Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Recommended Posts

Adnan Menderes'e gönderdiği 'gözüyaşlı' mektuplarla örtülü ödenekten para isteyen ve bu paralarla kumar oynadığı iddia edilen şair Necip Fazıl Kısakürek'in oğlu Mehmet Kısakürek, söz sırasının babasında olduğunu söyledi. Yaşanan tartışmalara gereken yanıtı babasının 1970'de yayımlanan, "Benim gözümde Menderes" kitabında verdiğini söyleyen Kısakürek, söz konusu savunmayı Habertürk'le paylaştı. Necip Fazıl, kitabında örtülü ödenekten para aldığını kabul ediyor ve Menderes'in, davasını sürdürmesi için 'biricik' insan olduğunu belirtip "Yardımını davamın hakkı olarak kabul ettim" diyor. İşte Necip Fazıl'ın kaleminden örtülü ödenek savunması:

 

'Evimdeki halıları sattım'

"Evet, örtülü ödenekten para aldım. Alırken de bir rejim ve hükümet meddahlığı vazifesini üzerime almadım. İşte Adnan Bey'de Tanzimat'tan bu yana gelmiş sadrazamlar ve başvekiller arasında bu davayı tutmaya müstaid biricik insanı buldum. Yardımını davamın hakkı olarak kabul ettim. Bütün aldıklarımı, mücadelesini ettiğim yolda harcadım. Evimdeki halılara kadar da bu uğurda satmaya mecbur oldum. Zira Adnan Bey'in "Bir kerede başla sonu gelir" diye ettiği her yardım, Demokrat Parti iktidarının menfî kutbu tarafından engellenince, kendisine bir ev yaptırılmaya başlanıp, birinci katı çıkmadan yüzüstü bırakılan bîçare gibi, elimdekini avucumdakini sarf etmeye, üstelik büyük bir borç altına girmeye mahkum oldum."

 

'İradesiz ve sabatsız Menderes'

"Örtülü ödenekten bana verilen paralar, şahsıma bir şey getirmek yerine, benim bütün imkanlarımı yedi bitirdi ve neyim varsa götürdü. Böylece Adnan Menderes, örtülü ödeneğiyle beni kullanmış değil, asıl ben onu idealim uğrunda kullanmaya teşebbüs etmiş, fakat iradesiz ve sebatsız karakteri yüzünden muvaffak bulunmuş olamıyorum. Benim, bir dava uğrunda bir nevi vergi hakkiyle alabildiğim, reklam parasına bile yetmez, gülünç meblağlara karşılık, kendisinden milyonlar devşirip şimdi gözünü oymaya bakan, ‘Büyük Doğu'yu' örtülü ödenek beslemesi olmakla suçlayan ve hesap vermeğe davet edilmeyen bazı gazetelerin hali, masumluk ve ulviliğimizin ters tarafından mükemmel bir ifadesidir."

 

'İslami gayeye yol bulabilmek için'

"Örtülü ödenekten bana verilenleri 147 bin lira olarak tespit etmişlerdi. Bu 147 bin liranın üzerine oturup "tamamlanmadıkça bir şey yapamam!" diye onu tasarrufuma geçirmiş olsam ve kendimi pahalıya satmayı bilseydim, o zamanlar oturduğum köşkü bana 100 bin liraya satmaya kalkan ev sahibime 'Evet!' demekle bugün yine dava ve gayeme mahsus olmak üzere birkaç milyonluk servet sahibiydim. Bugün, Feneryolu'nda, Bağdat Caddesi üzerinde beş bin mertekarelik bahçesiyle bu mülk 5 milyon lira değerindedir. Yani mahut 147 bin, sırf İslami gayeye yol bulabilmek için, olduğu gibi pişirdiğim yemeğe gitti, üstelik cebimde ve kilerimdekileri de silip süpürdü."

 

'Büyük Doğucular kavrasın, iftihar ediyorum'

"İşte, davamın baç hakkı olarak aldığım ve bunu iftiharla ilan ettiğim, fakat başta Adnan Bey'den milyonlar çimlenip de sonradan onu vatan haini diye teşhir eden namus yoksunu gazetelere nispetle, işimi bilemediğim, örtülü ödenek hikayesi bütün içyüzü ve mahrem karakteriyle bundan ibarettir ve bu hikayeyi ve iç yüzünü bütün ‘Büyük Doğu'cuların kavraması lazımdır."

 

ÜMRAN AVCI

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yahudi ve mason kuklası olan, ve sadece işleri çöplük karıştırmak olan "gazeteci" adıyla havlayan numunelere bu ideoloji fikrîyle engel olamamak, onların maşa olarak kullanılması gerçeğiyle Menderes tarihindeki asılsız iftira tekerrürüne seyirci kalmak, sadece bir iki mısra şiir okuyarak aynı "ideoloji" ye hizmet ettikleri sanılan güçsüz ve zavallı karakterlerin de tekerürrünü görüp, anlayıp akıbetlerini beklemekteyiz.

 

Tanzimattan bu yana gelmiş geçmiş herkeste bu davayı tutmaya müstaid biricik insanı arayan ve bulduğunu sanan, fikrî mücadelesi yalnız ve yalnız İslamiyet olan Üstad; her yanımızı sarmış çöpçüler krallarının arasındaki halimizi görseydi, bir pislik yığınının içine gömülmüş vücutlarımızın ve kafalarımızın nefes almaktaki çaresizliği karşısında aynı savaşa tutuşur, ortalığı yıkar geçirirdi. Üstümüze kürek kürek pislik atanların, kafalarını oraya gömmek yerine, ellerine nalburun anahtarını verip de, bizimle alakası yok diye kendilerini savunmaya kalkanların tarihin derin sularına gömülmüş, kahramanlık vasfından çok uzaklarda ve korkak şahsiyetler olduğu gerçeğini yüzlerine tokat gibi vurmuştu.

 

Ey mektubun muhatabı! Okuyup vicdanı titreyen herkes! Titreyin ve kendinize gelin! Maşa olarak kullanılan zavallılar değil benim muhatabım! Çünkü onlar büyük bir kişilik aczinde, kendilerine verilen her komutu emir telakki edip, sahibinin fırlattığı boomerang peşinde salya akıtıyorlar. Boomerangı fırlatan o elin sahibi! Kim olduğunu biliyor ve sadece susuyoruz! Tarihin tozlu raflarındaki kitaplarda fotoğrafı bile basılamayacak kadar aciz ve zavallısın! Sana söylüyorum! Kim olduğunu bildiğimizi bil! Sen kişilik sahibi bir adama yakışır şekilde hareket etmeyerek sinsice adım atarken, biz KISAKÜREK soyadının asaletiyle bize yakışır şekilde susuyoruz! Aramızdaki bu fark hiç kapanmayacak!

 

Şeyma Kısakürek Sönmezocak - Haber 7

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...