Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
NFK-Fan

Hamas'ın Zaferi

Recommended Posts

Hamas, Filistin'de gerçekleştirilen seçimlerden büyük bir zaferle çıktı

 

Filistin'de önceki gün gerçekleştirilen milletvekilliği seçimlerinin galibi Hamas oldu. Dün açıklanan sonuçlara göre Hamas'ın, 132 sandalyenin 75'ten fazlasını kazanması kesinleşirken, Filistin Başbakanı Ahmet Kurey, İslâmi Direniş Hareketi Hamas'ın zaferi üzerine istifa ettiğini açıkladı. Hamas'ın seçim zaferi başta İsrail olmak üzere, ABD ve Batı'yı telaşlandırdı. İsrail kabinesi, Hamas'ın seçim zaferini değerlendirmek için acil toplanma kararı alırken, İtalya Başbakanı Berlusconi, Hamas'ın zaferi üzerine dehşete düştüğünü açıkladı. Filistin İslâmi Direniş Hareketi Hamas, önceki gün gerçekleştirilen Filistin seçimlerinden büyük bir zaferle çıktı. Parlamentodaki 132 sandalyenin yarısından fazlasını kazanan Hamas, elde ettiği çoğunlukla hükümet kurma yetkisini elde etti. 10 yıldır Filistin yönetimini elinde bulunduran El Fetih yetkilileri Hamas'ın zaferini kutlarken, Hamas'ın liderlerinden Mahmud Zahar, 'Hamas'ın galibiyeti, İsrail'e atılan bir tokattır' dedi. Bu arada, seçimlere katılımın yüzde 70'ten fazla olduğu da bölgeden gelen haberler arasında. ZAFER COŞKUSU Filistin seçimlerinden zaferle çıkan Hamas'ın taraftarlarının, elde ettikleri zaferi havaya ateş açarak ve helva dağıtarak kutladıkları öğrenildi. Hareketin kalesi olan Gazze Şeridi'nde, binlerce Hamas taraftarının sokaklara dökülerek; 'Bu, İslâm'ın zaferidir', 'Allahuekber' ve 'İsrail'e ölüm' diye sloganlar attıkları bildirildi. Şükür secdesi yapan Hamas taraftarlarının oldukça mutlu oldukları haber verilirken, bir Hamas taraftarının gazetecilere, ''Bizim yönetimi almamızın zamanı artık geldi. Halkını savunmak için kanını dökenler, halka hizmet için elinden gelenin en iyisini yapacak'' dediği kaydedildi.

 

'EL FETİH İLE ÇALIŞABİLİRİZ'

Filistin'de 10 yıl aradan sonra yapılan seçimlerin galibi olan Hamas, El Fetih ile çalışmaya hazır olduğunu açıkladı. İlk defa katıldığı seçimlerden zaferle çıkan Hamas'tan yapılan açıklamada, hükümet kurmak amacıyla El Fetih lideri Mahmud Abbas ile görüşmelerin ''yakında'' başlayacağı belirtildi. Açıklamada ayrıca, ABD sandık sonuçlarına ve Filistin halkının seçimine saygılı davranmaya davet edildi.

 

BAŞBAKAN İSTİFASINI SUNDU

Hamas'ın zaferi üzerine Başbakan Ahmet Kurey'in istifa ettiği bildirildi. Filistin yönetimi başkanlığından yapılan açıklamada, Filistin lideri Mahmud Abbas'ın, Kurey'in istifasını kabul ettiği ve yeni hükümet kurulana kadar görevde kalmasını istediği belirtildi. Başbakan Kurey ile birlikte bütün kabine üyelerinin de istifalarını sundukları öğrenildi. Filistin yasalarına göre, Abbas'ın, hükümeti kurma görevini parlamentoda çoğunluğu ele geçiren partiye vermesi gerekiyor. Buna göre, 10 yıldır ilk defa düzenlenen seçimlerin ardından Hamas'ın hükümeti kurmasının beklendiği belirtiliyor.

 

Zafer coşkusu

 

Hamas'ın zaferi, Filistinlileri sokaklara döktü. Sonuçların açıklanmasıyla birlikte şükür secdeleri yapan Hamas taraftarları, "Bu İslâm'ın zaferidir, Allahuekber, İsrail'e ölüm" şeklinde sloganlar attı. Havaya ateş açarak ve helva dağıtarak seçim sonuçlarını kutlayan Filistinlilerin, oldukça mutlu oldukları da gözlendi.

 

Kaynak: Vakit

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hamas'ın zaferi Batı'yı titretti

 

Hamas'ın seçim zaferi, İsrail ve Batılı ülkeleri korkuttu.

 

İsrailli yetkililer, Hamas'ın zaferi üzerine acil toplantı kararı alırken, en ilginç tepki, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'den geldi.

 

BERLUSCONİ: 'DEHŞETE DÜŞTÜM'

 

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Filistin seçimlerinde Hamas'ın zaferinden dehşete düştüğünü söyledi. Berlusconi, bir televizyona verdiği demeçte, ''Haberler doğruysa ne yazık ki bu çok çok olumsuz olacaktır'' dedi. Başbakan Berlusconi, ''İsrail ile Filistin arasında barışa dair bütün umutlarımız geriye gidecek. Nihai sonucun farklı olmasını umalım'' diye konuştu. İtalya'nın Arap yanlısı tutumunu değiştiren Silvio Berlusconi, İsrail'in yakın müttefiki konumunda bulunuyor.

 

İSRAİL'DE PANİK

 

Hamas'ın seçim zaferi en çok İsrail'i korkuttu. İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz ve kurmayları, Filistin seçimlerinden İslâmi Direniş Hareketi Hamas'ın galibiyetle çıkması üzerine, bu durumu görüşmek üzere acil toplanma kararı aldı.

 

BUSH: HAMAS'TAN UZAK DURACAĞIZ

 

ABD Başkanı Bush, İsrail'in yıkılmasını isteyen tutumunu değiştirmediği sürece Hamas ile ilişki kurmayacaklarını söyledi. Bush, Hamas'ın seçimlerden güçlü çıktığının belli olmasından sonra Wall Street Journal gazetesine verdiği demeçte, "Hamas'a güvenmiyoruz. Onlardan uzak duracağız. Çünkü Hamas, İsrail'i yıkmak istiyor" dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack de son seçim sonuçlarından sonra "Hamas'la ilişkiye geçmeyecekleri" şeklindeki tutumlarında bir değişiklik olmadığını söyledi.

 

FRANSA'DA HAMAS KAYGISI

 

Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, Hamas'ın Filistin seçimlerini kazanmasından kaygı duyduklarını bildirdi. Basın toplantısında konuşan Villepin, "Endişe duymamıza yol açan bir durumla karşı karşıyayız" dedi. "Hamas'ın silahlı mücadeleden vazgeçmesi gerektiğini" söyleyen Başbakan, "yeni Filistin hükümetiyle çalışabilmek için gerekli şartların yerine getirileceğini umduğunu" söyledi.

 

Kaynak: Vakit

 

 

Ayrıca,

 

 

Uluslararası tepkiler:

 

ABD: ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Filistin lideri Mahmud Abbas'ı telefonla arayarak, ülkesinin Abbas'a ve politikalarına destek vermeye devam edeceğini söyledi.

 

AB: Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana: "Bu sonuç tamamen farklı bir durumla karşı karşıya gelmemizi sağlayabilir. Gelecek haftaki konsey toplantısında bunu inceleyeceğiz."

 

BM Genel Sekreteri Kofi Annan: "Demokratik süreçte yer almak isteyen her örgüt, eninde sonunda silahsızlanmalı çünkü silah taşıyarak demokratik sürece katılmak ve parlamentoda bulunmak

önemli bir çelişki. Eminim onlar da (Hamas) bunu düşünüyordur."

 

İran: İran, Filistin'deki seçimleri Hamas örgütünün kazanmasından memnuniyet duyduğunu açıkladı. İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hamid Rıza Asefi, Hamas'ı elde ettiği zafer dolayısıyla kutladı. Asefi, "Filistin halkı kendi oyuyla direnişi seçti" dedi. Filistin halkının bütün gücüyle direnişi desteklediğini belirten Asefi, halkın seçime büyük oranda katılmasını ‘işgalcilere karşı mücadele ve direnişin bir devamı' olarak değerlendirdi.

 

İtalya: Dışişleri Bakanı Gianfranco Fini: "Filistin'deki seçim sonuçlarına saygı bağlamında uluslararası camiayla aynı endişeleri paylaşmakta, İsrail'in kendi varlığını reddedenlerle değil, kabul edenlerle diyalog içerisinde olma arzusunu doğal karşılamaktayız. Tarihte, devrimci akımların dönüşüm yaşadıkları öteden beri görüle gelmiştir. Temennimiz, Hamas liderlerinin de bu yönde bir irade sergilemeleridir. Ama seçim sonrasındaki ilk beyanatlarda bu iradeyi göremiyoruz."

 

Danimarka: Dışişleri Bakanı Per Stig Moeller: "Sürpriz bir seçim sonucu. Hiç kimse saf çoğunluk sağlamalarını beklemiyordu. Hamas terörü durdurmalı. Silahları bırakmalılar. Dünyanın onları barış sürecine dahil etmesinden önce müzakere edilmiş bir çözümü kabul etmeliler."

 

İsveç: Dışişleri Bakanı Laila Freivalds: "AB'nin, şiddet kullanmaktan kendini alamayan ve İsrail'in var olma hakkını kabul etmeyen bir rejimle işbirliği yapması imkansız... Hamas'a verilen oyların, siyasi sürecin ilerlemesi için gerekeni yapmayan iktidarı protesto olduğunu düşünüyorum."

 

Almanya: Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier: 'Hamas yönetiminde kurulacak bir hükümetle işbirliğinin, ancak İsrail'in mevcudiyet hakkını tanıması durumunda mümkün olabileceğini, bunun da çok uzak bir olasılık olarak göründüğünü' söyledi.

 

Hollanda: Hollanda Dışişleri Bakanı Bernard Bot, Hamas'ın yer alacağı yeni bir Filistin hükümetiyle ilişkilerin koşullara bağlı olacağını söyledi. Bot, Hamas'ın İsrail'e karşı sürdürdüğü terör eylemlerini kesin olarak durdurması halinde, yeni hükümetle diplomatik ilişkinin kurulacağını belirtti.

 

Kaynak: cnn-Türk

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Filistin halkı neyi istediğini, neyi desteklediğini bu seçimle ispatlamıştır. Hamas dahil, herkes bu sonuca, bu büyük desteğe şaşırdı.

 

Fakat unutulmaması gereken önemli bir nokta var. HAMAS siyasî bakımdan pek tecrübeli bir kuruluş değil. El-Fetih örgütüyle anlaşma ve onları da yönetime ortak etme çabasının bu eksikliklerini gidermek amacıyla yapıldığını düşünüyorum. El-Fetihin tecrübesinden faydalanmak istediler. El-Fetih örgütünün bu teklifi reddetmesini ise hiç hoş karşılamadığımı belirtmek isterim. Yıkılan saltanatları uğrunda bir ülkeyi feda etmemeliler. HAMAS'la işbirliği yapıp onlara siyasi konuda destek vermeleri gerekirken bazı El-Fetihçilerin silahla gösteri yaptıklarını görüyoruz. Bunu kabullenmek mümkün değil. Dava Filistin davasıysa, El-Fetih'in üzerine düşeni yapması ve samimiyetini ispatlaması gerekli. Bakalım, bölgede neler olacak...

 

Diğer bir mesele ise, HAMAS ister istemez biraz gevşemek durumunda kalacak. Bu da HAMAS'ın halkı nezdindeki itibarını olumsuz yönde etkileyebilir.

 

Fakat ne olursa olsun, El-Fetih'ten daha samimi ve inanmış bir grupla karşı karşıya olduğumuz bir gerçek... Umarım Allah yardımcıları olur.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Evet, gerçekten sevindirici bir sonuç benim için. Daha önce de israil ile yapılmaya çalışılan anlaşmalar, çalışmalar hep bir şekilde ya sabote edildi ya da israil keferesinin soysuzluğu yüzünden suya düşüp, Filistin'e ve Filistinli masum halka zarar geldi, ölüm getirdi.

 

Bundan sonra ne olacağı, Hamas'ın nasıl bir yol izleyeceği gerçekten çok merak ile beklenen bir konu.

Hayırlısı olsun...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Filistin’de siyasi ortaklık buluşması

Filistin seçimlerinden zaferle çıkan Hamas örgütü, birkaç gün içinde siyasi ortaklık konusunu ele almak üzere Filistin lideri Mahmud Abbas ile bir araya gelecek.

 

 

 

 

Hamas liderlerinden İsmail Haniye, “Başkan Abbas’ı aradım ve Gazze’ye gelir gelmez görüşmeyi kararlaştırdık” dedi.Haniye, Abbas ile görüşmesinin iki gün içinde gerçekleşebileceğini belirtti. Filistin lideri abbas ise, hükümeti kurma görevini en büyük partiye vereceğini söyledi.

 

Seçimlerden zaferle çıkan Hamas, 132 sandalyenin 76’sını kazanmıştı. Sonuçların belli olmasının ardından Hamas, koalisyon hükümeti için, iktidarını sona erdirdiği El Fetih’e çağrıda bulunmuştu. Ancak El Fetih yetkilileri, Hamas ile bir koalisyon hükümetinde yer almayacaklarını açıklamıştı.

 

HAMAS İSRAİLLİLERİ BÖLDÜ

İsrail’de yapılan bir anket, İsraillilerin neredeyse yarısının Filistin seçimlerini kazanan Hamas’la görüşülmesine destek verdiğini ortaya koydu.

 

Yedioth Ahronot gazetesinin anketine katılan İsrailillerin yüzde 48’i, Hamas’ın içinde yer aldığı Filistin yönetimi ile görüşmelere başlanmasını destekliyor. Katılımcıların yüzde 43’üyse, Hamas’la görüşülmesine karşı. Anketin, Filistin seçimlerinin sonuçlarının açıklamasından önce yapıldığı belirtiliyor.

 

İsrailli siyasetçilerse sert tavırlarını sürdürüyor. Likud Partisi’nin lideri Binyamin Netanyahu, uluslararası toplumun Filistinlilere ekonomik yaptırım uygulamasını istedi. Hamas yönetimini yasadışı bir rejim olarak nitelendiren Netanyahu; “Yeni hükümetin farklı ve barışçı bir siyaset benimsemesi için, ekonomik yaptırımlar da dahil, uluslararası bir baskı uygulanması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

 

 

Netanyahu, Hamas’la görüşülmesinin uzun vadede büyük değişimlerin yaşanmasıyla gündeme gelebileceğini belirtti.

 

 

 

 

NTVMSNBC 28.01.2006

Share this post


Link to post
Share on other sites

Filistin’de iç tansiyon giderek yükseliyor Hamas ulusal ordu kurma hazırlığında

 

Filistin seçimlerini açık ara kazanan Hamas ile büyük hezimet yaşayan El Fetih taraftarları arasındaki gerginlik giderek tırmanıyor.

 

Gazze ve Batı Şeria’nın pek çok kentinde gösteriler düzenleyen El Fetih taraftarları, Hamas’a karşı seçimi kaybeden yetkilileri istifaya çağırdı. Hamas’ın kuracağı hükümette yer almak istemediklerini belirten göstericiler, zaman zaman Hamas yandaşlarıyla da çatıştı. Dün Şam’da bir açıklama yapan Hamas’ın sürgündeki lideri Halid Meşal herkesi sükunete davet etti. Batı kamuoyunun ‘silah bırakın’ çağrısını reddeden Meşal tüm tarafların yer aldığı, Filistin halkını savunan bir ordu kuracaklarını söyledi. İşgal altında oldukları sürece direnişin en doğal hakları olduğunu ifade eden Meşal, “İsrail sivilleri öldürdükçe, biz de onların sivillerini öldüreceğiz.” dedi.

 

Dışarıda büyük bir baskı altında olan Hamas’ın içeride de büyük bir kaosla yüz yüze kalmasına sebep olabilecek El Fetih gösterileri hemen hemen tüm Filistin kentlerine sıçradı. Ramallah’ta bulunan Devlet Başkanlığı karargahına giren silahlı göstericiler, Arafat’ın kabri önünde dua etti ve El Fetih yetkililerini istifaya çağırdı. Parlamento binasına da giren silahlı militanlar, Hamas taraftarlarının seçim zaferiyle binaya astığı bayrakları indirerek Filistin bayrağını astı. Gazze’de de parlamento binasına giren aralarında asker ve polislerin de bulunduğu silahlı El Fetih taraftarları güvenlik güçlerinin kontrolünün El Fetih’te kalmasını istedi. 58 bin kişilik Filistin güvenlik birimlerinin neredeyse tamamı El Fetih taraftarlarından oluşuyor. Hamas’ın öncelikli olarak 5 bin kişilik militan gücünü entegre etmeye çalışacağı güvenlik birimlerinde ciddi bir revizyona gideceği ifade ediliyor.

 

Dün Gazze’de iki polis memuru da Hamas militanlarının saldırısı sonucu yaralandı. Önceki gece Gazze’de gösteri düzenleyen yaklaşık 20 bin kişi, El Fetih liderlerinin istifasını istedi ve Hamas bayraklarını yaktı. Nablus’ta yürüyen yaklaşık 2 bin Aksa Tugayları mensubu ise İslami Cihad’la birlikte hareket ederek, İsrail’e saldırılara yeniden başlayacaklarını söyledi. El Fetih liderleri ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın istifa etmesini isteyen 500 kişilik bir grup da El Halil kentinde yürüyüş yaptı. Ayrıca Beytüllahim ve Tulkarim’de de gösteriler yapıldı. Bütün gösterilerde, El Fetih’in Hamas hükümetine girmemesi çağrısında da bulunuldu.

 

Müstakbel başbakan olarak zikredilen Hamas Sözcüsü İsmail Haniye, taraftarlarına “Gücünüzü birbirinize karşı değil İsrail’e karşı kullanın.” tavsiyesinde bulundu. Silahsızlanma çağrısını da reddettiklerini belirten Haniye, “Hamas’ın İsrail’e meşru direnişini kırmak için tepemizde kılıç sallandıramazlar.” diye konuştu.

 

Filistinli tüm gruplarla işbirliğine hazır olduklarını kaydeden Halid Meşal de, “İsrail’e karşı direnişte nasıl başarılı olduysak, siyasette de bu başarıyı yakalayacağız. Birilerinin iddia ettiği gibi çıkmazda değiliz.” dedi. Meşal, üç hedefleri olduğunu vurguladı: Yönetimde reform, İsrail’e karşı direnişi daha da güçlendirmek ve Filistin’in kendi içinde düzenleme. Hamas’ın fikir babalarından biri olarak görülen Gazi Hamad ise sadece Hamas mensuplarından müteşekkil olmayan bir teknokratlar hükümeti kurulması gerektiğini söyledi. Bu arada İsrail Savunma Bakanlığı’ndan Amos Gilad, meclise seçilen Hamas üyelerinin, Gazze ile Batı Şeria arasında serbest geçişine izin vermeyeceklerini söyledi. İsrail, Filistin Yönetimi’nden üst düzey kişilerin Batı Şeria ve Gazze arasındaki gidiş gelişlerinde özel bir koridor açıyor.

 

Uzmanlar, Hamas’ın İsrail ile yüzleşmeden önce tüm istihbarat, askerî, sivil ve polis gücünü elinde bulunduran El Fetih ile anlaşmaya varması gerektiğini belirtiyor. Özellikle asker ve polis birliklerinin işlerini kaybetmemek için Hamas’a karşı ciddi bir direniş göstereceği belirtiliyor. Ayrıca ortak bir ordu kurmak isteyen Hamas’ın İsrail’e karşı ayrı ayrı mücadele eden başta Aksa Tugayları, Tanzim ve İslami Cihad olmak üzere pek çok örgütle nasıl bir orta yol bulacağı da merak ediliyor. Hamas’ın tüm örgütlerle uzlaşmasından sonra uluslararası kamuoyu karşısında da zor bir sınav vermesi gerekiyor. Özellikle de silah bırakmayacağını açıklaması ve “İsrail’i yok etme” stratejisi, Filistin’in en büyük gelir kaynağını teşkil eden Batılı ülkelerden gelecek yardımların tehlikeye girmesine sebep oluyor.

 

 

 

29.01.2006

Cumali Önal

Kudüs

(ZAMAN)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Haberden, HAMAS'ın çözülmesinin çok büyük olmayacağı izlenimini çıkartabiliriz. Yani "yumuşama", HAMAS'ın halk nezdindeki itibarını düşürecek ve çizgisinden sapmasını sağlayacak derecede byük olmayacağa benziyor.

 

Buradaki haberden de anlayacağımız gibi HAMAS işin ciddiyetinin farkında ve daha önce de belirttiğim gibi tecrübesizliğini sorun halinden çıkarmak için siyasi alanda daha tecrübeli olan El-Fetih'ten destek almaya çalışıyor. Fakat El-fetih taraftarlarının dirayetsizliklerinin cezasını sandıkta bulmalarının ardından kudurmuş gibi HAMAS'a saldırıp zaten karışıklık içerisinde olan Filistin'i daha da büyük bir kaosa sürüklemeleri ciddi bir tehlike oluşturuyor. Tam da egolarını unutup Filistin'in, Filistin davasının selameti için birlikte hareket etmeleri gereken bu dönemde El-Fetih'in düşmanca tutumunu hoş karşılamanın imkânı yok. Allah akıl fikir versin.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu günkü bir açıklamalarında ise Hamas, amerika ile bir poblemleri olmadığını belirtti ve yumuşama sinyallerini verdi. Bir yandan da düzenli ordu kurması tabiki kafaları karıştırıcı. Bence siyaset yapıyorlar, karşılarındakilerini, düşmanlarını dostlarını tartıyorlar. Hamas'ın hata yapacağını zannetmiyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

HAMAS...

 

30 Ocak 2006 Pazartesi

Filistin seçimlerinin galibi HAMAS oldu. İktidardaki El-Fetih, büyük oranda oy kaybetti ve muhalefete düştü. Bilindiği üzere; El Fetih’in liderliğini, ölünceye kadar Yaser Arafat yapmıştı. Ta Arafat’ın döneminden beri, El-Fetih yöneticilerinin yolsuzluklara bulaştıkları ayyuka çıkmıştı...

Yoksulluk ise, zaten malumdu. Yoksullukla yolsuzluk bir araya geldiğinde ise, halkların infiali gerçekten büyük oluyor. Nitekim bizde de öyle olmadı mı? 2002 seçimlerinden önce, adeta şirketleşmiş siyasi partileri, milletimizin sandığa nasıl gömdüğü hâlâ hafızalardadır. Bu durum, uzun yıllar unutulmayacak ve üniversitelerde ders olarak okutulacaktır!

Dünyadaki demokrasilerde, herhangi bir iktidar partisinin, oylarını yüzde birlere düşürmesi, düşürebilmesi düşünülemez bile!

Dünyadaki bütün halkların, yolsuzluklara karşı nasıl duyarlı olduklarını buradan anlamalıdır. İstikbal bekleyen siyasiler de adımlarını buna göre atmalıdır.

 

Silahlar ve demokrasi!..

Filistin’de HAMAS iktidara gelince, başta ABD ve AB ülke yönetimleri hop oturup hop kalktı. Çünkü, böylesi bir sonucun çıkabileceğine kimse ihtimal vermiyordu. Bu durumda ABD’nin Genişletilmiş Orta Doğu Projesi ne olacaktı? Nasıl şekillenecekti? Zira, Filistin’de iktidara gelmiş bulunan HAMAS teşkilatı, asla silah bırakmak niyetinde değildi. Bunu da açıkça deklare ediyorlar zaten. Peki, böyle bir durum, yani mensuplarının ellerinde silahlarla demokrasi bağdaşabilecek mi? Filistinlilere göre evet; zira karşılarında İsrail devleti vardı. İsrail devleti de eli silahlı olarak, kendilerine karşı şiddet uygulamaktaydı. Şimdi İsrail, HAMAS teşkilatının silahlarını bırakmadan kendilerini muhatap almayacaklarını söylüyor. Aynı şeyi HAMAS da söylüyor ve İsrail’in şiddetten vazgeçmesini aksi halde onlar da İsrail’i muhatap almayacaklarını söylüyor.

Böyle bir durumda Orta Doğu’da barış başka bir bahara mı kalmış oluyor?

Filistin’deki siyasi gelişmeleri görüşüp değerlendirmek üzere ABD ile Rusya, temsilcileri Londra’da bir araya geliyorlar. Burada, senelerdir Filistin’in yanında yer alan Rusya’nın takınacağı tavır merak konusudur. Bakalım ABD, ağzı terörle yanmış Rusya’yı ikna edip kendi safına çekebilecek mi?

Filistin’deki siyasi gelişmeleri ve HAMAS’ın iktidara gelişini değerlendiren Başbakan Tayyip Erdoğan; “... HAMAS’a bir şans verilmelidir. Ön yargı ile önü kesilmemelidir. Geleceğe yönelik tavırlarında bugüne kadar alışılmışın dışında bir süreci başlatabilir. Bu noktada olayı değerlendirmekte büyük fayda var...” dedi.

 

İsrail’in güvenliği için!

ABD’nin Orta Doğu’da bulunmasının ve bu bölge için projeler üretip tatbik mevkiine koymasının iki ana sebebi vardır. Bunlardan birincisi petrol, ikincisi de İsrail devletinin güvenliğidir.

ABD’nin İran’a tavrı, İran yöneticilerinin ise bu tavrı adeta körüklercesine davet etmesi, Filistin’de HAMAS’ın iş başına gelmesi savaş baltalarının çıkarılması anlamına gelmiyor mu?

O bölgede, yarım asırdan fazladır sürmekte olan savaş zaten var derseniz; iyi de; İran faktörü işin içine girince iş değişir.

Başta bölge ülkeleri olmak üzere bütün ülkeler yeni bir tehdit ve tehlike ile karşı karşıya kalır.

Fuat Bol

Share this post


Link to post
Share on other sites

İbrahim KARAGÜL

[email protected]

 

 

Kazanan Hamas, kaybeden onlar! Hiçbir şey yapamazlar!

 

ABD'nin, İsrail'in ve AB'nin Hamas'ın iktidara gelmesine karşı yapacakları hiçbir şey yok. "Yardımları keseriz" demekten başka hiçbir kartları yok. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, bütün ülkelere Filistin'e yardımları kesme çağrısı yapıyor. Kessinler... AB yola geldi, yardımı kesmiyor. 1.6 milyar dolar dış yardımın içinde ABD'nin payı 70 milyon dolar. Venmese ne olur.. Parayı keserlerse Hamas daha da güçlendir. Müslümanlar yardım kuyruğuna girer. Camilerde bile yardım toplanır. Ne yapacaklar, özgür iradelerini yansıttığı için bir halkı açlığa mı mahkum edecekler?

 

Ne utanç verici! Bir millete, özgürlük inancıyla tercih yapan bir millete bu kadar baskı insanlık adına ne acı. Onlar hiçbir milletin tahammül edemediği zorluklara katlandı. Cenin katliamını yaşayan bir halk, ayakta kalmayı bilecektir. Onlar sahipsiz mi sanıyorsunuz! Para vermezlerse Hamas bitecek mi? Özgürlük talepleri sona mı erecek? Direniş yenilecek mi? Elbette hayır! Hiç biri olmayacak.

 

İsrail'in suikast politikasının mimarı Avi Dichter, hükümet kurulduktan sonra "Hamaslı bakanları öldürebileceklerini" söyledi. Şeyh Ahmet Yasin'i füzelerle öldürdükleri gibi. Bir yanda seçim diğer yanda demokrasiye katliamla cevap veren zihniyet. Bir yanda özgürce varolmak isteyen bir halk, diğer yanda demokrasi adı altında bu halkı boğmaya çalışan bir dünya. Hamas, "1967 sınırlarına dönülsün İsrail'le ateşkes yapalım" diyor, onlar ölüm listesi hazırlıyor? Kim terörist? Oy verenler iki şey istedi: "İşgal sona ersin, sürgünler dönsün" Bundan daha masum ne olabilir?

 

Batı, Hamas'la yaşamaya öğrenecek. Başka yolu yok. Çünkü Filistin'in geleceğinde Hamas'tan başka bir aktör yok. Öldüre öldüre bitiremedikleri bir kadro iktidara geldi. Filistin gerçeği artık bu.

 

Batı, İslamcılarla birlikte yaşamaya da alışmak zorunda. Bu coğrafyanın başka geleceği yok. Çürüyen rejimlerin yerine geçecek başka kadrolar yok. Bu gerçekle yüzleşmek zorundalar.

 

Bugüne kadar bütün müdahaleleri şiddetli reaksiyon doğurdu. İster işgal, isterse "demokrasi teşviki" adı altında olsun, her girişim daha güçlü dalgaları besledi. ABD ve müttefikleri, kısa vadede kazançlı görünseler de, ağır kayıplarla karşı karşıya. Denemedikleri yöntem kalmadı. İşgal, rejim değişikliği, silahsızlandırma, demokrasi ihracı.. Hepsi başarısızlığa mahkum.

 

Irak ve Afganistan'ı işgal ettiler. Irak'ta direnişi kıramadılar. Seçim'den istemedikler güçler kazançlı çıktı. Afganistan'ı kendi başına bıraksalar şu anki yönetim o gün çökecek. Filistin'de rejim değişikliği uyguladılar. Kendilerine bağlı kadroları iktidara taşıdılar. İlk seçimlerde işbirliği yaptıkları kadrolar ağır yenilgiye uğradı.

 

Yarın Suriye'de benzer bir yöntemi deneyecekler. Ne olacak, yine ABD ve müttefiklerini istemeyen güçler iktidara gelecek. Bir entrika üzerine kurdukları Lübnan stratejileri farklı mı?

 

1991'de Cezayir seçimlerine müdahale ettiler. İslami Selamet Cephesi'nin (FIS) iktidar yürüyüşünü engellediler. Ülkeyi iç savaşa sürüklediler. Yüz binlerce insan öldü. Yarın Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da, Güney Asya'da aynı şeyler olacak. Hangi ülkenin bundan başka alternatifi var?

 

Müslüman Kardeşler Mısır seçimlerinde büyük zafer kazandı. Irak'ta İslamcı Şiiler kazandı. Hizbullah silahsızlandırılamadı. İran'da Ahmedinecad'ın seçilmesinin nedeni yine aynı reaksiyondu. Şimdi İsrail'in karşısına yeni bir Hizbullah, Hamas çıktı.

 

Mesele Hamas'ın İsrail'i tanımaması değil, kontrol edemedikleri bir gücün yükselişi. Filistin halkı nasıl onlardan bağımsız karar verebilir? Tahammül edemedikleri bu. Tahammül edemedikleri demokrasi! O ağızlarından düşürmedikleri, bütün gizli gündemlerini kamufle etmek için kullandıkları demokrasi!

 

Onlar bu topraklarda hiçbir ülke için demokrasi istemediler. Sadece onu kullandılar. İşgal için, yağma için, kan için kullandılar. Onlar demokrasiyi sadece kendileri için istediler. Sadece kendi çıkarlarıyla örtüştüğü kadar istediler.

 

Ne oldu "demokrasi ihracı"na? Bush yönetiminin o dillere destan demokrasi paketlerine! Ortadoğu'da tek istedikleri bu değil miydi? Bunun için kampanyalar düzenleyip belli ülkelerde belli kadroları beslemiyorlar mıydı? Ne oldu Büyük Ortadoğu Projesi'ne? İşte size fırsat. Hadi demokrasiye sahip çıkalım!

 

Yeni Şafak

 

http://entellektuel99.myfreebb.com/viewforum.php?f=44

Share this post


Link to post
Share on other sites

Uluslararası toplumun yeni muhatabı: Hamas

 

 

Yıllar önce Filistin Kurtuluş Örgütü'nü (FKÖ) karşısında bulan uluslararası toplum, şimdi de Yahudi devletinin yıkılmasından ve silahlı mücadeleden yana olan yeni bir muhatap ile, yani Hamas ile karşı karşıya bulunuyor.

 

BM Genel Kurulu, Aralık 1969'da ''Filistin halkının elinden alınamaz haklarını'' görüştüğünde, Arap Birliği'nin kararıyla Mayıs 1964'te Kudüs'te kurulan FKÖ daha 5 yaşındaydı.

 

Haziran 1967'deki savaştan sonra reform geçirerek radikalleşen, Yaser Arafat liderliğinde bir yarı devlet mekanizması olan Filistinli örgüt, halk mücadelesi stratejini benimsedi ve uluslararası terörizm sahnesinde boy göstermeye başladı.

 

Amacı, ''Siyonist varlığı'' yıkmak, Filistin devletini kurmak ve 1948-1950 arasında sürgün edilen milyonlarca mültecinin dönüşünü sağlamaktı.

 

Örgütün önceleri dünya kamuoyu tarafından kınanan, ancak bazı çevrelerce bir halkın varolma hakkını kabul ettirmek için ''bir tür mücadele'' olarak değerlendirilen saldırıları ise az çok meşruiyet kazanıyordu.

 

Ekim 1973 savaşı ise Arap dünyasının ibresini Filistinlilerden yana çevirdi. Kasım'da Cezayir'deki Arap zirvesinde FKÖ Filistin halkının tek temsilcisi olarak tanındı.

 

1970'te BM önünde Filistinlilerin haklarını tanımak gerektiğini söyleyen ilk batılı devlet Fransa oldu. Ekim 1974'te de Fransa Dışişleri Bakanı Jean Sauvagnargues, Arafat ile Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bir araya gelen ilk batılı bakan olarak tarihe geçti. Olay Fransa'da ve İsrail'de skandala yol açtı.

 

Zaman içinde siyasi hedeflerini, 12 Haziran 1974'te Filistin topraklarının sadece bir kısmında bağımsız bir ulusal otorite kurulmasını kabul ederek yumuşatan FKÖ'nün lideri Arafat, 13 Kasım 1974'te BM kürsüsüne davet edildi. BM FKÖ'ye gözlemci statüsü verdi.

 

Avrupa'nın (İsrail ve ABD tarafından terörist olarak kabul edilen) FKÖ'nün adını ilk kez telaffuz etmesi için 13 Haziran 1980 beklenecekti. Bu tarihte Venedik'teki bir toplantıda FKÖ'nün barış müzakerelerine katılması istendi ve İsrail'in işgal edilen topraklardaki kolonizasyonunun ''barış süreci önünde ciddi bir engel teşkil ettiği'' söylendi.

 

Toprak değişimi karşılığında barış Avrupa'nın tavrının kilit noktasıydı ve Avrupalılar BM himayesinde uluslararası konferans düzenlenmesini istiyordu.

 

14 Aralık 1988'de ise Arafat, İsrail'in varlığını örtülü olarak tanıyıp, FKÖ'nün terörizmin her türünden tamamen vazgeçtiğini ifade ederek, FKÖ'nün BM Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı kararını kabul ettiğini açıkladı. 2 gün sonra Amerikalı diplomatlarla FKÖ heyeti arasındaki görüşmeler Tunus'ta başladı. 1989'da Filistin Şartı, Arafat tarafından geçersiz ilan edildi.

 

Ekim 1991'de Madrid'de tamamlanan müzakereler, uluslararası toplumun rollerini paylaştırıyordu; ABD ve Sovyetler Birliği anlaşmaları koruyacak, Avrupa ise ekonomik ve mali alanları elinde tutacaktı.

 

Eylül 1993'te İsrail ve FKÖ karşılıklı olarak birbirini tanıdı ve ABD'nin başkenti Washington'da özerklikle ilgili ilke Deklarasyonu'nu imzaladı.

 

Arafat, 27 yıllık sürgünden sonra, 1 Temmuz 1994'te Filistin topraklarına döndü ve Gazze'de, özerk bir hükümet olan Filistin Ulusal Otoritesi'ni kurdu. Ocak 1996'da Arafat, Filistin Yönetimi'nin başkanı seçildi, AB ise yönetimin başlıca fon kaynağı oldu.

 

Filistin'de 10 yıl aradan sonra 25 Ocak'ta düzenlenen seçimlere, ilk kez katılan Hamas'ın zaferi damgasını vurdu. İsrail'i tanımaya ve silahlı mücadeleye son vermeye yanaşmayan Filistinli örgüt, Arafat'ın ölümünden sonra Filistin lideri seçilen Mahmud Abbas'tan hükümeti kurma yetkisi almaya hazırlanıyor.

 

Filistin topraklarındaki son duruma göre, uluslararası toplum ise yıllar önce tıpkı Filistin Kurtuluş Örgütü örneğinde olduğu gibi, yeni muhatap olarak karşısında Hamas'ı bulmuş oluyor...

 

01.02.2006

(ZAMAN)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hamas, İsrail’le görüşmeye hazır

 

İsrail devletinin varlığını tanımadığını sık sık dile getiren Hamas’ın siyasi lideri Halid Meşal, barış görüşmeleri konusunda ılımlı mesajlar vermeye devam ediyor.

 

Halid Meşal, İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye yaptığı açıklamada, İsrail’in 1967 yılındaki sınırlarına çekilmeyi kabul etmesi halinde, bölgede uzun soluklu bir ateşkesin mümkün olabileceğini belirtti. 28 Mart’taki seçimlerle belirlenecek İsrail’in yeni hükümetine ‘barış görüşmesi’ çağrısında bulunan Hamas lideri Meşal, uzlaşma masasına “ancak İsrail’in Filistinlilerin haklarını tanıması ve 1967’deki sınırlarına çekilme yönünde ciddi adımlar atmaya başlaması halinde” oturacaklarını vurguladı. Haberinde, Hamas liderinin uluslararası arabuluculara sıcak baktığını kaydeden BBC, Meşal’in “İsrail eğer barış yönünde hareket ederse, uluslararası topluma da bölgenin sorunlarına çözüm bulmaları için gerekli zemini hazırlar. Aksi takdirde Hamas, İsrail’in dayanamayacağı uzunluktaki bir savaşta Filistinlere önderlik etmeye hazırdır.” sözlerine dikkat çekti.

 

 

 

09.02.2006

(ZAMAN)

Share this post


Link to post
Share on other sites

HAMAS'TAN BİR HEYET, TÜRKİYE'YE GELECEK

 

Hamas'tan bir heyetin önümüzdeki günlerde Türkiye ve İran'ın da dahil olduğu bir grup Müslüman ülkeyi ziyaret edeceği belirtildi.

 

GAZZE (İHA) - Hamas'tan bir heyetin önümüzdeki günlerde Türkiye ve İran'ın da dahil olduğu bir grup Müslüman ülkeyi ziyaret edeceği belirtildi.

Hamas liderlerinden İsmail Haniya, şu an Doha'da olan heyetin başka ülkelerden de davet aldığını belirterek, "Heyet, bugün ya da yarın Sudan'a gidecek. Sudan'dan sonra Türkiye'ye gitmeyi umuyoruz. Heyetin programında ayrıca Suudi Arabistan'a gitmek de var" dedi. Haniya, belirli bir tarih vermeden heyetin İran ve Malezya'ya da gideceğini söyledi.

 

İHA

12 Şubat 2006 Pazar

Share this post


Link to post
Share on other sites

‘ABD ile İsrail, Hamas’ı devirmek için tecrit planını devreye soktu’

 

ABD ve İsrail’in, Hamas’ı başarısız kılarak Filistin’i yeni bir seçime götürmenin yollarını aradığı iddia edildi.

 

Tel Aviv ve Washington tarafından hazırlanan planın, para yardımlarını ve uluslararası bağlantıları keserek Filistinlileri zor durumda bırakmak; böylece Filistin lideri Mahmud Abbas’ı birkaç ay sonra yeniden seçim kararı almaya zorlamak olduğu öne sürüldü. Bu şekilde, Filistin halkının tekrar Fetih’e oy vermesinin sağlanabileceği kaydedildi. New York Times gazetesinin İsrailli ve Batılı diplomatlara dayanarak verdiği haberde, bu yaklaşımın ABD Dışişleri Bakanlığı’nda ve İsrail hükümetinde görüşüldüğü vurgulandı. Planın uygulanması aşamasında Hamas’ın, İsrail’in varlığını tanıma, silah bırakma ve Filistin ile İsrail arasındaki anlaşmaları kabul etmek ile yalnız bırakılma ve çöküş arasında bir tercih yapmak zorunda bırakılacağı kaydedildi. Planın ağırlıklı olarak “Filistin’e yapılan uluslararası yardımların engellenmesi” merkezli olduğunu yazan NYT; ancak ‘istikrarsızlaştırma stratejisinin’, Hamas’ın Suriye ve İran başta olmak üzere, İslam dünyasından destek arayışına girme riski taşıdığına da temas etti.

 

Mahmud Abbas’ın Hamas’tan mevcut politikaları uygulamasını istemesi ve aksi halde anayasal kriz çıkabileceği uyarısında bulunmasının, bu iddiaları doğrular nitelikte olduğu belirtiliyor. İddialara sert tepki veren Hamas ise “ABD ve İsrail’in gelecekteki Filistin hükümetini devirme çabalarının, ikiyüzlülük olduğunu” kaydetti. “Demokrasiye inandığını iddia eden ABD, seçim sonuçlarına ve Filistin halkının tercihine saygı duymalıdır.” diyen Hamas sözcüsü Muşir El Masri, “bu çabalarla mücadele için güçlü bir İslami ve Arap tutumuna gerek olduğunu” ifade etti.

 

Hamas, uluslararası destek bulma çalışmalarını sürdürürken, Gallup’un yaptığı bir ankete göre, seçim zaferi Hamas’a pek yaramadı. Ankete göre, ABD halkının İsrail’e olan desteği Birinci Körfez Savaşı’ndan bu yana en yüksek seviyesine çıkarak yüzde 59’a ulaştı. Filistinlileri destekleyenlerin oranı ise 4 puan düşerek yüzde 15’e geriledi. Hamas’ın seçimleri kazanmasıyla Ortadoğu’daki barış beklentilerinin azaldığına dikkat çekilen ankete göre, ABD halkının yüzde 57’si Filistin’e maddi yardım yapılmasına da tamamen karşı.

 

Hamas silah topluyor

 

İsrail’in Haaretz gazetesi, Filistinde iktidarı ele almaya çalışan Hamas’ın askerî kanadı İzzeddin Al Kassam Tugayları’nın, Gazze’nin kuzeyinde üyelerinden silah topladığını ve silahları kayıt altına aldığını yazdı. Gazete bu işlemin, 25 Ocak’taki parlamento seçimlerinden sonra, örgütün siyasî liderlerinin talimatı üzerine yapıldığını kaydetti. Hamas kaynakları, silah toplanmasının, Batılı ülkelere, örgüt içinde disiplin sağlamada başarılı olunduğunu gösterme amacını taşıdığını belirtirken tüm silahlı grupların tek bir çatı altında toplanması yönünde bir girişim olabileceği yorumu da yapılıyor.

 

Dış Haberler Servisi

 

15.02.2006

(ZAMAN)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykalın, Hamas'ın Türkiye ziyaretiyle ilgili yaptığı açıklamadır.

'CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hamas'ın Türkiye ziyaretiyle ilgili, "Türkiye'nin tek taraflı bir kararla, Dışişleri Bakanlığı'nı da devre dışı tutarak böyle bir olup bittiye sürüklenmiş olması ciddi sorunları beraberinde getirecektir" dedi.

Baykal, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, Hamas lideri Halid Meşal ve beraberindeki heyetin Türkiye'yi ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ziyaretin hem Türkiye'de, hem de uluslararası kamuoyunda büyük bir heyecan yarattığını ifade eden Baykal, "Bu konu öyle anlaşılıyor ki Türkiye'nin dış politikası açısından çok yeni bir durumun ortaya çıktığını göstermektedir. Bu olayın hangi düşünceyle, nasıl, nerelerde hazırlanarak gerçekleştirildiği büyük önem kazanmıştır" diye konuştu.

Türkiye'nin uzun bir süreden beri Ortadoğu'da tutarlı bir dış politikayı kararlılıkla sürdürdüğüne işaret eden Baykal, bu politikanın Türkiye'nin tarihsel doğrultusunu yansıttığını söyledi. Baykal, şunları kaydetti:

"Bu politikada biz bölgedeki tartışmalara taraf haline gelmemeye özen gösteriyoruz. Bölgedeki şiddet ve terör olayları karşısında çok kararlı, net bir tavır takınıyoruz. Hiçbir yerde esnemeyen, tutarsızlığa düşmeyen, teröre ve şiddete karşı kararlı bir tavrı Türkiye bütün kurumlarıyla paylaşarak sürdürüyor.

Hamas, AB'nin ve Türkiye'nin terörist örgütler listesinde yer alan bir kuruluştur. Filistin'de bir süre önce yapılan seçimlerde bir başarı sergilenmiştir. Bu durumun Hamas açısından da Filistin açısından da İsrail-Filistin ilişkileri açısından da yeni bir dönemin başlangıcını oluşturması herkesin ortak temennisidir. Hamas'ın seçim kazandıktan sonra yeni bir dönemi açmasını herkes ilgiyle beklemektedir.

Böyle bir süreç şekillenmeye başlamışken, daha taşlar yerine oturmamışken, durum netleşmemişken, daha dünya kamuoyu şiddetin açıkça reddedildiği yeni bir barış ve müzakere sürecinin başlamasını sağlamaya gayret ederken Türkiye'nin tek taraflı bir kararla siyaset oluşturma kurumlarının katkılarını da almadan, Dışişleri Bakanlığı'nı da devre dışı tutarak böyle bir olup bittiye sürüklenmiş olması ciddi sorunları, sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Bundan büyük üzüntü duyuyorum."

Bu durumda Türkiye'nin şiddet ve terör karşısındaki kararlı çizgisinin de tartışmaya açılacağını savunan Baykal, Türkiye'nin önemli bölge ülkeleri, AB ve ABD ile ilişkileri açısından da sorunlar ve sıkıntıların ortaya çıkacağını söyledi.

Bunlar Türkiye'nin Ana muhafet partisi olduklarını da uanatmaşlar baksanıza Değerli Arkadaşlar Türkiye'ye Muhalefet etmeye başlamışlar. Çok Yazık..

Selametle....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Haniye namlunun ucunda!

Şin Bet eski başkanı ve seçimlerden sonra savunma bakanı olması beklenen Avi Dichter: "HAMAS intihar saldırısına girişirse, Filistin Başbakanı Haniye meşru hedef olur. O teröristtir, ilk fırsatta tutuklayabiliriz de."

İSRAİL, bir süredir canlı bombalı terör eylemlerine ara veren HAMAS’ın yeniden saldırıya geçmesi halinde, başbakanlık görevine yakında başlayacak olan HAMAS lideri İsmail Haniye’nin suikast hedefi olacağına dair çok açık bir mesaj verdi.

İç güvenlik servisi Şin Bet’in eski başkanı ve iktidardaki Kadima Partisi’nin önde gelen üyelerinden Avi Dichter, Yedioth Ahronoth gazetesine açıklamasında "HAMAS saldırırsa, Haniye meşru hedef olur. Çünkü onun onayı olmadan HAMAS saldırı düzenlemez. Başbakan olmasından ötürü dokunulmazlığının bulunması için bir neden göremiyorum. Ayrıca İsrail ordusu kendisini bir kontrol noktasında gördüğü yerde tutuklayabilir ve terör eylemlerinden ötürü mahkemeye çıkarılır. Çünkü o bir teröristti ve terörist kalacak" dedi.

Haniye ise bu açıklamayı cevap vermeye değer bulmadığını belirterek, "Biz tehditlerden korkmayız" dedi. İsrail daha önce HAMAS’ın dini lideri Şeyh Ahmet Yasin’i füzeyle vurarak öldürmüştü.

Filistinli militanlara suikast operasyonlarının mimarı olan Dichter’in, 28 Mart’taki seçimlerde Kadima Partisi’nin iktidara gelmesi halinde savunma bakanı olması bekleniyor.

2000 yılında ikinci intifadanın başlamasının ardından 60 kadar intihar eylemi düzenleyen ve kuruluş yasası İsrail’in yok edilmesini öngören HAMAS, yaklaşık bir yıldır ateşkes uyguluyor.

 

Kimlerin terörist olduğu açıkca belliydi zaten

Selametle

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

ANNAN:'' HAMAS KONUSUNDAKİ GİRİŞİMİNİZE MÜTEŞEKKİRİZ''

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcı Abdullah Gül ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, Doha'da bir araya geldi. Karikatür kriziyle ilgili toplantı öncesinde yarım saat görüşen Annan ve Gül'ün, Ortadoğu sorunu, Irak meselesi ve Kıbrıs konusunda görüş alışverişinde bulundukları öğrenildi. Annan, Gül'den, Türkiye'nin bu girişimleri ve Hamas ziyareti hakkında bilgi aldıktan sonra, ''Bütün bu süreçte sizin rolünüz bizim için çok önemli. Hamas konusundaki girişiminizden dolayı size müteşekkiriz. Bunun yararlı bir girişim olduğuna inanıyorum. Hamas'a gereken mesajların verilmesi konusunu Davos'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir süre önce yaptığımız görüşmede ele almıştık. O zaman, Hamas'a doğru mesajlar verilmesi gerektiğine ben de dikkat çekmiştim'' dedi.

anadolu ajansı 25.02.2006 - 19:28:00

 

İşte bizim ülkemizdeki bir kısım medyanın hali, Brifinge gelmeyen İsrail büyükelçisini neredeyse kahraman ilan edeceklerdi. Selamatle

Share this post


Link to post
Share on other sites

İsrail'in eski büyükelçisi Elpeleg, Hamas ziyaretini Zaman'a değerlendirdi

 

 

Türkiye’nin Filistin direniş örgütü Hamas liderlerinden Halid Meş’al’i Ankara’ya davetine İsrail dışında dünyanın tepkisi genelde olumluydu. İsrail’in eski Türkiye Büyükelçisi Zvi Elpeleg de Türkiye’nin girişimini gönülden desteklediğini belirtti. Sıkıntıya giren ilişkilerin düzelmesine destek için Ankara’ya gelen ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile konutunda baş başa görüşen Elpeleg, Zaman’ın sorularını cevapladı. İsrail ve Filistin’in Türkiye’den daha iyi bir arabulucu bulamayacağını vurgulayan Elpeleg, Ankara’nın girişimini Hamas’a destek olarak algılayanların Türkiye’yi eleştirdiğini; ama bunun gerçekle ilgisi olmadığını ifade etti. Eski büyükelçi, İsrailli yetkililerin PKK-Hamas karşılaştırmasını ise ‘üzerinde düşünülmeden yapılmış bir yanlış’ olarak niteledi.

 

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye’nin eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Üzümcü (Türkiye’nin eski İsrail Büyükelçisi) ve İsrail Büyükelçiliği yetkilileri ile yaptığı görüşmelerin ardından temaslarını Zaman’a değerlendiren Elpeleg, İsrailli yetkililerin yaptığı PKK-Hamas karşılaştırması konusunu “üzerinde yeterince düşünülmeden yapılmış bir yanlış” olarak niteliyor.

 

Türk-İsrail Dostluk Derneği başkanlığını ve Türkiye’nin Tel Aviv Yafa fahri konsolosluğunu yapan Elpeleg, büyükelçiliği döneminde Arapların “Osmanlı geri mi dönüyor?” kaygılarından çekindiği için Ankara’nın bu tür girişimlerden uzak durmayı tercih ettiğini; ama yeni dönemde şartların değiştiğini düşünüyor. Ortadoğu’nun eski homojenliğini kaybettiğini ve Mısır’ın kendini Arapların tek lideri gibi görmekten uzaklaştığını belirten Elpeleg, Arap yönetimlerinin de Türkiye hakkında eski kaygıları taşımadıklarını kaydediyor.

 

İsrail’in son dönemde Türkiye’nin arabuluculuk önerilerine soğuk baktığını ve genellikle bu iş için sadece ABD’yi tercih ettiğini hatırlattığımızda ise İsrail’in eski büyükelçisi, şöyle konuşuyor: “Bu sorunun çözümü için hiçbir ülke Türkiye kadar uygun değil. Türkiye’nin bu konuda önemli bir rol alması İsrail’in de Filistin’in de çıkarına. İki tarafın da Türkiye’nin varlığı ve bu iş için kafa yormasından dolayı müteşekkir olması gerekir. Türkiye, bu sorunun farklı düzeylerde ele alındığı bir platform olabilir. Türkiye, İsrail’i tanımayan ülkelerin temsilcileriyle bile bizi bir araya getirebilir. Türkiye bunu yapmazsa kim yapabilir? ABD’ye gelince. Evet, İsrail ABD’ye güveniyor. Ama kendi kendimizle müzakere yapmayacağız ki. Filistin tarafının da güveneceği bir ülke bu rolü üstlenebilir. Resmî İsrail’de Türkiye’nin Filistin yanlısı davranabileceği şüphesi var. Ama İsrail toplumu böyle düşünmüyor.”

 

Amerika’nın Türkiye’nin Hamas’la görüşmesine fazla tepki göstermemesini de değerlendiren Elpeleg, bu tutumu ABD’nin “seçilmiş yönetim meşrudur” ilkesine bağlı olmasıyla açıklıyor ve şöyle diyor: “Bu ilke bütün demokrasiler için, hatta İsrail için de geçerlidir. Ama İsrail’in de, demokratik bir seçimle iktidara gelse bile kendisinin var olma hakkını tanımayan bir grupla görüşmeme hakkı vardır. Bu yüzden en kritik konu, Hamas’ın İsrail’in varlığını kabul etmesi ve onun yerine değil, yanına kurulacak bir Filistin devletini savunmasıdır. Bu sağlanmadıkça müzakere edilecek bir şey olamaz.” Ayrıca büyükelçi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı ‘vergi ambargosunu’ taktik bir hamle olarak değerlendiriyor ve meclise giren, hükümeti kuran Hamas’ın bir yandan da silahlı direnişi sürdürmesinin zor olacağı ve sonunda tarafların masaya oturacağı konusunda iyimser olduğunu ifade ediyor.

 

FKÖ ile de benzer sorun yaşanmıştı; Şeyh Yasin’i İsrail teşvik etti

 

Asıl uzmanlık alanı tarih olan ve Kudüs Müftüsü ‘Hacı Emin el-Hüseyni’nin hayatını ele alan kitabı Türkçeye de çevrilmiş olan Zvi Elpeleg, Hamas’ın seçim başarısının yol açtığı sorunun bir benzerinin 1970’lerde yaşandığını hatırlatıyor: “1972’ye kadar Filistin’de yöneticiler geleneksel yollarla belirleniyordu. İlk kez o yıl, İsrail seçim yapılması için dayattı. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), ‘İsrail’in oyunu’ diyerek bu seçime katılmadı. Ama 1976’da bunun İsrail’in oyunu değil, saflığı olduğunu anladı ve seçime katılarak oyların yüzde 80’ini aldı. Bunun üzerine Henry Kissinger ve Zbigniew Brzezinski gibi Amerikalı yetkililer FKÖ ile görüşmek istedi. İsrail itiraz edince şu cevabı verdiler: İsrail, kendi yaptırdığı seçimi kazanan kişilerle görüşmemize nasıl itiraz edebilir?”

 

İsrail’in bu gelişme üzerine FKÖ’nün muhalifi Ahmet İsmail Yasin’i (Şeyh Yasin) İslam Derneği (El Müctema-i İslami) kurması için teşvik ettiğini belirten Zvi Elpeleg, daha sonra Hamas adını alacak bu oluşumun son seçimde ise El Fetih çizgisini mağlup ettiğine dikkat çekiyor. Vizyoner liderlerden mahrum olduğu için Filistin topraklarını işgal ettiği 1967’den beri İsrail’in yanlış adımlar attığını söyleyen Büyükelçi Elpeleg, Batı Şeria ve Gazze’ye Yahudi yerleşimleri kurmanın, bunun için milyarlarca dolar harcamanın yanlış oluğunu ve yıllar sonra Gazze’den çekilmenin bu adımların yanlış olduğunu ispatladığını düşünüyor. Bu yüzden Hamas’ın görüşmeler için ileri sürdüğü ‘İsrail’in 1967 sınırlarına dönmesi’ şartını gerçekçi buluyor. Bunun Batı Şeria’daki bütün yerleşimlerin boşaltılması anlamına geldiğini hatırlattığımızda ise şöyle diyor: “Evet, yerleşimciler bu topraklarda vatanseverlik adına kalıyorsa, buyursunlar, İsrail topraklarının yüzde 60’ını oluşturan ve henüz kimsenin yerleşmediği Necef çölüne yerleşerek vatanseverlik yapsınlar. Geçmişte yaptığımız hatalar ve kaçırdığımız fırsatlar için bugün üzülüyoruz. Gelecekte yine üzülmemek için daha esnek davranmalıyız.”

 

Büyükelçimizin, daveti reddetmesi mantıksız

 

Hamas girişiminde, PKK-Hamas karşılaştırması kadar İsrail Büyükelçisi Pinhas Avivi’nin Türk Dışişleri’nin görüşme davetini reddetmesi de Türkiye’nin büyük tepkisine yol açmıştı. Eski İsrail Büyükelçisi Elpeleg’e bu tavrı nasıl bulduğunu sorduğumuzda, elçiliği döneminde başından geçen bir olayı anlatarak cevap verdi: “Yaser Arafat’ın Ankara’ya yaptığı bir ziyarette, onuruna verilen bir yemeğe katılmam için Cumhurbaşkanı Demirel beni de davet etti. Bizi yemekte bir araya getirmek istiyordu. Hatta bunun gerçekleşmesi için Türkiye, Suriye elçisini bile yemeğe davet etmemişti. Bence iyi bir fırsattı. Ama daveti Dışişleri’mize sordum ve cevap olumsuz olunca yemeğe katılmadım. İsrail Büyükelçisi’nin Türk Dışişleri’nin davetini reddetmesi de en az bu olay kadar mantıksız. Ama merkezden böyle istemişlerdir.”

 

 

 

03.03.2006

Abdülhamit Bilici

İstanbul

 

 

 

 

.........................................................

Hamas ziyareti konusunda hükümetin korkak ,akılsızca alınıp sonra vazgeçilen kararlarla dolu tavırları zaten sinirlerimizi iyice bozdu ve ayrıca dünyanın dört bir yanında Türkiye`yi hala hilafetin merkezi olarak gören müslüman kardeşlerimizden de oldukça utanç duydum hükümet adına.Hamas`ı T.C. hükümeti olarak değil de parti olarak kabul etmeleri ,Erdoğan değil de Gül `ün Halid Meşal`e eşlik etmesi,Hamas liderinin konuşması esnasında arka plandaki AKP logosunun üstünün örtülmesi ,ve sanki Hamas farklı düşünüyormuş gibi ABD den ithal barışçı (!) telkinlerde bulunulması ve daha bir sürü saçmalık.Ve tabii İsrail büyükelçisinin küstahlığı ve İsrail`in küstahlığı her zaman mevcut zaten,bütün yaşananlardan sonra hala dostu düşmanı ayırd edemeyecek kadar basiretsiz mi insanlarımız ,ya da vurdumduymazlıktan unutkan.Allah yardımcımız olsun,söylenecek sözler tükendi artık ...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Esselamü Aleyküm.

 

Değerli Arkadaşlar.

'Ve tabii İsrail büyükelçisinin küstahlığı' herşey bir noktaya kadar fakat bu küstahlığın karşılıksız kalması beni daha da derinden vurdu. Aynı şeyi bir İslam ülkesinin Büyükelçisi yapsa idi, O nu hemen İstenmeyen Adam ilan ederlerdi, bir kısım medya nerede ise kahraman ilan etti. Refahyol hükümeti döneminde İran B.Elçisi'ne karşı alınan tavrı hatırlıyorsunuzdur umarım işte beni derinden vuran (özellikle vuran diyorum çünkü bu beni yaralamanın ötesinde birşey) Hükümetin bu davranış karşısında pasif davranmasıdır. Selametle...........

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...