Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
mumin

İyi Veya Kötü Çığır Açanlar

Recommended Posts

İYİ VEYA KÖTÜ ÇIĞIR AÇANLAR

1- (Ve o kullar): "Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl" derler. FURKAN 74

173 . Hz.Cabir'den: "İslam'da kim bir hayırlı yol açarsa, ona bu hayrın ecri ile, kendisinden sonra o hayrı işleyenlerin ecrinin bir misli verilir. Bu, onların ecrinden hiçbir şey eksiltmez de. Kim de İslâm'da kötü bir yol açarsa, ona bunun günahı ile, kendinden sonra onu işleyenlerin günahı da verilir. Bu da onların günahından hiçbir eksilmeye sebep olmaz.''[1] -

Ebu Hureyreden: "Kim bir hayrı başlatır ve başkaları da onu devam ettirirse, o kimse yaptığı hayrın sevabını eksiksiz alır ve o hayrı takip edenlerin hayrının bir mislini -onların hayırlarından hiçbir eksilme olmaksızın- aynen alır. Kim de kötü bir çığır açar ve bu çığırdan başkaları da giderse, bu adama, o kötü işin günahı eksiksiz gelir; ayrıca o kötü yoldan gidenlerin günahının bir misli de -onların günahından hiçbir şey eksiltmeden- ona gelir." 6005

Açıklama: Hz. Peygamber huzuruna gelen her fert/toplulukla ilgilenir, onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışırdı. Hoşlanmadığı bir durum gördüğünde yüzünün rengi değişirdi. Ashab onun üzüntüsünü, sıkıntısını ve kederini yüzünden anlarlardı. Rasulüllahın saadet ve sevinç hali de yüzünden anlaşılırdı. Bu hadiste Onun her iki hali de anlatılmaktadır.

Rasulüllah,kendilerinden herhangi bir şey istendiğinde, sahabiler tüm imkanlarını seferber eder, onun emrini ve arzusunu yerine getirmek için yarış ederlerdi. Onların aralarındaki yardımlaşma ve ellerinde bulunanı paylaşma duygusu, sayısız örneklerinde görüldüğü gibi, eşsiz denecek seviyede idi. Hz. Peygamberin yüzünde hissedilen sevincin sebebi, kendi emrine adeta koşarcasına uyulduğunu gözleriyle görmesi ve fakir insanların problemlerinin halledildiğine şahit olmasıydı.

Peygamberimiz, bu davranışı iyi bir çığır olarak nitelendirmiştir. Çünkü burada bir yardımlaşma, cömertlik ve müslüman kardeşlerini kendi nefislerine tercih etme güzelliği vardır. Allah da bu nitelikleri sebebiyle müminleri şöyle över: “Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile, onları kendilerine tercih ederler.”[2]

İslam, açları doyurmayı, çıplakları giydirmeyi, yokluk içindekileri her çeşit zaruri ihtiyaçlarını karşılamayı, ümmetin zenginlerine yerine getirilmesi gerekli bir vazife olarak yükler. Bu ihtiyaçlar karşılanmadığı için kötülüğe itilen, suçlu duruma düşen veya hayatı tehlikeye girenlerden toplumu sorumlu tutar. Ferdi sorumluluğun yanında içtimai sorumluluğu da getirir. Bu sayede toplumun fertleri arasında içtimai/sosyal yardımlaşma duygusu gelişir ve sonuçta kurumlaşır. İslam toplumlarında yaygın olan sayısız vakıflar bunun en canlı örneğini teşkil eder.

Açılan çığır iyi/kötü olabilir. Bu çığırı açan ve o çığırda yürüyenler ecir, sevap veya günah kazanırlar. Bu hadiste taşıyamayacağı kadar ağırlığı yüklenip gelerek yardım çığırını açan Medineli bir sahabiden bahsedilir. Rasulüllah onun davranışını takdir ederek kendisini övdüğü gibi, onun yol ve izini takip ederek hayır işleyenleri de över. Fakat bu konuda en büyük fazilet, örnek ve önder olanındır. Onun açtığı yoldan giden herkesin ecrinden bir pay, o kişiye ayrılır. Fakat o çığırda yürüyenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Buna karşılık kötü çığır açana da büyük bir vebal vardır. O kötü çığırda yürüyen herkesin günahından bir pay kendilerinin günahı hiç eksilmeksizin o çığırı açana yazılır.

  • Hayırda yarışma ve yardımlaşma, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmanın ve İslam kardeşliğinin temellerindendir.

  • Çok küçük sayılan şeylerle de olsa sadaka vermek ve hayır için malından harcamak, dinimizde teşvik edilmiştir. Büyük hayırlar, küçüklerin birikiminden oluşur.

  • Müslümanlar, hayır yolunda yarışma ve Hz. Peygamberin izini takip etme hususunda acele davranmalıdır.

  • İyiliğin her çeşidinde müslümanlar örnek ve rehber olmalı, kötülükten uzak durmada da en önde bulunmalıdır.

  • Güzel bir çığır açan, ecir kazanır. Üstelik kendi izinde gidenlerin sevabına da ortak olur. Kötü çığır açanlar.....

  • İyi bir çığır açana, kıyamete kadar sevap, kötü çığır açana günah yazılır.

  • Kötü bir çığır açmak haramdır. Çünkü günahın devamlılığı haramdan dolayı olur.

  • Hayırlı veya kötü çığır açanla, o yolda yürüyenlerin sevap ve günahı aynıdır.

  • Hayra vesile olanın ecri, şerre vesile olanın günahı katlanarak verilir.

174- İbnu Mes'ud anlatıyor: "Resûlullah buyurdular ki: "Yeryüzünde haksız yere öldürülen bir insan yoktur ki katilin günahından bir misli Hz. Âdem'in ilk oğluna (Kâbil'e) gitmemiş olsun. Çünkü o, haksız öldürme yolunu ilk açandır."[3]

Açıklama: Kabil, Ademin ilk oğludur. O, küçük kardeşi Habili haksız yere öldürmüştü. Bu,ilk kan dökme olayıdır.

Kabil, işlediği bu haksız cinayetle kötü bir çığır açmış ve günahkar olmuştu. Bu kötü çığırda yürüyen herkesin günahından bir hisse Kabil’e ayrılır. Ve önceki hadiste de belirtildiği gibi cinayet işleyenlerin günahından da bir şey eksilmez.

  • Bir hayra veya şerre vesile olmak, mükafat veya cezaya ortaklığı da beraberinde getirir.

HAYRA ÖNCÜLÜK ETMEK

DOĞRULUK VEYA SAPIKLIĞA ÇAĞRIDA BULUNMAK

1- “Sen Rabbine davet et.” KASAS 87

2- “Sen, Rabbinin yoluna hikmetle ve göüzel öğütle davet et.” Nahl 125

3- “İyilik ve takvada yardımlaşın.” MAİDE 2

4- “Aranızdan iyiliğe, hayra çağıran bir topluluk bulunsun.” AL-İ İMRAN 104

175- “Bir iyiliğe öncülük eden kimseye o iyiliği yapanın ecri gibi sevap vardır.” [4]

Açıklamalar: Hadis, hayra öncülük yapmanın, hayır yapana ve hayır yapılmaya layık olana yardımda bulunmanın faziletine delil teşkil eder. Çünkü hayra, iyiliğe delalet etmek de hayırdır. Hayır yapana ecir ve sevap verildiği gibi, o hayrın yolunu gösterene de sevap verilir. Çünkü her insan bizzat kendisi hayır yapmaya güç yetiremeyebilir. Bundan elde edilen sevabın mutlaka eşit olması da gerekmez. Hayra öncülük, söz, iş ve işaretle, yazmakla olabilir. Delalet edene ecir verilmesi, hayır ve iyilik yapanın ecir ve sevabından da hiç bir şey eksiltmez.

Özellikle günümüzde hayır ve iyiliklerin yapılması gereken bir çok kişi, islami ve içtimai kuruluşlar vardır ki, ihtiyaç içinde kıvranmakta, çaresiz kalmaktadır. Aynı şekilde hayır yapmak isteyen ve layık olanı arayan hayırseverler de bulunmaktadır. Bunlara öncülük/aracılık etmek müslümanların görevi olmalıdır. Özellikle büyük şerleşim birimlerinde, bunu organize eden hayır kurukları ve vakıfların bulunması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu kurumları samimiyetle yaşatmak ve toplumun hizmetinde kullanmak, küçümsenmeyecek hayırlardandır.

  • Hayra öncülük yapmak, hayrı işlemek gibi sevaptır.

  • Hayra öncülük yapana verilen ecir ve sevap, hayır yapanın ecir ve sevabından eksiltmez.

 

 

 

 

[1] - Müslim, Zekât 69, (1017); Nesâi, Zekât 64, (5, 75 - 76).3249

 

[2] -Haşr 96

 

[3] -Buhâri, Diyât 2, Enbiya 1, İ'tisâm 15; Müslim, Kasâme 27, (1677); Tirmizi, İlm 14, (2675); Nesâi, Tahrim 1, (7, 82). 4893

 

[4] -Müslim, İmare 133, Ebu Davud Edeb 115, Tirmizi, İlim 14, K.Sitte 13/89, 4681

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...