Cihandar 85 Report post Posted August 9, 2011 Taraf ve türevlerinin ne menem bir illet taşıdıklarını bilirim de yine de bu güzel yazıyı paylaşmadan duramadım sayın cemaat. İnşallah bir yamuk yoktur içinde, ben pek dikkat edemedim siz de bir bakın. Bu arada hürriyet denen kağıt parçası konuşmaya değecek bir halt olmadığından geçiyorum. Buyurun efendim, gargara niyetine.:) POST-YAPISALCI RAMAZAN Ramazan Rasim / Taraf Günlerdir Tam tatil zamanı, tekne yolculuğuna çıkanlar seferî sayılır mı sorusu üzerine düşünüyorum. Bakmadığım fıkıh kitabı, göz atmadığım siyer kalmadı. Sonuçta hakikat adına şunu söylemek zorundayım: 7 Ağustos 2011 günkü Hürriyette Mehmet Yaşinin Yaşar Nuri Öztürke sorduğu bu soruya İslamın verecek bir cevabı yok. İslam fıkhı bu soru karşısında dumura uğramış, lâl olmuş, çaresiz kalmıştır. Anlaşılan âlimlerimiz bu soruyla karşılaşmamak için konunun hep etrafında dolaşmışlar. Kutuplarda oruç-namaz meseleleriyle kafaları karıştırıp bu sorunun yaratacağı kaosu örtbas etmeye çalışmışlar. Yani anlayacağınız 1400 yıllık İslam tarihinde Ramazanda Mavi Yolculuka çıkan bir Müslümanın oruç problemiyle kimse ilgilenmemiş. Bu soruya muhtemelen turizm acentelerinden daha tatmin edici yanıtlar gelecektir. Aynı röportajda Yaşinin İftarla sahur arasında içki ve cinsel ilişki serbest midir sorusunu ise edebim müsaade etmediği için burada cevaplayamıyorum. Eğer bir gün benimle de 20 soru yapılırsa En sık kullandığınız küfür sorusuna cevap verirken bu soruyu da cevaplamak isterim. Ben bu işlerin acemisiyim. O yüzden dün oturup refiklerimiz Ramazanda neler yapıyor görmek için gazetelerin Ramazan sayfalarına baktım. Genelde gazetelerin Ramazan sayfalarında anlatıla anlatıla ibreti kaçmış menkıbeler, ağzına burnuna deniz kaçmış, orucunu kurtarmak için plajlarda bekleşenlere acil fetvalar, eski Ramazanlara ağıtlar dışında yeni bir şey yok. Ya da şöyle söyleyeyim. Hürriyete gelene kadar bu böyleydi. Hürriyetin Ramazan sayfalarına baktım baktım hatta bakakaldım. Kendime geldiğimde bu işi bırakmaya karar verdim. Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği içinde hazırlanan Hürriyet Ramazan sayfalarındaki felsefi derinliğe, farklı açıdan bakma kabiliyetine bendenizin ulaşması, hele de bana ayrılan Roni Marguliesin cizyesi kadar bile etmeyen bu alanda hiç mümkün değil. Şu manşete bakar mısınız: İslam toplumunda hapishanenin doğuşu Rahmetli Foucaultya bir Ramazan sayfası hazırlatsan ancak bu kadar sofistike olurdu. Hz. Ömer hapishane uygulamasını başlatan ilk halife iken, hapishane için özel bir yer yaptıran ilk Halife Hz. Aliymiş. İlim Hürriyette de olsa gidip alınız deyip bir başka günkü manşete bakalım: Bana Müslümanım diyenleri sayınız. Evet, tam da düşündüğünüz gibi. Konu Hz. Muhammedin yaptırdığı nüfus sayımı. Bu sayfalar, eğer okuyabilseydi Foucaultnun hidayetine vesile olurdu muhakkak. En güzeli dünkü manşetti ama: İlk at yarışını Hz. Ebubekirin atı kazandı. İlk ganyan bayiini kimin açtığını da yazmışlardır diye gerisini okuyamadım. Yahu ben de üç tane dua, iki tane orucu ne bozar ne bozmaz yazıp bayramlık harçlığımı Taraftan çıkarırım diyordum. Meğerse memlekette İleri Ramazan devrine girilmiş. 2023te oruç süresinin 16 saatten sekiz saate düşürülmesi gibi çılgın projeler revaçtaymış. Ergenekon, şike, siyaset, deprem, Kürt sorunundan sonra fetva işleri de El Ezher şeyhlerinden Can Ataklıya bağlanmış. O halde ben de Medineli ensar ile Mekkeli muhacirler arasında oynanan dostluk maçı üzerinde çalışmak için çekiliyorum. Bu Ramazanda da pide aslanın ağzında Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kelepir 28 Report post Posted August 11, 2011 Yazı fena değil de ben şu Nurcan olayıyla ilgili iç dökmeden geçemeyeceğim. Doğan medyası dini hassasiyetleri sulandırmak için elinden geleni yapmanın yanında, her ramazan ayında bir bahane bulup tat kaçırmak için dünyanın yalanını uyduruyor. Birkaç güne kadar gayet sessiz, sakin, olaysız bir ramazan yaşıyorduk ama Nurcan İbrahimoğlu diye bir otobüs magandası çıkıp ramazan zevkinin içine tükürmek isteyenlere yardımcı oldu sağolsun. Ben bu hem suçlu, hem güçlü hanım hakkında birtakım tanımlayıcı sıfatlar kullanabilirdim ama yer namüsait. Sözümona kısa şort giydiği için biri gelip ayağına basmış, yetmemiş ağzının ortasına yumruğu yapıştırıp dudağını patlatmış. Sonradan anlaşılıyor ki hanımefendi otobüs koridoruna ayaklarını uzattığından sıkışık otobüste insanlar ayağına basıyor, hanımın tartıştığı adam özür dilerken bizzat hanım elindeki nesneyle özür dileyen adama vuruyor. Olay da zihinsel olgunluğa varamamış kişinin yaygarası ve malum medyanın sahiplenmesiyle ağzımızın tadına pul biber oluyor. Ahlaksız bir otobüs magandasının çingeneliğinden çok daha öte olay. Bu ülkede birileri her ramazan asparagas haberlerle ortalığı bulandırmaktan vazgeçmiyor. Resmen boş geçmiyorlar, her ramazan bir sataşma kampanyası. Ramazan'ın huşuunu bozmak için çalışan bir gazetenin, ramazan sayfasında deli saçmalarına yer vermesinden daha doğal ne olacaktı? Ramazan sayfasından da, şu kızdan da çok ötede bir şeyler var. Bu iki hadise de arkada yatana hizmet eden birer yansıma sadece. O arkada yatan da dünya insanının yegane umudu olan Anadolu insanını mayasına katılan zehirlerle öldürmek. Dünyanın vicdanını öldürmek, İslam'ın güneşini söndürerek muvazenesini kaybetmiş batı ruhunun cazibesine kapılmak. Söylene söylene alışılagelen şeyler bunlar ama doğruluğu öyle riyazi ki... 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites