Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mustafa Cilasun

* Mustafa Cilasun Şiirleri *

Recommended Posts

Feda olsun sana bu can, firkatiyle ağlatan!

 

185267_246120422089587_100000748942977_817643_2241168_n.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yine

görmez oldu gözlerim

Kapanıyor artık,

kalbi sahifelerim, acziyeti neyleyim

Sabrın vechinde

dirilmeyi azim bilirim,

bahtımın vuzuhuna ne deyim

Mukadderatın

lahzasında ki can misaliyim,

hasret şadıyla sessizce nefeslenirim

 

 

Ey Rabbim,

elhak kalbim senin

Ruhuma ilga ettiğin esin,

vehmettiğin asudelerin

Hissiyatın

renklerinde sanki müşkil bir acizim,

hazan içimde neyleyim

Hangi umudun şevkiyle

nazar etmeyi bilmeyen sefilim,

hüzünle hemhal içindeyim

 

 

Ruhum

sanki sessiz bir nida

Kalbim yorulan

heveslerime nazar ediyor, elveda

Sineme sancılar zerkeden bir sevda,

müddet-i nefesi ayan eden bela

Ey Rabbim sevgi ve muhabbetin,

hasret ve firkatin

esininde yaşattığın bir aşk-ı eda

 

 

Dertlenirim,

çünki aciz nefesim

Her çilenin gölgesinde

kederlenmeyi zafiyet bilirim

Ufkumu karartan

umutsuzluğun renginden

şimdi hangi yüzle söz edeyim

Emel mi deyim,

yoksa düş mü

bilmem ki nasıl şehredeyim,

kalp senin sukut ederim

 

 

Sahralar

suya hasret bir veda

Umut,

azmin ve niyetin

vechinde anlam bulan sevda

Ruhun teslimiyeti

nasıl bir rüya, yoksa

ölmek endişesimidir dinmeyen o sena

Tüm uzvum,

bizar kalan ruhun,

zaman içinde yazılan taatlarıma

elbet edilecek veda

 

 

Beşer yaşar,

insan fikre kanar

Akıl ve izan azmin

bereketlenmesi için niye sızlar

İrade sahibi,

hesabın naibi,

ehliyetin banisine

verdihi söz için aşkına kanar

Hissetmeyen gönül ne işe yarar,

görmeyen göz

baksa sadece izanı yorar ve dağlar

 

 

Şayet

genç nefessen, usanma

Edebin rahlesinde

bekleyen mürvet var, sakın sızlanma

Diline hakim olmayan nazarın

şehrettiği mısralarla

vakit geçiripte ağlama

Mazini hiçe sayma,

atin için vakti ihmale alma,

niyetin ve azmin niye var sorgula

 

 

Nerde

bir öğrenci görsem

Duvar kenarlarında

serpilen ve edepsizleşene şahitsem

İlk heyecanlarına mı versem,

özgürlük adına mı desem,

bir sızıyla kederlensem

Ebeveynlerini sessizce yadetsem,

edepten arileşenleri

hangi izanla ah edip dinlesem

 

 

Gençlik

böyle mi olmalıydı

Sigara içimeyi

marifet mi saymalıydı,

ulu orta sıyırmalıydı

Kahkahalar atarak

utanmaktan mı uzaklaşmalıydı,

zavallı nefes kıskaçtaydı

Her halin bir çehresi var,

şahit olunan beyhude nazar,

edilen tahsil söyle neye yarar

 

 

Babalar

sanki hedefsiz

Anneler şımartmak adına

sorarım niçin hala zaviyesiz

Her istenen

ve elde edilen değer

kimler için bedelsiz,

akletmeyen aşktan nasipsiz

Nefislerine ivme kazandıran kim olursa

olsun illa ki

hadsiz ve idrakten arileşen his

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Seveceksen şayet can-ı gönülden sev!

 

30248_125347914154796_123011597721761_208244_5471881_n.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Farkına ram ol izanının

Ruhundan

ilzam eden idrak ve akıl senasının

Bedeline hazır olmadığın

ve dem ine fırsat bulmadığın serencamın

Fersizleşir o vakit umutların,

ilhamdan yoksunlarış duyguların, yakarışların

Sessiz akan gözyaşlarının

 

 

An, ayettir

Zamanın sahibinden gelen serhattir

Beşer, henüz irşada muhtaçtır

İnsan, akıl ve izanıyla farka ulaşan ferasettir

Kalbin lisanı bakir olan dirliktir

Gönül birliğine davet eden nicelik ve niteliktir

Şair, edebin bekcisidir

Nezaket ve naiflik konusunda tavizzsiz nöbetcidir

 

 

Ne vakit hüzünlensen

İçine kapanan bir yürek misali sukut etsen

Serdetmeye muhtaç olduğun

Hicranın kanatlarında umutlandığın

Kimi zaman buruklaştığın

Her gece sancısıyla sabahladığın

Bir muştunun şadı ol

Esir eden korkulardan arileşen kul ol

 

 

Her nefesin uktesi ardır

Sinesinde demlediği sessiz bahardır

Hesabın arefesinde ki hazandır

Yorgun heveslerin dramıdır

Hasret ve firkatin en bakir yadıdır

Eskitemediği zamanın tutsağıdır

Bir tebessüm içinde anlamlaşan fırsattır

Aşk, nefse değil, ruha seslenen bir nidadır

 

 

Çark et, hesapsız düşlerinden

Hülyasında gezindiğin serzenişlerden

İçini titreten hüznün bam telinden

Gözyaşlarını davet eden kederden

Kimi zaman asileştiren, cüret ettiren hardan

Ruhun illa ki kendi seyrinde yol alıyor

Sen farketsen de, izanıyla bedelleşip yüzleşsen de

 

 

Gün batıyor farket

Bir doğuşun hikayesini gönlüne bırakıyor

Mazinin her safhası ibretin halini ayan ediyor

İnsan ölüyor, mezar kime nazar ediyor

Mizanın sahnesinden haşyet titretiyor

Hevesler çekiliyor, keyfiyet nihayete erişiyor

Nefsin sukut eden bir zahidin alinde bekliyor

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

 

Hissiyatımı buğulayan hasretin edeb-işavkıyla!

 

30248_125347880821466_123011597721761_208238_6767383_n.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Artık

gönül sayfam

karanlık içinde meraktı

Kalbimin dinmeyen hüznü,

bahtım için ne muazzam sancıydı

Şevkim niye uzaklaştı,

kar yüreğimin

derinliğinde bekleyen bir kaftandı

Ölüm aklım için kardı,

ruhum hakikatin serencamında

aklanan sevdaydı, edep vardı

Sustum,

nihayetimin ayan olacak hüznüyle

Yutkundum durdum,

hissiyatımı buğulayan hasretin şavkıyla

Gözlerim bıraktı,

gam sinemi dağladı,

hicran her daim kapımda sabırdı

Ne gecem ve dahi gün içinde neşem vardı,

sürur sinem için pek çok uzaklarda kaldı

 

Ne vakit

vuslatı ansam,

titreyerek ağlasam

Kalbimin inşiraha hasretini

nasıl anlatsam ve iflahı koklasam

Ağlasam,

durmadan hakkın zikrine kanarak

yalvarsam, hiç usanmasam

Sermayem için kollarımı açarak,

kalbi lekelerimden aklanmayı,

ah affıyla başarsam

 

Vakıf olamadığım

lisanın kadriyle solusam

Dile delen ayetlerin

sağanağında kaybolarak

aşkına uzansam

Hiç değilse

gülün naifliğinde gönlümü buğulasam,

hasretimi bir anlatsam

Yazsam,

sinemin yangınlığında

aziz gönüllerin himmetiyle

niyazlaşsam ve ağlasam

 

Niye bencileyim,

varlığın nöbetçisi miyim

Hali sefilliğim için

sanki bir dilenciyim,

hangi yolda kalıcıyım

Veren belli,

sahibim kimdi,

kudretin azameti ah

nasıl görülmezden gelindi

Ömür tükendi,

hesap yakinleşti,

k
efen biçildi,

ölüm ise dirilmek için, ihlâsla nasipti

 

Kimler geldi,

kimler derdi gam ile göçtü

Dareyn saadetinin

vaat edildiği belliydi,

lakin kim edeple meyletti

Düşündükçe içim tir tir titreyerek

nefesimi kesti,

umutlarım efkârla belendi

Kalbi fakirliğimle,

takatten arî dizlerimle,

fersizleşen gözlerimle

ellerimi açtım sessizce sahibime

 

Ne hevesim kaldı

ve ne de uhdem ardı

Yüreğimi dağlayan hançerin
yarası,

sinemin fakirliğinde ibreti nazardı

Gönlüm,

hicranın sükûnetiyle,

elemin hüznüyle

kemalleşen bir sevdayı karardı

Hayat,

idrakim için en anlamlı bir kitaptı,

kitabeler mazime açılan en kutsi nazardı

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Eyvallah,

tamam çekiliyorum,

kimseye rahatsızlık vermek adına sessizleşiyorum...

Şikayette bulunan kardeşlerimiz ziyadesiyle paylaşsınlar diliyorum,

vedanın vakti geldi demek ki, her kardeşime selam ile esenlikler diliyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sevgili arkadaşlar, bu başlığı aktif konularda görmediğiniz anların içinize dert ve gecelerinize kabus olduğunun farkındayım. 2 gündür özlediydiniz di mi sizi gidiler? Benden kaçmaz. Nitekim biz bu başlığı neredeyse çeyrek yüzyıldır aktif konularda görmeye alıştık. Bu başlıkla büyüdük, bu başlıkla nefes aldık, bu başlıkla okullarımızı bitirdik; iş ve belki eş ararken bu başlığın sıcak yarenliğini daim yanımızda hissettik. Henüz one minute ile devran dönmemiş, Türkan azize aramızdan ayrılmamış, iPhone derler zengin kazıklama aparatı ise Türkiye'ye henüz gelmişti ki ışıldamaya başlayan bu başlık, sonrasındaki hiçbir gün bizi yarı yolda bırakmadı, her gün bize tebessüm etti. Muhterem Mustafa ağabeyimizin yıllar yılı yağmur demeden çamur demeden, gece demeden gündüz demeden, yaz demeden güz demeden insanüstü bir gayretle ayakta tuttuğu bu başlığa bundan sonra artık ben sahip çıkıyorum, bilesüz. Bu başlık kendi başına, sahipsiz bırakılamayacak kadar büyük ve yücedir. Bundan böyle günde bazen iki, bazen üç öğün tahrip gücü yüksek şiirler yazıp bu başlıkta paylaşacam. Görün gününüzü. Mustafa ağabeyimizin açtığı çığırın peşinden büyük bir azimle yıllar boyunca yürümeye azm-u cezm-ü kast eyledim, rabbim kabul eyleye sevgili karındaşlarım. Bu başlığın yakıcı hasretiyle sine-i sürurlarınızı alevlere gark edersem bana da titreşen hazan yaprakları trradomir demesin. Siz de demeyin rica ediyorum. İşte kalemimin yürekler kanatan namlusundan pir-ü pak kağıtlara nakşeden acizane mısralarım!

Niçin bîzar oluyorsun?

Hicranın ağlatıyor benliğimi!..

Meramımı anlatamazken

Kuru yapraklar oynaşıyordu!

Hissiyatım benliğimle hıçkırıyordu

Ve

Sinem içimden

Tebessüm ediyordu!!!!!!

Sevda muhabbete hasredilen tavdır,

En sevdiğim aktör Kenan Kalav'dır!..

Serabın solgunluğu

Aşkın olgunluğu

Hasretin yorgunluğu

İndir yorganlığı hanım hey!..

Ah bi dakika, neyi saklıyosun sen? Bana bak bi, kaldır başını bakiim... Cık... Ben sadece şaka yapmak istemiştim ama, çok özür dilerim... Tüh, kıyamam yaa, sil hadi gözyaşlarını, oy oy oyy! Şakaydı, tamam geçti... Ambulans?

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sizin paylaşımlarınızı görünceye kadar bende sessizleşiyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hem yaşca, hemde yaşamca tecrübelisin ve büyüğümsün Mustafa Ağabey... Affola ama bizim yörenin ağzıyla sana "Allah'ına gurban olayım" demek istedim ve dedim izninle.

 

Yazma işi başka iş ağabey, bambaşka.. Öyle işki; celalinden ve hiddetinden alemin karşısında büklüm süklüm olduğu Koca Yavuz'a bile neleri söyletti, neleri dedirtti, neleri akıttı dışarı...

 

Gönlüne sağlık, emeğine sağlık, kalemine sağlık.

 

Muhabbetle ağabey...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tükendi ömrüm, şimdi geriye ne kaldı!


Nazarım nerede bir hastaya ilişse

Huzurevinde bizar bekleyen yaşlı nefeslerin halini düşünse
Hizmet eden canların hassasiyetten yoksun tavırlarıyla yüzleşip, boyun bükse
Solan, hazan olan umutların ukdelerini hakkıyla dinleyip, derleyerek insanlığa aşikar eylese diyorum


Artık geriye kalan neler var
Suya ve aşa muhtaç nefis, aklı ve izanı ne hale geriyor bir bak
Geçmişte kalanlar, hesapsız yaşamak, güç ve kuvveti bir şey sanmak, mizanı unutmak ne müthiş ar
Neye değerdi, paye uğruna esir olmak akıl işi miydi, edep ve muvazeneden uzak durmak nasıl dramatik bir fark


Sevgi vefayı ve feda olmayı ister
Nefsi emmarede bulunan ve bu hal üzere yol alan neyi diler
Ruh ve kalp inşirah için firkatin vaktini bekler, aşk kendi yolunda yok ol, der
Böyle bir sevdaya ram olmuş kalp, itminan içinde ki halin deminden edebin vecdiyle kal eyler

Artık mezarlıklar mesire yeri oldu
Düşler harap olurken, düşünceler bilgi ve görgüden çok uzaktı
İnsan haya etmeyi bilmezse, ibrete karşı kayıtsızlığı garipse, nefsine esareti şarttı
Ölüm, düşünebilen, idrakin hassasiyetine kanaat getiren, insan olmayı, hakka kul olmayı yeğleyen can için ne ülfetli bir zamandı


Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hassasiyet bekler, gönül bu ne durur ne de söz dinler!


Kalp, sevginin toprağı

Muhabbetin kaynağı, muvazenenin odağıdır
Her kim ona hasmane nazar eder kırarsa ve hatta kınarsa
Akli melekelerinde bir maraz var, bilinç ve inşirahcehaletin değil, dimağın arıdır


Gönül suhulet içinde kal eder
Ruhun serencamından terennüm eyler, sevgiye boyun eğer
Her sevilen canan değildir, akıl ve izan buna manidir, yarise sevda için fedayım der
Aşk, ne bir intizar ve ne de bir pişmanlığa kapı aralar,kalbin sürur vecdi olmasına davet eder

Kim severse sevsin çok görme
Bilakis yanlışını ayan eyleme, zafiyetini ifşa etme
O nefese gönül dilinden ve muhabbetin zarif sesinden kaledip, yaranı ol
Önyarğılar ve örfü adetler ruhu ve kalbi harap eder,insandır hatasıyle yol alandır, tefekkür et ve aklına sor


Hangi nefes kasten lekeyi kabul eder
Her nefes için geçerli olan bir mefkuredir, naif ve temizolmak meğer
Nefsini sigaya çekmeden, ne olduğunu bilmeden ahkam kesen,cehaletin resmiyse eğer
Hiç aldırma, gönül sevdan adına nedamete bulaşma, nederlerkaygısıyla yanlışa yaslanma ve yalanla asla barışma telkini ister

Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bilmem ki niye feryad eder, bir gül için bülbül-i şeyda!


Her zerrede ne varsa

Sır, ruhumdan neşet eden hicransa
Gül, nazar ederken sukutu aşk sevdasını anlatan, arsa
Nasıl boyun bükmem, sual etmek için aklım ve azmimi seferberetmem hülasa


Feryat ettiren aşk iştiyakı
Gönüle hitap eden ayetler ruhun şifası
Maksata matuf olmak, akıl ve iradenin vefası, sürur gedası
Kalbi bilen, hakka iltica eden, kul olmak hassasiyetiyleamel eyleyen ihsan sedası


Seherde seslenen ezan ne der
Hangi gönülü davet eder, ruh ve vicdana refakat eyler
Beden şekilden şekile girecek, cazibe terkecedek, kimmaksadına erecek ey keder
Vurmayın, vugun yemiş hislerime darılmayın, miskin olanahvalime aldırmayın diye umut zerkeder


Gün vaktine ram eylemiş akittir
Akıl ve irade, kalbin en mümtaz delaleti ve kefilidir
Düşünmek, gerekçeleri ve maksadı muvazene ettiren saydır,hak üzere ihsana delildir
Ölümde dirilmeye bel bağlamak, her lahzasında haşyetinedebini yaşamak sevdadır, sürur-u ülfettir


Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sezdim dargın bakışını, dalarken gözlerine!

 

 

Evet, belkide haklısın

Farkındalığın adına sitem etmekte kararlısın

Ne kadar rahat olsam, gamı bir kenara bırakıp avunsam aldanırım

Endişe içinde olmak varken, dikkati ihmal etmeden, nezaketli davranmamı umardın

 

 

İnsan hevesin değil

Bilinçaltına yerleşen geçmişe değil, bugüne bakmalı

Anlamak ve anlaşılır olmak adına kaygılanmalı, gerekçelerini kuşanmalı

Hep beklenti içinde değil, beklenmeyen güzelliğin yapılabilmesine fırsat tanıyıp, uygulamalı

 

 

Her insan kaprisin

Hiç bir neden yokken tavır ve anlamsız işvenin

Duygularına bel bağlamış, akıl ve mantıktan uzaklaşmış zaaf içinde kişinin

Esir edercesine her vaktini kendine hasredilmesini dileyen ve takibe yeltenen biçarenin

 

 

Ekonomik özgürlüğü

Her hevesi uygulamakta muhayyer sanan içgüdüyü

Hane halkına, etrafına sıfatı gereği çaka satan yanılgıya niçin itibar ettiren sezgiye

Nasıl sahip çıkalım, itbar edip muhatap olalım, insan düşünmeden amel etmemeyi el hak öğrenmeli

 

 

Nefes vaktine koşar

İnsan hakikat üzere yol alırsa, sürur içinde coşar

Mizan kalbimden, akıl ruhumdan, insanlık vicdanımdan ne beler, nereye koşar

Kalbin dirlik ve itminan içinde yol almalı, şekten kaçan hanifliğe bel bağlayıp ve ayıklanıp, aşkın vecdiyle şakımalı

 

 

Mustafa CİLASUN

 

 

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne zorundayım ve ne de zorundasın!

 

 

Anlayışlı olmak için çaba harcalamalısın

Ben bilirin edasından sakınıp, başka bilenlerinde olduğunu anlamalısın

Şayet susmak erdemini hasreden nefes sabrediyorsa, asla fırsatçılık yapmamalısın

Yaşamak tek kişilik bir eylem değil, birlik ve dirlik içinde, hakkaniyet keyfieyetinde bulunduğunu bir şekilde kavramalısın

 

 

Asla senin korkuların olmayı dilemem

Endişeye sevk eden her ne amelim varsa, ihmalkarlığım derim

Kasıt yokken, zafiyet aşikarken, peşin hüküm verip yargılamalardan hiç haz etmem

İnsan önce düşünmeli ve sonra hakkaniyet içinde dinlemeli, güveni zedeleyen ne varsa dikkat etmeli, hederr olmaktan çekinmeli isterim

 

 

Herkez futursuz kırıp dökerken

Nasibin ve bahtın hilkatine ram etmeden ve hiç gözetmeden

Vazgeçmeyi, başka keyfiyetler için heveslenmeyi bilmek ki ne sanır, edebi hak etmeden

Hiç kimse, diğeri için ne esir ve ne de köle olmaya meyil bir akıldır, kalp ve irade azimi davet eden erktir, vakit geçmeden

 

 

Hevesler uğruna cennetler yaşanmaz

Böylesi bir tabir keyfiyet için asla ve kat a kullanılamaz

Ütopik olarak neyi düşlüyor ve yaşıyorsan sende kalmalı, hakikat adına anlatılmaz

Helal ve caiz olandan farklı bir haz ve hoşnutluk tatminsizliğe yol açar, akıl ve irade zafiyet içinde bakar, kalp ve izan sızlar, heyecan için isyan yapılmaz

 

 

Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır!

 

 

Ne müthiş bir tutku

İnsanı dağlayan, içine alan, melali aşk ile anlatan

Hiç kimseye yük olmadan, kendi haline, yalnızlığın kaderine seslenirken

İçinde dinmeyen firkatin, hisleri buğulayan umudun, hassasiyet durumunda ki korkunun yakarışlarında

 

 

İnsan hakkıyla severse

Canı ve varlık içinde anılan hicranı feda eder

Düşüncenin, düşler aşamasında ki meftun eden insicamı neler söyler

Hiç konuşan olmasa, derman olmak için gale alınmasa asla gam değil, şevki umut eker

 

 

Aşk, halin demidir

Kalbin en naif iksiri ve ruhun feyzinden edeptir

Duyguyu kemale erdiren, akla muvazene veren, feda olmayı öğreten erdemdir

Sevdası uğruna çileye ram olan, kendi halinde zikriyle yol alan, hakka el açıp gönlünü açtıran gerekçedir

 

 

Aşk, mutmain olmuş

Fanilikten arınmış, heves ve hevayı bırakmış umudun

İhlas ve ihsan üzere kalbin diliyle kelam eden muradın vazgeçmediği sevdasıdır

Beşer kalmaktan sıyrılmış, insan olmanın ehliyetini almış, hak için yaratılmış hicranın vecdinden nükseden bir kalbi inkılaptır

 

 

Mustafa CİLASUN

 

 

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Haşyet ruhun bağrında edeptir, korku nefs için gariptir!

 

 

Her doğan beşer insan olmak için yaşar
İnsanlık ise ivazsız ona bakar, sosyal denge tekabüle anlam katar
Örf ve adet hak üzere tanzim olmuşsa şevkle coşar, asabiyet cehlindir edep sahibi bakar
İbret almak nasiptir, dimağ için caziptir, izan adına taliptir, kul olmak, aklın ikmalinde anlama koşar

Dünyaya gelen sabi kimden ne bekler
Ağlamak ve ağlatmak hangi yürekte keder, gamsızlık ne büyük dert, kim eker
Akıl bilgi ve görgüye taliptir, irade azim için gerekçedir, muhakeme mizana bedel edeptir
Adalet hak üzere olmak ve adil bir şekilde hukuka riayet ettirmenin dengesidir, yoksa vicdanı pasif olan insandan ne beklenmelidir

Azınlık hakları devletin güvencesinde olmalıdır
Devlet bireyin hakkını koruyan ve teslim eden ve onun için var olan ahenktir
Hakları gasp edilmiş, mazisi kasten silinmiş, devleti korumak adına korkunç katliamlar yapılmış, hangi gerekçeyle elbet yargılanmalıdır
Kendi makam ve geleceğini temin etmek için devleti çıkarı adına kullanan her kimse, ruhuna ve kalbine bigâne kalan namerttir

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dil susar, gönül ağlar, ruhumuzdan hicran akar!

 

Kim bilir ne kadar yaralı bir nefes
Biçarelik sanki üzerine geçirilmiş çuha bir kafes, bakınıyor sessizce
Derinliğin kaybolan izlerine sığınıyor, sessizliğin girdabında ne kadar yoruluyor kimsesiz
Nereye gidiyor, kimi bekliyor etrafına o kadar kayıtsız ki, kimseden habersiz hissiz ve şevksizdi biçare yaşlı kadın

Yanına yaklaşıp sual etmek istiyorum
Yapabileceğim her ne varsa sunmak ve o hazin haline deva olmayı diliyorum
Ve fakat çok çekiniyorum, hissiyatını düşünüyorum, o an acaba larda geziniyor ve üzülüyorum
Kim bilir neydi derdi, bu hale düşüren kederi, yalnızlık ikliminde savrulan mecali diye sessizce düşünüyorum

İnsan niçin unutur şevki ve neşeyi
Ruhundan nükseden işveyi, aklın ve irfanın vecdini, dumura uğratır her şeyi
Neden yok olur düşleri, ömrün öznesi olan umutları, sere serpe, naçar bir halde çırpınışları
Hissiyat en berrak renktir, heva ve heyecan bedelli bir elektriktir, akıl ve irade bunun için azme bağlı olan zindeliktir

Nitelik gönül dilinde ki ihlâsın şartıdır
İhlâsın ihata etmediği her amel nefsin ve hevesin riyasıdır, cilasıdır
Amel ve zikir riyayı kabul etmez, bin bir hal içinde ki edayı da naif eylemez, arlanmak haktır
“Aklın ve mantığın kabul etmediği ”derler ve fakat kapasitesi nasıl artar ilgilenmezler, bilmeden hükmetmeyi marifet addederler, tuhaftır

Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hicran ne ulvi hissiyat, hüzün ne ibretli bir hayat!

Hayatın işvesidir, sinenin şirazesidir

Hissiyat ancak onunla bereketlidir, halinde nice sırlargizlidir
Güz, ruhumda mevcut olan derin bir izdir, her lahzasında neibretler sebepti
Edebe mugayyir ne varsa cehlin ve bilinçsizliğin nazarındamahcubiyete münasip muhasiptir

İnsanın gönlü gülmeli,gam a ne demeli
Bir ömür çileyle yoğrulan yürekler, titremeye ramak kalmışmelaller bilmeli
Külfetin gerekçesi, nimete muhatap olmaktır, maksadına matufkalmak asıldır demeli
Her ne sebeple boyun bükülmüşse kat a yeise düşmemeli,umudun bir vakti var aşkla dirilmeli

Hüzzam makamında bir ut taksimi dinle
Bir bir sırala aklından geçen ve ibrete sebep teşkil edengaileleri
Halin hamsa, yüreğin hala nazargah olmaktan uzaksa, edeparanmayan sızıysa
Aklını ve izanını yokla, iradende ki zafiyeti savunma, hesapedilmeyen lahza yok elhak bilmelisin yorulma

Serkeş ve bağyi kimi görsen vakit ayırma
Hissiyatına ve sinirlerine hakim olmıyorsan merak edipyaklaşma
Pişkin ve rezil bir can gelirse sukunetle dinle, onun bıçkınnefsini kabartma, içine dalma
İnsanın ihsanı ve ihlasıruhundan neşet etmeli, heva ve hevesler asla gönüle zülüm ektirmemeli

Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sil gözyaşlarını, yüreğini burkansuskun umutlarını!

Ağlamak ne kadar zarif bir hissiyat
Duygular gün yüzüne çıkarken, melülle şen şevk biterken sanki hal bitap
Emel e sıra gelmeden, heves henüz filizlenmeden, gönül lisanı sürur içinde mi harap
Yazmak istersin, muhabbet için zarif yürek beklersin, her lahzada bin bir mecradan geçersin ne tuhaf

Bir dilenci kadın gördüm, yamandı
Kendini ikaz eden kim varsa en galiz küfürler ederek hırlaşan meramdı
İçinde bekleyen nezaketi ve edebi unutan naçardı, insan bu kadar mı vahşi sorardım
Kocası içermiş, çocukları perişanlık içinde beklemiş, her gün böyle yaşamak kaderim deyince, morardım

İnsan öncelikle ruhuyla barışık olmalı
Aklını ve vicdanını töre ve adet üzere karartmamalı, iradeyi iyi kavramalı
Her tercihte ne yaptığını sorgulayıp, nemelazımcılığa kaçmaktan gönlünü arındırmalı
Köle olduğunun farkına varmalı, her kim saikse bu prangalardan kurtulmak için çırpınmalı

Annem gariplere çok acırdı
Sanki içinde yaşatırdı, nasıl çırpınırdı, gönlü onlara çok açıktı
Kolay değildi, iki analığın elinde beş günlük annesiz kalıp büyümek, adeta gazaptı
Anlatırdı rahmetlik neler çektiklerini, benim yaşadıklarımı kimseler yaşamasın diye yanardı

Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aşk, gönlün iksiri, ruhun ilmi, aklın kimliğidir!

Ateş, ten için azaptır, gazaptır
Nefs adına cefadır, heves makamında elim bir ıstıraptır
Gam, lahza sadrından akseden feryattır, hikmetinde gizlenen bilmem ki ne vardır
Beden çürür, toprak sessiz melali bürür, mizan vakti için sükunetle süzülür, aşk ki kedere bürülür

Aşkın bir sığası vardır, nar içinde ki ardır
Halin kimliğinde ki nazardır, aklın inşirahında hakka adımdır
Hakikat bağlamında ki sanattır, sırat-ı müstakim adına baki olan bir vuslattır
Ömür tahtında felahtır, irade ve vicdan namına sultandır, şevk ve azim ihsan eden en mühim sınavdır

Aklını yitirmiş kimi görürsen, kat a ayıplama
Hangi amelin peşine düşerse, arlanmayı bilmezse, olsun kınama
Akıl en büyük nimettir, muhakeme namına makamdır, vicdan için şarttır unutma
Hissiyat çok önemlidir ve fakat tasavvur için izan mutlaktır, mihenk hak namına asli olan bir sevdadır

İnsan kimlik kuşkusu yaşamamalı
Hangi sosyal şartlarda hayata gelmişse, bu bakımdan dikkate alınmalı
Ker kim olursa hor ve hakir görmekten kaçınmalı, rahmetin banisi kimdir unutulmamalı
Her bir hadiseye rahmet nazarıyla bakmalı, imtihanın ne vakit zuhur edeceği ibretle okunmalı

Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Açmam,açamam sinemi, vurgun yemiş bizar hissimi!

 

Hangi sayfayı açsam, ibret adına bakınsam
Mazileşen melallerin son umutlarına takılsam, hicranıyla yakınsam
Sosyal statü adına kendinden geçen nefesleri hakkıyla anlasam, acabaları bıraksam
Ahu zar eden gönlüme söz anlatmayı, sükutunda sebat kılmayı azmederek hüznüyle kalsam

Gönül avutulmaz, keş keler çare olamaz
İrade sahibi olmak, tercih hakkını gerekçesiz kullanmak edebe yakışmaz
Gül keyfiyet için kopartılmaz, aşiyan sız kalan kuşu kimse savunmaz, aczi yeti sorulmaz
Bedevinin halinden kim anlar, çölün kimliği biçareliğe bakar, samimiyet gönülde aşk için yaşar

Nebatın ve hayvanatında ruhu vardır
Berzah gam zerkeden deruni bir hicrandır, Araf akıl sahibi için karadır
Ruhunu esir eden, ten için çırpınışlar adına aynadan vazgeçmeyen, nasıl bir vicdandır
Zemheriden korkma, hazandan kat a sıkılma, bahar adına çırpınan nefse kapılıp macera adına yakınıp ağlama

Dünyadadır, gönül maveradır
Nefsi için çırpınan can, nasıl hak ve hakikat için sevdalanacaktır
Aşkın sadrından sudur eden teslimiyete sığınacaktır, ihsan adına candan vazgeçecektir
Kitabı celilde dile gelen ibretler için ruhunda şevki muhabbetle yeşertip, ümitlenecektir

Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gönül yanmalı, ruhun feyziyle çoşmalı, aşka adanmalı!

Nefes her lahzada ona koşmalı
Müddetince sabırla durulup, kanaatle ram olmalı
Korkulardan arınmalı, yeisten kurtulmalı, meşk içinde cehdiyle uğraşmalı
Varlık adına enaniyete kapılmadan, taassubiyete bulaşmadan maşuk için yanıp yakarmalı

Kalbin bir efendisi vardır
Rahmet sığasında asıldır, rehberiyette noksansızdır
Onu tanımadan ve hatta hakkıyla anlamadan sakınan sineler elbette kuraktır
Nefs senin emrine amade bırakılan sanıktır, iradene ve azmine güvenirsen esen ve sağlıktır

Anlamadan inanmak olmaz
Gönül bu minval üzere asla durulmaz, boşlukta yaşanmaz
Hak taklit içinde ki ruhunda barınmaz, edep pişkinlik ile barışık olamaz
Aşk, halin demidir, gönül için şirazedir, Nefs için mürebbidir, akıl içinde zan arlanmaz

Güle nazar et, bülbüle temaşa et
Suhuletle suskun melallerini, hicran içinde ki figanı seyret
“Merhametten maraz doğar” derler, basireti göremezden gelirler, arife meylet
Alimi yargılama, ilme zan ile yaklaşma, haddi bilmek erdemdir, nafilede ikame eyleme

Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

N’ olur bir an vefakar olsan, vecdin inhisarına kansan!

Hiç ağlatmasan, yüreği dağlamayı unuttursan
Sinede korlaşan firkati hatırlasan, suskun mecali artık bıraksan
Ruhunun hicran damlalarıyla barışsan, sine-i süruru en müşfik haliyle yaşasan
Sabır testisini kırmadan, umudu kurutmadan, melali usandırmadan, gönül lisanımı anlasan

Nasıl sitem ederim sana, gönül hicranda olsa da
Bakamam mehtaba, beni benden alan vuslatın sessiz ve şevksiz edasına
Nazarımı saklarım, kimi görsem temaşa etmekten korkarım, sükûnetin bağrına sığınırım
Figan eden kuşun, kanadı kırık mı acaba, boynu bükük dervişin gönül şirazesi yanık mı sula edemem

Segah şarkılar bir başka tesir ediyor yüreğime
Tambur alıp götürüyor hicranın eşsiz senasına, sabır kanaat zerke diyor halime
Lahza ne kadar mücerret, hülyalar ahenge bürünüyor, umut kalbimi bereketlendiriyor
Ruhum hiç ses etmese, hazan her vakit sineme refakat etse, hüzün yumağı yine de sürur veriyor

Edebiyattan pek anlamam, şiiri hiç yazamam
Ehli kalem olan ariflerin huzuruna çıkamam, sadece gönlüme düşeni yazarım
Ömür muvazenem adam olmaya namzet olsun diye çabalarım, mizan sahnesini kat a unutamam
Gönül aşka adanmalı, sevdasıyla yanmalı, her çilede gizlenen hikmeti muhabbetle kucaklamalı

Mustafa CİLASUN

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gönüldarda kalmasın, ruh bizar olmasın!


İnsan olarak aczi yetimiz aşikârdır
Kimi zaman sehven, kimi an kasten yükleniriz duygulara
Hissiyatımızın o naif berraklığını lekeler ve hırpalarız vakitsiz heveslerle
Ruhun suhuletinden ve deruni liginden vazgeçer, bir heyecan uğruna neler yapmayız

Haddi bilmek, mizanla arkadaşlık etmek
Maveradan korkup kaçmak yerine, anlamaya gayret göstermek
Aklın ve iradenin, inşirah rahlesinde ki sabır ve teslimiyetle meşkine ram etmek
Sevgi ve merhametin, aşkın ve adaletin rahmet nazarıyla şevkine duçar olmak için cehdetmek ne kadar elzemdir

Ne vakit şimşek çaksa, gök parıldasa
Yağmur haşmetini ve celalini hıçkırıklarla yorgun yüreklere anlatsa
Gülmeye hasret gönüller gün yüzüne çıksa, analar hiç kaygılanmadan halini anlatsa
Prangalar vicdanları sızlatmasa, hürriyet adına her hak ve hukuk gün yüzüne çıksa, insanlık hiç utanmasa

Hesap, aklın ve izanın zaruretidir
İrade tercih ederken, vicdan sessizliğine bürünürken, gönül gürlemelidir
İnanmak, kanmak, anlamadan yorum yapmak, asılsız olana sarılmak, ne büyük karanlıktır
Şeklen ve zahiren temsil ettiğin mefkûren, içini bunaltmayacak, nefsine macera aratmayacak, hak bir nazardır

Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Derdime vakıf değil canan, ey sessizlik içinde yanan!

Ne söylenir bilinmez oldu
Ruhum hicrana ram oldu, gözler beklemekten yoruldu
Sessiz çı
ğlığım ar oldu, sükûtetmek nar oldu, artık yazmak kar oldu
Ge
çip gitmeden, bir kelam etmeden, melalimi hasretmeden gönül söyle nice olur

A
şk, halin deminden söz eder
Ruh ma
şukunu bekler, gönül vuslat için can çeker
Dert nefse heder,
çile sabır biçer, ah u figan eylemek elbette beter
Dere olmazsa nehir neyler, derya ni
çin firkatle hülyalarımı an be an yâd eder

Artık söyleyecek bir sözüm yok
Umut yüre
ğimde çok, ruhuma neden saplanır amansız ok
El hak nasipten
öte bir çare yok, akıl neylesin, izan yol versin vakit çok
Ey nazargah
ın sahibi, sen bilirsin, sahibimsin, iltica etmekten çıkar başka yol yok

G
üle sorsam ne yazar
B
ülbül feryadını basar, yakınmak neye yarar
Akıl tarik için var, irade vakfedilmi
ş en ulvi nazar, sızlanma yar
Her lahzan
ın bir mizanı var, zan ile amel etmek kader değil maksat neye yarar

Tasavvur etmek nas
ıldır
Hangi mihengin aynas
ıdır,aktif akıl vevicdan farktır
Merak ve azim tercih içinde ki Furkandır, berzah ha
şyet adınanazardır
Kul olmak, hassasiyet ta
şımak,inayete tabi olmak, ihsan içinyarışmak nasiptir


Mustafa C
İLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kimbilir belki yine gelirim buralara!


Hangi duvarı yıkık görsem
Geçmiş her lahzanın Saikleriyle usanmadan yüzleşsem
Yaratılan adına, umut saflığında, düş sığınağında, kader söylensem
Aklın ihtiyacını bilmeden, inşirahı dilemeden, bir taklidin kendisiysem
Gözyaşı için yanarım, duygusallığı ne sanırım, hesabı kime bırakırım dersem

Gülen yüz değil, gönül olmalı
Telakkiler, tak iyeye bulaşmamalı, kalbi olunmalı
Heves uğruna nar, aklın ve iradenin tercihi olmamalı, sorgulanmalı
Rahmetin ve muhabbetin banisinden korkmadan, haşyet içinde yol kalınmalı
Yaşamak adına Nefs serbest bırakılmamalı, ruhun ise dimağının kaptanı olmalı

İyiliği, enayilikten ayırmalı
Her köşede dileneni hayra muhtaç sanmaktan kaçınmalı
İnsan önce kendini tanımalı, gerekçesiz ve nedensiz olmaktan sıkılmalı
‘Nederler’e göre değil, aklın, izanın, vicdanın muvazenesiyle yaşamak için yarışmalı
Fanilik adına ne varsa sorgulanıp, fani olmayan için azmetmenin bir yolu bulunmalı

Aşk, asla bir heves değildir
Gülün kokusu amberdir, bülbül adına melaldir
Vuslat gönül için gayedir, maşuk için sevinçtir, edep içinde ki keyiftir
Seveni çok görme, düşeni görünce gülme, aczi yet içindekine güvenme, elimdir
Mazlumun ahını alma, nisayı yalvartma, adamı aldatma, kandırmayı asla bir kar sanma


Mustafa CİLASUN

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Anneler el hak gönlün gülü, aklın zaruretidir!

 

 

Ne söylense azdır

Rahmete gark olmuş, hilkatiyle bunu sunmuş nazdır

Sevdası hiçvbir yürekte solmaz, hazan olmak için çalışmaz ülvi nidadır

Yavrusu uğruna canını feda edecek başka kim vardır, sabır içinde yol alan ihsandır

 

 

Ne kadar fıtrı olsa

Bir nisa olarak yaratılan bulunsa, en yüce sevdadır

Ruhun çiçekleri, kalbin göz bebekleri, aklın rehberi, vuslatın habercisidir

Her halinde hak ve hakikatin izleri vardır, gözyaşları kadar ak ve en müşfik pınardır

 

 

Ne vakit annemi ansam

Yüreğimde ki bizarlığı unutup, Rabbime el açsam

Kalbime umut aşılayan eşşiz muhabbetin hakkını teslim ederek yaşasam

Vicdanım sızlamaz, yadıyla bana refakat eden burukluk içimi acıtmaz, gamı bıraksam

 

 

Annem çok mahzun bir nefesti

Her halinde gariplik gözlenirdi, hen garip ve hemde yetimdi

Kimsesizlerin sesi olmak için çırpınan bir azimdi, feda olmak için dur durak bilmezdi

Ne zaman bir sual etsem, gözlerine bakarak meramını anlasam sevinmesine çare olarak yeterdi

 

 

Şimdi ablalarım var

Ve hatta kerimelerim olsa dahi ne yazar

Annem sevinç ve hüznüyle, umut ve hicranıyla vakt-i saatine erişti kim bakar

İnsan için ömürlük olan, her iki dünyasını bağlayan, sevgi ve şefkatten başka derdi olmayan, feda olmak adına yarışan anneye içim yanar (Tüm annelerin böylesi anılan günde, gönülleri sürur ve huzurla dolsun temennisiyle..)

 

 

Mustafa CİLASUN

 

 

 

 

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kalbim nasıl sitem etsin, iradem sabırda dirilsin!

 

 

Ey yüreğine hüzün düşen can

Hangi derdin serabıyla ah eder, kedere imrenirsin

Ruhun sürur bahşeden hicran damlalarını niçin merak etmezsin

Sineye düşen, bahtın manzumesidir, iradeden çıkan kavlinin rızasıdır demezsin

 

 

Bir ömür neyi beklersin

Hangi umudun şevkinden azade olarak nefeslenirsin

Niyet samimiyettir, aklın ve vicdanın muvazenesidir, bilmezmisin

Akıl ve azim fıtratın sülbünden neşet eden ilham ve ikramdır, görmezden gelirsin

 

 

Ne kadar sabırla gidersen

Seni üzen her nefese tebessümle mukabele edersen

İlmin veihsanın kadrini terennüm ederek, handanlığa ram etmezsen

Kalbin inşirahın, ruhun süruru sevdanın, aklın ve izanın aşkın feyzine gark olur, istersen

 

 

Benim halime bakıp alınma

Ne kadar serkeşlik varsa yanımda, sen arsızlık yapma

Pişkinliğim, edebi ve hayayı hakkıyla teneffüs edemememdendir, anla

Sefil ve miskinliğim zafiyet içinde kalmakta ısrar etmemdendir, acziyetim itibarsızdır, yanılma

 

 

Mustafa CİLASUN

 

 

 

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...