tugra 6 Report post Posted December 3, 2007 - Efendim, bizlere sık sık zat-ı alinizle bir mülakat isteği iletiliyordu. 'İnşaallah Cenab-ı Hak bir fırsatını verir' diyorduk. Çünkü Altınoluk çok geniş bir kesime ulaşıyor Elhamdülillah. Yeni bir nesil var.Yeni nesil de zat-ı alinizi tanımak istiyor.Belki umumi görüşmeler ve sohbetlerde bir akisleşme oluyor ama, en azından bazı çizgilerle daha yakından tanımak istiyorlar. O da muhakkak bir muhabbetin tezahürü. O bakımdan uzun zamandır bazı şeyleri paragraf paragraf da olsa ilk kaynağından, yani bizzat zat-ı alinizin lisanından öğrenmek arzu ediyorduk. Altınoluk dergisinde en çok okunan, sevilerek okunan yazılar da bu şekilde Hoca efendilerle yaptığımız sohbetler oluyor. Biz bu sohbet dizisini öncelikle zat-ı alinizden başlatmak isterdik ama kısmet olmadı. Geç olmakla birlikte inşaallah telafi etmiş oluruz. Evvelce bizim camiamızda bu kadar okunma imkanı yoktu.Gazeteler de ona göre. Cumhuriyet gazetesine gittik, mektepte okurken. Gezdirdiler Cağaloğlu'ndaki binayı... O zamanın en çok satılan gazetesiydi; 13 bin küsür dediler o zaman. Evvelce bir tek 'Büyük Doğu' çıkardı... Senede ya iki sayı, ya üç sayı. Ya parasızlıktan kapanırdı, yahut da Necip Fazıl Bey hapse girerdi. 'Sebilürreşad' daha evvel çıktı, günü belli olmazdı, onun için garipler, üzerine tarih de koymazdı. Senede bir çıkar veya çıkmazdı. Eşref Edib Bey çıkarırdı Allah rahmet eylesin. Abdurrahman Zapsu Bey sağdan soldan seksen-yüz lira topladı mı bu işi yapmaya cür'et ederdi. Ve okuyan da olmazdı. Herkes getirir bir kenara koyuverirdi. Yani İslami gayret sönmüştü. -Necip Fazıl'ın zat-ı alinize ziyaretleri oldu mu efendim? - Son zamanlarda olmuştu. Eski mücahit grup, hattatlar vs çok nazik, zarif, kanaatkar , zahiren geçimli insanlardı. Fakat ameli yanları biraz zayıftı. yüzde doksanı namazı kılmazdı mesela. Ama yine mücahid diye biz onlara hürmet ederdik, severdik. O zamana göre öyleydi. Bir kimseyi bir yerinden yakalamak lazım. Necip Fazıl merhumla Hacı Osman görüşürdü, sonra sonra Hacı Abdullah Muammer görüşürdü biraz da. Daha sonra fakir görüştüm tek tük, pek de nasip olmadı. Daha sonra da Hulusi abim görüşür oldu. Hulusi abim çok kızardı ilklerde, sonra sevmeye başladı. -Davanın cefasını da çekti efendim değil mi? -Çekti evet. Hapisle cezalandırıldığında bir ziyaret sırasında 'lağım farelerine müjdeler olsun, biz tünele giriyoruz' demiş. Bir de bu hürriyet, serbestlik içinde olsaydı neler yazardı. 'ALLAH DOSTUNUN DÜNYASINDAN. HACI MUSA TOPBAŞ EFENDİ İLE SOHBETLER' kitabından Quote Share this post Link to post Share on other sites