şehrinde gerçekleştirdiği katliam ise vahşetlerin en büyüğüydü. Bu şehrin yok edilmesinin tek nedeni, burada İslami hareketin çok güçlü olması idi. Hafız Esad’ın kardeşi ve zamanın Genelkurmay Başkanı Rıfad Esad, Şubat 1982′de bir gece vakti Hama’ya havadan ve karadan saldırı düzenledi. Saldırıya katılmak istemeyen askerlerin çoğu anında idam edildiler. 27 yıl süren katliam sonunda yaklaşık 40 bin Müslüman vahşice katledildi. Şehir ise adeta bir harabeye döndü.

 

Esad’ın 30 yıl süren diktatörlüğü döneminde bunun gibi daha pek çok katliam ve vahşet yaşandı. Bugün hala Esad’ın katliamlarından kaçan çok sayıda Suriyeli Müslüman, mülteci olarak yaşamını sürdürmektedir. Sadece Suudi Arabistan’da bir milyon civarında Suriyeli Müslüman bulunmaktadır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...