Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
serdengeçti

Allah Resulu 'nun Hayatından Kesitler

Recommended Posts

Örneğin böylesi bir olayda, Mekke’ye kızı ile birlikte gelen bir köylünün yolu kesilmiş, satmak için getirdiği malına ve kızına şehre hükmeden yedi-sekiz tefeci bezirgandan birisi olan Ebu Cehil el koymuştu. Adam yana yana derdine çare arıyordu. Oradan birisi “Muhammed adında bir genç var, ona git, böyle işlerle ilgileniyor, sana yardımcı olur” dedi. Adam, o yıllarda henüz 25 yaşlarında olan genç Muhammed’e gelerek derdini anlattı. Muhammed, derhal yanına kendisi ile aynı yaşlarda olan 10-12 kişilik bir gurubu alarak tefeci bezirganın evine kuşattı. Kapıya vurarak adamın malını ve kızını geri vermesini istedi. Mekkeli kodaman, önce itiraz etti sonra da hiç olmazsa kızın bir gece kendinde kalmasını istedi. Muhammed, bu söze öyle sinirlendi ki alnındaki damar görüyordu. Etrafındakilere işaret ederek kapıya yüklendi. Omuzuyla kapıyı kırmak için yükleniyordu. Derken gürültüden iyice rahatsız olan kodaman aşağı inerek kapıyı açtı. Muhammed yakasını toplayarak öyle bir sarstı ki Ebu Cehil daha sonra “Azgın bir deve gibi üzerime geliyordu” diyecektir. Sonunda çaresiz adamın malını ve kızını teslim etti. Muhammed adamın malını kendisine vererek kızıyla birlikte, yanına birkaç kişi daha katarak gideceği yere kadar yolcu etti. (İbn Kudame, El-Muhabber)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mekke'nin fethinden sonra Hz. Peygamber (s.a.v) Hevazin ve Sakif kabilelerinin üzerine yürüdü. Yeni katılanlarla birlikte 15 bin civarında hayli kalabalık bir orduyla fatih ve muzaffer bir edayla, 4 bin civarındaki düşman kuvvetleriyle karşılaştılar. Müslümanların içinden “Mekke’yi de fethettik, artık kimse bize karşı koyamaz, topu topu dört bin kişiler.” sesleri yükselmekteydi. Dağılan düşman ordusuna bakarak ganimet toplamaya dalan Müslümanlar, düşmanın toparlanıp şiddetli bir ok yağmuruna başlamasıyla gerisin geri kaçmaya başladı. Eline ganimetten bir parça geçiren geri dönüp kaçıyordu. Ordunun dağılmaya yüz tutması üzerine ovada bir ses yankılamaya başladı; “Ben nebiyim, yalan yok, Ben Abdulmuttalib’in torunuyum!” diye bağıran bu ses, atını mahmuzlayarak düşmanın üzerine atılıyordu. Atın hemen yanındaki bir kaç kişiden “Ey Allah’ın kulları! Ey Ashabu’l-Şecere, Ey Ashab-ı Suretu’l-Bakara! Kaçmayın, geri dönün!” sesleri yükseliyordu. Bunun üzerine kaçmakta olanlar gerisin geri dönerek kişneyerek şaha kalkan, elindeki çakıl taşlarını ata ata düşmanın üzerine yürüyen bu cesur sesin etrafında kenetlendi. Hepsi birden tekrar yekvücut oldular ve son bir hamleyle düşmanı bozguna uğrattılar. Doğruluk ve dürüstlük timsali (el-emin) olmakla beraber, cesareti ve yiğitliği ile de gerçek bir lider olduğunu gösteren ve orduyu dağılmaktan kurtaran bu atlı Hz. Peygamber (s.a.v)’den başkası değildi. (Razi, Kurtubi, İbni Kesir, Taberi).

Share this post


Link to post
Share on other sites

ESSELAM...

 

Ewet Yüce Mevla önümüze O nu koymuş.. O na bakacağız ; _Peygamber O...Efendi O...Örnek O , Mihenk O ... Ölçü O...İnsan O , Adam O...Lider O , Komutan o...Hayat O...Kurtuluş O..Ahlak O..Edeb O...

O ndan ne kadar alırsan o kadar ümmetsin...ne kadar alırsan o kadar kulsun..Ne kadar bakarsan o kadar anlarsın...ne kadar anlarsan o kadar yaşarsın..kurtuluş sana o kadar gelir..

Yönünü-Yolunu O' ndan ne kadar çevirirsen o kadar sapıtır , nefsinin ve şeytanın zebunu olursun...

Allah'a iman dahi O nun tarif ettiği yoldan olursa iman olur..yoksa olmaz..

Mevla şu alemde O nun nurlu yolundan-ahlakından...yarın yevmil kıyamede şefaatinden ayırmasın cümlemizi inş...Vesselam..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Peygamber Efendimiz(s.a.v.) yemek yerken dikkat ederler bardağın Eşi HZ.Aişe'nin içtiği yerinden içer ,Aişe'in ısırdığı eti alır O'nun ısırdığı yerden ısırırlardı.Kalabalık bir grup içindelerdi,bir arkadaşı uzun zamandır sormak istediği bir soruyu sorar.Ey Allah'ın Rasulu en çok kimi seviyorsunuz.Cevapta hiçbir komleks ve çekingenlik yoktur.En çok Aişe'yi seviyorum.

 

HZ.Aişe sorar beni nasıl seviyorsunuz.Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cevap verir.Kör düğüm gibi.İleriki yıllarda HZ. Aişe tekrar sorar düğüm ne durumda.Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cevap verir.İlk günkü gibi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendimiz sahabilerle konuşuyormuş sormuşlar Ey Resülüm (SAV) senin yanında en kıymetlisi kim..bizmiyiz...hayır gene sormuşlar gene hayır gene sormuşlar gene hayır..en sonunda kim Ey Allah'ın habibi ahir zaman ümmeti demiş...nedeN Resulüm biz seni gördük senin huzurunda bulunduk senden faydalandık ve seni çok seviyoruz...iyi ya demiş o iki cihan sultanı...siz gördünüz sevdiniz..ama onlar (YANİ BİZLERİ SÖYLÜYOR) görmeden sevdiler sevecekler yani benim yanımda en kıymetli ümmetim ahir zaman ümmeti yani ölümünden sonraki ümmeti...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Resûlüllah (s.a.v.) ile ashabı ile beraber bulunuyordu, bir ara gülümseyerek:

 

-Niçin gülümsediğimi biliyor musunuz? diye sordular. Bizler, 'hayır' deyince, Resûl-i Ekrem Efendimiz buyurdular ki:

 

-Kulun, Rabb'ine karşı kendisini müdâfaasından ve Allah ile aralarında geçen (şu) konuşmadan ötürü gülümsüyorum.

 

Kul der ki:

 

-Sen, dünyada beni zulümden korumadın mı?

 

Allah Teâlâ:

 

-Evet, buyurur. Kul:

 

-O halde ben de yabancı şâhidi kabul etmiyorum. Bana, benden şâhit istiyorum, deyince Allah Teâlâ:

 

-Peki, senin hesâbını kendi a'zâların görsün ve Kirâmen Kâtibîn de şâhit olsun, buyurur ve dili susturularak, a'zâlarına, 'Konuşun' denir. A'zâlar da teker teker yaptıklarını haber verirler. Sonra dili açılır. Adam a'zâlarına, 'Başımdan def'olun, ben sizi korumak için uğraşıyorum, siz ise yaptıklarınızı söylüyorsunuz' der.'

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hz.Aişe, peygamberimizle yeni evlenmişti.Eşinin kendisini sevip

 

sevmediğini merak etmekteydi.Ya da kendisini ne kadar ve nasıl

 

sevdiğini...

 

Aişe bu düşüncesini peygamber efendimizle konuşmadan edemedi.

 

“Ey ’ın Rasulü,beni seviyor musun ?”

 

“Evet Ya Aişe, tabi seviyorum!”. Aişe dahasını da merak ediyordu. Acaba

 

nasıl seviyordu ?

 

Hemen sordu. “Beni nasıl seviyorsun ?”

 

Peygamberimiz sevgi şeklini tanımladı eşine;

 

“Kördüğüm gibi.”

 

Bu cevap hz. Aişe’yi cok sevindirdi. Çünkü kördüğüm

 

açılamazdı.Açılmayan, bitmeyen sırlı bir sevgi demekti. Alacağı cevap onu

 

çok mutlu ettiği için, Hz. Aişe kadınca bir ihtiyaçla sık sık sorardı:

 

“Ey ’ın Rasulü, kördüğüm ne alemde ?”

 

Peygamberimiz, Aişe’yi memnun eden cevabı verdi her defasında:

 

“İlk günkü gibi...

 

 

Sevmekte de eşşizdi O..

 

O aynaydı..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...