Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Abdulhamid

Ben Bu Adamı Seviyorum Yahu

Recommended Posts

Hasan Karakaya yine 'ağır' eleştirdi Writers_20061205223229.jpg

 

KKTC’deki Türk askerlerine “işgalci” diyenin aslında kendisi “işgal” altındadır!.. “ diyen Hasan Karakaya "Ruhları işgal altında olan güruh" diyen tanımladıklarına bakın neler yazdı.

 

 

Hasan Karakaya'nın köşe yazısı

 

Olayı mutlaka duymuşsunuzdur... Ama, “tam yerine rastgeldiği” için yeniden hatırlatmakta bir mahzur yok... KKTC güvenlik görevlileri, “birileri”nin ihbar ve şikâyeti üzerine, bir “ev”e baskın düzenlerler...

 

Vatandaşın evinde küçük bir kitaplık, orada da çeşitli kitaplar vardır... Polis, hepsini birer birer elden geçirir ve atar bir kenara...

 

Sonra, en tepede duran bir “kitap” çeker dikkatini... Uzanır ve onu da alır... Evirir, çevirir, sonra içine bakar!..

 

Görür ki, yazıları “Arapça”dır!..

Sorar ev sahibine;

“Bu ne?.. Ne kitabı bu?!?”

“O” der, ev sahibi;

“Bir Kur’an-ı Kerim’dir.”

“Tamam, anladık” der, KKTC polisi;

“Kur’an-ı Kerim olduğunu anladık anlamasına da; hele söyle, bunun yazarı kim?!? Niye yazarın ismi yok kitabın üzerinde?!? Yoksa, bu kitap illegal mi?!?”

Hayır, “mizah” değil, “ayniyle vaki” bir olaydır bu!.. Yanılmıyorsam 1995 veya 1996 yıllarında yaşandı!..

“KKTC polisi” böyleyse, varın “sıradan halkın hâl-i pür melâli”ni siz düşünün!..

 

BOYNU “HAÇ”LI KIZ: GALİBA MÜSLÜMANIM!

 

Hayır, onu da düşünmenize gerek yok... Çünkü, “KKTC halkının ne acınası durumlara geldiğini”, dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 9 Nisan 2004’te canlı yayına katıldığı Star TV’de, Hulki Cevizoğlu’na açıklamıştı...

 

Rauf Denktaş, o programda; 14-15 yaşındaki bir kız çocuğu ile aralarında geçen diyaloğu anlatmıştı.

 

Boynunda “haç” bulunan kız çocuğuna, “Niye ay ve yıldız takmıyorsun? Sen Müslüman değil misin?” diye sorduğunu, ondan “Galiba Müslümanım!” cevabını aldığını belirterek şöyle devam etmişti:

“Suçu kendimizde görüyoruz... Gençlere dinî bilgi vermemişiz. Geç kalmışız... Bu vebal hepimizindir!”

 

Sadece Rauf Denktaş mı; oğlu Serdar Denktaş da, “KKTC Başbakan Yardımcılığı” döneminde şunları söylüyordu:

 

¥ “Bazı gençlerimiz, moda zannedip açıktan açığa haç takmaya başladı.

¥ Rum tarafındaki kilisenin etkinliği gibi bir dini etkinlik bizim tarafta yok.

¥ Bu duruma gelinmesinde en büyük suç, geçmiş dönemlerde yapılmış olan yanlışlardır.

¥ Zaman içinde bütün millî ve manevî değerlerimizi kaybettik.

¥ Suç idarecilerindir. İdare ile birlikte halkta da yozlaşma başladı!”

Tabiî, baba-oğul Denktaş’ların, bu “dehşet tablosu”nu düzeltmek için “kıllarını bile kıpırdatmadığını” söylemeye herhalde gerek yok!..

 

Ve yine;

Aynı Rauf Denktaş ve dönemin KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu’nun, Ada’ya gelen misafirlerine, hem de “Ramazan günü”nde, “içkili akşam yemeği” verdiklerini söylemeye de gerek yok!..

Ne demişler;

“İmam yellenirse, cemaat ortalığı batırır!”

“Cumhurbaşkanı” ve “Başbakan”ı böyle olan bir KKTC gencinin, “Galiba Müslümanım” deyip de, boynuna “haç” takmasını hiç yadırgamamak gerekir!..

“Büyük”lerin böyle bir derdi yok ki, “genç”lerin veya “çocuk”ların olsun!..

 

KİMDİR, NECİDİR BU KTÖS’ÇÜLER?

 

KKTC’yi işte bu “inançsızlık girdabı”ndan kurtarmak ve insanların, hiç olmazsa “Allah”ı ve O’nun Peygamberi Hz. Muhammed (sav)’i tanımasını, Kur’an-ı Kerim’in de “Allah tarafından gönderilen bir Kitap” olduğunun bilinmesini sağlamak için, son yıllarda bazı “duyarlı” insanlar çıktı ortaya...

 

Bunlardan biri de KKTC Din İşleri Müdürü Ahmet Yünlüer!..

Gelin görün ki;

O ve onun gibi “duyarlı” insanların faaliyetlerine; “iç”ten ve “dış”tan hep “takoz” konuldu!..

“Takoz” koyan da, çocukların boynundaki “istavroz”dan hiç rahatsızlık duymayan, kısa adı KTÖS olan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası!..

 

Bunlar, nasıl “Türk” ise;

Ada’daki “Türk askeri”ni “işgalci” olarak görüyor, “dinî gayretler”i de “irtica ihracı” olarak telâkki ediyor!..

İşte, bu “kafa”lar;

Önceki gün Lefkoşe’de bir basın toplantısı düzenleyip, “MEB’in genelgesi”ne şiddetle karşı çıkmışlar!..

 

Peki ne diyor MEB’in genelgesi?..

“Yaz tatilinde, öğrencilere diğer kursların yanı sıra dinî bilgiler de verilsin!”

Dikkat edin;

Sadece “dinî bilgiler verilsin” denilmiyor!.. “Yabancı dil, halk dansları, müzik, resim, turizm ve tiyatro”nun yanı sıra, “dinî bilgiler de!” verilsin!..

 

Kısa adı KTÖS olan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası, işte bu “genelge”yi duyunca, oturdukları sandalyelere “raptiye” konulmuşcasına havalara zıplamışlar!..

“Olmaz” demişler;

“Dinin yeri camidir!.. Okullarda Kur’an dersi verilmesini protesto ediyoruz!.. Böyle bir girişime asla onay veremeyiz!..

Hükümet, Kur’an kurslarını okullara taşıyarak laik eğitimi dinamitlemeye çalışmaktadır!!!”

 

MAAŞINI BEN VERİYORUM BAY ELCİL!

 

Bunları söyleyenler KTÖS Genel Başkanı Güven Varoğlu ile KTÖS Eğitim Sekreter Yardımcısı Besim Baysal!..

Bir de KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil var ki, o, “kökten din karşıtı!”

Hele bakın şu söylediklerine:

“Bu ülkede Kur’an kursu asla olmayacaktır!.. Ne camide, ne okulda!”

Bu vatandaş, “kim”dir, “neci”dir ve bu “cür’et”i kimden almaktadır bilmem!..

 

Bildiğim şu ki;

KKTC’yi “babasının malı” zanneden bu vatandaş, böylesine “böğürecek” gücü, “benim paralarım”dan alıyor!..

Evet, “benim, sizin, hepimizin” paralarından!..

“Bizim vergilerimiz”den kesilen “milyon dolar”lar KKTC’ye gitmese, Şener Elcil denilen bu “sendikacı” kesinlikle böyle bağıramaz!..

 

Ne “beynindekileri ağzından kusmaya” mecali olur, ne de “midesindekileri anüsünden def-i hacet” etmeye!..

Neymiş, “KKTC’de asla Kur’an kursu olmayacak”mış!.. Ne “cami”de olacakmış, ne de “okul”da!..

 

Ulan, sen kim oluyorsun?..

“Kimin adına” ve “kimin parasıyla” böğürüyorsun böyle?!?

Aldığınız maaşı” ben veriyorum ulan!.. Hem de, “Türkiye’deki öğretmenlerden daha fazla maaş” ödüyorum sana!..

 

Niye ödüyorum?..

KKTC’deki çocuklara “millî ve manevî” değerlerini öğretin de, “Rumlar” karşısında direnecek güçleri olsun diye!..

Hiç olmazsa, “kimlik”lerini muhafaza etsinler diye!..

Ama sen ne diyorsun;

“Burada Kur’an kursu olamaz!”

Sen kim oluyorsun ulan!?!

Maaşını “Rum”dan mı alıyorsun, yoksa “benden” mi?..

 

O kadar “erkek” isen, istifa et “KKTC vatandaşlığı”ndan, geç “Rum kesimi”ne!..

Ama, “benim paramdan maaş aldığın sürece” benim inancıma, benim değerlerime, en azından “saygı” göstermeye mecbursun!..

Haa, illâ da “iman etmek” zorunda değilsin!.. “Kızıl bir ateist” veya “Makarios’a hayran” biri olabilirsin!.. “Sicilli bir komünist” veya “köktendinsiz” biri de olabilirsin!..

 

Buna hiç karışmam!..

Ama, değil mi ki, “benim ödediğim vergiler”den maaş alıyor ve “benden daha lüks” bir hayat sürüyorsun, o halde benim “din”ime, benim dinimin kitabı Kur’an-ı Kerim’e saygı göstereceksin!..

 

“Sevmek” ve “inanmak” zorunda değilsin, ama “saygılı” olmayı öğreneceksin!..

Yok öyle “laiklik kalkanı”nın arkasına saklanıp da, beynindekileri kusmak!..

Kus!.. Öğür, böğür, kus!..

Hiç umurumda değil!..

 

Ama, “Kur’an-ı Kerim’e dil uzattığın” anda, bu defa ben “isyan”lara başlar, “KKTC’ye giden milyon dolarlar”dan, “benim payımın kesilmesini” haykırırım!..

Bakalım, o zaman ne yaparsın?..

 

Açlıktan “nefes”in mi kokar, yoksa “dil”in mi sarkar, o zaman görürsün!..

Erkeksen, çık ortaya da; “Kur’an kursu istemiyorum” diye böğürdüğün gibi, “Türkiye’nin yardımını istemiyorum” diye de bağır!..

Ama, bağıramazsın!.. Eğer bağırırsan, yaşadığın “lüks” ve “saltanat”ın yok olacağını gayet iyi bilirsin!..

 

O halde;

Adam gibi susmasını ve “edepli” olmasını öğren!..

Öyle, “Milliyet gazetesinin dolmuşu”na gelip de, “arkamda güç var” zannetme!..

Unutma ki, senin maaşını “Milliyet” vermiyor!.. “Ben” veriyorum, ben!..

Bütün bunları “başına kakmak” istemezdim, ama ne yapayım ki sen kaşındın!..

Daha fazla söyletme beni!..

Ama, şunu unutma!..

Bu “kafa”yla gidersen; 14-15 yaşındaki çocukların boynuna “haç” taktıran Rumlar, bir gün gelir, senin de ağzına “tıkaç” tıkarlar da, “böğürecek ağız” da bulamazsın!..

Demedi, deme!..

 

BAKAN CANAN ÖZTOPRAK’A ÇAĞRI!

 

Bu arada, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanı sayın Canan Öztoprak’a da bir “çağrı”da bulunmak istiyorum:

 

Bildiğim kadarıyla;

KKTC’de, “resmî” olarak da, “gayriresmî” olarak da “din eğitimi” veren herhangi bir müessese yok!..

 

Oysa, KKTC Anayasası’nda, “dinî öğrenme ve yaşamanın en önemli insan hakkı” olduğuna dair bir madde var!..

 

O halde, lütfen “Anayasa’nın gereğini” yerine getirin ve “genelge”nizin arkasında durun!..

 

Geçen yılki gibi, “askıda” bırakmayın bu işi!..

 

Biliyorsunuz;

2006 yılı “yaz sezonu”nda da “bakanlığınız” ve “Din İşleri Dairesi” arasında bir “sözlü anlaşma” yapılmış, bu anlaşma ve belirlenen “müfredat” çerçevesinde, “camilerde dinî bilgiler verilmeye” başlanmıştı!..

Siz de biliyorsunuz ki;

“Yazılı bir talimat olmadığı” bahanesiyle, “din görevlileri”nin görev yaptığı “cami”ler, “polis baskınları”na maruz kalmış, din görevlilerine “manevî işkence” uygulanmıştı!..

 

Böyle bir “keyfiliğe” fırsat ve imkân vermemek için, lütfen “genelge”nizin arkasında durun ve “net tavır” koyun!..

 

Herhalde hatırlatmama gerek yok;

 

“Öğrenci velileri”nden “yoğun talep” alıyorsunuz!.. İnsanlar, çocuklarının boynunda “haç” görmek istemiyor artık!..

Sakın ola KTÖS’e kulak vermeyin!..

 

KKTC’deki Türk askerlerine “işgalci” diyen bu kafanın, aslında kendisi “işgal” altındadır!.. “Ruhları işgal altında” olan bu güruh, bırakın böğürmeye devam etsin!..

 

Onlar, her yerde böğürüyor zaten!.. Meydanlara çıkıp böğürüyorlar, yiyip yiyip öğürüyorlar!.. Onlar, öyle bir “azgın azınlık” ki, her yeri “babalarının malı” sanıyorlar!..

 

Onun için Canan Hanım; onların “böğürtü”lerine pek itibar etmeyin!..

Yoksa, siz de Rauf Denktaş’a dönersiniz!..

Arkanızdan “dua” edecek kimse bulamazsınız!..

Bilmem, anlatabildim mi?..

 

------------------

 

 

Teröre zemin hazırlayan terör!

 

Birinci sayfamızdaki "Açık terör" manşeti ve onun hemen altındaki "Yazıklar olsun" başlıklı haber, "Türkiye'de gerilimi kimin tırmandırdığını" ve kimlerin "halk düşmanlığı" yaptığını gayet çarpıcı olarak gözler önüne seriyor!..

 

 

Düşünebiliyor musunuz;

Tam da "seçim arefesi"nde birileri, "sırf iktidarı zor durumda bırakmak" için, "kılık-kıyafet terörü" estiriyor!.. Bugüne kadar, hiçbir "Açıköğretim Lisesi Sınavı"nda uygulanmayan "başörtüsü yasağı" dün uygulandı... Hem de, "Danıştay'ın kararı" bahane edilerek!..

 

 

Şu işe bakın ki;

Gencecik kızlar "başlarını açmaya" zorlanırken, "minnacık çocuk"lar soyulup, "dansöz" gibi oynatıldı!.. "Gibi"si fazla, resmen ve alenen "dansöz" yapılıp, oynatıldılar!..

 

Bütün bu "zorbalık"ları kimler "organize" ediyor ve "amaçları" nedir, bilmiyorum... Ama eminim ki; başlarda "örtü" görmeye tahammül edemeyen bu "zorba"lar, KKTC'de olduğu gibi, çocukların boynunda "haç" görseler seslerini çıkarmazlar!..

 

"Vatansever" görünümlü bu "vatan hainleri" elbet bir gün "deşifre" olacak ve "teşhir" edilecekler!.. İşte bunlardır ki, "ülkede birlik ve dirliği" dinamitleyip, "teröre zemin hazırlıyor"lar!.. Onların maskesi, çok yakında düşecek!..

 

(Vakit)

Share this post


Link to post
Share on other sites

KKTC'deki milli ve manevi kuşatılmışlığı hiç kimse inkâr edemez elbette. Ömrünü Kıbrıs davası için harcayan fedakâr devlet adamı Rauf Denktaş da bu eksikliğin farkındadır. Rauf Bey'i suçlamak bana göre bizim haddimiz ve hakkımız değil; bardağın boş tarafını görmekte ısrar etmek demek olur diye düşünüyorum.

 

Fakat şöyle düşünecek olursak; KKTC milli ve manevi yönden kuşatma altında da Türkiye değil mi? Bu ülkede de insanlar sakallarından çekilerek yerlerde süründürüldü, Kur'an-ı Kerim'ler yerlere atıldı.

 

Türk'e ve İslam'a karşı yapılan çirkin saldırılar ülkeyle (Türkiye, KKTC vb) sınırlandırılamaz. Genel bir tehdit söz konusudur. Bugün için kanayan bir çok yaramız var: Doğu Türkistan, Filistin, Kerkük, Keşmir vb. Her yerden Müslüman'ın Türk'ün feryatları yükseliyor.

 

Kuşatılan ülke değil, İSLAMİYET ve onun sancaktarı TÜRKLÜK !

 

Meselenin ne olduğunu görüp çözüm üretmek varken suçu şuna buna yükleyip insanları sadece kuru eleştiriye maruz bırakmak bize bir yarar getirmez.

 

Millî ve manevî yönden büyük bir kuşatma altındayız. İşte mesele bu! Çözüm ise özümüze sımsıkı bağlanmak ekseninde geliştirilebilir.

 

Saygılarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hasan Karakaya benim okumaktan vazgeçemeyeceğim bir yazardır, ben onun milletin dili olduğuna inanıyorum...O hiçbir zaman doğruyu savunmaktan vazgeçmedi, inşaallahta vazgeçmeyecek...Her sabah Vakit Gazetesi'ni büyük bir zevkle okurum, ve Türkiye'de de bu gazete kadar doğruları söyleyen hiçbir gazete tanımıyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

ülkemizin hasan karakaya gibi yazarlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum;her gün onun yazılarını mutlaka okuyorum..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...