SoRusT 0 Report post Posted January 12, 2006 ----------------------------------------------------------------------------------------- slmlar yazıyı okumadan önce burası turkiye her an hersey olabilir solcu bi amca cıkıp abdulhamit hain değildi der daha sonra bi sag görüşlü bi yazar amca kitap cıkarır "bu topraklarda güller kırmızı acar paşam" neyse reklamın iyisi kötüsü olmaz dusturuyla nereye kadar gidecegiz bakalım ----------------------------------------------------------------------------------------- Necip Fazıl bir BESLEME idi! Necati Doğru yine zehir zemberek bir medya eleştirisi yaptı: Necip Fazıl BESLEME idi!. Fehmi Koru ise BESLEYİCİ!... İşte Vatan'daki o ilginç yazı: Gazeteci Fehmi Koru'nun Başbakan ve gazetecilere verdiği yemek hala konuşuluyor. Vatan yazarı Necati Doğru bugünkü yazısının başlığında Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru'ya ağır ithamda bulunuyor. Necip Fazıl beslemeydi! Fehmi Koru besleyici! Gündemin acımasızlığına bakın, bayramın ikinci günü benim kalemime de; "besleme basından besleyici basma geçiş sürecine..." bir küçük katkı yazmak kısmeti düştü. Adettir. Gelenektir. Öyle bir konu bulmalı ki, kimseyi kırmasın, üzmesin, acıtmasın. Bayramın ruhuna uygun olsun. İçinde biraz tarih, biraz özeleştiri, biraz sentez taşısın. Yaman bir süreç! Gazeteciler beslemeydi! Besleyici oldular! Bayramdan iki gün önce gazeteci-yazar Fehmi Koru, Türkiye'nin "kuş gribinden ölen çocuklarının acısını, ailelerinin cahilliğini, fakirliğini, ülkenin utancını, rezaletini yaşadığı gündeminde" seçkin bir davet verdi. Fehmi Koru, Yeni Şafak'ta yazıyor. Yeni Şafak iktidarı destekliyor. Sahiplerinin asıl işi gazetecilik değil. Birçok dalda iş yapıyorlar, özelleştirmeden devlet şirketlerini alıyorlar. Başyazarı Ahmet Taşgetiren, sürekli iktidarı destekleyen bir yazardı. Bir kerecik Başbakanı eleştirdi diye köşesini elinden aldılar, gazeteden attılar. Yeni Saf ak'ın patronlarının bu hoyratlığına, hoşgörüsüzlüğüne, faşist tavırlarına dayanamayan genel yanın müdürü Selahattin Sadıkoğlu da istifa etti. *** İşte bu iktidar yanlısı gazetenin yazarı Fehmi Koru, yanına çok satan gazetelerden seçme ve çoğunluğu da iktidar yanlısı 20 gazeteci yazar aldı, İstanbul'un seçkin ve pahalı lokantalarından zenginlerin, diplomatların, işadamlarının, damak lezzeti gelişmiş yüksek faizden geçinen rantiyelerin gittiği Feriye Lokantası'nda "basına kapalı Off-the-record yemek" verdi. Tahmin edin! Yemeğe şeref konuğu olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ve 3 danışmanını çağırdı. 20 seçme gazeteci, l başbakan, 3 danışman toplam 24 seçkin insan, 4 saat boyunca bu Feriye lokantasında yemek yediler. İçki sevenler içki içti. Ayran sevenler ayran. Söyleştiler. Gülüştüler. Hesabı Fehmi ödedi. Basına kapalı ve yazılmamak kaydıyla yaptıkları toplantıyı da ertesi gün gazetelerinde köşelerinde, sütunlarında geniş geniş "Başbakanla Off-the-record (yazılmamak kaydıyla) yemek yerken Nazili Ilıcak, seçimleri 2007'de yapın... Beni de milletvekili yapın diye öğüt verdi... Hasan Cemal hep not tuttu... Mehmet Barlas votkayı cinle karıştırıp bir defada içti..." diye yazdılar. *** İşte gazetecilik! Gazeteciliğin aşaması! Geldiği nokta...! Sürecin dönemeci! Fehmi Koru'nun örnek aldığı ve yolundan yürüdüğü ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da şiirlerini en iyi okuyan olarak özel bir şöhret kazandığı muhafazakar-mukedesatçıdinci çizginin gazeteci yazarlarından Necip Fazıl Kısakürek, bir beslemeydi. Başbakan beslemesi... İktidardan para alırdı. İktidarı destekleyen "Büyük Doğu Dergisi"ni çıkartırdı. Dönemin (1950-1960 arası) Başbakanı Adnan Menderes, Necip Fazıl Kısakürek, dergi çıkarsın; iktidarın görüşlerini desteklesin, muhalefeti yersin diye "örtülü ödenekten" o dönemin parasıyla 142.000 TL para vermişti. Büyük paraydı. O yıllar l dolar 2.9 TL idi. Ve Başbakan Menderes, Necip Fazıl Kısakürek'i ve Burhan Belge, Nadir Nadi, Orhan Seyfi Orhon, Yahya Kemal, Mithat Perin, Peyami Sefa, Ethem İzzet Benice, Kazım Nami Duru, Necdet Rüştü Efe, Yusuf Ziya Ortaç gibi gazetecileri "örtülü ödenekten büyük paralar verip" beslediği için Yassıada'da yargılanıp mahkum da olmuştu. (Kaynak: Yassıada Zabıtları-1 Örtülü Ödenek Davası, KİTABEVİ yayınları) Nereden nereye! Şimdi Necip Fazıl'a aynı düşünce, inanç, siyaset çizgisinin son takipçisi Fehmi Koru, başbakan besliyor. Pahalı Feriye lokantasına götürüp yediriyor, içiriyor, güldürüyor. Gazeteciliğimizde sıçrama! Beslemelikten... Besleyiciliğe... Büyük aşama! Bayramınız kutlu olsun. <alıntıdır> http://www.haberbank.com/ayrinti4.php?id=19195 Quote Share this post Link to post Share on other sites
SoRusT 0 Report post Posted January 12, 2006 tamam olabilir ama anlatım dili biraz agır değil mi cok kaba ve insafsızca geldi bana neden böyle yaparlar anlamadım Quote Share this post Link to post Share on other sites
NFK-Fan 285 Report post Posted January 12, 2006 Selamlar, Milletin kiminle ne yiyip ne içtiğini yüzeysel bir bakışla köşesine taşıyan bu sığ yazar ve yazısının geneli hakkında yorum yapma gereği duymuyorum. Zira böyle bir harekette bulunursam mevzubahis şahsiyeti adam yerine koymuş, muhattap almış olurum ki bu da benim için zaman kaybından başka bir şey değildir. Fakat "saçmalamak ve tarihi gerçekleri çarpıtmak" nasıl olur, bunu göstermek için, söz konusu şahsın tuvaletinde Üstad hakkında kuyruksokumuyla yaptığı uzun menzilli atışlar hakkında bir iki söz söylemekte fayda görüyorum. Üstad, Menderes döneminde bir süre devletten ödenek almıştır. (Daha öncesinde bizzat Recep Peker tarafından kendisine yapılan rüşvet teklifini reddettiğini de hatırlayalım burada!..) Üstad Büyük Doğu'larını çıkartabilmek için kısa bir süre ödenek almıştır, bu ödenek de kısa süre içerisinde kesilmiştir. Malum nedenlerle!!! Yani, Üstad'a karşı takınılan tavır ve onun doğruları söylemedeki cesareti sebebiyle... Dolayısıyla "İktidardan para alırdı" yerine "iktidardan para aldı" demek daha uygun bir kullanımdır. Tabii yazıyı yazan mahut şahsı göz önünde bulundurursak böyle kasti hatalar üzerinde durmamak gerektiğini de kestirebiliriz. Geçelim... Büyük Doğu Dergisi iktidarı mı desteklerdi, yoksa Menderes'e doğru yolu göstermeye çalışırken iktidarın icraatlerini ve DP'yi yerden yere mi vururdu? 1950 BD arşivlerini karıştırmaya hacet yok, sadece bir tanesi bile ikinci durumun doğruluğunu ispat etmeye yeterli olacaktır. DP kadrosunun sığlığı ve hükûmetin BD'ye karşı takındığı tavır malum. Üstad da bunları 10 yıl hükümsüren DP iktidarı döneminde sürekli eleştirmiştir. DP kadrosu içerisinde kendisinde umut gördüğü birkaç kişiden birisi olan Adnan Menderes'e ise, gerektiğinde sert, gerektiğinde yumuşak yazılarla yol göstermeye çalışmıştır. Buyurun, BD arşivlerini karıştırın. "Nerden bulacağım" diyorsanız "Başmakalelerim" serisi BD yayınlarında sizleri bekliyor, onlarla da idare edebilirsiniz. Üstadın, en çok DP iktidarı döneminde, saçma sapan sebeplerle hapiste yattığı tarihi bir gerçek. Bu konuda iktidarın Üstadı beslediğinden söz edebiliriz, evet!.. İktidar üstadı hapislerde beslemiştir... Doğrudur... Üstad'ın "Benim Gözümde Menderes" kitabını okumadan mahalle karıları gibi vıdı vıdı etmekte olmasa gerek mesele... Amaç taarruz olunca, ee bir de beyin denen organdan taşımıyorsanız, böyle saçmalamanız gayet tabiidir. Birileri çıkıp sizleri rezil edebilir, önemi yoktur bunun... Çamur atılmıştır, saf beyinlerde izi kalmıştır. Yazara, gazete köşesinde ettikleriyle beslenmeyi öneriyorum. Belli ki beslenmesiyle alakalı sorunları beynine ilişmiş... Besi muhabbetleri sırasında beslenmeyi ihmal etmiş. Saygı ve selamlarımla Quote Share this post Link to post Share on other sites
hiç 0 Report post Posted January 14, 2006 "Nesnelerin fiatını biliyoruz, değerini bilmiyoruz." Oscar Wilde... Fehmi Korunun fiatı belli, Necip Fazıl'ın değeri belli değil... Bayramınız mübarek Olsun. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted February 3, 2010 "Başbakan Adnan menderes'in örtülü ödenekten dergi için yaptığı yardımları almakta bir sakınca görmemiştir. Bu anlamda Onu paraya önem vermekle suçlayanlar olmuştur. Ancak aynı Necip Fazıl, yeni bir İstiklal Marşı yazımı için alabileceği, o dönem için çok yüksek bir meblağ olan 10 bin lirayı, hiç tereddütsüz geri çevirmiştir. (Tıklayınız) Yine 'Bir Adam Yaratmak' oyununu seyrettikten sonra, başka bir oyun yazması için Başbakan Recep Peker'in teklif ettiği parayı düşünmeksizin reddetmiştir. O siyasetle ilgilenen yanıyla duruşunu çok sahih çizen biridir. Onun yeri, Büyük Doğu'nun yeridir." (Hece Dergisi Üstad Özel Sayısı - İsmail Sert - s.93) Quote Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted February 22, 2010 Evet beslemeydi; milletin kursağına giren bir lokma ekmeğin bile hesabını yapan ve ye ama zehir zıkkım olsun diyen bir adi sistemin taşeronları türünden besleme değildi ! Kökleri, emelleri ve pratikleri bozuk ve bir o kadar da Anadolu insanının dinine/imanına/vicdanına saldırmayı gelişim ve çağdaşlık gibi kisvelerle marifet sayan bu topraklardan olmayanlar gibi besleme değildi. Tepeden inmedi, sofralarda bulunmadı, kışlaları zapteylemedi Necip Fazıl. Evet, evet. Necip Fazıl beslemeydi; hakikate ve vicdana dair ne varsa ondan besleniyordu, Anadolu'nun her hangi bir köyündeki çınarın, mübarek topraklardan beslendiği gibi besleniyordu o. Alnı pak, yüzü pak, eli pak insanların muhabbetinden ve dualarından besleniyordu. Bu ülke besliyordu onu ve bu ülkenin namuslu insanları.. Bu besleme onların bellediği ve bildiği türden bir besleme değildi; bu besleme, kendisi için istediğini/istediğinden fazlasını, müslüman kardeşi içinde isteyen ve bundan bir an olsun tereddüt etmeyen bir anlayışın tezahürüydü. Bu besleme; vaktini, harçlığını, evini, arabasını vs., sakınmadan başka yol arkadaşına veren ve teslim eden bir inanışın beslemesiydi. Betonlardan, putlardan, taklitçilikten, yaftalamaktan, devirmekten beslenen sizler için, bizim besleme ve beslenme şeklimiz bozar sizin metabolizmanızı.. Çünkü bu durum; sizi çıldırtan ve kafanızı duvardan duvara vuran bir kişilerin ve zihniyetin resmidir, yaşadıklarıdır. Not: Fehmi Koru hakkında yazdıklarıyla zerre kadar ilgilenmiyorum, çünkü gerçekten ilgilendirmiyor. ... ALİ Quote Share this post Link to post Share on other sites
serdengectik 58 Report post Posted February 22, 2010 vay beyinsiz vay. Quote Share this post Link to post Share on other sites
f.yurduseven 0 Report post Posted March 24, 2010 Türkiye'de hiç bir zaman aydınlanmayacak karanlığa muhtaç sözde aydınlar(!).... işte onların klasik bir örneği Quote Share this post Link to post Share on other sites
