adıdeğmez 18 Report post Posted July 5, 2007 OSMANLI, ABD’Yİ VERGİYE BAĞLADI …Yıllardan 1783... O günün Avrupa standartlarına göre, her ne kadar mütevazı da olsa, yeni bir denizci devleti olan ABD, denizlerde de yelken vurmaya ve sancak gezdirmeye başlıyor. Bu tarihten sadece 2 yıl kadar sonra, 25 Temmuz 1785’te, bu yeni sancağı taşıyan bir gemi, Atlantik Okyanusu’nda, Cezayir sahillerinde, Cadiz (İspanya) açıklarında Osmanlı gemileri tarafında ele geçiriliyor. Geminin adı, sanı herşeyi belli: Boston Limanı’na kayıtlı. Kaptanı Isaac Stevens adlı bir denizci. Adı da az ve öz: Maria. Bugünkü Amerikalıların ataları da olaydan pek ders almıyor olmalılar ki, aynı sancağı taşıyan ikinci bir gemi daha Osmanlı’nın eline düşüyor. Philadelphia Limanı’na bağlı, Kaptan O’Brien komutasındaki Dauphin de Osmanlı gemilerine teslim olmak zorunda kalıyor. …1793 yılının Ekim ve Kasım aylarında, 11 Amerikan gemisi daha Osmanlı donanmasının muhtelif gemilerine havlu atarak teslim oluyor. ABD Kongresi 27 Mart 1794 tarihinde, Osmanlı deniz kuvvetlerine karşı koyabilecek güçte savaş gemileri inşa edilmesi için Başkan George Washington’a 700 bin altın harcama yetkisi veriyor. Dile kolay… Tehdit Osmanlı… Ve bugünün süper gücü ABD, bu tehdit karşısında donanmasının temellerini oluşturuyor. 5 Eylül 1795 tarihinde, ABD, Osmanlı ile bir antlaşma yapmayı kabul ediyor. Bu antlaşmaya göre Cezayir’deki esirlerin iadesi ve gerek Atlantik Okyanusu ve gerekse Akdeniz’de ABD sancağı taşıyan gemilere dokunulmaması karşılığında bir sefere mahsus 642 bin altın ve yılda 12 bin Osmanlı altını (216 bin dolar) ödemeyi kabul ediyor. Dili Türkçe olan ve 22 maddeden oluşan antlaşmaya, Başkan George Washington ve Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı imza koyuyorlar. Böylece ABD yıllık vergiye bağlanmış oluyor. Bu, ABD’nin 200 yılı aşkın bir süre için yabancı dille imzalanan tek anlaşma olduğu gibi, yabancı bir devlete vergi ödenmesi kabul edilmiş olan tek Amerikan belgesi. YABANCI DİLDE TEK ANTLAŞMA Dahası ABD tarihinde kendi dilinde olmayan tek uluslar arası antlaşma, Türkçe. Ve ABD’nin tarihinde vergi vermeyi kabul ettiği tek ülke de Osmanlı İmparatorluğu. İşte işin Osmanlı’nın büyüklüğünü gösteren en hoş tarafı. ABD Başkanı George Washington, Osmanlı Padişahı III.Selim tarafından muhatap kabul edilmiyor ve antlaşma, Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı tarafından imzalanıyor. İnanmayanlar olabilir. Kolayı var. Yale Üniversitesi tarafından yayınlanan Türkçe Antlaşma’nın İngilizce örneği için aşağıdaki adrese tıklamaları yeter: http://www.yale.edu/lawweb/avalon/diplomacy/bar1795t Halit KAKINÇ Star Gazetesi 14 Şubat 2006 Quote Share this post Link to post Share on other sites
serdengeçti 10 Report post Posted July 6, 2007 Helal olsun valla nerdesin Osmanlı Quote Share this post Link to post Share on other sites
KURT 0 Report post Posted July 6, 2007 "Nerdesin Osmanlı"dan ziyade ben "nerdesin Osman Gazi, nerdesin Fatih'im, nerdesin Yavuz'um..." gibi sorular sormanın daha doğru olduğu kanaatindeyim. Çocukken fetih planları çizen, fetih rüyaları gören Fatih'in torunlarından eser yok. Türk gençliği kültürel bir erozyonun içinde hızla köleliğe doğru sürükleniyor. Nerdesin Türk Gençliği! Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted July 6, 2007 Hedefi kuru cihangirlik davası olmayan, Allah kelamını cihanın dört bir tarafa yaymak isteyen Osmanlımız, atamız, endamı en güzel bahar çiçeklerinden de güzel olan bu vatanı bizlere miras bırakan o yiğitler; ne yaptılar, nasıl yaptılar da bunları başardılar ? Cevabı sorunun içinde gizli olmakla beraber, yüreği küt küt değil; Allah - Allah diye çarpan, gözünü açtığı andan kapayacağı ana kadar Allahın rızasını düşünerek yaşayan o kıymetli insanlar, İslamı yaşamayı ve yaşatmayı ana hedef haline getirdikleri için Allah'ın büyük bir nimeti olarak bu başarılara mazhar oldular. Gençlik için örnek alınacak muazzam bir mâzi ve o gençliğin mamur etmekle mükellef olduğu bir âti .. Quote Share this post Link to post Share on other sites
adıdeğmez 18 Report post Posted July 6, 2007 Özellikle şu kısım çok ilginç... "İşte işin Osmanlı’nın büyüklüğünü gösteren en hoş tarafı. ABD Başkanı George Washington, Osmanlı Padişahı III.Selim tarafından muhatap kabul edilmiyor ve antlaşma, Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı tarafından imzalanıyor." Bunu bugüne vurursak eğer, şu netice çıkar ortaya: Bir an, Türkiye Cumhuriyeti'nin eyalet sistemiyle yönetildiğini düşünün ve bu eyaletlerimizden birinin de İstanbul olduğunu. Yani demektir ki, bugünkü ABD başkanı George W.Bush; Washington'dan kalkıp, İstanbul'a; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş ile anlaşmaya geliyor. Yani Cumhurbaşkanımız (kimliği farketmez), muhattap bile almıyor Bush'u. Nerede Osmanlı, nerede biz??? Quote Share this post Link to post Share on other sites