Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
SİDOMA

İnsan Vav Şeklinde Doğar, Doğrulunca Kendini Elif Sanır...!

Recommended Posts

İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır.

 

İnsan iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölmüştür.

 

 

Kulluğun manası vavdadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.

 

O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.

 

Rabbi vav gibi mütevazı olsun ister kulları.

 

Musa dal olmuştur ama Firavunun gözü Elifte kalmıştır.

 

İbrahim ateşte vavdır, Nemrut bizzat ateşe odun.

 

Yunus, vav olup balığın karnında anca kurtarmıştır kendini.

 

İnsan iki büklüm olunca rahat eder ana karnında.

 

Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?

 

 

Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse, kainatın dengeside o kadar düzgündür.

 

Kim kimi hatırlarsa evvel o ona koşar.

 

Kainatta tüm cisimler boşlukta dönerken insan belki o yüzden boşlukta kalmamış, Rabbi onu imanla doldurmuştur.

 

Evvelde eliftir, bir ilahi nefesle ahirde vav olur kainat.

 

Manayı bilmeyenler vav diyemez vay der.

Buna anlamca vaveyla denir.

Yani vav olamadıkları için feryad edenlerin halidir.

 

Elif bir ağaç ve insan onun dalıdır.

Azrail budadıkça nefesleri daha gür çıkar sesleri.

 

Herbiri Dal olur ve o ağaçtan beslenir. Vav olur o ağacın gölgesine sığınır.

Ve Allah insana seslenir, peygamber eliyle ulaşan mesajı hem dal hem vav ol der insana.

 

"Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emrederler; kötülüğe engel olurlar. Namaz kılarlar, zekat verirler. Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hakimdir."

 

Başkasının önünde eğilmek ne zordur. Birilerinin emri altına girmek ne ağırdır. Krallara boyun eğmemiş insan görmediği bir varlığa mı itaat edecektir?

 

İnsan kendinin bile farkında değildir iki lam birbirine sarılıp kainatı ayakta tutan sütunlar gibi durmuştur elifin ardında, kainatın gezegenleri yuvarlanıp son harf misali peşinden giderken, insan yolculukta geri kalmanın acısını ne zaman anlayacaktır. Zordadır sığınacak yeri yoktur. Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu çağrıyı;

 

"Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir"

 

Sonra çağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur.

 

İşte o ayet: “Secde et, yaklaş!”

 

Eğil ve ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim demektir bu.

 

Secde et, vav ol, vay dememek için la şey olan insan herşey demek olan Rabbinin önünde...

 

Muhabbetle

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hüsnü hatta 'vav, elif, la' nın anlamı büyüktür. Özellikle de 'vav' harfinin. Bi söz vardır; pilavı güzel yapan artık sınavı geçmiştir, bütün yemekleri ustalıkla yapar diye. Konuya mukabil, hattatların söyleyişiyle 'vav' sınavını geçen de artık belli bir mevkiye ulaşmıştır...

 

 

 

İmam Rabbani'den;

 

İllallah sarayında masivanın boynuna 'LA' ile vurmadıkça Allah'a ulaşamazsın.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kayışzade Hafız Osman, daha hayatta iken yazıları aranan, bedestende yapılan artırmalı satışlarda çok rağbet gören hatların sahibi idi. O'nun her yazısı yüksek fiyatlara satılıyordu. Bir gün Beşiktaş'tan bir dolmuş kayığa binip, Üskadar'a geçiyordu. Kayık iskeleye yanaşınca müşteriler paralarını çıkarıp vermeye başladılar. Hafız Osman üstünü arayıppara bulamayınca kayıkçıya döndü:

-Hemşeri, benim param yok, sana bir 'vav' yazıvereyim; olmaz mı? dedi

Kayıkçı homurdanarak;

-Paran yoktu da ne diye bindin kayığa? Senin yazacağın 'vav'ı ne yapayım ben? dedi

-Satarsın, dedi. Hafız Osman ve hemen imzalı bir 'vav' yazıp kayıkçıya uzattı

Günün birinde kayıkçının yolu Bedesten'e düştü. Baktı ki kargacık burgacık yazılar, karalamalar mezat edip duruluyor. Hatırlayıp, cebinden 'vav'ı çıkardı. Tellal - Hafız Osman 'vav'ı... dedikçe fiyat durmadan arttı. Kayıkçı hiç ummadığı kadar para kazanınca pek sevindi.

Bir gün yine Hafız Osman'ı kayığına binmiş gören kayıkçı:

-Para istemez hoca, sen yine bir 'vav' yazıver deyince, Hafız Osman:

-Hemşeri, o 'vav' her zaman yazılmaz. Sen al paranı diye cevap verir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

AŞK'ın VAV HALİ

 

Ey aşkın binbir başlı vav hali

Ey sonsuz kavram

Gaflet vaktinde

Gel gönlümün üstüne

Usta bir hattatım ben

Aşkı çizerim mekanlara

Aşk sığmaz ki bu ummana

Vav olur gözlerimiz

Bürünürüz canlara

Bir seyyah gibi

Gelip göçen, göçüp giden

Bu mekandan mekana

Demem o ki

Tarifinin yapamam ben imkana

Bir hattatatım

Zamana vav çizmekteyim

Hilalin dolunaya

Dolunayın hilale dönüştüğü zamana

 

Ve mahlukat

Nefes nefes aşk çekerken Mevla'ya

Üstünde aşk kokusu var

Yaşadıkça beni yontar

Ve benzetir insana

Elimde vav

Gönlümde vav

Gözümde vav

Dem dem vav kesilirim

Beni insan yapana

Ey kalbimden geçeni bilen Allah'ım

'Kulum' de kafi bana

İster narına garket

İster nuruna

 

Mehmet Ekici

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...