Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
cihat

Milliyetimiz İslamiyettir

Recommended Posts

25 Yılı aşkın bir süredir memleketi kasıp kavuran bir ateşin içerisindeyiz.

 

Öyle bir ateş ki, bundan daha şiddetlisi ancak cehennemde bulunur.

 

Kolay mı sanırısınız, kardeşin kardeşi öldürmesini?..

 

Hem, öyle böyle bir kardeşlik de değil!..

 

Cennet mekân Nureddin Zengi ile onun kahramanlıkta eşi görülmemiş komutanı Salahaddin-i Eyyubi’nin tesis ettiği ve bin yılı aşkın bir zamanı kapsayan fiili birlikteliğin yanında, Kur’an’ı azimü’ş Şan’ın hayat verdiği 1400 yıllık manevi rabıtayla birbirlerine bağlı olan bir topluluğun kardeşliği bu!..

 

Bir toprak parçasını ‘vatan’ yapan değerleri birlikte oluşturmuş bir topluluğun kardeşliği…

 

Düvel-i muazzamanın, el ele verip İslâm milletini topyekûn ortadan kaldırma teşebbüsüne, bütün cephelerde, birlikte direnmiş, birlikte şehit olmuş, birlikte esir düşmüş, birlikte eziyet çekmiş ve bütün bunların muhassalası olarak karşılarına çıkan yoksulluğu birlikte paylaşmış kader ortaklarının kardeşliği…

 

Şimdi bu kardeşlerin, en hafifinden, birbirlerine kuşkuyla bakıyor olmaları bile alev alev yakan devasa bir ateşten daha yakıcı değil de nedir?!.

 

Oysa biz eskiden, ‘ulusalcılık’ nedir bilmezdik…

 

Ve bir zaman, Frenklerin en şerlilerinden birinde bir ihtilal oldu ve o fitne, koca dünyaya, içinde kin, nefret, kan, ateş, lanet ve bilumum kötülüklerin hammaddelerinden müteşekkil bir bela tohumu saçtı...

 

Önceleri İslâm milletini etkilemez sanıyorduk.

 

Heyhat!..

 

Yanılmışız!..

 

Öyle bir sardı ki hem, tarumar etti dört bir yanı…

 

Bediüzzaman bu sahneyi şöyle ifadelendiriyordu:

 

“İşte Hint, düşman zannederek, hâlbuki pederini öldürmüş, başında oturmuş bağırıyor. İşte Tatar, Kafkas, öldürülmesine yardım ettiği şahsın, biçare valideleri olduğunu, "ba'de harabi'l-Basra” anlamış, ayakucunda ağlıyorlar.

 

İşte Arap, yanlışlıkla kahraman kardeşini öldürmüş, hayretinden ağlamayı da bilmiyor.

 

İşte Afrika, biraderini tanıyamayarak öldürdü, şimdi vaveylâ ediyor.

 

İşte âlem-i İslâm, bayraktar oğlunun, gafletle, bilmeyerek öldürülmesine yardım etti, (bağrı yanık bir) valide gibi saçlarını çekip âh ü fîzar ediyor!”

 

Ne kadar acı bir sahne değil mi? Tam bir aile dramı…

 

Bizi birbirimize düşüren gâvurlar, kendi içerlerindeki bin yılı aşkın düşmanlığı, üstelik birbirlerinin kanlarını içseler doymayacakları bir düşmanlığı, dostluğa dönüştürmek için ellerinden gelen her şeyi, tüm madde perestliklerine rağmen, gerçekleştirme yolunda ciddi mesafeler alırken, bize, ‘yiyin birbirinizi!’ şeklinde telkin ve tavsiyelerde bulunuyorlar.

 

Onlar, ayrılığı gerektiren onlarca şeyi yok sayıp birlik olurlarken, bizler, teavün ve dayanışmamızı gerektiren binlerce ‘bir’leri hiç mesabesine indirip son sürat düşman kamplara bölünüyoruz!..

 

İşte böyle bir ateş ki, misli ancak cehennemde var.

 

altinyildiz2x.jpg

 

Bu resim, Şark-i Anadolu’nun muhtelif yerlerinde, on yıllardan beridir evlerin, işyerlerinin ve kıraathanelerin duvarlarını süsler.

 

Bu resim, üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapan değerlerin sembolü hükmündedir adeta.

 

Bu resim, vatan diye bellediği topraklar uğrunda ölümü şahadet bilen bir topluluğun, kendisini refere ettiği idrak ikliminin mücessemleşmiş bir portresidir.

 

Bu resim, ne idüğü belirsiz bir ulusalcılığı, hangi akla hizmet ettiğini hâlâ anlayamadığımız bir mantalite ile dayatan sisteme, bu sistemin organik bir uzantısı olan bölücülüğe ve ayrılıkçılığa inat, ‘biz, işte buyuz!’ diye haykıran bir şahs-ı manevinin resmidir!

 

Evet, zira ‘biz milliyetimizi sadece İslâmiyet biliyoruz!’

 

Bu resme iyi bakın! Buradaki zevat-ı Kiram, emperyalist güçlerin tezgâhladığı oyun nedeniyle birbirine düşüp, kendi kendisini idam eden ve bir hiç uğruna toprağa cansız düşen her evladı için gözlerinden kanlı yaşlar akıtmaktadır!..

 

İyice bakın, eminim göreceksiniz…

 

Sonra dönüp ABD ve AB portesindeki resme bir bakın!

 

Orda da gözleri sevinçten parlayan, içi içine sığmayan bir gâvurlar ve hainler topluğu göreceksiniz!

 

Gördünüz değil mi?!.

 

Bu resim, bizim idrak iklimimizi terennüm eden bir şiir gibidir.

 

Fatih Sultan Mehmed, ‘Avni’ mahlasıyla bu kardeşlik senfonisine şeflik ederken, Ahmed-i Hani, en güzel mısralarını bu güzellemeye ithaf etmişti.

 

Mevlana, en hikmetli sözlerini bu tabloya hasrederken, Seyda Cezeri, bütün kalbiyle bu kardeşliğin bekası için ‘Hu’ çekiyordu.

 

Bediüzzaman, ‘Biz milliyetimizi yalnızca İslâmiyet olarak biliyoruz!’ diye yalın kılıç meydana çıkarken, İbrahim Hakkı Hazretleri; ‘Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler!’ diyerek onu teskin ve teselli ediyordu…

 

Evet, bu resimde yok ama 'İttihad-ı İslâm' davasının büyük komutanı Yavuz Sultan Selim, berzah âleminden başını kaldırarak şu kıta ile bu harika kardeşlik türküsüne katkıda bulunuyordu.

 

İhtilaf-u tefrika endişesi

 

Kûşe-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni

İttihadken savlet-i a'daya def'e çaremiz

İttihad etmezse millet, dağ-dar eyler beni.

 

Yani;

 

İhtilaf ve bölünme endişesi

Kabrimdeyken bile endişelendirir beni

Düşmanın hücumunu savmaya çare birlikken

Birleşmezse millet, gönlümü dağlar benim.

 

Biz ki, divaneyiz! ‘Divanesi bir biz kaldık Allah yolunun!’

 

Zahiri şartları kontrol edenler, tezgâhın tıkır tıkır işlediğini söyleseler de,

Emperyalistler bütün güçleriyle bu melun tezgâha yatırım yapsalar da,

Sisteme vaziyet eden güçler ve dinsizliği ittihaz etmiş ayrılıkçılar el ele verip bu imha faaliyetini devam ettirseler de,

Biz, gücümüz yettiğince bu tekere çomak sokacağız!

 

Değil mi ki, bu vatan bizim!

 

Değil mi ki, her karış toprağında şehitlerimizin kanı var!

 

Bu resmi çerçeveletip duvarlarınıza asınız ve ‘biz ayrıyız’ diyen nadanlar ile bu harika iklimi günümüze taşıyan bir hamal hükmündeki geleneğimize bühtan edip yerden yere vuran modernist mahrumların gözlerine sokunuz!

 

Bütün zorluklara karşın, kardeşlik hukukunu savunan yiğitlere selâm, gavurların değirmenine su taşıyan zavallılara, yazıklar olsun!..

 

Not: Bu yazı 23–29 Mart tarihli Gerçek Hayat Dergisinde yayınlanmış olup, içerisinden geçtiğimiz hassas süreçteki yanılgı ve hastalıklara bir kez daha işaret etmenin gerekliliğine olan inancımız nedeniyle tekrarında fayda mülahaza edilmiştir.

 

(8sutun)

 

Nihat NASIR

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah razı olsun...Ben "Ne mutlu Türküm diyene !" lafını kabul etmiyorum."Ne mutlu müslümanım diyene !"de demiyeceğim hayır."Ne mutlu hâkiki manada müslüman olabilene !" Ayrıca "Bir Türk dünyaya bedel" falan da değildir.Öyle şerefsizler var ki "dünyaya bedel"Dünyayı toplasan onun kadar adisi çıkmaz ve Türk.Aslında bir manada doğru bu söz lakin bu ifadenin anlatmak istediği, vermek istediği mana bu değil...

Ben yine;

"Filistinde tanka karşı taş atan bir Müslüman genç dünyaya bedeldir." "Yüreğine iman nuru yerleşmiş bir mümin dünyaya bedeldir." diyorum.Allah hepimizi o herşeye bedel müminlerden eylesin inş...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bütün zorluklara karşın, kardeşlik hukukunu savunan yiğitlere selâm, gavurların değirmenine su taşıyan zavallılara, yazıklar olsun...

 

Allah razı olsun cihat kardeş paylaşımın için çok güzel bir yazıydı teşekkürler...

Share this post


Link to post
Share on other sites

hadis-i şerif:

İslamiyet garip doğdu yine garip olacak! Ne mutlu o gariplere

Hüner o dairenin içinde olmakta

Share this post


Link to post
Share on other sites

türklük bedenimiz islam ruhumuzdur.ruhu olmayan beden cesettir.

milliyet kase islam içindeki cehverdir.biz cevhere önem veririz.

Allahı tanımadıktan sonra ha it olmuş ha bozkurt

islamdan adaletten sapmayan öbür dünyada ırka göre değil amele göre haşrolunacağını bilen bir anlayış olan milliyetçilik bölücülüğe yol açmaz.bölen yok eden ancak başka kavimleri hor gören cevhere değil kaseye önem veren ırkçılıktır.tabi önce türküm diyeceksin müslümanlık sonra diyen ulusalcıları da milliyetçilik köşesine katmıyorum.kişi müslüman da olsa kafir de olsa türk doğmuşsa türktür.arap da olsa türk de olsa hakka teslim olmuşsa müslümandır.

ümmetçiyiz(kültürde farklı unsurları barındıran milliyet gerçeğini inkar etmeyen islamı ve hedeflerini ortak yol ve ortak kanun benimseyen anlayış olarak) ama ümmetçilik adına milliyeti reddetmemek gerektiği gibi Allah vergisi olan milliyetten dolayı kimse de düşman bellenmemelidir.

yüce Allah islam milletlerine gerçekten bir ümmet olmayı nasip eder inşallah

Allahın selamı üzerinize olsun

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...