Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
serdengeçti

Hazır Cevaplar

Recommended Posts

her koyun kendi bacağından asılır

 

Harun Reşit, kendisini sık sık ikaz eden Behlül Dânâ Hazretlerine:

- Sen kendi işine bak, dermiş. Her koyun kendi bacağından asılır.

Bir gün sarayı pis bir koku kaplamış. Sebebini araştırdıklarında, üst kattaki bir odada bacağından asılı bir koyun bulmuşlar. Bu işi yapanı da keşfetmişler tabi ki: Behlül.

Halife, kendisini sıkıştırdığında:

- Gördüğünüz gibi, her koyun kendi bacağından asılır efendim, demiş. Fakat etrafı kokuttuğu için, herkesi rahatsız eder

 

nasıl dua ederim?

 

Bilindiği gibi Hz. Eyyub (a.s) sabır ve metaneti ile dillere destan olmuştu. Bir rivayete göre o meşhur hastalığını on sekiz sene çekmişti. Hiçbir zaman isyan etmeyen Hz. Eyyub'e (a.s) hanımı bir gün şöyle sordu:

Bu hastalığın bitmesi, çektiğin dertlerin gitmesi için Cenab-ı Hakka dua etsen olmaz mı?

Hz. Eyyub (a.s), hanımına şu cevabı verirler:

Benim bolluk ve refah içinde yaşadığım müddet 80 yıldır. Çekmiş olduğum darlık ve sıkıntılı zaman ise daha bu süreye ulaşmamıştır. Bu durumda ben Allah'tan utanırım. Ona (CC) bu halin üzerimden gitmesi için nasıl dua ederim ki...

 

hastanın yemeği

 

Lokman Hekim’ e:

- “Hastamıza ne yedirelim?” diye sorduklarında, şu cevabı vermiş:

- Acı söz yedirmeyin de, ne yese olur.

 

 

ne hakla zamanımı yersin

 

Günün kaç saatinde çalışırsınız? Sizi bilmem ama, Edison için anlatılan şu:

 

Bir icat peşinde, yirmi saat çalıştığı günlerden birinde uykuya mağlup olmuş.Yardımcısının yarım saat sonra uyandırmasını tembihleyerek sedire uzanır.

 

Fakat yarım saat sonra yardımcısı öyle derin ve tatlı uyku içinde bulur ki Edison’u... Uyandırmaya kıyamaz. Bir yarım saat daha bekler. Ve uyandırır. Edison, uyanır uyanmaz ilk işi saati sormak olur.

 

Öğrenince de çok sevdiği asistanını şiddetle azarlar

 

uyku kardeşliği

 

Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.

Yanındaki talebesi:

- Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.

Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:

- Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.

 

 

yemesi kolay olsun diye

 

Timur'un hesaplarıyla ilgilenen memur hesaplarda yanlışlık yaptığı anlaşılınca;

Timur yanlışlık yapılan kağıtları önce memura yedirmiş daha sonra yerine Nasrettin hocayı getirmiş. Hoca göreve geldikten sonra hesapları yufkaların üzerine yapmaya başlamış. Bunu gören Timur şaşkınlıkla hocaya sormuş:

“Neden hesapları yufkaların üzerine yapıyorsun?”

Hoca, şöyle karşılık vermiş Timur’a;

“Neden olacak, yemesi kolay olsun diye....”

 

 

İmam Şamil

 

Tarihimizde “Kafkas kartalı” diye geçmiş bulunan İmam Şamil yüz binlerce Rus ordularını birkaç arkadaşıyla yıllarca uğraştıran kahramandır. Üstat Şeyh Celaleddin Efendinin dizi dibinde Tarik-ı Nakşibendiyyenin âb-ı hayat pınarından kana kana içmek suretiyle menaviyatın zirvesine yükselirken, sol eliyle kullandığı kılıcıyla tek başına ordulara göğüs germek gibi bu dünyanın en büyük zevklerine de tatmaktan geri durmamıştır. Az bir kuvvetle uzun yıllar sürdürdüğü mücadelesini, esaretinden sonra aynı şekilde devam ettirmiştir. Ruslara esir düştüğünde;

Yemek esnasında, İmam Şamil’in iştahlı iştahlı yemek yediğini gören Çar’ın:

“Kumandan, bu iştahla beni de yiyeceğinizden korkuyorum” demesi üzerine etrafındakilerin kahkahaya boğuşları uzun sürmemiş Kafkas Kartalı:

“Çar hazretleri kaygılanmayınız. Ben elhamdülillah müslümanım ve domuz eti yemem haramdır.”

 

 

bir yeriniz mi ağrıyordu?

 

Bir toplantıda bir genç M.Akif'i küçük düşürmek için:

-Affedersiniz, siz veteriner misiniz?

M.Akif hiç istifini bozmadan cevaplamış:

-Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?

 

Onun boynuzları var, benim ise aklım.

 

İmam-I Azam hazretleri, üzerine doğru gelmekte olan bir hayvana yol vererek kenara çekildiğinde, yanındakiler neden böyle yaptığını sormuşlar.

Hazret,düşünmeden cevap vermiş

--Onun boynuzları var, benim ise aklım.

 

 

hastalanınca ne yapmak gerekir?

 

Komedyen Eddie Cortar'a,

--Hastalanınca ne yapmak gerekir? diye sorulduğunda:

--Mutlaka doktora gidin demiş. Zira doktorun yaşaması gerek. Verdiği ilacı da alın, çünkü eczanecinin de yaşaması gerek. Fakat ilaçları sakın içmeye kalkmayın, zira sizinde yaşamanız gerek..

 

 

girenlerden almıycaz dedikse de...

 

Komedi Yazarı Meşhur Molier, yeni yazdığı bir oyunu ilk defa olarak bir tiyatroda temsil ettireceği zaman,bir ilan neşredip tiyatroya girenlerden para alınmayacağını yazar.O gece tiyatro hınca hınç dolar.Oyun oynanıp bittikten sonra Molier,tiyatronun kapısının içerisine oturup her çıkandan para ister,vermeyenleri dışarı bırakmaz.

-Canım,girenlerden para alınmayacağınızı ilân etmediniz mi? Derler.Molier şöyle cevap verir:

-Evet girenlerden alınmayacaktır dedik,ama çıkanlardan alınmayacağını söylemedik.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Onun boynuzları var, benim ise aklım.

 

İmam-I Azam hazretleri, üzerine doğru gelmekte olan bir hayvana yol vererek kenara çekildiğinde, yanındakiler neden böyle yaptığını sormuşlar.

Hazret,düşünmeden cevap vermiş

--Onun boynuzları var, benim ise aklım.

 

hepsi çok güzel hikayeler ama en şok bu ilgimi çekti.Gerçektende çok güzel bir cevap.

Share this post


Link to post
Share on other sites

HAZIR CEVAPLAR - DUR, DÜŞÜN, ADIM AT!

 

Yıllar önce Bingöl'de bir kış günü hoca efendinin başında ki külahı alıp yere atan komiserin '' El alem aya gidiyor, siz hala külahla dolaşıyorsunuz. Bu yüzden geri kalıyoruz! '' çıkışmasına hocaefendi şu cevabı vermiş:

 

HAYIR BEYİM! BU TERÖRÜN, AHLAKSIZLIĞIN, ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜN VE GERİ KALMIŞLIĞIN ASIL SEBEBİ, EL ALEM AYIN VE DİĞER GEZEGENLERİN ÇEVRESİNDE DOLAŞIRKEN SİZİN GİBİ YÖNETİCİLERİMİZİN HALA KÜLAHIMIZIN ETRAFINDA DOLAŞIP DURMANIZDIR! '' (Aklıma başörtü mevzusu geldi)

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Güzel sesli hafız Kur'an okuyordu. Kulağına gelen bu güzel sesten etkilenen Hz. Mevlana da gözyaşıyla dinliyordu. Bu sırada elini ağzına kapayarak esneyen bir adam Mevlana'nın bu gözyaşlarına mana veremeyerek sordu: '' Efendi Hazretleri! Niçin ağlıyorsunuz, ağlayacak birşey mi var ortada? '' Mevalana eseneyen adam anlayacağı dilden cevap verdi: '' Güzel sesli hafızlardan gelen Kur'an sesi bana cennet kapısının açılış sesi gibi geliyor da onun için! '' Esnemeye devam eden adam da başını sallayarak '' Bana da cennet kapılarının açılış sesi gibi geliyor! '' dedi. Mevlana küçük bir düzeltme yaptı: '' Aramızda ince bir fark var. Senin duyduğun ses cennet kapısının açılış sesi değil, kapanış sesi olmalıdır. Çünkü açılış sesi gözyaşı döktürür, kapanış sesiyse uyku getirir. ''

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sümbül Sinan Hazretleri birgün talebelerine '' Allah dünyayı yeniden yaratmış olsaydı, nasıl olmasını arzu ederdiniz? '' diye sordu . Talebelerin cevapları değişik değişikti.

 

Sıra en gözde öğrencisi Musa Efendi'ye gelince şu cevabı verdi: '' Ben aynen bugünkü gibi olmasını, herşeyin bulunduğu merkezde şimdiki halinde kalmasını isterim. Çünkü Allah en güzel ve en iyisini yaratmıştır. Kainatta herşey yerli yerindedir. Fazlalık ve eksiklik yoktur. ''

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Biri Namık Kemal'e Kur'an'la alay eder vaziyette '' Kur'an'da herşey var diyorsunuz. Benim başımda saç olmaması da var mı? '' diye sorar. Namık Kemal de A'raf suresinin 58. Ayetinin mealini okur:

 

'' Toprağı verimli yerinden Rabbi'nin emriyle güzel güzel bitkiler çıkar ve yetişir, fena ve verimsiz yerin bitkisiyse çıkmaz ve çıkan da birşeye yaramaz. İşte ayetleri, şükredecek bir kavim için böyle açıklarız. ''

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Hz. Ömer birinin hızlıca namaz kılıp sonunda da '' Allahım! Beni hurilerle evlendir! '' diye dua ettiğini görünce tebessüm ederek dedi ki:

 

'' Bedeli az verdin ama yatırımı iyi yaptın! ''

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Aşık Mahsuni'ye bir TV programında sorarlar. '' Efendim! Sizin yazdığınız türküleri birçok kişi kasetinde okuyor, bundan para kazanıyor ama size telif hakkı ödemiyor, bu konuda ne diyorsunuz?'' Cevap ibretli ve düşündürücüdür:

 

'' Arılar bal yapar, ayılarda nasiplenir. ''

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Eşiyle kavga ettiğini söyleyen yeni evli genç kadın telefonda annesinden yardım istedi:

'' Anneciğim! Bu kez ona iyi bir ders vermek istiyorum'' dedi, '' Bir süre eve dönüp senin yanında kalabilirmiyim? '' Annesi küçük sessizlikten sonra kızına daha etkili bir çözüm yolu söyledi: '' Eşine gerçekten iyi bir ders vermeyi istiyorsan, ben gelip sizde kalayım bir süre! ''

 

(Kaynak Genç Beyin Dergisi)

Share this post


Link to post
Share on other sites

PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜLER..SONUNCUSUNA IYI GULDUM..DIGERLERI ISE BIR O KADAR DÜŞÜNDÜRÜCÜ..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eşiyle kavga ettiğini söyleyen yeni evli genç kadın telefonda annesinden yardım istedi:

'' Anneciğim! Bu kez ona iyi bir ders vermek istiyorum'' dedi, '' Bir süre eve dönüp senin yanında kalabilirmiyim? '' Annesi küçük sessizlikten sonra kızına daha etkili bir çözüm yolu söyledi: '' Eşine gerçekten iyi bir ders vermeyi istiyorsan, ben gelip sizde kalayım bir süre! ''

 

...her sakanın altında wardır ya bi gercek hem güldüm hem üzüldüm aslında....annelermzn bizlerde kalması ders werebilcek nitelkte agır bişey mi???

Share this post


Link to post
Share on other sites

Otobüsün arkalarından bir kadın konuşmaya başlamış: Ayy nedir bu dincilerden, hacı hocadan çektiğimiz diye. Önlerden bunu duyan bir amcamız arkaya döner ve seslenir: Fezaya çıktınızda ayağınıza mı dolandık kızım smile.gif

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eşiyle kavga ettiğini söyleyen yeni evli genç kadın telefonda annesinden yardım istedi:

'' Anneciğim! Bu kez ona iyi bir ders vermek istiyorum'' dedi, '' Bir süre eve dönüp senin yanında kalabilirmiyim? '' Annesi küçük sessizlikten sonra kızına daha etkili bir çözüm yolu söyledi: '' Eşine gerçekten iyi bir ders vermeyi istiyorsan, ben gelip sizde kalayım bir süre! '

 

 

Bu yazıyı okuyunca, aklıma bir söz geldi;

''Eşinle tartıştığın zaman annene anlatma! Yıllar geçse de unutmaz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bence annelerin evli çiftlere olan ziyaretlerinin ceza mı yoksa mükafat mı olacağı annesine göre değişir

Share this post


Link to post
Share on other sites

NE OLA

Osman Yüksel Serdengeçti, milletvekilliği sırasında Mecliste karşılaştığı bir milletvekiline nereli olduğunu sormuş. Milletvekili de:

"Uşaklıyım," cevabını vermiş.

Osman Yüksel Serdengeçti, ona şu ikazı yapmaktan kendini alamamış:

"Haa, iyi iyi... Uşaklı ol da, sakın uşak olma!"

 

ŞİKAYET HAKKI

Saffet Paşanın Sadrazamlığı sırasında, bir meclis görüşmesine davet edilen Tunuslu Hayrettin Paşa, müzakereleri sonuna kadar dinlemiş ve hiç konuşmamış.

Niye hiç söz almadığını soranlara da, şu düşündürücü cevabı vermiş:

"Dinlediğim sözlere bakılırsa hükümeti sanki başkası idare ediyormuş, biz de onları tenkit ediyormuşuz gibi geldi bana. Onun için sustum. Bence bu heyet, ya bu eğri işleri düzeltmeli veya işten çekilmelidir."

 

İNSAN

Eski Çin'de bilmece meraklısı bir seyyah, diyar diyar dolaşıp karşılaştığı bilgelere sorular sorarak hayatın özünü ve gerçeklerini kavramaya çalışmaktadır. Bir gün yüksek tepelerde oturan bir bilgeden bahsedildiğini duyar. Derhal yola çıkar, bilgeden izin alarak iki soru soracağını söyler.

Seyyah: "Dünyada başarılması en zor olan şey nedir?" diye sorar.

Bilge der ki: "İnsan olmayı başarmaktır."

Seyyah ikinci soruyu sorar: "Dünyada en çok ve az bulunan iki şey nedir?"

Bilge gene der ki: "İnsanoğlu çok, insan azdır..."

 

ÖYLE KALMAK

Makedonya Kralı Büyük İskender yoksul düşmüş Phokion'a para yollamıştı. Phokion parayı getirene sordu:

"Büyük İskender niçin gönderdi bunu bana?"

"Çünkü İskender seni doğru, namuslu bir insan biliyor."

"Öyleyse izin versin de yine öyle kalayım."

Phokion böyle dedi ve parayı gönderdi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...