cihat 28 Report post Posted May 28, 2007 KURŞUNA DİZİLME Kurşuna dizecekler elleri bağlı bir adamı, ateş etmek için sıralanmışlar, dört asker. Dört asker, sessiz, dört asker elleri bağlı, öldürecekleri adam gibi elleri bağlı. "Bir kaçabilseydin!" "Koşamam ki!" "Tetiği çekecekler neredeyse!" "Ne yapsak dersin?" "Belki boştur tüfekleri..." "Zalim kurşunlar var tüfeklerinde!" "Kimbilir, ateş etmezler belki." "Az salak değilsin sende!" Ateş edecekler (Nasıl edebildiler?) Öldürecekler. (Nasıl öldürebililer) Dört askerdiler, sessiz, Bir subay kılıcıyla komut verdi; dört askerdiler, bağlı, öldürdükleri adam gibi elleri bağlı. ÖLÜ ASKER - Kimin kurşunu öldürmüş onu? - Bilen yok. - Nereliymiş? - Jovellanos' lu diyorlar. - Nerede bulmuşlar? - Yolun yanında yatıyormuş, öteki askerler görmüş. - Kimin kurşunu öldürmüş onu? Gelip öpüyor onu nişanlısı; anası geliyor sonra ağlıyor. Sonra da yüzbaşı çıkageliyor. bağırıyor: - Gömün onu! Dan! Dan! Dan! GİDİYOR ÖLÜ ASKER. Dan! Dan! Dan! YOLUN YANINDA BULMUŞLAR ONU. Dan! Dan! Dan! BİR ASKERDEN NE ÇIKAR. Dan! Dan! Dan! DAHA NE ASKERLER VAR BİZDE. Nicolas GUILLEN Quote Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted May 28, 2007 Generalim Tankınız Ne Güçlü Tankınız ne güçlü generalim, Siler süpürür bir ormanı, Yüz insanı ezer geçer. Ama bir kusurcuğu var; İster bir sürücü. Bombardıman uçağınız ne güçlü generalim, Fırtınadan tez gider, filden zorlu. Ama bir kusurcuğu var; Usta ister yapacak. İnsan dediğin nice işler görür, generalim, Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin. Ama bir kusurcuğu var; Bilir düşünmesini de. Bertolt Brecht Quote Share this post Link to post Share on other sites
nedamet.. 14 Report post Posted May 29, 2007 Daralan vakitler Yanakları, saçları, gözleri yanmış, Zehirli gaz bombaları Yılan gibi sokmuş, yalamış gövdelerini Ağızları, küçücük dilleri yanmış Bütün Beyrut sapsarı kalmış Sanki ağlamak imkansız Başları Paletlerle ezilmiş babaları, Yahudi doğramış analarını, Binlerce çocuk topların, betonların altında. Beyrut'un gözyaşları şimdi, Kudüs'ün yanıbaşında, Müslümanlarsa uzakta, Sanki başka, Gelinmez bir dünyada. Acın, bir vadi, Zehirli çiçekler, bir ova gibi karşımda. Gözüm baksın sadece, Ayrıntıları, Kıvrılıp kırılmış bilekleri, Kemikten yakılmış etleri, Kuma serilmiş cesetleri, Büyük ajansların yaydığı resimleri, Bir seyirci gibi görsün dursun, Bir kadın gibi ağlasın.. Beyrut yengeç kıskacında, Çoğu Müslüman kafir yanında, Yaslanmış yastıklara sonunu beklerler filmin. Sen Filistin, hokkaları doldur kanla, Şairler eğer ahın varken Uzanırlarsa tomurcuklara güllere Herbiri kanlı bir ateş gibi korku Bir azar, bir şamar olsun. Filistin, sen işine bak, kar toprağını, Yoğur gazabını Yaradanın.. Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde? Çam ormanlarının salınışında, Kuşların cıvıldayışında, Otların serin tenlerinde. Eğer varsan bakıp görmeye Şeffaf perdenin az ötesini, Bir ateş bulutu var en bildik yerde, En emin yerde. Ve bak, asıl ölen yaylalar, villalar, tok karınlar Hissiz dudaklar, gayretsiz kalpler, Asla değil kavruk çölde yatan kadavralar. Farzet körsün, olabilir, Elele tut, Taş al ve at, Kafiri bulur. Hani ceylanların, Hani cihat marşın? Bir yumruk harbinden nasıl kaçtın? En arka safta bile kalmadın, Cengi attın, dünyaya daldın, Tezeğe konan sinekler gibi. Dönüyor burgaç, Dünya üstten, yanlardan daralıyor. Ovalardan, Dar geçitlere sürülen sığırlar gibi, Bir gün ister istemez, Karşısında olacaksın kaçtıklarının. Dua et, O gün henüz mahşer olmasın... Cahit Zarifoğlu (1940 – 1987) Quote Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted May 30, 2007 Sorgulama vuruldu bir kuş.. barut kokan bir günün ilk saatlerinde.. düştü yere.. bütün güzelliği ile.. sahi.. kuşlar vurulmak için mi yaşar Bağdat semalarında? uzadı gece… bir sessizliğin ertesiydi sirenler… demir kursunlar galip gelmisken semalarda.. bir sapan ve bir taş’ta çocuktaki umut…. sahi… çocuklar ölmek için mi yaşar Bagdat sokaklarında? Serdar Atlıbatur Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ü.Y 9 Report post Posted May 30, 2007 HARP İÇİNDE Babalar evlerine mahçup döndü her akşam Harp içinde. Anaların sütü kesildi, Çocuklar ağladı, Erkekler askere gitti. Kadınlar bir deri bir kemik. Harp içinde kızlar sarardı. Savaşanlardansa Ancak bir hatıra kaldı. Cahit Külebi Quote Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted May 31, 2007 MADALYA Bayram yerinde canlandırılırken kentin kuruluşu ayakları kesilen gazi koltuk deyneklerini bırakmadığı için alkışlamadığına inandırır herkesi Ölü askerlerin ceplerinden topladıkları kanlı fotografları barış toplantılarında sinema önündeki çocuklar gibi birbirleriyle nasıl değiştirdiklerini bilir generallerin Kaç askeri kendisine özendirdiğini de saymıştır savaşın tam ortasında kuyruğunu bırakıp kumtorbaları arasından evine kaçan kertenkelenin Bayram yerinde canlandırılırken kentin kurtuluşu ayakları kesilen gazi hiç düşünmeden değişir madalyasını çorap kokusuna Sunay AKIN Quote Share this post Link to post Share on other sites
duru 2 Report post Posted June 1, 2007 Felluce'yim ben... Yıkık, harap, mağrur ve asi... Medeniyet denilen arsız yalanın tekzibi... İşgale uğradım, yağmalandım, kana bulandım. Evlatlarım ceset ceset yatar caddelerimde... ...dünyanın gözleri önünde... Sofrasında yer aradığınız bir ziyafetin zor lokmasıyım. Barbarların istilası karşısında Şark'ın nefs - i müdafaasıyım. * * * Bayramdı. Çatışma vardı. Cuma sabahı camide vuruldum. Yerde can çekişirken bulundum. Yaradan'ın evinde, Yok - eden vardı o gün... Aradıklarını söyledikleri kitle - sel imha silahlarıyla geldiler. Kafama nişan alıp, beynimi deldiler. Dağıldı kafam, parçalandı yüzüm. Kızıla kesti dayandığım duvar; Kendi kanıma gömüldüm. * * * Tanırsınız beni... Vietnam'da beynine kurşun sıkılan da bendim; Filistin'de taşlarla kolu bacağı kırılan da... İzmir'de ilk kurşunu atan da... Hepsinde suçum aynıydı: İşgalciye karşı ülkemi savunuyordum. Ve kanlar içinde yattığım yerden dünyaya, unuttuğu bir yemini, "isyan"ı hatırlatıyordum. * * * Fakat ne mümkün! Katilim, benden çok önce dağıtmış dünyanın beynini... Kara bir perde inmiş Ademoğullarının gözüne... Görmüyor, duymuyor, ses vermiyor. Susuyor riyakarca... Aslan tarafından parçalanan avın artığına göz dikmiş sırtlanların iştahıyla... ...susuyor, katliama ortak olma pahasına... * * * Şimdi yalanlar söyleyecekler sana... "Özgürlük götürdük, onun için öldürdük" diyecekler. Bir tek yüzüm var, bunun karşısına koyabilecek. Bu darmadağın, bu delik deşik, bu kanlı yüz, feneri olsun kör gözlerinizin... Felluce adını, zulmün defterine yazın. Ve asla unutmayın. Dönerim bir gün; mazlumun ahı gibi çıkar gelirim. İsyanlarla, sandıklarla... olmazsa, belime sarılmış bombalar, cephane yüklü kamyonlarla... "Terörist" diye işitirsiniz manşetlerde adımı yine; büyüğüne tapar, küçüğünü lanetlersiniz. Suçlunun savcı, mazlumun sanık olduğu bu sefil mahkemede, adım adım faşizme gidersiniz. Ödersiniz bedelini sükutunuzun... Bir gün pişman olursunuz. İşte o gün hatırlayın beni: Ben, Felluce'yim. 21. asrın kabristanı, insanlığın son kalesiyim CAN DÜNDAR.... Quote Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted August 25, 2007 TOPRAĞA DÜŞEN Ona "Haydi Savaşa dediler Başkaca birşey Söylemediler Aldılar köyünden Davulla zurnayla Geride üç çocuk Bir eş ve bir ana Eline bir silah Tutuşturdular Ve karşılaştı Düşman ordular Vurulup düştü İlk çatışmada Göğsünde bir oyuk Üç delik alnında "Ey bu topraklar için Toprağa düşen" Bir karış toprağın Var mıydı yaşarken? Ataol BEHRAMOĞLU Quote Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted October 20, 2007 Hücum Emri Kumtaneciği kaçtı diye gözüne emir veren generalin iki dakika daha çok yaşadı insanları o şanslı kentin Sunay Akın Quote Share this post Link to post Share on other sites