Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
muhalif

Takrir-I Sükûn

Recommended Posts

Evet devlet babaya da isyanımızı basıyoruz. Her kelimesine katılıyorum bu yazının.

 

 

İşte böyle bizim hikâyemiz, “az gideriz, uz gideriz, dere tepe düz gideriz, bir de döner bakarız ki bir arpa boyu yol gideriz”, onca zamandan sonra döndük geldik mi yeniden 1930’lara, geldik.

 

“Milli şefi” eleştirmek yasak.

 

Henüz bir yasayla yasaklanmadı ama fiilen Başbakan Erdoğan’ı eleştirmek yasak edildi, yazıya dökülmemiş “Takrir-i Sükûn” yasası kendini bu kez açıkça gösterdi.

 

Yeni Şafak, Uludere’deki sözleri nedeniyle başbakanı eleştiren Ali Akel’in işine son verdi.

 

Bunu da “göstere göstere” yaptılar, 16 yıldan beri Yeni Şafak’ta çalışan Akel’i “o yazıdan” dolayı attıklarını herkesin bilmesini istediler.

 

Çünkü herkesin “dersini” almasını istiyorlar.

 

Ders kısa ve net.

 

“Başbakan’ı eleştirmek yasaktır.”

 

Erdoğan’ın ulaştığı son nokta bu.

 

Başbakan her konuda karar verecek, herkes onu alkışlayacak.

 

Çünkü “şef” herşeyi biliyor, heykeli biliyor, jinekolojiyi biliyor, mimariyi biliyor, sütçülüğü biliyor, “aşağıdakinin Ahmet mi Mehmet mi olduğuna” aldırmadan bombalamanın erdemini biliyor, gazeteciliği biliyor, televizyonculuğu biliyor, tarihi biliyor, “tasma takmayı” biliyor, komploları biliyor, “sezaryen” yapan ajanları biliyor.

 

Ve, sadece o biliyor.

 

Tabii o kadar bilince, “bilmeyenler” de sussun istiyor.

 

Bir tane bilen, yetmiş milyon da bilmeyen olunca hepimiz susacağız, susmayanları kovacaklar, işsiz bırakacaklar, aç bırakacaklar.

 

Bu da “ileri vicdan” herhalde.

 

Böyle bir ahlakı, böyle bir vicdanı biz bilmiyoruz, biz öğrenemiyoruz, Allah da öğretmesin.

 

Neye heves ettiğini görüyoruz.

 

O “takrir-i sükun” istiyor.

 

Göreceksiniz, bu Uludere AKP’nin “düşüşünün” başlangıcı olacak, bu kadar vicdan yoksunluğunu bu halk taşıyamaz çünkü.

 

Ölenlere hakaret et, ölü sahiplerini aşağıla, katliamla kürtajı eşdeğer gör, eleştireni kovdur, dalkavukluğu ödüllendir.

 

Erdoğan, AKP yöneticileri de dâhil herkesin sınırını çiziyor, “beni eleştirmeyeceksiniz”.

 

Başbakan’ı eleştiremeyip, Başbakan’ı eleştirenleri eleştirmeyi gazetecilik sananlar da kendilerine çizilen sınırı görmüşlerdir şimdi, o sınırın içinde, Deniz Feneri’nden, Uludere’den, şikeden söz edemeden dönüp duracaklar.

 

Biraz para kazanacak karşılığında isimlerinden ve haysiyetlerinden vazgeçecekler.

 

Ama herkes böyle değil.

 

Herkes vicdanından vazgeçmiyor.

 

Ali Akel vazgeçmedi.

 

Hakan Albayrak, Yeni Şafak’ta yazıya başlamayı ertelemiş, dürüst bir yazar nasıl olur göstermiş, vicdanından vazgeçmemiş.

 

Başkaları da çıkacaktır.

 

Erdoğan, bu toplumun vicdanını zorluyor çünkü, insafsızca zorluyor.

 

“Benim düzenimde yaşayabilmek, yazabilmek, hayatınızı kazanabilmek istiyorsanız bana itaat edeceksiniz” diyor, “insanların ölümleri karşısında susacaksınız” diyor, “şike ahlaksızlıklarına ben onay verirsem siz ses çıkarmayacaksınız” diyor.

 

Kendisi “şef”, bütün toplum da köle olsun istiyor.

 

Buna gücü yetmez.

 

1930’ları bir daha bu ülkeye yaşatamaz, stadyum şovları yapsa da yapmasa da yaşatamaz.

 

Bir zamanlar bizi generaller işten attırırdı, şimdi onların yerini Başbakan aldı.

 

Bir zamanlar Kenan Evren kendisini eleştirenleri “vatan haini” ilan ederdi, şimdi Erdoğan kendisini eleştirenleri “uluslararası komploların adamı” ilan etmeye heves ediyor.

 

Bir zamanlar Mustafa Kemal kendisini eleştirenleri sustururdu, şimdi Erdoğan susturmaya yelteniyor.

 

Demokrasi için mücadele eden onca insanın demokrasi için değil Erdoğan için mücadele ettiklerini sanıyor.

 

Kendisini desteklemiş olan herkesi aptal bir köle gibi görüyor.

 

Çamlıca’ya kocaman bir cami yapacaklarmış, mabetler başbakanların günahlarını saklamak için yapılmazlar, bu kadar günahı saklayacak mabet de yoktur zaten, o “mabedin sahibi” kapısından girenin sırtında ne taşıdığını görür, insanları öldürenleri, aşağılayanları, işsiz ve aç bırakanları tanır.

 

Dindarlar benden çok daha iyi bilirler, vicdanı temiz olana, dürüst olana, hak yemeyene, bir seccade, bir ağaç altı yeter.

 

Türk Hava Yolları’nda “grevin yasaklanmasına” karşı çıkanlardan 150’sini “telefon mesajıyla” işten atmışlar.

 

Sadece işsiz bırakmak değil aşağılamak da istiyorlar.

 

Herkesin “efendisi, ağası, şefi” olmak istiyorlar.

 

İşten atarak, korkutarak, aç bırakarak herkesi susturmaya, bütün gerçekleri saklamaya çabalıyorlar.

 

“El çabukluğuyla” gündemi değiştirmeye uğraşıyorlar, Uludere’yi unutturmak için “kürtajı” öne sürüyorlar, kadınlara sormuyorlar bile, kürtajı yasaklayan ülkelerde “ölen kadınların” sayısını açıklamıyorlar, enflasyonu yüzde onu geçen, büyüme hızı yavaşlayan bir ülkede “4+4” zam alan bir memurun “üç çocuğa” nasıl bakacağını anlatmıyorlar, her ay ölen yaklaşık 50 işçinin ölümüne neden olmaktan, onların ölmesini engelleyecek yasaları çıkartmamaktan gocunmuyorlar.

 

Gerçeği yazan bir yazarı işten attırmak, her ay ölen 50 işçiden de, ölecek yoksul kadınlardan da, Uludere’de öldürülen Kürtlerden de daha önemli.

 

Bir iktidar “vicdanını” kaybetti mi herşeyini kaybeder.

 

Böyle bir iktidara rıza gösteren toplum da bunun bedelini çok ağır öder.

 

31.05.2012

Ahmet Altan

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir Ahmet ALTAN klasiği...Doğrusu zerre şaşırmadım yazının içeriğini okuduğumda çünkü başlıkta vermişti sinyali. Ve fakat bu yazısında sonuna kadar haklı olsa bile! demezler mi ki adama iki ay öncesine kadar neredeydin? Neden cemaati hiç eleştirmiyorsun adam gibi? Son iki aydır başbakana ayar verirken kullandığın üslubun (zor da olan sensin aslanım diye manşet attı) onda birini bdp'nin köpekleri için kullandın mı? Apo'yu fikir adamı ilan ederken aklın neredeydi? Bu uzarda gider böyle. Bu yazımı bir özlü sözle sonlandırmak isterim, siyonistten korkmam liberalden korktuğum kadar.

 

01.06.2012

 

Alleme-i Cihan...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kişilerin ideolojileri, siyasi görüşü farklı olabilir. Tuttuğu parti de beni alakadar etmez. Yazerken kişi elbet fikrini lanse edecek yahud ideolojisinden etkilenecektir. Birini eleştirdi diğerine zeytin dalı uzattı, karşılıksız çek verdi falan bunlar sebep olamaz, hatta burada yazar da değil benim değindiğim. Artık Başbakan'ın durdurulamaz bir hal aldığı. Kendisi tek partiyi, statükoyu eleştirir, adaleti bağımsız kılıyoruz yok halkın iradesi der, aleyhinde söylenmiş bir makaleyi hazmedemez. Tamam zorda olan sensin gibi bir atıf ülkeyi yöneten bir öndere söylenemez, ben Ali Akel'in işten atılma ve hava personellerinin bir mesajla ihraç edilmesine taktım. Bu adil değil, kendisi bizzat şiir okuduğu için hapis yatmış biri, mağdur olmak nedir bilir. Ki bunun savaşını da verdi eyvallah ama gitgide o koltuğa fena kuruluyor. Neye güveniyor, neyine? Mit yasası benim nezdimde ciddi çöküştür. Adaleti bile ihtisarı altına almaya çalıştı. Adam bir parmağını şıklatıyor hoopp herşey oldu bitti. Bu denli kasımpaşılılığını belli etmesin. Gerçekten ben bile kısmen onun fikrinde olan biri olarak "büyümesinden" korkuyorum. İnsanın kendine duyduğu güven, ego ne kadar küçük olursa o kadar güzel işler başarır. Hele de devlet reisisin sen. Bu hususta elbet biliyordur ama Hulefa-i Raşidin dönemini iyi sindirsin derim. Hz. Ömer'e dahi yanlış bir şey yapacak olsan vallahi seni elimdeki kılıçla seni düzeltirim diyen kadı-kuddat'ın kafasını mı kopardı acaba?Ki celal timsalidir bilirsiniz.

 

Bilmiyorum yolunda gitmeyen şeyler var, her kemal zevalini beklesin derler Allah korusun elbet daha beter haller yaşatmasın Mevlam ama kitlelerin bu denli tepkisini çekmemeli. Avrupa neden hep basın ve fikir özgürlüğüne amborgadan yargılıyor bizi düşünmek lazım. Oda tv ve ergenekon lehinde yapılan basın-yayın temsilcilerine değil lafım. Hepsi yatsın içeride. Ama şu Uludere bahsinden kalem oynatan adamı kalkıp yerinden ettirmek (ki dindar medyanın yalakalığı bu denli çok olduğu için aksi yorumda herkes Orhan Ekşi'nin akıbetine uğruyor) vicdansızlıktır. Ya Yeni Şafak'a verdi ayarı ya da gazete korktu. Çok yanlış, yanlışlarını duymaya tahammülü olmalı. Valla görsem söyleyeceğim, beni de içeri mi atacak ne? Üstad da Menderes'e derdi. Sonuç malum. Biri çıkıp uyarmalı artık, yok mu başbakanın Akşamsettin'i ?Gülen mi? Hadi canım ölürüm de inanmam..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...