asyam 6 Report post Posted October 8, 2007 1980li yıllarda hayatının ilk tecrübelerini yaşamış, ilkokula gitmiş,kenan evren´i, erdal inönü´yü, özal´ı tanımış olmak, ajda pekkan´ın alo, michael jackson´ın pepsi reklamlarını hatırlayacak kadar şanslı olmak demek. voltran voltran voltran, tunder tunder tunder cats demek. depozito toplamak adına kola şişesi biriktirmek demek. peynirli tombi demek. abay, cenk koray, metin milli, ersen ve dadaşlar demek. clementine, he-man, she ra, transformers,susam sokağı demek. okula siyah önlükle gitmek demek. ihtilal çocuğu demek, köle izaura demek, ziyaretçiler demek!!!! acidçi misin metalci mi demek... moruk demek, herild yani demek, :D hey corc versene borc talebine olmaz maykil bende de yok cevabını vermek, geriye dönüp baktıkça iç geçirmek demek... yüzyıl içindeki en iyi, en kıyak kuşak. hem eski hem yeni olmak demek. biraz gözü açık bir 80´li, yüz yıllık nesil kültürünü bir porsiyonda almış demektir. mahalle çeşmelerinden su içmek, bayramları iple çekmek, cumhurbaşkanı denince turgut özal´ı hatırlamak demek. :D koltuk altında topla okul bahçesine yalnız giderken "nasılsa oynıycak birileri vardır" diyebilmek demek. eti kemik geçiyor demek. odanın ortasına çarşaflardan çadır kurup oynamak demek renkli küçük poşetteki kolanyaları patlatmak,horoz şeker demek. evden çıkmayan bilgisayar bebeleri haline gelmeden çocukluğunu yaşayabilmiş, son dönemin bir üyesi olmak demek ne sorusuna zınk cevabı vermekten zevk duymak demek :D büyüteç ile kağıt yakmak 9 voltluk pile dilinle dokunup o ekşi anı yaşamak, sinek ilacı arabalarının arkasında bıraktığı bulutta deli gibi dolaşmak demek. tipe bak demek, bakkala gitmenin, sokakta oynamanın, harçlık toplamanın geçerli sayıldığı, el değmemiş bir hayat demek... sonrasında biz büyüdük ve kirlendi dünya demek. pazar akşamları mecburen yıkanmak ve erken yatmak demek. sesi açip kısmak için televizyonun dibine kadar gidip üstündeki düğmelere basmak zorunda olmak demek. resimli futbolcu kartları demek, süper babaanne demek, fantayla kolayı karıştırmak demek, mahalle kavramı demek. anket ve hatıra defterlerinin olması bunlara seviyorum ama kimi diye başlayan maniler yazmak demek :D mustili beslenme çantası, dantel yaka, yenen kokulu silgi, leblebi tozu çekerken atlatılan ölüm tehlikeleri, hulohop, ayak bileğine takılarak çevrilen top, sek sek oynamak demek :D bayramda mahalleye dağılıp şeker toplamak demek müsaitseniz annemler size gelecek demek. trt´nin yayın akışının bitmesiyle çalan istiklal marşı için ayağa kalkarak, marşı hazır olda bangır bangır söylemek ve marşın bitiminden sonra çıkan tiz "biiiiiiiiiiiiip" sesine rağmen televizyonu kapatmamak demek. annelerin çernobil yüzünden çay içirmemesi,challenger´ın olduğu günkü haberleri hatırlamak demek.. anneye "zeki müren´e teyze mi diyim amca mı diyim" diye sormak demek kenan evren´in cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılırken çankaya köşkü basamaklarından yavaş yavaş inip sekreteriyle vedalaşmasını hatırlamak demek ilkokulda halley, petrol ve komancero şarkılarını uydurma sözlerle söyleyerek dans eden tolga han özentisi sefil dans grupları kurmak :D aldım çantamı kolumaaa, çıktım dallas yoluna, ben babi´yi beklerken,ceyar girdi koluma şarkısını dansıyla birlikte bilmek demek. :D ali-ayşegül atik reklamı ve bakkal amca, bir pergel, bir kalem,bir de çikolata alacağım. biz biz olalım yemeklerden önceeee, lavaboya koşalım, hafta da bir kere tırnakları keselim,fırçalayıp onları tertemiz olalım diye şarkılar ezberleyen bir nesil olmak videocudan american ninja, kartal, kan sporu ve evil dead gibi filmleri kiralamak demek. analogtan dijitale geçiş devrini yaşamış birey olduğunu anlamak ve ikisinden de farklı zevkler aldığının farkına varmak demek çok güzel bir ülkenin son yıllarını hayal meyal hatırlamak, sonra da çivisinin çıkışını görerek büyümek demek. apartmanın çatısına 5 metrelik anten takıp üstüne de tencere kapağı bağlayan bir abinin sizi tv önüne oturtması ve çatıdan oldu mu diye bağırarak anteni ayarlamaya çalışması . yunanistan kanallarını görüntülemek adına .. oldu oldu diye camdan kafayı çıkarı bağırmak ve kimsenin buna şaşırmaması demek. siyah beyaz ve karlı bir görüntü de olsa.. üstelik yunanca tek kelime anlamasanız da gündüz vakti çizgi film izlemek için az debelenmemiş olmak demek... muhtemelen hayatımız boyunca yaşadığımız en güzel 10 yıl demek... trt 1´de oluşan sorunlar sonucu yayına bir süre ara verildiğinde ekrana getirilen donuk ağaç, dağ bayır resmine 10 dakika hareketsiz bakabilmek demek, türkiye´de yaşamış son mutlu kuşak olduğunu hüzünle hissetmek demek... arkadaşlık demek,dostluk demek,karşılıksız sevgi bağları demek saygılarımla...... Çoğunu hatırlayıp tebessümle yad ettiğim burada yazılanlardan sizinde hatırladıklarınız vardır elbet.. ;) Quote Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted October 9, 2007 Çoğunu hatırlayıp tebessümle yad ettiğim burada yazılanlardan sizinde hatırladıklarınız vardır elbet.. :D Allah razı olsun arkadaşım, çook uzaklara sürükledi paylaşımınız , hüzünle beraber........... can dündarın çocukluğumuzu anlatan bu güzel şiirini konumuzla yakından bağlantılı (ki diğer şairler bölümünde yazmama rağmen) olduğu için harman yapıp paylaşmak istedim. ESKİDEN Çember çevrilir, Su musluktan içilir, Ağaçlara tırmanılırdı. Bebekler bezden, Silahlar tahtadan, Resimler kömür karasından yapılırdı. Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin İsimleri konulur, Saatli maarif okunurdu. Komşuda pişen Bize... Bizde pişen komşuya düşerdi. Geceler ayaz, Sokaklar karanlık, Yıldızlar parlak olurdu. Turşu, salça, mantı Evde yapılır, Karpuz kuyuda soğutulurdu. Erik ağacının çiçeği, Pencere camımıza yaslanır, Güz yaprakları bahçemize düşerdi. Kardan adam yapılır, Evlerde soba yakılır, Kış gecelerinde masal anlatılırdı. Merdiven çıkılır, Aidat ödenmez, Yönetici seçilmezdi. Evler badanalı, Sokaklar lambasız, Mahalleler bekçili olurdu. Ajans radyodan dinlenir, Çizgi roman okunur, Defterlere kenar süsü yapılırdı. Hayat, Arkası yarın gibiydi, Kesintisizdi. Her gün yaşanacak bir şey vardı. Herkes kendi düşünü kurar, Kendi hayatını oynardı. ŞİMDİ Şimdi, Herkes Yoğun, Yorgun Ve Tek başına... Quote Share this post Link to post Share on other sites
asyam 6 Report post Posted October 10, 2007 Biz de teşekkür ederiz payalaşımıza bu güzel şiirle katıldığnız için hafakan arkadaşım.. zaten çocukluk denince hele bu yazıda, şiirde muvzu bahis olan devirlere denk gelmişse çocukluğunuz unutulmaz kolay kolay unutulmasın da zaten hep hatırlansın..bu hatırlamanın beraberinde getirdiği komiklik+hüzün çocuk olmamızın getirdiği saf, pak zihinlerimizdir bizi güldüren sonrada hüzünün kucağına bırakan.. mesela bu sabah ortalığı toplarken bi şarkıyı hatırladım.bir koro şakısı geldi aklıma küçükken söylediklerimizden, hani amaa o mini mini bir kuşun penceremize konup uçup gitmesinden sonraki devirlerde yani biras da apla/abi olduğumuz ve artık koro çalışmalarına katılabileceğimiz dönemler...mesela şöleydi bugünkü şarkı; (ıhım, ıhım) "tohumdan fidana fidandan ağaca ağaçtan ormana dönmeli yurdumda(....) yuvadır kuşlara örtüdür toprağa can verir doğaya ormanlar yurdumda" bunu çok severdim bendeniz..yurdum kelimesinin zati hayrankarıyımdır.. bir tane daha söyleyebilir miyim_? içimden geldi.. tamam. "çocuğa bakar annee evine tapar annee gece gündüz çaalışııır yarını yapar annee, gelin çiçek derelim yollarına serelim, sevgi dolu türkülerle annemize verelim"(....) bu şarkı beni hala duygulandırır..büyüyemedim bir türlü işte. neyse çok gevezelik ettik..kusura bakmayın efenim..gerçi konu suçludur burada zira gevezelik edilecek bi konudur.di mi yani. saygılar selamlar Quote Share this post Link to post Share on other sites
lawyer 0 Report post Posted October 10, 2007 Geçen zaman dün gibi ama aradan geçen yıllar çok şeyi değiştirmiş.. Unuttuklarımız,unutmaya yüz tuttuklarımız & hiç bir zaman unutmayacaklarımızı yad ettirdiğiniz için tşkler... Ne güzeldi he-manli, she ralı,gölgelerin gücü adına diye evde oklavayla gezdiğim günler.. :D Büyümemek elimizde olsaydı ya da O günler geri gelseydi... :D Quote Share this post Link to post Share on other sites
tugra 6 Report post Posted October 11, 2007 hakikaten sayılan çoğu maddeyi biliyomuşum. istisnalar var ama onlar da yöre farklılığından olsa gerek. walla o dönem (hatta şimdi de) tek özlediğim 'SUSAM SOKAĞI' o başladımı öööyle dalıp, büyük bi zevkle izlerdim :D hey gidi günler! küçükken söyleyemez, 'mini guş' dermişim babam hala takılır öyle diye. 'kirpi' oynardık; en büyük çocuk ben olunca bi de o zamanlar kardeşlerime sözümü dinlettiğim için patron ben olarak benim fikrime uyulurdu :D (ne güzel şimdi de öle olsa) edi - büdü, kurabiye canavarı(hala içim gider onun yalandan yiyipte etrafa döktüğü kırıntıları) ... fikrimce şuanki çocuk programlarından çok daha kaliteli. ee doğru söze ne gerek? Quote Share this post Link to post Share on other sites