Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
MÜNZEVİ

Komşu Kapısı

Recommended Posts

953be17926101144343.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sık sık gittiğiniz bir yerde bir gün “burayı da komşu kapısı yaptın” derlerse şaşırmayın. Bu bir deyim. Yani komşu kapısı kendi kapımızdan çıkınca önünden öylece geçip gideceğimiz bir kapı değil. Ardında yaşayanların üzerimizde hakları olan bir kapı. Komşu kapısı...

 

Komşuluk ilişkileri artık eskisi gibi değil. Apartman kapılarında karşılaşıp göz ucu bir bakış atıp belki bir merhabayla geçip gidiyoruz. Kimdir bu komşumuz, necidir, ne yapar ne eder, merak bile etmiyoruz.

 

Hal böyle olunca, ev alma komşu al ilkesine bağlı olma gereği de duymuyoruz. Öyle ya, hiç tanışıp ilgilenmeyeceğimiz, bir ilişkimizin olmayacağı insanların kim olduğundan bize ne! Onlar bize dokunmasın, biz onlara... Değil mi?

 

Değil... Dinimizin bizden komşularımızla ilgili talepleri var. Apartman kültürüydü, değişen hayat şartlarıydı bakmıyor dinimiz; komşularımızın bizim üzerimizde, bizim komşularımız üzerinde haklarımız olduğunu söylüyor. Bu haklara uymayı emrediyor. Komşularımız bu hakların farkında olur, gereğini yerine getirirler mi bilemeyiz. Bu onları ilgilendirir. Bizi ilgilendiren, komşularımızın bizim üzerimizdeki haklarının gereğini yerine getirmek.

 

Üç komşu

 

Rasulullah s.a.v Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyorlar:

 

“Komşuluk üçe ayrılır. Kimi komşunun üç, kiminin iki, kiminin bir hakkı vardır. Üç hakkı olan, müslüman ve yakın akraba olan komşudur. İki hakkı olan müslüman olan ama yakın akraba olmayan komşudur. Bir hakkı olan farklı bir dinden olan komşudur.” (Heysemî)

 

İslâm alimleri bu hadis-i şerifi açıklarken, komşuluktan doğan hakların iyiliğe karşılık vermeye veya iman kardeşliğine bağlı olmadığı üzerinde özellikle durmuşlardır. Komşularımız kötü ahlâklı, bizim haklarımızı gözetmeyen kişiler bile olsalar yine de kendi haklarını kaybetmezler. Nitekim İbn Mesud r.a. hazretleri kendisine gelip komşusunun eziyetlerini anlatan birine şöyle demiştir:

 

– O senin hakkında Allah’a isyan ediyor. Sen onun hakkında Allah’a itaat et.

 

Abdullah b. Amr r.a hazretleri de bir koç kestirmiş ve hizmetçisine birkaç kez koçun etinden yahudi komşularına götürmesini tembihlemiştir. Hizmetçi aynı şeyin defalarca söylenmesine kızıp şikâyet edince kendisine şu sözlerle karşılık vermiştir:

 

– Yazıklar olsun sana. Rasulullah s.a.v. bize komşu haklarından öyle bahsederdi ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannederdik.

 

Mirasçı gibi

 

Peygamber Efendimiz s.a.v., Cebrail Aleyhisselam’ın kendisine komşu haklarından çok bahsettiğini ve bunun üzerine komşuların birbirine mirasçı olacağını sandığını söylemiştir. (Buharî)

 

Bir gün Rasulullah s.a.v.’e komşu haklarının neler olduğu sorulmuş ve Rahmet Peygamberi şöyle cevap vermişlerdir:

 

“Senden borç istediği zaman (imkânın varsa) vermendir. Davet ettiğinde davetine gitmendir. Hastalandığı zaman ziyaret etmendir. Yardım istediği zaman yardımına koşmandır. Bunaldığında teselli etmendir. Sevindiğinde sevincini paylaşmandır. Öldüğünde cenazesine katılmandır. Uzak bir yere gittiğinde (evini, malını ve ailesini) korumandır. Mutfağından çıkan yemek kokusuyla ona eziyet etmemen veya pişirdiğinden ona da ikram etmendir. Rızasını almadıkça evini (güneşi veya rüzgârı engellememesi için) onun evinden yüksek yapmamandır.” (Münzirî)

 

Bu haklar sadece kapı komşuları için geçerli değildir. Nitekim bir gün Rasulullah s.a.v’in yanına komşusundan şikâyet eden biri gelmiş ve konuşmadan sonra Efendimiz s.a.v. mescidin kapısında şu sözün herkese ilan edilmesini emretmiştir:

 

“Dikkat edin! Kırk haneye kadar komşu hakkı vardır.” (Taberanî)

 

Müslüman eminliği

 

Peygamber Efendimiz s.a.v bir hadis-i şeriflerinde, komşusu kendisinden emin olmayan kişinin gerçek manada iman etmiş sayılamayacağını belirtmiştir. (Buharî)

 

Acaba emin bir kişi nasıl davranır da komşuları ona güvenirler? Bu konuda Ebul-Leys Semerkandî rh.a. hazretleri şunları söylüyor:

 

“Kişinin komşusuna üç konuda güven vermesi gerekir. Dil, el ve namus.

 

Dil ile güven vermenin şartı, kendisinden bahsederken komşusu bir anda odaya girse sözünü kesmesine gerek kalmamasıdır. Ya da komşusu söylediklerini duysa utanmamasıdır.

 

El ile güven vermenin şartı, komşusu cüzdanını evinde unutsa, sonra hatırlasa, hiçbir korkuya kapılmaması ve orası nasılsa benim de evimdir diyebilmesidir.

 

Namus konusunda güven vermenin şartı ise, kendisi yolculuktayken komşusunun onun evine gittiğini duysa içinin rahat etmesi ve şüphelenmemesidir.”

 

Gerçek erdem

 

İyilik yapana iyilik yapmak erdem değil, vazifedir. Asıl erdem kötülük yapana iyilik yapmaktır. Başkalarının kötülükleri iyilik yapmamanın mazereti olsaydı kimsenin iyi olmasına gerek kalmazdı.

 

Amr b. As r.a. hazretleri şöyle demiştir:

 

“Erdem, ziyarete gelenin ziyaretine gitmek değildir. Asıl erdem gelmeyene gitmektir. Eziyet edene şefkat göstermektir.”

 

Hasan Basri rh.a. hazretleri de şöyle demiştir:

 

“Güzel komşuluk sadece komşuya eziyet etmemek değildir. Güzel komşuluk aynı zamanda komşudan gelen eziyetlere katlanmaktır.”

 

Komşuluk ilişkilerinde gösterdiğimiz tavır ahlâkımızın nasıl olduğuna dair belirgin ipuçları veriyor. Komşuluk ilişkilerimiz üzerinden ahlâkımızı da gözden geçirme fırsatı bulabiliriz. Hz. Ömer r.a. şöyle diyor:

 

“Komşusu, yakını ve yol arkadaşı tarafından övülen kimsenin güzel hal ve ahlâk sahibi olduğundan şüphe etmeyin.”

Ne Yapmalı?

 

İmam Gazali rh.a. hazretleri, Mükâşefetü’l-Kulûb isimli eserinde komşularımıza karşı nasıl davranacağımız konusunda şunları yazmıştır:

 

• Karşılaşınca selam vermek.

• Fazla lafa tutmamak.

• Fazla soru sormamak.

• Hastalandığında ziyaret etmek.

• Sıkıntılı halinde teselli etmek, destek olmak.

• Sevinçli halinde tebrik etmek, sevincine ortak olmak.

• Kusurlarını görmezden gelmek.

• Sırlarını öğrenmek için evini gözlememek.

• Duvarına (kapısının önüne, evinin etrafına) bir şeyler koyarak sıkıntı vermemek.

• Yoluna çöp ve su dökmemek.

• Bahçesine toprak atmamak.

• Evinin yolunu daraltmamak.

• Evine ne götürdüğünü gözlememek.

• Ayıplarını örtmek.

• Bir sıkıntıya uğradığında elinden tutmak.

• Yokluğunda evine göz kulak olmak.

• Aleyhinde söylenen sözlere itibar etmemek.

• Gözünü komşunun mahreminden sakınmak.

• Komşu çocuklarıyla konuşurken şefkatli olmak.

• Bilmediği dinî ve dünyevî konularda komşusuna tavsiyede bulunmak.

 

 

 

 

MÜKERREM METE

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...