Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
gardenya

46 Yıl Sonra Ortaya çıkan Mektup!

Recommended Posts

46 yıl sonra ortaya çıkan mektup!

Başbakanlık, Yassıada belgeleri tek tek tasnif edilerek kamunun hizmetine sunuldu. Arşivdeki ilk araştırmayı yapan Zaman, resmî tarihi değiştirebilecek çok sayıda belgeye ulaştı.Bugünki gazetede yayınlanan mektup ilginç belgelerden olma özelliğini taşıyor.

 

46 yıllık sırlar ortaya çıkıyor

 

27 Mayıs 1960 sabahı radyodaki ses, her zaman haberleri okuyan spikerden farklıydı. Genç bir albay, ordunun yönetime el koyduğunu duyuruyordu. 10 yıllık DP iktidarı sona ermiş, emekleme dönemindeki demokrasi rafa kalkmıştı. O gün Türkiye için, kendi başbakanını asacak bir süreç başlıyordu. Daha önce kimsenin adını duymadığı Yassıada’da yakın tarihin en büyük siyasi davası başladı. Yassıada’yla ilgili çok şey söylendi. Ancak belgelerin diliyle o süreci anlatmak mümkün olmadı. Aradan 46 yıl geçti. Duruşmalara ait tutanakların gizliliği kaldırıldı. Anayasa Mahkemesi’nin elinde bulunan belgeleri teslim alan Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, bunları araştırmacılara açtı. Yassıada belgeleri 3 bin 527 ayrı klasörden oluşuyor. Belge adedi 100 bini geçiyor.

 

[MEKTUBUN TAM METNİ

Aziz vekilim,

 

Dün geceki konuşmalarımızdan cesaret ve ilham alarak zatıâlilerine, memleketin huzur ve istikrarı için alınması lazım gelen tedbir ve kararlar hakkında düşüncelerimi arz etmeyi milli ve vatani bir vazife bildim.

 

Sayın başvekilin açıklamalarını dinledim ve okudum; bunlar da benim düşüncelerimin kabulüne müsait bir zeminin henüz mevcut olmadığı aşikâr olarak belli ise de gene de görüşlerimin sizlere iblağının zaruretine inanıyorum.

 

Muhterem vekilim, şu hakikatı kabul etsek lazımdır ki, Kayseri hadiseleriyle başlayıp son karar ve feci olaylara kadar devam eden vak’alar vatandaş ruhunda derin tesirler ve hükümete karşı telafisi güç hoşnutsuzluklar yaratmıştır. Hele ordunun talebelere karşı akılsızca kullanılması işin vehametini artırmış, ordu mensuplarında da huzursuzluk ve güvensizlik hisleri belirmiş, korkulan şey olmuş, ordu politikaya karıştırılmıştır.

 

Sayın vekilim,

 

Bu ahvâl küçümsenecek, cebir ve şiddetle geçiştirilecek şeylerden değildir. Memleket, hükümet ve partinin düştüğü bu müşkül vaziyeti kurtarmak için sükunetli fakat ciddi ve zecri tedbirler almak lazımdır. Bu tedbirler şunlar olmalıdır:

 

1. Cumhurbaşkanı istifa etmelidir. Cumhurbaşkanlığına Sayın Adnan Menderes getirilmelidir. Bu muhterem zatı her şeye rağmen milletin çoğunluğunun sevmekte olduğuna kaniim. Bu sevgiden istifade edilerek kırılanların gönülleri alınmalı ve millete yeniden güven telkin edilmelidir.

 

2. Kabinede iyi kabul edilmeyen ve suihalleri bütün memlekete yayılmış bulunan zevat çıkartılması ve yeni kabine mutlak dürüst, makul zorcu değil, adalet ve şefkat hissi taşıyan zevattan kurulmalıdır.

 

3. İstanbul, Ankara valileri ve Emniyet müdürleri süratle değiştirilmelidir.

 

4. Son çıkarılan ve tahkikat komisyonları ihdas eden kanun kaldırılmalıdır.

 

5. Ankara Örfi İdare kumandanı değiştirilmelidir.

 

6. Partilerin ocak, bucak teşkilatı kaldırılmalı, sadece vilayet merkezlerinde mümessiller bulundurmalıdır.

 

7. Parti faaliyetleri azami senede iki defa vilayet merkezlerinde ve mehdut partililerle yapılmalıdır.

 

8. Mevkuf gazeteciler bir af kanunu ile kısa zamanda tahliye edilmelidir.

 

9. Son hadiseden tevkif edilen talebeler tedricen serbest bırakılmalıdır, ilim müesseseleri yeniden faaileyete geçirilmelidir.

 

10. Şimdiye kadar çıkarılan bütün antidemokratik kanunlar tedricen kaldırılmalıdır.

 

11. Vatandaş, hürriyet ve eşit muamele hakkına mutlak surette riayet edilmelidir.

 

12. Ordunun mes’eleleri süratle hal edilmelidir.

 

13. Din istirmacılığından vazgeçilmelidir.

 

14. Suiistimaller oluyor mu, bilmiyorum; fakat olduğu hakkında umumi bir kanaat mevcuttur ve milletin hükümete karşı itimatsızlığına sebep olmaktadır. Bu gibi kötülüklerin şiddetle bertaraf edilmesi lazımdır.

 

15. Müstesna zamanlar ve günler haricinde hükümet büyükleri memleket gezilerinde suni büyük vatandaş toplulukları ile karşılaşmalar yapmak usulü kaldırılmalıdır.

 

Çok muhterem vekilim;

 

Bu yazdıklarım asla bir parti ve politika mülahaza ve tesiriyle değildir.

 

Memleketin durumunun bu tedbirlerin alınmasını zaruri kıldığına inandığım için arz ediyorum. Sizlerin vatanperverlik ve vicdanlarınıza hitap ediyorum. Memleketten çok şeyler yaptığımız muhakkaktır, fakat bu da asla kâfi değildir. Bu yapılan işleri müstemleke idareleri de yapar, yapıyor ve yapmıştır. Asıl mühim olan toplumun ruhunda yaşama şevk ve azminin geliştirilmesi, hak ve hürriyet aşkının kökleştirilmesi ve vatandaş idrakinin yüksek ve necip hislerle donatılmasıdır. Olaylar bu yolda olmadığımızı göstermektedir. Talebelerin hürriyet duygusu ile yaptıkları masumane tezahürata karşı, idarecilerin hatası yüzünden kıtalar sevk edilmesi ve onların desteği ile emniyet kuvvetlerinin ilim yuvalarının içine kadar girerek talebeleri profesörleri beraber coplarla ve kurşunlarla tedip etmesi feci bir şeydir.

 

O hengamede kız talebelerin yürekler parçalayan çığlıklarının analar, babalar ve halk ruhunda onulmaz yaralar açacağını ve açtığını anlamamak, memleketin huzuru bakımından büyük hata olduğuna kaniim. Bizim, gençlerimizde hak, adalet ve hürriyet duygularının gelişmesinden ve kemalinden memnun olmamız lazıl gelmez mi? İstikbali hissiz, duygusuz müstemleke ruhlu, yalnız maddeci bedbaht insanlara mı bırakmak istiyoruz?

 

Sayın vekilim, maruzatım muhakkak ki, çok mühim ve hatta çok cüretkârânedir. Fakat memleket için, millet için, hükümet ve hatta partimizin selameti için dikkate alınması lazımdır ve hatta çok lazımdır.

 

Derin ve sonsuz hörmetlerimi sunarım.

 

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal GÜRSEL

 

TUTANAKLARA GÖRE MEKTUBUN TARTIŞILDIĞI ANBaşkan (Salim Başol): Kara Kuvvetleri Kumandanı bulunan ve halen Devlet ve Hükümet Başkanı olan Orgeneral Cemal Gürsel bir mektup yazmış. 3/5/1960 tarihli bu mektup inkılaptan sonra radyodan yayınlandı ve umumi efkâra bildirildi. Resmi Gazete'nin 12 Temmuz 1960 tarih ve 10549 sayılı nüshasının son safihesinde ilan edilmiştir, neşredilmiştir. Bu mektubu aldınız mı?

 

Ethem Menderes: Aldım efendim.

 

B: Ne oldu?

 

E.Menderes: Düşündüm, müteaddit defalar okudum. O günlerde bundan zarar gelmesi ihtimali suretiyle mektubu ifşaa etmemeyi lüzumlu gördüm. Fakat mektuptaki tekliflerden 1.maddesine ben vasıta olacak değilim. Ancak Sayın Başvekile arz edebilirdim. Ayaküstü Gürsel'den böyle bir mektup gelmiş olduğunu söyledim. Neler var, diye sordu. Birkaç maddesini kendisine söyledim.

 

B: Ayaküstü?

 

E.Menderes: Bilhassa 1. maddesini söyledim. Alttan birkaç maddesini okudum. 1. madde mühimdi. Onun üzerine sustu. Adeta lisanı haliyle şimdilik bunun üzerinde durmanın zamanı gelmediği gibi bir hal hissettim.

 

B: Maddelerden hiçbiri ele alınmış değil. (Salim Başol maddeleri tek tek okuyor. Ancak sürekli bahsi geçen 1. maddede Menderes'i öven kısımlar atlanıp, sadece uyarıcı kısımlar vurgulanıyor.) Demek ki böyle bir mektubu ayaküstü başbakana açabildiniz, o da şimdilik yapılacak bir şey yok dedi. Bu mektuptan kimseye bahsettiniz mi?

 

E.Menderes: Hiç kimseye efendim.

 

B: Yazık, bunu yazan daha o vakit üç silahlı kuvvetlerden birinin başıydı. Bence tek başına yazılacak bir şey de değil. Çünkü gayet mühim ve tehlikeli. (Adnan Menderes'e dönerek) Peki siz bu mektup hakkında ne muamele yaptınız?

 

A.Menderes: Bu mektubu şimdi dinliyorum beyefendi.

 

B: Hiç göstermedi mi?

 

A.Menderes: Hayır beyefendi. Yalnız Gürsel Paşa'dan bir mektup aldığını söyledi... Bu metni aynen görmüş olsaydım..

 

B: O vakit lüzum hissetmemişsiniz, şimdi hayati olduğu anlaşılıyor. Hisleri şifahi olarak açmak var, bir de kâğıt üzerine dökmek var. Kâğıt üzerine dökünce ehemmiyet peyda eder.

 

A.Menderes: Beyefendi nasılsa gafletime gelmiş, ben bunu okumadım. Bu haliyle asla ve kat'a bana anlatılmış değildir.

 

B: Diğer arkadaşlarınız duymadı mı?

 

A.Menderes: Hayır beyefendi ayak üzeri konuşuldu.

 

B: İnkılaptan 24 gün evvel alınmış bir yazı, ehemmiyetli. Peki, münderecatına vukuf peyda etseydiniz ne yapardınız? Böyle bir mektup geldiği halde arkadaşlarınızla paylaşmamanız fahiş bir hata.

 

A.Menderes: Ehemmiyetli bir mektup olduğunu bilseydim elbette çeker alırdım.

 

Zaman

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...