Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
cihat

Siz! Saddam'dan Daha Zalim Değil Misiniz?

Recommended Posts

Mazlum olanlar, ellerine iktidar geçince kendilerine zulmedenlerden çok daha zalim olabiliyor. Adalet arayanlar, işte o zaman adaleti unutabiliyor. Değerleri için savaşanlar, güce ulaşınca bu değerlere düşmanlarından daha büyük zarar verebiliyor, onları en az düşmanları kadar aşağılayabiliyor. Çıkarların, iktidarın, hırsın; inançlardan, değerlerden, adalet duygusundan çok daha belirleyici olduğuna dair nice örnekler gördük.

 

Kendilerini Allah yolunda şehadete adayanların, asıl hedeflerini nasıl şaşırdıklarını, küçücük hesapları için düşmanlarıyla nasıl işbirliği yaptıklarını, kendi kardeşlerine karşı zalimden daha zalim olabildiklerini, o düşmanla aynı safta nasıl savaşabildiklerini gördük. Suçladıkları diktatörlerin yolunda giden, tiranlaşan, azgınlaşan, barbarlaşanların kime ne vereceklerini, nasıl adalet dağıtacaklarını sanıyorsunuz?

 

Bugün Irak'ta, iktidarı ellerine geçirenler Saddam'dan daha acımasız, daha zalim, daha diktacı, daha adalet ve insanlık sevgisinden yoksun değil mi?

 

İnsanın şunu söyleyesi geliyor: “İyi ki size şimdiye kadar iktidar verilmemiş. Saddam'dan daha çok kan dökecekmişsiniz!” Demeyelim mi bunu?

 

Saddam'dan daha çok katliam yapmadılar mı? Daha çok insan öldürmediler mi? Daha acımasız ve barbar olmadılar mı? Daha küçük hesapların insanı olduklarını göstermediler mi? Sokak ortasında Müslüman kardeşlerini boğazlamadılar mı? İşgal güçlerinden daha onursuz cinayetlere imza atmadılar mı?

 

Hani Saddam din düşmanıydı, Amerika'nın piyonuydu? Siz neyin piyonusunuz? Siz din adına savaşmıyor muydunuz? Din ve adalet adına “cihad” etmiyor muydunuz? Şimdi din adına bunca zulmü, katliamı yapmıyor musunuz? Hani Allah için insanlara huzur, mutluluk verecektiniz? Adaleti tesis edip, ülkeyi herkes için yaşanabilir hale getirecektiniz?

 

Kapı kapı dolaşarak insanları toplayıp, işkencelerle öldürüyorsunuz, evlerinden sürüyorsunuz, aileleri dağıtıyorsunuz, onlara Amerikan işgalinden daha vahim trajediler yaşatıyorsunuz? İçişleri Bakanlığı binasından yönetilen ölüm mangalarıyla binlerce insanı katletmediniz mi? Cesetlerinin sokaklara atmadınız mı?

 

İnsanlığa karşı işledikleri suçlardan insanlığın vicdanında mahkum olan Amerika, bir başkasını insanlık suçundan yargılayabilir mi? Ellerinde yüz binlerce insanın kanı olan bir cinayet şebekesi, hangi toplumun haklarını savunabilir? Ve sizin, onunla nasıl bir ortaklığınız olabilir? Kötülüğe daha büyük kötülükle, cinayete daha çok cinayetle, katliama daha acı katliamla, insanlık suçuna daha çirkin insanlık suçuyla karşılık veren hangi toplum iflah olur? Aynı suçlara ortak değil misiniz? Saddam on binlerce insanı öldürdü. Burada onu savunacak değiliz. Kötülük her zaman kötülüktür. Cezasını bulur, bulmalıdır da. Ama Irak'ta öldürülen 700 bine yakın insanın katili sadece Amerika mı? Siz! Saddam'ı asanlar! Siz kaç bin insan öldürdünüz? Ondan daha büyük ölüm yaşatmadınız bu ülkeye? Ondan ne farkınız kaldı?

 

Saddam'ı astınız, öldürmeye devam edeceksiniz? Bunun dinle, imanla, ahlakla, Müslüman olmakla ne ilgisi var? Asla! Hiçbir ilgisi yok. Bu yüreklerinizdeki intikam duygusunun kontrolden çıktığının, içinizdeki insan sevgisinin yok olduğunun, Allah için yaptığınız mücadelenin aslında dünyevi bir iktidar mücadelesi olduğunun, acımasızlıkta “kafir” diye nitelediklerinizden çok da farklı olmadığınızın kanıtı değil mi?

 

Ey İran, Saddam için ABD ile ne tür pazarlıklar yaptın! Ey Mukteda Sadr, acına hep inandık, üzüldük. Ama bu pazarlıkta ABD'ye neler tahahhüt ettin! Ey Abdülaziz El Hekim, Bedir Tugayları'nın ve ölüm mangalarının lideri, artık size nasıl saygı duyalım, nasıl inanalım? Suçladıklarınızla aranızda ne fark var? O sarıklarınızı, heybetli giysilerinizi çıkarınca geriye ne kalıyor?

 

Bu bir Saddam savunması değil. Bu, Irak'ta gücü eline geçirince işgal güçlerinden daha zalim olabilen Müslüman kimlikli herkese yönelik bir şikayettir. Bu, mezhep savaşından kaçınmak için çağrılar yapan birinin, bir zalime karşı savaşanların ondan daha zalim olabilmesinden duyduğu hayal kırıklığıdır! Bu, kirli bir iktidar savaşının, ilkesizliğin, değerden yoksunluğun, aç gözlülüğün ve bencilliğin bir dinin, sembollerinin, değerlerinin ve umutlarının üzerinden yürütülmesinden duyulan rahatsızlıktır.

 

 

 

TGRT'DEN (FOX) AÇIKLAMA

 

29 Aralık'ta yazdığım “Bu yoğun ilginin sebebi ne?” başlıklı yazıma TGRT (FOX) TV Haber Genel Yönetmeni Doğan Şentürk bir açıklama gönderdi. Yazıdaki “Arşivde ne kadar Amerikan bayrağı yakılan görüntü varsa yok edilmesi istenmiş ve yok edilmiş” ifadesinin yanlış olduğunu, kurumu zan altında bıraktığını, iddianın gazetecilik ve köşe yazarlığı ile bağdaşmadığını, meslek ahlakını zedelediğini ifade eden Şentürk, bunu kınadığını söylüyor. Ben de bu kınamayı buraya alıyorum...

 

 

İbrahim Karaagül- Yenişafak

Share this post


Link to post
Share on other sites

İbrahim KARAGÜL- YENİŞAFAK

 

Herkes, her grup, her siyasi oluşum, her devlet, sürekli övülmek, sürekli alkışlanmak ister, hatalarının günahlarının gizlenmesini ister.

 

Taraf almak zorundasınızdır. Sırtınızı bir yere yaslayıp oradan herkesi eleştirmek, o pencereden bakmak, oranın doğrularına göre alkışlamak, övmek zorundasınızdır. İyi ve kötü, oranın bakışına göredir. Doğru, oranın doğrusudur. Durduğunuz o yerden başkalarının yanlışını anlatırken iyi oluyorsunuz, desteklenirsiniz. Ama, kendi yanlışlarınızı eleştirince bir anda en kötü oluyorsunuz. Bir gün önce sizi alkışlayanlar küfretmeye, hakaret etmeye, saldırmaya başlar.

 

Bazen El Kaideci olursunuz, bazen İrancı, bazen Sünni fanatik, bazen dolaylı Amerikancı, bazen ulusalcı, bazen gizli Kemalist, bazen provokatör, bazen Kürtçü, bazen Kürt düşmanı, bazen mezhep savaşı kışkırtıcısı, bazen AB'ci ve bu bazenler devam eder gider.

 

Tabiî bu arada günlük reflekslerin dışında zor olanı, gerçek olanı söylemeye devam edersiniz. Gün gelir olaylar, gelişmeleri sizin uyarılarınızı doğrular tarzda gelişir. Ama bunun farkında olan kaç kişi olur!

 

Bu gerçeklerin elbette bilincindeyiz. Bu bilinçte olduğumuz için de, dün övdüklerimizi, yanlışlarını görünce elleştirme yolunu seçtik. Dün eleştirdiklerimizi yeri geldiğinde övmeyi bildik, savunmayı bildik. Böyle yapmaya devam edeceğiz. Bu yüzeysel, kuru gürültüye değer verseydik, bir tarafa yamanır, hiçbir riski göğüslemeden, gerçeklerin peşinde koşmanın bedelini ödemeden rahat olanı tercih eder, işimize bakardık. Ama bunu yapmayacağız. Zor zamanlarda, birilerini kızdırma pahasına olsa da doğruları söylemenin imkansız olmadığını göstermeye devam edeceğiz. Böyle durumlarda, barış, kardeşlik nutukları atmak elbette çok kolay ve destek gören bir şey. Ama bu coğrafyada kimlerin neler yaptığını kendi kendimize söylemek zorunda değil miyiz?

 

Amerika Irak'ta katliam yapıyor, İsrail şunu yapıyor, İngiltere bunu yapıyor diye yazmaya devam ederken, bizim ne yaptığımızı da sorgulayacağız. Bunu yapmadığımız sürece, kendimizi eleştirmediğimiz sürece, bu olgunluğa erişemediğimiz sürece, boş sözlerin, temennilerin, derin konuşmaların ve palavraların hiçbir anlamı olmadığını anlamayacağız.

 

Böyle durumlarda hemen ayetlere, hadislere sarılıp insanları biçip doğrayanların kimseye verebilecekleri bir şey yok. Bugüne kadar olmadı da. Bunu şimdiye kadar görmedik mi? Sanki bu din, bu kitap, bu doğrular sadece onlara gelmiş gibi, ahkam kesenler, insanları dinden çıkarıp cehenneme gönderenler, biraz ötede Allah için Müslümanları doğruyorsa, hepimizin başımızı önümüze eğip düşünmeye, ağır bir sorgulamadan geçmeye ihtiyacımız var demektir.

 

Buna inanıyorum ve bunun çok acil bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben, dünyevi bir iktidara ilahi misyonlar yükleyip gözlerini köreltmişlerden değilim. Birilerinin bu coğrafyada işlediği günahları gördüğüm kadar, kendi günahlarımızı da görmek zorunda olduğumuza inananlardanım. Devletlerin, cemaatlerin, grupların, güç çıkar ilişkilerine ilahi misyonlar yüklemenin bedelinin ne olduğunu hep biliyorduk. Ama son birkaç yıldır bu bedelin ağrılığı altında eziliyoruz, nefeslerimiz kesiliyor.

 

 

Ne demişim ben?

 

“Mazlum olanlar, ellerine iktidar geçince kendilerine zulmedenlerden çok daha zalim olabiliyor. Adalet arayanlar, işte o zaman adaleti unutabiliyor. Değerleri için savaşanlar, güce ulaşınca bu değerlere düşmanlarından daha büyük zarar verebiliyor, onları en az düşmanları kadar aşağılayabiliyor. Çıkarlar, iktidar, hırs; inançlardan, değerlerden, adalet duygusundan çok daha belirleyici olabiliyor. Kendilerini Allah yolunda şehadete adayanların, asıl hedeflerini nasıl şaşırdıklarını, küçücük hesapları için düşmanlarıyla nasıl işbirliği yaptıklarını, kendi kardeşlerine karşı zalimden daha zalim olabildiklerini, o düşmanla aynı safta nasıl savaşabildiklerini gördük. Suçladıkları diktatörlerin yolunda giden, tiranlaşan, azgınlaşan, barbarlaşanların kime ne vereceklerini, nasıl adalet dağıtacaklarını sanıyorsunuz?”

 

“Bunun dinle, imanla, ahlakla, Müslüman olmakla ne ilgisi var? Asla! Hiçbir ilgisi yok. Bu yüreklerinizdeki intikam duygusunun kontrolden çıktığının, içinizdeki insan sevgisinin yok olduğunun, Allah için yaptığınız mücadelenin aslında dünyevi bir iktidar mücadelesi olduğunun kanıtı değil mi?”

 

“Ne yapmalıyız? Şii diye eleştirmeyelim mi? Sünni diye eleştirmeyelim mi? S. Arabistan'ı eleştirirken İran'ı eleştirmeyelim mi? Hep ABD'yi, İsrail'i eleştirirken, kendi içimizdeki vahşiliği, küçük siyasi çıkarlar için her şeyi heba edebilmemizi, bugünün dünyasına ve geleceğe yönelik vizyonsuzluğumuzu görmeyelim mi? Diktatörlere karşı savaşırken, biz bu topraklara ne verebiliriz kaygısına düşmeyelim mi? Manzara ortada değil mi?”

 

Din, iman, mezhep, ahlak, mazlum gibi kavramların altına gizlenen güç/iktidar savaşını görmeden, bu tehlikeli zihinsel hastalıktan kurtulmadan bu topraklara huzur gelmeyecek.

 

Daha Irak işgali başlamadan ülkenin bölüneceğini, mezhep savaşı çıkacağını söyleyip sayısız uyarılar yapan ben mi mezhep kışkırtması yapıyormuşum? Acaba gerçekte bu kışkırtıcılığı kim yapıyor? Bana değil, mezhep kimliği altında kirli bir güç mücadelesi verenlere, bu amaçla on binlerce insanı katledenlere sorun!

 

Aptallar ancak bu kadarını anlar!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...