Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
mumin

Gülen Mısıroğlu Hocamıza Dava Açtı

Recommended Posts

kadir mısıroğlu fethulalh.jpg

 

 

Tarih konusunda derin bir ilme sahip olan ve Osmanlıcayı iyi bilmesi nedeniyle eski alimerin eserlerinden istifade ederek geçmiş-gelecek tahlilini daha iyi yapabilen Kadir Mısıroğlu’nun “Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri” adlı eserinin 3. cildi çıktı. Çıkmasıyla da ortalık karıştı.

İslam tarihinde reform adı altında yapılan tahribatın ve bu cüreti gösteren tahripçilerin deşifre edildiği eser, okuyucularına geniş malumat sunuyor.

Eserde, Müslümanlar arasında ihtilafa sebep olan konuların izahının yanında, Ehli Sünnete aykı görüş beyan eden şahıslar, mezhepleri, savundukları görüşler, dalları budakları Üstadın kendine has akıcı üslubu ile ele alınıyor.

3. CİLT ÇIKTI ORTALIK KARIŞTI

3. Ciltte Dinler Arası Diyalog ve Fethulalh Gülen meselesini ele alan eser geniş yankı uyandırdı. Gülen’in dünü ile bu günü arasındaki dağlar misali farkını, diyalog adına yapılanları gazete manşetleri ve delilleri ile gözler önüne seren eser, Fethullah Gülen tarafından toplatılması amacıyla dava edildi.

Kadir Mısıroğlu Yeni Akit Gazetesi ile bu konu hakkında yaptığı röportajda şöyle demiştir: ”Tuhaftır ki, tenkid ettiğim bu kadar şahıstan bir ses çıkmazken ‘hoşgörü şampiyonu’ olan Fethullah Gülen tarafından bana dava açılmıştır. Herhalde beni papazlardan esirgemediği hoşgörüye layık görmemiştir.”

Mısıroğlu’nun Faebook adresinden yapılan açıklamada şöyle denildi: “Fethullah Gülen, Üstad Kadir Mısıroğlu’nun son kitabının toplatılmasını ve 20 Bin TL (10 Bin Üstad’ımızdan ve 10 Bin TL’de naşir sıfatı ile oğlundan ve neşredilği günden bugüne kadarki FAİZ’ini istedi …) “

TOPLATILMADAN ALIN

Kitap, Sebil Yayınevi‘nden çıkıyor. Siz her türlü ihtimale karşı bu eserleri temin edin. Bizler de yayınevinden izin almış bulunuyoruz. Allah’ın izniyle Bu eserlerden sitemizde istifade edilmesini sağlayacağız. Özellikle Dinler Arası Diyalog mevzuunda geniş bir malumata kavuşmuş olacağız.

Bu eserleri sizlere de şiddetle tavsiye ediyoruz. Alın, okuyun, insanların irşadı için hediye olarak dağıtın…

www.ismailaga.info

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kadir Mısıroğlu, hitabet kuvveti yüksek ve bilgi dağarcığı oldukça geniş bir zat. Fakat bir ilim adamına yakışmayacak sözler sarfetmiştir. Kusurları olmakla birlikte Haçlı ordusuna karşı en büyük zaferi kazanarak Mukaddes Kudüs'ü tekrar bir şehr-i İslam haline getiren Selahaddin Eyyübi'ye ''şerefsiz'' diye hitap etme terbiyesizliğini göstermiştir. Her tarihi şahsiyet tenkit edilebilir, hatta bir zata antipatikte bakılabilir. Fakat sövmek, küfür etmek hiçbir bilim adamına yakışmaz. Tarihte bir bilimdir. Hemde ehemmiyetli bir sosyal bilimdir. Bu alanda eserler veren bir kimse, tarihi şahsiyetlere küfredemez. Bu bir ciddiyetsizliğin ve kifayetsizliğin göstergesidir.

 

Onunda ötesinde, bu ülkenin Milli Marşı'nı yazmış, samimi bir mü'min olan ve tüm Türkiye'nin müşterek değeri olması gereken Mehmet Âkif'e ''serseri'' demek suretiyle hakaret etmiştir. Buna tek kelime dahi etmek istemezdim fakat, bu had-bilmemezliktir, gafilliktir. Bunu ben ancak milletin takdirine bırakabilirim. Böyle bir insan ilim adamı sayamaz kendisini.

 

Bunun ötesinde, Fethullah Gülen -ki kendisine asla hoca efendi demem-, hakiki bir Müslüman değildir. Bir Hristiyan işbirlikçisidir. Bu didik didik incelenirse ortaya çıkacaktır. Kadir Mısıroğlu bu yönden ondan daha karakterli bir insan sayılabilir. Fakat ikisininde ciddi kusurları vardır, fazla itimad gösterilecek İslam alimleri değillerdir. Hele Mısıroğlu, katiyen bir tarihçilik iddiası taşıyamaz bu üslubu sürdürdüğü sürece. Söylediği şeyler hakikat olsa bile kâle alınmaz, önce kaba dilinden vazgeçmelidir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vay sayın hakiki müslüman.. Gülücük gönderiyorum efendim. Verin kalemi imamhatip veledine, dakikasında "hakiki müslüman" listesi çıkartsın size. 70 milyon tane listemiz var. İşbirlikçiymiş.. Ezberlenmiş üçbeş klişeden başka meziyeti olmayan kanal D kafası ile ne kadar da örtüşüyor.. Bana bu iki resim arasında 7 fark gösteremezsiniz!

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vay sayın hakiki müslüman.. Gülücük gönderiyorum efendim. Verin kalemi imamhatip veledine, dakikasında "hakiki müslüman" listesi çıkartsın size. 70 milyon tane listemiz var. İşbirlikçiymiş.. Ezberlenmiş üçbeş klişeden başka meziyeti olmayan kanal D kafası ile ne kadar da örtüşüyor.. Bana bu iki resim arasında 7 fark gösteremezsiniz!

 

Ben slogan atmıyorum. Hakikatleri gördüğümü düşünüyorum ve bu husustaki tefekkürümü dile getiriyorum. Evvela, İmam-Hatipli de değilim. Bunun ötesinde, hakiki Müslüman olmam için İmam-Hatip okulunda okumuş olmamada gerek yoktur. Allah'a, Peygamberlere itikad gösteriyorsam ve Rabb katında tek dinin İslam olduğuna şahit olmuşsam bu kafidir. Yirmibirinci yüzyıl, bir takım hoca kılıklı adamlar türetmiştir. Bunlar gerçek alim değillerdir, Deccal vari şahsiyetlerdir. Fethullah Gülen'de bana göre bunlardan biridir, hatta en önemlisi. Gülen, Dinlerarası Diyaloğun başını çeken birisi, bunu savunan bir şahsiyet. Ve Hazreti Muhammed'in son ve evrensel olmak suretiyle Allah'ın elçisi olduğunu kabul etmeyen kişileri de makbul gören biri olduğunu resmen kendisi itiraf etmiş bulunmaktadır. Gülen'in eserlerinden başka şeylerde okuyun, mesela onun Papa ve Amerikan hükumetiyle olan temaslarına bakın, bazen her şey görünür değildir, perde arkasını incelemek gerekir. Şu taasuptan vazgeçin.

 

Kanal D'yle de bir alakam yoktur, klişe sözler eden sizlersiniz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Diyalog meselesine çok evrensel boyutta bakmak gerek kanımca!

Önceden çok kızıyor hatta buğzediyordum ama 'Hudeybiye' antlaşması ile kıyas edince olumlu düşünceler beni sarıyor. Sizce yanlışmıyım gönüldaşlarım?

 

Üstad Kadir Mısıroğluna gelince sivri dilli bir şahsiyet inandığı değerleriden taviz vermeyen ve o uğurda parvazsızca haykıran ve ilerleyen bir büyüğümüz her şeyine rağmen takdir ediyorum ondan çok şeyler öğrendik çünkü. Hoca efendi için veya diğer büyüklerimiz için dediği ahlak dışı sözleri onun mizaç ve İmanından gelen tavizsiz tutumundan olsa gerek aksini düşünmek bile istemiyorum!

 

 

Allah samimi olupta hata yapanların hatalarından biran önce dönmelerini nasip etsin İnşaAllah.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Diyalog meselesine çok evrensel boyutta bakmak gerek kanımca!

Önceden çok kızıyor hatta buğzediyordum ama 'Hudeybiye' antlaşması ile kıyas edince olumlu düşünceler beni sarıyor. Sizce yanlışmıyım gönüldaşlarım?

 

 

yapmayın Allah aşkına!

 

Hudeybiye Antlaşması ile dinlerarası diyaloğun ne alakası var? Yanından bile geçmez. O en nihayetinde bir antlaşmadır ve belli çerçeveler dahilinde tatbil edilmiştir. Medinedeki yahudilerle de anlaşma yapıldı ama onla rihanet edince boyunları vuruldu.

 

Netice:Anlaşma ayrı, dinler arası diyalog ayrı. Dinler arası diyalogla Hudeybiyeyi kıyaslamak günümüzün meşhur tabiriyle "akıl tutulmasıdır"

 

Ha, şayet amaç İslamı tebliğ ise onun örnekleri vardır. Peygamber Efendimiz sav in müslüman olmayan devlet yöneticilerine yazdığı mektuplar günümüze ulaşmıştır. Eğer amaç tebliğ ise papaya "Saygıdeğer Papa Cenapları" diyerek tebliğ olmaz. O tebliğ değil başka birşeydir. yanınızda Vatikana götürdüğünüz adamlar papanın elini öpüyorsa o tebliğ değil başka birşeydir. Temsili sırat köprüsü kurup ahirette de buradan geçtiğimiz gibi sırattan kolkola geçeceğiz demek tebliğ değil başka birşeydir. "Lailaheillallah" yeterlidir demek tebliğ değil başka birşeydir. "Ehli kitapla amentüde ittifakımız var" demek tebliğ değil başka birşeydir. "Yahudilerle alakalı Kuran ayetleri çok sert" demek tebliğ değil başka birşeydir"

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

yapmayın Allah aşkına!

 

Hudeybiye Antlaşması ile dinlerarası diyaloğun ne alakası var? Yanından bile geçmez. O en nihayetinde bir antlaşmadır ve belli çerçeveler dahilinde tatbil edilmiştir. Medinedeki yahudilerle de anlaşma yapıldı ama onla rihanet edince boyunları vuruldu.

 

Netice:Anlaşma ayrı, dinler arası diyalog ayrı. Dinler arası diyalogla Hudeybiyeyi kıyaslamak günümüzün meşhur tabiriyle "akıl tutulmasıdır"

 

Ha, şayet amaç İslamı tebliğ ise onun örnekleri vardır. Peygamber Efendimiz sav in müslüman olmayan devlet yöneticilerine yazdığı mektuplar günümüze ulaşmıştır. Eğer amaç tebliğ ise papaya "Saygıdeğer Papa Cenapları" diyerek tebliğ olmaz. O tebliğ değil başka birşeydir. yanınızda Vatikana götürdüğünüz adamlar papanın elini öpüyorsa o tebliğ değil başka birşeydir. Temsili sırat köprüsü kurup ahirette de buradan geçtiğimiz gibi sırattan kolkola geçeceğiz demek tebliğ değil başka birşeydir. "Lailaheillallah" yeterlidir demek tebliğ değil başka birşeydir. "Ehli kitapla amentüde ittifakımız var" demek tebliğ değil başka birşeydir. "Yahudilerle alakalı Kuran ayetleri çok sert" demek tebliğ değil başka birşeydir"

 

Bu konuda bütün fikirlerinize katıldığımı belirtmek istiyorum. Siyasi antlaşmalarda uzlaşma aranır, bu her zaman böyle olmuştur. Bunun ötesinde, Müslümanlar elbette diğer dini kurumlarla ve diğer dinlere mensup devletlerle tabi ki iletişime geçebilir. Zira bunu sizinde söylediğiniz gibi Hazreti Peygamber'de icra etmiştir. Bizans imparatorunu, Habeşistan ve Mısır hükümdarlarını Hakk dinine davet ettikleriyle ilgili ciddi belgeler günümüze ulaşmıştır. Tebliğ başka bir şeydir, işbirliğine gitmek başka bir şeydir. Gülen cemaati bu konuda resmen Papalık kurumuna biat etmiştir. Nasıl olur da Müslüman alimler, Papa'nın elini öpme ihanetini gösterebilir? Allah katında tek dinin İslam olduğunu bilen her samimi Müslüman kanaatimce Gülen'e notunu verecektir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aklımızın almadığı, işkillendiği, çözümleme yapamadığımız bazı işler yapılıyor, oluyor, meydana geliyor ama.. Ben genel amaç ve hedefin iyi şeyler için olduğunu düşünüyorum. Maslahat, meşveret, içtihad, usul anlamında yukarlarda neler oluyor, neler konuşuluyor, neler yapılıyor bilemiyoruz? Fakat bazı sevimsiz görüntü ve söylemlerin "Hristiyanlar ve Yahudilerle" (ruhban sınıfı diyelim) yürütülen, konuşulan, tartışılan diyalog meselesini anlaşılmaz ve sakat bir yol gibi gösterdiğine şüphe yok..

 

Şeklen bazı hata ve kusurlar olabilir, umarım arka planda öze dair sıkıntılar yoktur, yok olduğunuda ümit ederiz. Sonuçta ahir zaman, ehl-i kitap, umumi meseleler (eşcinsellik, içki, zina vs.) hakkında Üstad Bediüzzaman'ın nazarlarını biliyoruz.

 

Büyük resim cidden büyük olacaksa yol kazalarına hüsn-zan etmek faydalıdır genede. Tabi hayali sırat, papanın huzurunda eğilip ele sarılma meselesi hariç. Böyle kaza olmaz, olmamalı. Bunu müslümanlara izah edemezsin, açıklayamazsın..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nasıl olur da Müslüman alimler, Papa'nın elini öpme ihanetini gösterebilir? Allah katında tek dinin İslam olduğunu bilen her samimi Müslüman kanaatimce Gülen'e notunu verecektir.

 

Tabi hristiyanları cennete sokuyor ya papanın elini de öpmüştür.. Amerikan ajanı da olduğunu biliyoruz. Tabi efendim, niye Amerikada o zaman. He? He, ne diyeceksin? Yaaa.. Tabi arkasında İsrail var. Din-i Mübin-i İslam'ı tahrif etmek için göndermişler. Bu değirmenin suyu neyle dönüyor? Bu kadar nasıl güçlendiler zannediyorsunuz? Yaa, tabi siz bu ince meselelere aklınız yetmez. Ama yok, biz Allah Rasulü'ne "biat" etmiş Hakiki, Samimi, Halis-Muhlis Müslümanlar olarak, sivri zekamız, keskin gözlerimiz vedahii engin ferasetimizle kime biat ettiklerini ifşa ettiğimiz bu hainlere, hadlerini bildireceğiz.

 

(!)

 

Bay Hakiki Müslüman yine konuşuyor.. Cevaba muhatap en ufak kıymeti harbiyesi yok klavyesinden sadır olanların lakin, derler ya, "Sinek küçüktür ama mide bulandırır!"

 

1 Kimmiş papanın elini öpen İslam Alimi?

2 "Hazreti Muhammed'in son ve evrensel olmak suretiyle Allah'ın elçisi olduğunu kabul etmeyen kişileri de makbul gören biri olduğunu resmen kendisi itiraf etmiş bulunmaktadır." İftiranı ispat et sayın Hakiki Müfteri!

3 "Biat etmek" fiilinin manasını kasten kullandı isen, ötede göreceğin muameleyi düşün, otur ve ağla!

 

Sussam mı, konuşsam mı, boş mu versem de oyalanacak birşeyler mi bulsam, hakaret mi etsem, dilimi mi ısırsam ne yapsam? "Deccalimsi, Hoca Kılıklı" edepsizliğinin, haysiyetsizliğinin, ciğersizliğiniz, cinayetinin mesulü "bedava İslam Kahramanı" kılıksız lüzumsuza, lüzumsuzlara ne demeli, ne söylemeli, ne etmeli? "Ham softa" dan mı dem vurulmalı "Kaba Yobaz" mı hatırlatılmalı, ne yapılmalı arkadaş?

 

Konuşsam tesiri yok, sussam gönül razı değil

Share this post


Link to post
Share on other sites

papanın elini öpen İslam alimi falan değildir. Fethullah Gülenin Vatikan ziyaretinde, onun taifesinde bulunanlardan biri olan Alaaddin Kayadır. alim falan değildir.

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Büyük resim cidden büyük olacaksa yol kazalarına hüsn-zan etmek faydalıdır genede. Tabi hayali sırat, papanın huzurunda eğilip ele sarılma meselesi hariç. Böyle kaza olmaz, olmamalı. Bunu müslümanlara izah edemezsin, açıklayamazsın..

 

Büyük resim ne kadar büyük olursa olsun bu durum hiçbir zaman İslami esaslarda kıl kadar ayrılmayı mazur gösteremez. Kıl kadar ayrıldığın anda güttüğün dava zaten İslam davası olmaktan çıkar başka bir dava olur.

Share this post


Link to post
Share on other sites
sayın mütereddid suallerinizin muhattabı olmamakla birlikte 2. sualinizin cevabını buraya koymayı vicdani görev bilirim.

Sayın Kanjeli, vicdani görev bilinen bir cevap, vicdandan haber verir; maalmemnuniye okurum, mukabele ederim.

 

İlk olarak, eklediğiniz videoda delil namına en ufak birşey yoktur. Bu videodan, Hocaefendi'nin "Hazreti Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğunu kabul etmeyen kişileri makbul gördüğü" yorumunu çıkaran ya Hocaefendi'nin kullandığı kelimeleri anlamamıştır, yahut art niyetlidir.

 

İkinci olarak, bu video kesilmiş, kırpılmış, cımbızlanmış, manası ters-düz edilip servis edilmiştir. Sizin eklediğiniz 1 buçuk dakikalık videonun, kırpılmamış, anlamı yamultulmamış 6 buçuk dakikalık halini ekliyorum.

 

http://www.youtube.com/watch?v=bQ1HHasNQ5o&feature=player_embedded

 

Asıl mevzuu insanları dış görünüşüyle yargılamamak olan ve kendi nefsine savcı, başkasına avukat olmak düsturunu ele alan bu sohbeti izleyen kimse, insaf ve vicdan sahibi ise hakikati görür.

 

Bu videoyu koyarken en azından bir kez olsun izlemiş olduğunuzu düşünüyorum. Ancak merak ediyorum, videodaki atlamaları ve bozulan anlam bütünlüğünü hiç mi farketmediniz, yoksa önemsiz mi buldunuz? Acaba -böylesi mühim bir meselede- bir hüküm verebilmek için neden videonun tamamını bulma ve izleme zahmetine girmediniz? Böyle mühim bir iddiada bulunurken, neden araştırma ihtiyacı hissetmediniz?

 

Sayın Hakiki Müslüman'ın iddia(iftira)sını ispat için ani bir insiyakla "F.Gülen Hristiyan Cennet" kelimelerini Google'a yazıp, karşınıza ilk çıkan video linkini buraya yapıştırdığınıza ihtimal vermiyor, vermek istemiyorum.

 

Buyrunuz, yandaki linke tıklayarak, bu iftira hakkında tafsilatlı açıklamaya ulaşabilirsiniz: "Muhammeden Resulullah demese de alır başıma koyarım"Çarpıtmasına Cevap

 

selam ve dua ile.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hocaefendi'nin kaç kitabını okuyup, kaç sohbetini dinlediniz bilmem ama, eleştirmeden önce en azından bir iki kitabını karıştırmanızı, bir iki sohbetini dinlemenizi tavsiye ederim. Bil hassa Sonsuz Nur adlı kitabını ve aynı isimdeki sohbetlerini..

 

Birileri ısrarla cemaate, Hocaefendinin şahsında iftira ediyor, çamur at izi kalsın mantığı ile kendisine olmadık, saçma sapan suçlar isnat ediyor. Bunlar yıllardır kasıtlı olarak medyaya servis ediliyor, milletimizin cemaate ve kendisine olan desteği kırılmaya çalışılıyor. Yapılan iftiralar öyle asılsız, öyle hain boyuttadır ki, taş olsa çatlar orta yerinden.

 

 

http://www.youtube.com/watch?v=E_w9faSVoEU&feature=player_embedded

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

İstediğiniz kadar Fethullah Gülen'in söylemlerini onun lehine çekmeye çabalayın. Gülen'in İslami bilgisi kuvvetlidir, fakat bu onun hakkındaki hakikati değiştirmez. Gülen, yıllardır Amerikan hamiliğini tasdik etmiş bir şekilde diyar-ı küfr de ikamet etmektedir. Bunun ötesinde, yakınında bulunan adam Papa'nın elini öpmüştür. Fethullah Gülen, Dinlerarası diyalog gibi İslam'ın özüne aykırı bir projenin başında bulunmaktadır. Bu kapsamda Papa'yla temasları olduğu bariz ortadadır. Ve Papa'da bu diyalog kapsamında Kur'an'ın münakaşaya tabi olması gerektiğini söylemiştir.

 

Gülen'i tenkit edenlerin, onun icra ettiklerinin dinimize aykırı olduğunu söyleyenleri ''hain'' sıfatına layık görmek bir terbiyesizlik ve kifayetsizlik değilde nedir? Çamur at izi kalsın mantığını izleyen asıl bu zihniyettir. Gülen iyi bir hatip olabilir, İslami bilgisi kuvvetlide olabilir. Fakat nasıl bir oyunun parçası olduğu ortadadır. Ben Hakk'a inanırım, Fethullah Gülen'e veyahut cemaatine değil.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Fethullah Gülen elbette biat etmiştir. Mahiyetindeki adam, Papa'nın elini öpüyor, Gülen buna müsaade ediyor ve Papa'yla uzun bir -içeriğini bilmediğimiz- görüşme yapıyor. Her şey ortada değil mi? Tabi Gülen'e duyduğunuz hayranlık gözlerinize perde indirmiş, Gülen İslam aleyhine bir şey daha söyleyecek olsa onu bile evirir çevirir bir şekilde lehineymiş gibi göstermeye gayret ederseniz. Bu çok yanlış bir şeydir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mevzu gereksiz uzuyor. Eseri aldınız mı siz ondan haber verin? Küçük dilimi yutsam yeridir, Mısıroğlu hoca mesnediyle, kaynağıyla her şeyi koymuş ortaya. Mütereddid, hassaten siz alın. Paraya kıymazsanız, samimiyi,m verin adresinizi yollayayım. Bu ne taassub, bu ne fanatizm ya hu.

 

Aleni olarak şahitleriyle MİT odaklı olduğu ortaya konulan eseri Gülen elbet piyasadan toplatmaya kalkacaktı, nişane takacak değildi ya. Yazık diyorum tek kelimeyle. Daha bir kaç hafta öncesi, Cübbeli Hoca'ya hediye gönderip "sünni camianın sesi olmayı bilmiş" derken sanki bu eserde Mısıroğlu farklı bir şey yapmakta. İşte bir numara politikacı olduğu buradan belli. Evvelinde nebze saygım vardı, artık onu da duymuyorum.

 

STV canlı gösterilen Ayasofya'nın tepesine haç işareti, yanına bir de güzelim mason yıldızı, Zaman'da dinler adına barış diye kalk kanımla sulanan bayrakta Yıldızı kaldır ki o Efendimiz'i simgeler, yerine haç işaretini koy. Bunlar yenilir yutulur cinsten değildir. Ya ehli sünnete muhalif davranmayacaksın yahud yaptığın rezilliklere göz yumulmasını beklemeyeceksin.

 

Sonuna kadar Mısıroğlu'nun arkasındayım. Şahsiyeti hakkında ne denir ne denmez mevzu bu değil. Eser minvalinde konuşulacaka devam edin. Hele okuyun bir kritiğini yapalım. Öyle kuru yumruk atmak değil iş mütereddid.

 

Ha bir de biri bir video taşıyor diğeri söylenenin tam aksine Gülen'in ağzından başka bir video getiriyor ya, eserde geçiyor yine, Gülen aleni dediği bir şeyi sonra cemaate has çekilen kasetlerde aksini söyleyip aslında bunu söylemek istemiştim diye resmen takiyye yapıyor. Hayretler olsun.

 

Yine söylüyorum lütfen eseri edinin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hanıfendi olaya el atımıştır, susunuz, dağılınız! Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar..

 

1 Kimsenin hangi 'minvalde' konuşacağını, neye cevap yazacağını, gerekliliğini-gereksizliğini size soracağını zannetmiyorum.

 

2 Kitabı okumadım, kitap hakkında da yorum yapmadım.

 

3 Kitabın okunmaya değer olduğunu zannetmiyorum. Çünkü yazarın "İslami Gençliğin El Kitabı" adlı kitabını heyecan ile elime alıp; böyle bir isimle yazılan kitapta Hocaefendi ve cemaat hakkında ucuz piyasa dedikodularını okuduğumda büyük bir hayal kırıklığına uğramış, yazarın zihniyetine dair kafi derecede bilgi sahibi olmuştum. Ama içiniz rahat olsun, elime geçer geçmez okuyacağım.

 

4 Dahiyane "Cemaate has kasetler.." teorinizi tebrik ederim. Doğana siz bu fikrinizi postalayınız. Gerçekten, gayet parlak ve Gelecek vadediyor.

 

Birşey gizleyen adam kameraya konuşmaz sayın mümin. Bu ne komplo teorisidir yahu? Kurbağalar karınlarını hoplata hoplata güler böyle şeye. Siz cımbızlana cımbızlana çarpıtılan yarım yamalak üfürükten bilgilere inanıyorsunuz da, hakikat karşınıza çıkarıldığında, derin bir taassupla bu sefer takıyye ile suçluyorsunuz. Bir sahte fotoğrafa bir de aslına bakıp, sahtesine itimat ediyor, sahtecilikle itham ediyorsunuz!

 

İki-üç kitap okumakla, birkaç dedikodu dinlemekle topyekün bir cemaat hakkında asıp kesmeye başlayın, komplolar kurun, şişirin, bozun, yeniden kurun.. Bir de kalkmış taassuptan, fanatizmden bahsediyorsunuz. Güldürmeyin. Bir tanesi de oradan "gözünüze perde inmiş" diyor. Perdenin kimin gözüne indiği aşikar efendim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gülen, yıllardır Amerikan hamiliğini tasdik etmiş bir şekilde diyar-ı küfr de ikamet etmektedir.

Fethullah Gülen, Dinlerarası diyalog gibi İslam'ın özüne aykırı bir projenin başında bulunmaktadır. Bu kapsamda Papa'yla temasları olduğu bariz ortadadır. Ve Papa'da bu diyalog kapsamında Kur'an'ın münakaşaya tabi olması gerektiğini söylemiştir.

 

Stephen King elinize su döksün. Yaşadığı yeri tabiyyetine; görüştüğü kimseleri ihanetine bağlayan bu mükemmel çıkarım ve çözümlemeleriniz, merd-i kıpti şecaat arzederken sirkatin söylermiş sözüne numunei-i imtisal olmakla, bana bir tek laf bırakmıyor.

 

Bir daha anlıyorum ki zerre miskal fikir özü barındırmayan sözleriniz cevaba layık zerre miskal sıklete sahip değildir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gülen, Mısıroğlu'nun kitabı için toplatma istedi

18 Ocak 2013 Cuma 11:27

Kadir Mısıroğlu'nun 'Tarihten günümüze tahrif hareketleri'isimli kitabı nedeniyle Fethullah Gülen'in avukatları tarafından toplatılması isteği ile dava açıldı

 

İŞTE KADİR MISIROĞLU’NUN AÇIKLAMASI

 

“TARİHTEN GÜNÜMÜZE TAHRİF HAREKETLERİ” isimli eserimizin üçüncü cildine karşı cumhuriyet tarihi boyunca bir benzerine rastlanmayacak şekilde bir ceza ve beş hukuk davası olmak üzere tam altı dava açılmış bulunmaktadır. Aşağıya dökümünü çıkardığımız bu davaların beş tanesinin Fethullah Gülen ve kardeşleriyle amcası tarafından açılmış bulunduğu görülmektedir. Şayan-ı hayrettir ki İmralı görüşmeleri dolayısıyla beyanat üstüne beyanat veren ve ihtilafları sulh yoluyla halletmenin ehemmiyetinden dem vuran Fethullah Gülen bizim ilmî ve islamî tenkitlerimize karşı bu derecede tahammülsüzlük göstermiş bulunmaktadır. Gencecik vatan evlâtlarının on binlercesinin ölümüne sebep olan bir anarşist grup olarak PKK ile sulh yapılmasını terviç eden O’nun bu konuşmalarıyla bize karşı vâki olan şu tutumundaki tezadı umûmî efkârın dikkatlerine arz ediyoruz.

 

DAVALAR:

 

1- Üsküdar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Fethullah Gülen vekili avukat Orhan Erdemli’nin şikâyeti üzerine açılmış olan 2012-879 esas sayılı dava

 

Müşteki : Fethullah Gülen

 

Davalı : Kadir Mısıroğlu

 

Dava Mevzu : Basın yoluyla hakaret ve iftirâ

 

2- Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olan 2012-297 sayılı hukuk davası

 

Davalılar : a-Kadir Mısıroğlu

 

b-Mehmed Selman Mısıroğlu (yayıncı)

 

Davacı : Fethullah Gülen

 

Davanın Mevzu : Basın yoluyla hakaret

 

Talep : Eserin toplatılması talebiyle birlikte gerek yazar olarak benden ve gerekse de nâşir sıfatıyla oğlum Mehmet Selman’dan On’ar bin lira tazminata hükmedilmesi.

 

3- Erzurum 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olan 2012-749 esas sayılı dava

 

Müşteki : Seyfeddin Gülen

 

Davalılar : a- Kadir Mısıroğlu

 

b- Mehmed Selman Mısıroğlu

 

Talep : Her iki davalıdan On’ar bin lira olmak üzere Yirmi bin TL manevi tazminat ayrıca bir ihtiyati tedbir olarak saldırının durdurulması yâni eserin toplatılmasıyla birlikte verilecek kararın Türkiye’de tirajı en yüksek üç gazetede birden yayınlanması.

 

4- Erzurum 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2012-680 esas sayılı dava

 

Davacı : Salih Gülen

 

Davalılar : a- Kadir Mısıroğlu

 

b-Mehmed Selman Mısıroğlu

 

Talep : Davalılardan On’ar bin lira yekünen Yirmi bin lira manevi tazminat talebine ilâveten eserin aynı şekilde toplatılmasıyla verilecek kararın Türkiye’de tirajı en yüksek üç gazetede birden yayınlanması.

 

5- Erzurum 2. Asliye Mahkemesi’nde açılan 2012-507 esas sayılı dava

 

Davacı : Seyfullah Gülen (Fethullah Gülen’in amcası)

 

Davalılar : a- Kadir Mısıroğlu

 

b- Mehmed Selman Mısıroğlu

 

Talep : Davalılardan On’ar bin lira yekünen Yirmi bin lira mânevî tazminata ilâveten bu meblağın eserin yayın târihinden itibaren tahakkuk ettirilecek kanûnî fâizi ile birlikte eserin toplatılması.

 

Fethullah Gülen kardeşleri ve amcasının açmış olduğu bu davalara ilâveten eserimize karşı açılmış bir altıncı dava daha vardır. O da sâbık Diyânet İşleri Reisi Tayyar Altıkulaç tarafından Üsküdar 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olan 2012-339 esas sayılı mânevî tazminat davasıdır. Tayyar Altıkulaç bu davada Fethullah Gülen’den daha munsıf davranarak sadece yazardan On bin lira taleb etmiş ayrıca tecavüzün önlenmesi yâni eserin toplatılmasını taleb etmiştir.

 

Yukarıya derç ettiğimiz bu tablo kanaatimizce Cumhuriyet Tarihi’nde bir ilk teşkil etmesine ilâveten Fethullah Gülen’in fiiliyle kavli arasındaki tezadı açıkça ortaya koyduğu cihetle şayan-ı ibrettir. O ki; başka bir konuşmasında şahsına veya ecdadına hakaret edenleri zerre kadar imanı olduklarından emin bulunduğu taktirde hoş göreceğini beyan etmiş bulunmaktadır. Bu demektir ki, bizi zerre kadar iman sâhibi kabul etmiyor. Zirâ bir kısım taraftarlarınca yapılan sulh teklifi öğrendiğimize nazaran O’nun muhâlefeti neticesinde akim kalmış bulunmaktadır.

 

Umumî efkâra saygılarımla arz ederim. – Üstad Kadir Mısıroğlu

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...